YÜKSEL SENCAN  
  -kendi kaleminden-  
     
 
   

 

21.02.1977 Konya doğumluyum ilk, orta ve lise okudum. Babam, milli bisikletçi Harun Sencan TSEY, annem ZANCAT sülalesindendir. İkisi de Abzegh’tir. Babam; Konya/Yılanyusuf, annem; Karaman/Eminler köyündendir. Her iki köy de Abzegh’'tir.

Konya’da tabi bu arada 13 yaşında bisiklet sporuna başladım ilk milli takıma 16 yaşında seçildim. Milli Takımın bütün yarışmalarında yer aldım. Dünya Şampiyonası, Akdeniz Oyunları ve bir çok uluslararası yarışlar,1995’de iki kere gençler de Türkiye birinciliği elde ettim ve bir çok ikincilikler kazandım.


Daha sonra Almanya’ya transfer oldum. Burada spor yaparken de, Milli Takım yarışmalarında görev aldım. 1999 yılına kadar 1999 yılının Mayıs ayındaki Yugoslavya’daki yarışmalarında çok kötü bir kaza yaptım.

Aynı yarışta iki kere sağ dizimin üstüne düştüm ve sağ dizim sakatlandı. Daha sonraları çok denemelerime karşın eski verimi alamadım ve doktorlar bırakmamın daha iyi olacağını söylediler, bende bıraktım.

Bu geçen zamana kadar toplam 57 kere Milli Takım’da yer aldım genç ve  büyüklerde bir çok uluslararası derecem var özellikle Cumhurbaşkanlığı yarışmalarında iki gün tur birinciliğini korudum ve en iyi sprinter ödülleri aldım. Almanya, Bulgaristan, Rusya, Romanya, Yunanistan gibi toplam 15 ülkenin yer aldığı Dünya Şampiyonası’nda şanssız bir kaza geçirdim.

Adigey Cumhuriyeti’nde milli formayı giymeyi çok isterdim. Ancak olmadı. Buna karşın İstanbul’da hiçbir Türk sporcunun birinci olarak bitiremediği yarışı 1995’te birinci olarak girdim. Bu yarışta ikinciliği Bulgar, üçüncülüğü Rus bisikletçiler almıştı.
.............................................................................................................................

BASINDAN HABERLER
 

ÇEYREK ALTINA KİMSE YARIŞAMAZ

Yüksel Şencan'ın babası Harun Sencan'da, bisiklet sporuna yaklaşık 30 yıl hizmet ettiğini, Türkiye'ye bisiklette Akdeniz Oyunları'nda ilk kez madalya kazandırdığını söyledi.

Ailece bisiklet sporu yaptıklarını belirten baba Sencan, 63 kez milli olduğunu, 1976 yılında 1000 metrede yaptığı 1.10.08'lik pist rekorunun ise halen kırılamadığını kaydetti.

"Yüksel'in hem babası, hem de antrenörüyüm" diyen Harun Sencan'da oğlu gibi Türkiye'de sporculara gereken önemin verilmediğinden yakınarak, şunları söyledi: "Yüksel'e iş, aş vermedikleri gibi ilgi de göstermediler. Türkiye'nin en büyük makamı adına yapılan yarışmalarda, güneş, sıcak, yokuş, viraj demeden 3-4 saat pedal çeviren ve etap kazanan sporcuya, sadece çeyrek Cumhuriyet altını verilmesi ayıptır"

Avrupa'da sponsorların, büyük para ödüllerinin yanında lüks otomobiller de armağan ettiklerini belirten Harun Sencan, "Federasyon Başkanı Ömer Şahin'in iyi niyetli olduğunu biliyoruz. Ancak, başarılı sporcuları korumasını ve desteklemesini bekliyoruz. Yerel yöneticiler, başarılı sporculara kadrolu iş, gıda ve malzeme yardımı yapmalıdır" diye konuştu.