Bizim milletin psikanaliz durumunu her zaman merak etmişimdir. O
sebeple; dur şu kadını bulayım da bir tahlil yaptırayım, dedim. Amma
lakin profesör olan (üstelik ordinaryüs) bu kadın kesin 80’lerinde vır vır vır konuşan aksi
bir ihtiyardır diye pek de bulaşmak istemiyordum. Siz değerli milletim
için bir vatanseverlik yapıp buna katlanmaya karar verdim ve de Mericeyn’e, Britni hanımla bana bir randevu ayarla dedim.
Mericeyn, size çok kırılmıştım ama geçen hafta fotografımı köşenizde
yayınladığınız için kırgınlığım geçti ama şimdi de benle tanışmak için
sıraya girdiler. CC telefonları kitlendi, diye kıkırdadı.
Eh, dedim. Gençsin, güzelsin…
Randevu zamanı geldi çattı. Vircinya Üniversitesi’ne gittim. Biritni’nin
odasını sordum gösterdiler. Kapı açık girdim içeri. Masada tahmin
ettiğim gibi 85 yaşlarında, gözlüğü burnunun tam ucunda, suratı on
karış, nemrut bir kadın oturuyor, önündeki kitaplardan notlar tutuyor.
Ulan, dedim. Milletim için bile olsa bu huysuz tipli ihtiyarla bırak 1
saat röportajı, adres bile sormam. Kadın benim kıpraşmamdan çıkan sesi
duyup gözlüğünün üzerinden kafasını kaldırıp baktı ve gürledi: Ne var,
ne istiyorsun? Gayri ihtiyari pencereye baktım. Bu gök gürültüsünden
sonra kesin yağmur, boran çıkar. Kadın bir daha gürledi kardeşim ne
dikiliyorsun? Konuşsana.
Adım Şıx Şamil. Araştırmacı gasteciyim. Sizinle randevumuz vardı, dedim.
Kadın bir şeyler homurdandı. Benle değil Britney hanımla randevunuz. Ben
onun sekreteriyim, dedi. Tha’ma şükürler olsun, dedim.
Aksi kadın yerinden kalktı. Yandaki kapıya yöneldi, yine gürleyerek:
Fallov mi, dedi. Ben de şur, dedim.
Kapıyı sol eliyle açtı, kafasıyla gir içeri yaptı.
Geçerken kafama bir sumsuk vurur korkusuyla yüzüm ona dönük kapıdan
girdim içeri.
Breh… Breh… Breh…
|
Britney Murphey’le birlikte Washigton caddelerinde
restaurant ararken |
Britni, Britni değil bir tanrıça… Yahu ben Vircinya Üniversitesi diye
yanlışlıkla Cennet’e mi geldim diye mırıldandım. Uzun uzuna anlatmama
gerek yok, yukarda fotografını görüyorsunuz zaten.
Neyse kısaca yazayım. Britni, 15 yaşında liseyi bitirmiş. Tüm
üniversiteler peşine takılmışlar. 25 yaşında da profesör olmuş ve şimdi
üniversitenin psikanaliz kürsüsünün de başına getirilmiş. Yani kız
tanrıça, ayrıcana da bir dahi…
Hadi sözü uzatmayayım. Röportaja geçelim.
FREUD’TAN BRİTNEY MURPHEY’E PSİKANALİZ
CC and CNN Report, 30 Kasım 2010
Şıx Şamil:
Sayın Mörfi, öncelikle randevu isteğimi geri çevirmediğiniz için
teşekkür ederim.
Britney Murphey:
Rica ederim sayın Şıx. Sizin gibi tanınmış bir gazeteci-yazarın benimle
röportaj yapma isteği beni çok onurlandırdı ve heyecanlandırdı. Ben size
teşekkür ederim, zahmet edip buralara kadar geldiğiniz için.
Şıx Şamil:
Sağolunuz… Efendim öncelikle okuyucularımızı aydınlatmak için psikanaliz
nedir onu açıklar mısınız?
Britney Murphey:
Psikanaliz, kısaca Sigmund Freud'un çalışmaları üzerine kurulmuş bir
psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesidir. Bir psikoterapi tekniği
olarak psikanaliz, hastaların zihinsel süreçlerinin bilinçdışı unsurları
arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. Yaşamın her alanı ile
ilgilidir.
Şıx Şamil:
Peki. Biz anlaşılır olması için, insanların anlayacağı ve herkesin
bildiği ''rüya'' olayına girelim. Rüya nedir? Niye rüya görürüz?
Britney Murphey:
Rüya, kabaca bilinç altındaki bilgilerin uyku durumundayken bilinç
üstüne çıkması diyebiliriz.
Şıx Şamil:
Şimdi değişik sorular soracağım size. Okuyucularımdan zaman zaman
aldığım bilgilerden derledim. Efendim, bir okuyucumuz şunu sormuştu:
‘’Rüyamda Sezai Babakuş bir dalda tünemiş, bilgiç bilgiç konuşuyordu.
Ben de yerde ne kadar taş bulduysam attım durdum. Lakin taşlar ona
vurmasına rağmen daldan düşüremiyordum. Son yazdığı ‘’Paraziter Güdümlü
Milliyetçilik’’ makalesi çok canımı sıkmıştı. Bu kez orada birden bir
obüs belirdi. (Bilmeyene not: Yüksek ve alçaktan mermi atabilen, top ve
havanların kimi özelliklerine sahip kısa namlulu bir savaş silahı.
Askerliğini topçu olarak yapanlar iyi bilir.) Ben de başladım onla ateş
etmeye. Koskoca obüs mermileri vuruyor ama daldan bir türlü düşmüyor.
Kan-ter içinde uyandım.’’ Nedir efendim bu rüyanın manası?
Britney Murphey:
Bilinç altındaki bilgiler de günlük yaşamımızdaki olaylar gibidir.
Yaşamınızda sizi çok etkileyen şeyleri kolay kolay unutmazsınız. Her
hangi bir çağrışımda ilk onlar aklınıza gelir. Sanıyorum bu okuyucunuz,
Sezai beye baya içerlemiş. Bunu da uyanıkken dile getirmediği için
rüyasında görmüş. Aslında çok reel bir rüya.
Şıx Şamil:
İyi de obüsün rüyada ne işi var?
Britney Murphey:
Dikkat ederseniz Babakuş beyi yüksek yere koyuyor bilinçaltında.
Çünkü kendinden yüksekte algılıyor. O yüksekliğe çıkamayacağı için de
onu aşağı indirmeye çalışıyor. Bunu da kendi bilgi birikimiyle
yapamayınca obüsü simgeleştiriyor ve obüsü bir güç olarak görüyor.
Şıx Şamil:
Başka bir okuyucumun rüyası: Bir gün dalgalı bir denizde yüzüyorum.
Yanıma bir yılan yaklaştı. N’apıyon dedi. Ben de anavatana yüzerek
gidiyorum dedim. Niye, vapur ya da uçak yok mu, dedi. De get len, dedim
ve yüzmeye devam ettim. Anaaaa bu sırada ayağıma kıramp girmez mi… Suya
batıp çıkıyorum. Yılan karşımda sırıtıyor. Yahu diyorum gel tutayım seni
yoksa batacağım. Yok, inat edip gelmiyor. Artık dayanacak gücüm kalmadı,
suyun dibine doğru gitmeye başladım.
Britney Murphey:
Uyandığında arkadaşları şu meşhur su şakasını yapmışlar değil mi? Hani
biri uyurken bardaktan bardağa su boşaltma şakası.
Şıx Şamil:
He valla… Nasıl bildiniz?
Britney Murphey:
Çünkü rüyada iken, dış dünyadaki seslere beyniniz kapanmaz. Yalnız
sesleri bilinçaltınızı etkileyen olaylara çevirisiniz. Şıx bey niye bana
öyle bakıyorsunuz?
Şıx Şamil:
Özür dilerim dalmışım… Bir başka okuyucumun rüyası: Mehter Takımı önde
ben arkada, Sarıkamış’tan Rus sınırına dayanıyorum. Anavatanımı
ezeli düşmanım Ruslardan kurtarmaya az kaldı diyorum. Lakin bir terslik
var. Biz Sarıkamış sınırına yaklaştıkça uzaklaşıyoruz. Yani insan ileri
giderken nasıl varacağı yerden uzaklaşır. Meğerleyim, Mehter takımı bir
geri, iki ileri adım atacağına bir ileri, iki geri adım atıyormuş.
Uyandığımda hala kafam karmakarışıktı.
Britney Murphey:
Bu rüya da çok sıklıkla yaşanan bir vaka. İdeali olmayan bir şeyi,
çevresine idealiymiş gibi gösterenlerde görülür. Yani aslında öyle bir
niyeti yok. Ancak varmış gibi yapıyor. Böylece bilinçaltına giden
sinyaller onu rüyasında uyarıyor. Şıx bey beni dinliyor musunuz?
Şıx Şamil:
E… Eee… Ee… Evet elbette.
Britney Murphey:
Bana bakıyorsunuz ama beni dinlemiyorsunuz.
Şıx Şamil:
Valla o kadar güzelsiniz ki, dinlemek ne mümkün…
Britney Murphey:
Anlamadım…
Şıx Şamil:
Diyorum ki, bir okuyucum da rüyasında bir düğüne gitmiş. Kendine harıl
harıl kaşen arıyor. Bir dünya güzeli (Çerkes kızlarının hepsi zaten
dünya güzelidir) kız kaşenliği kabul etmiş. Ancak gel gelelim bizimkinin
dili tutulmuş, lal olmuş. Kız ne dese bizim ki, hebele hebele
diyebiliyormuş ancak…
Britney Murphey:
Bu da çok sık olan vakalardan. Aslında aradığı yüz güzelliği değil. Ruh
güzelliği. Mesela ben size arkadaşlık teklif etsem ne desiniz?
Şıx Şamil:
Hebele… Hebele… Hebülü…
Britney Murphey:
Çok şakacısınız…
Şıx Şamil:
Özür dilerim. Konuya dönüyorum. Bir okuyucum da Çerkeslerin Satürn’e
koloni kurduklarını görmüş rüyasında. Ama ne koloni… Cennet, bu
koloninin yanında Dudullu gibi kalırmış. Bizimki sürekli Satürnlü
Çerkeslere beni de yanınıza alın diyormuş. Ben de Çerkes’im diyormuş ama
kimse bunu ciddiye almıyormuş.
Britney Murphey:
Bu rüyanın açıklaması biraz ayıp, o nedenle açıklamayayım. Şamil bey…
Şamil bey… Şaaaaamiiiiil beeeeeey… Alooo… Beni duyuyor musunuz?
Şıx Şamil:
Pardon… Bir okuyucumda rüyasında İngiltere’den başlayıp, Japonya’ya
kadar uzanan Büyük Çerkesya’nın kurulduğunu görmüş. Rusları Moskova
içine hapsedip, asimile etmişler. İşin garibi bu okuyucum uyandığında da
aynı rüyayı görmeye devam etmiş.
Britney Murphey:
Bir kere bu okuyucunuz uyurken altını açık bırakmış. Temel neden bu.
Uyanıkken de rüya görülmesine biz psikanalistler atmarecepdinkardaşıyız
sendromu diyoruz. Bu tür vakalarda ilaçlı tedaviye geçiyoruz.
Sağlıklarına dönmeleri için çok uzun bir tedavi süreci gerekiyor.
Şıx Şamil:
Son olarak kendi rüyamı sorayım. Bir gün rüyamda bir kelebek bana ‘’gel
seninle şu kırlarda el el uçalım’’ dedi… Bana kanadını uzattı. İnce
narin kanadı tutsam kırılacak. Derken o benim elimden tuttu. Havalandık.
Kırlarda uçuyoruz. Bu arada gök gürültüsü gibi bir ses geldi. Kelebeğe
döndüm, bu ses de neyin nesi dedim. O da bana karnın gurulduyor, dedi.
Çok utandım ve hemen uyandım.
Britney Murphey:
Hadi sizi burada güzel bir restauranta götüreyim. Sonrada benim eve
geçip şömine karşısında karşılıklı kırmızı şarap içeriz. Bilimsel
konulardan sıkıldım. Biraz da kendinizden söz edersiniz bana… Şiirden
hoşlanır mısınız?
Şamil bey… Şamil beeyyyyy…. Yine daldınız…
(Değerli okuyucularım, benim son söylediklerim ile Biritni’nin son
söyledikleri meğerleyim rüyaymış. Ben de Büyük Çerkesya rüyası gören
hemşehrim gibi uyanıkken rüya görmüşüm. Biritni beni camdan atmadan ben
izninizi rica ediyorum.) |