Bu röportaj baya zorlu oldu. Çünkü
Vilyım mı söylüyor yoksa makine kafasına göre mi konuşuyor bazen insan
çelişkiye düşüyor. Çünkü anlattıklarını ancak bir bilgisayar söyler. Bir
insanın bunu bilmesine imkan yok. Tabi klasik Çerkes mantığıyla ilk
sorumu sordum. Buyrun Vilyım ile yaptığım röportaj.
ANA-BABASI ÇERKES KENDİSİ İNGİLİZ OLAN DÜNYANIN EN ÜNLÜ BİLİM ADAMIYLA
BİRLİKTEYDİM
CC and CNN Report,
02 Kasım 2010
(Unutmadan notumu yazayım. Havking kas hastası. Vücudunun hiçbir yerini
oynatamıyor ve konuşamıyor. O nedenle bilimadamları onun kullanması için
bir makine geliştirmişler. Bu makine Havking düşüncelerini sese çevirip
karşısındakinin onu duymasını sağlıyor. Cııızzzt sesi Vilyım cevap
verdiğinde makineden çıkıyor. Bu sesten sonra beyninden geçirdiği
düşünceyi yine bu makineden ses olarak duyuyorsunuz. Vilyım ağzını dahi
oynatamıyor. Sonradan sormayın bu cııızzzt nedir diye.)
Şıx Şamil:
Sayın Vilyım Havking sizin için Çerkes diyorlar, doğru mudur?
Stephen William Hawking:
Cııızzzzt… Annem babam Çerkes'miş.
Annem
Dzibe,
babam Hatko
sülalesinden. Ben İngiliz’im.
Şıx Şamil:
Nasıl oluyor o?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Şöyle oluyor, uzayda bir ışık yılı yolculuk yapıp geri
döndüğünüzde dünyadakiler 10 yıl yaşlanırken siz sadece 1 saat geçirmiş
oluyorsunuz. Eğer 5 ışık yılı giderseniz 50 yıl yapar. Yani döndüğünüzde
sizin kuşaktan kimseyi göremezsiniz. Sizin çocuğunuz size oğlum der.
İşte bizim Çerkeslik durumumuz bu. Daha doğrusu anne ve babamın
Çerkesliği böyle bir şey. Gelmişler buraya unutmuşlar her şeyi. Ben de
doğal olarak 5 ışık yılı yolculuk yapmış gibi dımdızlak kaldım ortada. O
sebeple annem babam Çerkes, ben değilim dediydim.
Şıx Şamil:
Anladım. Peki Vilyım. Ya pardon sana Vilyım diyebilir miyim?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Elbette.
Şıx Şamil:
Vilyım dünyanın gelmiş geçmiş en büyük fizikçisi kabul ediliyorsun…
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Estağfirullah…
Şıx Şamil:
Yok yok öyle. Bizim Çerkes milletinin bilimle milimle pek ilgileri
olmaz. Düğün, dernek ve uzaktan anavatana akıl fikir vermekten bilime
zaman ayırmazlar. En bilimsel çalışanı bile, uyduruk haberleri kaynak
gösterip bilimsel makaleler yazdığını iddia eder. Sen nasıl oldu da
bilim adamı oldun?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Dedim ya ben İngiliz’im. Çerkes olan annemle babam.
Şıx Şamil:
Doğru ya… Söylemiştin. Pardon… Şu ‘’zamanın bir başlangıcı var’’ sözünle
neyi kastettin? Zaman sonsuz değil mi? Kıt aklım der ki, bir şey eğer
sonsuzsa başlangıcı olmaz.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Yok… Yanlış biliyorsun. Anştayn’ın Relativite Teoremi’ni oku
bak göreceksin. Sana bir örnek vereyim. Siz Çerkesler mesela kaç yıl
oldu anavatanınızdan göç edeli.
Şıx Şamil:
142 yıl.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Peki geri dönüş oldu mu bu süre içinde?
Şıx Şamil:
Yani orana vurursak pek dönen var denemez. Yani 10 milyon Çerkes
anavatan dışındaysa 100 kişi devede kulak.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Bak gördün mü… Bir başlangıç var. Amma velakin sonsuza kadar
uzanacak bir durumdasınız.
Şıx Şamil:
Olur mu canım. Yanlış örnek verdiniz.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Nasıl yani?
Şıx Şamil:
Şöylekine, tamam şu anda anavatana dönen yok ama Rusya’dan bir
bağımsızlığımızı alalım. Kendi büyük Çerkesya’mızı kuralım bak o zaman
akın akın nasıl anavatana akıyor yurtseverlerim benim…
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Cooozzzttt… Ciiirriiicccttt… Mooorrttt.. Moorrrrttt…
(Makineye bir şey oldu. Acayip sesler çıkarıyor. Vilyım’ın asistanı
koştu içeri girdi. Bana da çıkıştı. Ne söylediniz de Havking’in kafasını
karıştırdınız, dedi. Sonra cihaza bir şey yaptı. Vilyım’ın alnında
oluşan terleri sildi. Daha dikkatli konuşun, gözüm sizin üzerinizde,
diye odanın bir köşene çekildi.)
Şıx Şamil:
Pardon Vilyımcığım.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Sorun değil. Kafam karıştı. Evrenin hesaplamalarını yaparken
çok sık olur ben de bu.
Şıx Şamil:
Aşk olsun… Ben sizle röportaj yaparken siz evren mi hesaplıyordunuz?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Yok yok, son söylediğinizi anlamaya çalıştım ama kafam
karıştı. Onun için dediydim…
Şıx Şamil:
Peki… Uzay-zaman konusunda herkesin anlayabileceği bir kitap yazmayı
kafanıza koydunuz ve de 1988 yılında “The Brief History of Time”
(Zamanın Kısa Tarihi) adlı kitabı yazdınız. Dünyanın şimdiye kadar en
çok satılmış kitapları listesinde uzun süre kaldınız. Bir de bizim aziz
milletimiz için bir kitap yazsanız.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Ne gibi?
Şıx Şamil:
Hani vatanında olmayanların er-geç yok olacağını, diasporalarda ne
yaparsa yapsın, hangi özgürlükleri elde ederse etsin asimile olmaktan
kurtulamayacağını, en yiğit Çerkes geçinenlerin bile adlarının, Ahmet,
Hasan, Abdülkerim, Tolga, Corc, Hans olduğu gerçeğini anlatan bir kitap…
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Cooozzzttt… Ciiirriiicccttt… Mooorrttt.. Moorrrrttt…
(Vilyım’ın asistanı yine tepemde. Kardeşim ne yapıyorsunuz da
bozuyorsunuz makineyi, deyip ters ters bakıyor bana. Yine tamir etmesini
bekliyoruz.)
Şıx Şamil:
Pardon Vilyımcığım. Ben gasteci olduğum için soruları dangadanak
soruyorum. Unutuyorum senin bilimadamı olduğunu.
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Estağfirullah efendim, ne demek. Buyurun.
Şıx Şamil:
Zamanda yolculuğun mümkün olduğunu söylüyorsunuz. Nasıl olacak bu?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Sizi temin ederim ki, henüz yapan birini görmememize ve
olduğunu kanıtlamamamıza rağmen, zamanda yolculuk mümkündür. Evrendeki
karadelikler, zaman yolculuğunu mümkün kılabilir. Çünkü, karadeliklerin,
gelecekteki uygarlıklar tarafından kullanılabileceği yolunda ciddi
iddialar ve bulgular var.
Şıx Şamil:
Hadi canım…
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Vallaha…
Şıx Şamil:
Anne ve babanızın hatrına şu bizim Çerkesler için anavatana dönüş için
bir teori geliştiremez misiniz?
Stephen William Hawking:
Cııızzzt… Cooozzzttt… Ciiirriiicccttt… Trinikkkk… Trinikkk… Poottt…
Pooottt… Cayıııııırrrrrtttttttt…
Tiiiiikkkk… Tiiikkk. Tik.
Şıx Şamil:
Değerli okuyucularım, Vilyımcığımın düşüncelerini sese çeviren makine
duman çıkarmaya başladı. Asistanı da koltuğundan kalktı salonun
köşesindeki beyzbol sopasını aldı bize doğru geliyor. Kafamı kırmadan
ben izninizi rica ediyorum. Hadi önümüzdeki hafta görüşürüz…
(Okuyucuya not: Son aldığım haberlere göre Havking iki üç kelime de olsa
ses çıkarmaya başlamış. Tıp insanları hayretler içinde kalmışlar ve bunu
benim başardığımı düşünerek; nerde o kahraman Çerkes gasteci, deyip beni
arıyorlarmış. Yeni gelişme olursa sizi bilgilendiririm.)
|