25.
Nisan 2006’da Avrupa Parlamentosu’nda Kültürel bir etkinlik olarak
yer alacak “Çerkes Günü"nün organizasyonu için, 4 Şubat 2006
Tarihinde, Almanya Wuppertal Derneği’nde yapılan toplantı hakkında
yapılan çarpıtmaları ve bu gün de hala devam etmekte olan
engellemeleri kınıyoruz.
Çerkes Halkına,
Wuppertal derneğimizde 4
Şubat 2006 tarihinde yapılan toplantının, Harun Bidanıko
tarafından yazılan ve tüm derneklere gönderilen yazı ile
toplumumuza çok yanlış şekilde yansıtıldığı görülmüştür. Birlikte
faydalı bir çalışma üretebilmek amacıyla bir araya geldiğimiz
böyle bir günde, aynı ortamda ortak olarak yaşadığımız olayları,
bu derece tek taraflı ve yanlış bir şekilde topluma aktarmanın iyi
niyetli bir davranış olmadığını, bunu yapılmak istenen olumlu
çabaları baltalamaya yönelik girişimler olarak değerlendirdiğimizi
açıklıyor ve kınıyoruz.
Kamuoyumuzun olayları objektif olarak değerlendirebilmesi
amacıyla, toplantıyı terk eden 7 kişi dışındaki heyeti temsilen,
aşağıdaki bilgileri aktarmayı görev sayıyoruz:
Konu: Avrupa Parlamentosunda ''Çerkeslerin Günü"
1) Wuppertal şehrinde 04.02.2006 günü düzenlenen toplantıya
Avrupa Çerkes Kültür Dernekleri Federasyonu Yönetimi, 8 üye
derneğin ikişer delegesi, Fransadan Lyon Çerkes Kültür Derneği,
KAFFED adına Çetin Öner, derneklerimizin üyeleri, Hüseyin Akın ve
gençlerimizden oluşan yaklaşık 100 kişi katıldı.
Toplantıya, Avrupa’nın birçok yerinden gelen sayıları 100’e
yaklaşan hemşerimiz, büyük bir heyecan ile katılmıştır.
Türkiye’den Kafkas Dernekleri Federasyonu adına Sayın Çetin Öner
gelmiştir.
Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden toplantıya katılmak üzere bir
saat erken gelen hemşerilerimiz derneğin kapalı kapısında
bekletildiler. Yusuf Bilgen, Hüseyin Akın, Yaşar Aslankaya ve
yandaşlarının içeride toplantı yaptıklarını o yüzden
bekletildiklerini duyan hemşerilerimiz bu davranışa çok alındılar.
2) Toplantı başlangıcında kimse bekletilmemiştir ve
topluluktan ayrılanlar dışında kimseden bir şikayet gelmemiştir.
Toplantıdaki tüm gelişmeler, Türkiye’den gözlemci olarak katılan
Sayın Çetin Öner’in gözleri önünde cereyan etmiştir. Söz konusu
heyet toplantıya 45 dakika geç katıldığı için, bizzat Çetin Öner
bir saygı ifadesi olarak ayağa kalkmış ve büyüğümüz olarak Sayın
İhsan Saleh’e kendi yerini vermiştir.
Bu konuyu kasıtlı bir davranış şeklinde aktarmak, en azından
toplantıyı yapanlara ve katılanlara yapılmış bir haksızlıktır.
Hüseyin Akın toplantı başlamadan Çeçenya'da savaşa gönüllü giden
kişileri ve savaşı konu yapan bir filmi gösterdi. Bu film dindar
hemşerilerimiz önde olmak üzere birçok insanımızdan tepki aldı.
Çetin Öner ve Harun Bidaniko bazı insanlarımızı bu tip filmin
AP'de ‘Çerkeslerin Günü’ de gösterilmeyeceğini açıklayarak
yatıştırmak zorunda kaldılar. Hüseyin Akın bu filmin birinci
savaşta çekildiğini açıkladı.
3) Sayın
Hüseyin Akın, toplantıya başlamadan önce katılımcılara bir
belgesel izletmiştir. Sadece yaptığı işleri tanıtmak amacıyla
gösterdiği bu belgesel 12 dakika sürmüştür. Aynı film, zaten
İsviçre Televizyonu ve 3 Sat televizyonların da yayınlanmıştır.
Abhazya-Gürcistan savaşına katılan Düzceli Abaza gençleriyle
yapılan röportajlardan oluşan belgeselde, bu gençlerin mevcut
Çeçen savaşı hakkında hislerini beyan etmeleri konu edilmiştir.
Belgeselin hiç bir yerinde, Çeçenistan ve Çeçenistan savaşı
hakkında herhangi bir görüntü yoktur. Ayrıca hiç kimseden de
olumsuz bir tepki gelmemiştir. İyi niyetle yapılmış bir çalışmayı
ve toplantıda gösteriliş amacını böylesine saptırarak kamuoyunu
yanıltmanın, ne derece doğru bir davranış olduğunu takdirlerinize
bırakıyoruz.
Toplantının başında toplantı yönetiminin Admiral Daşdemire
verildiği Yusuf Bilgen tarafından açıklandı. Anlaşılan toplantı
öncesi bir araya gelen Hüseyin Akın, Yaşar Aslankaya, Yusuf Bilgen
ve gurubu toplantının akışını planlamışlar. Çetin Öner'in de
toplantıda bu guruba açık destek vermesinden anlaşıldı ki yapılan
plandan haberdar edilmiş.
4)
Toplantının başında, tüm katılımcıların onayı ile oturumu sayın
Admiral Daşdemir’in yönetmesine karar verilmiş, bu karara ayrılan
gruptan da bir itiraz gelmemiştir. Sayın Daşdemir toplantıyı büyük
bir dirayet ile yönetmiştir. Toplantıya ekip halinde geç gelen
grubun, aslında toplantıyı sabote etmek amacıyla planlı olarak
geldiği, ancak toplantı sırasında ortaya çıkmıştır. Bu gruptakiler
tarafından, toplantı başladıktan sonra 7 saat süresince aynı
sorular sorularak toplantıya katılanların sabır sınırları
zorlanmış ve bu yolla, toplantıda bir karar alınmasına engel
olunmak istenilmiştir. Tüm bu provokatif sorulara rağmen, gerek
toplantıyı yöneten sayın Daşdemir, gerekse sorulara muhatap olan
Hüseyin Akın ve Yaşar Aslankaya sabırla toplantıya devam etmişler,
herhangi bir saygısızlık göstermemişlerdir. Gündemi günler
öncesinden belli olan toplantıyı, aslında planlı bir şekilde kimin
bozmaya çalıştığı ortadadır.
İlk önce programı düzenleyecek organizasyon komitesinin Avrupa
ayağının seçimi istendi. Toplantıya katılan her dernekten (Bremen,
Hamburg, Hannover, Belçika, Hollanda, Münih, Köln, Wuppertal,
Zwingenberg, Fransa) iki kişi, Hüseyin Akın, Avrupa Çerkes Kültür
Dernekleri Federasyonu Yönetimi, Omar F. Tamzok, Harun Bidaniko,
Tarık Şengül komiteyi oluşturdular. Arkasından verilen yemek
arasında Hüseyin Akın Avrupa Parlamentosu'nda gösterilecek
filimden bölümler sundu. Filmin içerik ve teknik açıdan hazır
olmadığı, hemşerilerimizi pek tatmin etmediği görüldü.
5) Diğer
taraftan, belgeselin tamamının değil, ancak bir bölümünün
gösterildiği doğrudur. Hüseyin Akın bu konuda açıklama yaparak,
belgeselin eksik bölümleri olduğunu, bu eksik bölümlerin ise
sadece seslendirme metinleri olduğunu anlatmıştır.
Toplantı sırasında bununla ilgili olumsuz bir eleştiri de
yapılmamıştır. Kaldı ki, her yapılan işin eleştirilebilir olduğunu
kabul ediyoruz. Ancak eleştirilerin açık ve samimi bir şekilde, o
topluluk içinde yapılması gerekirdi. Sonradan yazı ile yapılan,
objektif ölçülere dayanmayan, tamamen soyut ve amaçlı olan
eleştiride, toplumu dezenformasyon çabası vardır.
Çerkeslerin günün finansmanı için her dernekten 10 kişinin 100
Euro vererek AP'daki toplantıya katılması istendi. Böylece 10
dernekten 10.000 Euro toplanabileceği hesaplandı. KAF-FED adına
katılan Çetin Öner Ankara'ya döndükten sonra KAF-FED'in finansmana
hangi katkıda bulunulacağını söyleyebileceğini açıkladı. Yemekten
sonra dernek temsilcileri ve gençler iki ayrı gurup halinde
toplantıya devam ettiler. Hüseyin Akın gençlerle toplantı yaptı.
Paralel olarak yürütülen A.Ç.K.D. Federasyonu yönetiminin ve
dernek yöneticilerinin katıldığı toplantıda bir gurup hemen
olağanüstü genel kurul yapılmasını ve 16 Nisan 2005'de yapılan
federasyon toplantısında çekileceğini açıklayan yönetimin yerine
yenisinin seçilmesini istedi. Gündem dışı bir konu olması ve
hukuksal olarak olağanüstü genel kurulun yapılmasının mümkün
olmaması yüzünden bu istek geri çevrildi. Hukuka uygun bir biçimde
11 Mart 2006 tarihinde Köln'de yapılması uygun görüldü. Programın
içeriği ve organizasyon konusunda sorular soruldu. Çerkes
kelimesinin kapsamı sorusu yanıtlanmak istenmedi. Programda
belirtilen hangi bayrağın verileceği sorulduğunda Hüseyin Akın
Çerkes cumhuriyetlerinden bir kaçının bayrağı olabileceğini
söyleyerek kaçamak cevap verdi. Avrupa Parlamentosu'nun
kütüphanesine verilecek kitaplar sorulduğunda Çetin Öner
yanıtladı. Kendilerinin kitap konusunda uzman olduklarını
hatırlatan Çetin bey kendi kitabının uygun görüldüğünü açıkladı.
Ayrıca Yaşar Kemal'in Çerkesleri konu alan kitaplarından birinin
verilmesi gerektiğini anlattı. Anavatanda yaşamış veya yaşayan
yazarlarımızdan, kitaplarından bahsetmemesi bizi üzdü.
Yadırgamamıza neden oldu. Soru soran kişilere Hüseyin Akın ve
Yaşar Aslankaya'nın olumsuz davranışları Dr. Ehsan Saleh (Bremen
Ç.K.D. Başkanı), Omar F. Tamzok (A.Ç.K.D. Federasyon Başkanı ve
Hannover Ç.K.D. Başkanı), Cengiz Coşkun ve Naim Temiz (Hamburg
Ç.K.D. Delegeleri), Faruk Kanşat (Köln Ç.K.D. Başkanı), Harun
Bidaniko (A.Ç.K.D. Federasyon II. Başkanı), Bilal Güney ve
beraberlerindeki kişilerin protesto ederek toplantıdan
ayrılmalarına neden oldu.
6)
“Çerkes” kelimesinin bu toplantıda tartışmaya açılmasının
istenmesi, zaten toplantıyı terk edenlerin esas amacını da ortaya
koymaktadır. Bilimsel olarak üzerinde mutabakat sağlanmamış bir
kavramın tartışma konusu yapılmak istenmesi dahi, toplantıyı terk
eden arkadaşlarımızın ne kadar ön yargılı olarak toplantıya
katılmış olduklarının göstergesidir.
Diğer taraftan, kitap ve bayrak konularındaki soruların ise
tamamen amaçlı sorular olduğu aşikardır. Çünkü yapılan toplantının
amacı, öncelikle 25 Nisan 2006 günü programını gerçekleştirecek
komitenin oluşturulması idi. Programın içeriği ancak Avrupa,
Türkiye ve katılımı halinde Adigey’den seçilecek çalışma
komisyonlarının ortak çalışmaları ile belirlenecekti. Henüz bu
ortak çalışma ve karar alma süreci oluşmadan, tamamen iyi niyetle
yapılmış bir fikir alışverişini protesto ederek toplantıyı terk
etmenin mantığını, toplantıyı terk eden arkadaşların topluma izah
etmeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Toplantı süresince Hüseyin Akın ve Yaşar Aslankaya, sorulara
kaçamak cevap vermemişler, aksine toplantıyı terk edenler
tarafından aynı sorunun defalarca sorulm
Kısacası, karar alma usulünü çok iyi bilmesi gereken
arkadaşlarımızın, alınmamış kararları sürekli sorgulayarak, bu
kararlar alınmış gibi bir tavır sergilemeleri, toplantıya ne kadar
önyargılı olarak geldiklerinin ifadesidir.
Nitekim toplantı başladıktan sonra, 7 saat boyunca aynı sorular
tekrar tekrar sorularak, kilometrelerce uzaktan gelen
insanlarımızın sabırları taşırılmıştır. Ancak, adı geçen kişiler
toplantıyı terk ettikten sonra bütün kararlar alınabilmiştir.
Hüseyin Akın ve yandaşlarıyla Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenecek
bir günde programın amacı ve organizasyonu konusunda büyük düşünce
farklılığımız olduğu belirginleşmiştir. A.Ç.K.D. Federasyonu'muz
25 Nisan'da yapılacak günün ‘Çerkeslerin Günü’ adı altında sadece
Adige ve Abhazları kapsamasını istemiştir. Bildiğiniz gibi Dünya
Çerkesler Birliği'nin üyesi olarak aldığı karara uyuyor Çerkes
olarak sadece Adige ve Abhazları tanımlıyoruz. Adige
Cumhuriyeti'nin şu ara özel politik durumu dolayısıyla da 25
Nisan'da sadece Adige kültürü ve Adigey'in tanıtılmasını teklif
ettik. Abhazya'nın ve Güney Osetya'nın Gürcistan'la olan
problemlerinin ‘Çerkeslerin Günün’ de konu edilmesinin
sakıncalarını, Gürcistan'ın Avrupa'daki lobisine karşı çıkacak
gücümüzün bugün olmadığını, diğer kaygılarımızı bir aydır
belirttik. Acele toplantı yapılmasını, programın içeriğinin ve
finansmanının konuşulması gerektiğini defalarca dile getirdik.
Adigey'e giderek Adige kültürünü ve Adigey'i tanıtacağını
söyleyerek filim çeken, materyal toplayan Hüseyin Akın sadece
Adige kültürünün ve Adigey'in tanıtılması teklifimizi kendisinin
Lezgi olduğunu belirterek kabul etmemiştir. Adige Cumhuriyeti özel
durumunun göz önüne alınmaması, günün ‘Çerkeslerin Günü’ adı
altında bütün Kafkas halklarını içermesi durumunda
katılamayacağını önceden bildirdiğini anlattık. Programın en az üç
dört aydır hazırlandığını, görev bölümünün yapıldığını anlatan ,
Avrupa'daki Çerkeslere yalnızca günün finansmanının ve
yürütülmesinin düştüğünü anlatan Hüseyin Akın ve yandaşlarının
düşüncelerinde ve bize yaklaşımlarında iyileşme olmadığına bu
toplantıda tekrar şahit olduk. Bu şartlar altında bizim A.Ç.K.D.
Federasyonu yönetimi olarak düşüncelerimize değer vermeyen,
hassasiyetlerimizi dikkate almayan, sorularımızı yanıtlamaktan
kaçınan, konuşturmamak amacıyla elinden geleni yapan Hüseyin Akın
ve yandaşlarıyla beraber çalışmamız mümkün değildir.
7)
Toplantıya katılmış olan çok sayıdaki dernek temsilcisi ile
Türkiye’den misafir olarak katılan Federasyon Temsilcisi'ni,
“Hüseyin Akın ve yandaşları” şeklinde tanımlamak, çoğunluğun
duyarlılığına ve kolektif çalışmasına yapılmış hakarettir.
Toplantıyı terk edenlerin benmerkezci tavırlarının bir ifadesidir.
“Hafi” olarak nitelendirebileceğimiz bu ifadeyi kınıyoruz.
Bir kere daha tekrar ediyoruz ki, toplantı aşamasında iken Avrupa
Çalışma Komitesi henüz oluşturulmamıştı. Türkiye’deki Kafkas
Dernekleri Federasyonu ile yaptığımız program çalışması da, bir ön
fikir alışverişinden öteye geçmemiştir.
Adigey Cumhuriyeti’nin hassasiyeti konusundaki duyarlılığımız,
ayrıca ifade edilmiştir. Durumun böyle olduğu, duyuruyu yayınlayan
grup tarafından da gayet iyi bilinmektedir. Hal böyle iken,
alınmamış kararları bahane ederek toplantılara katılmamayı samimi
bir davranış olarak bulmuyoruz.
Türkiye ile yaptığımız görüşmeler doğrultusunda, şu prensip
kararının alındığını duyurmak istiyoruz;
“AB Parlamentosu ile yapacağımız bu ilk buluşma, bir kültürel
tanışma toplantısı olmalıdır ve bu aşamada sadece ortak kültürümüz
tanıtılmalı, siyasi hiç bir mesaj verilmemelidir. Bu toplantı bir
kalp kazanma programı ve daha sonraki ilişkilerimiz için sıcak bir
başlangıç olmalıdır”.
Bu amaçla yapılacak bir toplantıya (duyuru sahipleri de dahil)
kimsenin itiraz edebileceğini düşünmüyoruz. Toplumumuzun geleceği
açısından en üzücü olay, bilgi sahibi olmadan toplumumuza
yanıltıcı mesajların verilmesidir.
Adigey Cumhuriyeti’nin hassasiyetini biliyor ve aynen
katılıyoruz. Şu hususu da kamuoyunun dikkatine sunmak isteriz ki;
toplantı sırasında Adigey Cumhuriyeti ile ilgili olarak, DÇB
dışındaki grupların hazırladığı, DÇB tarafından benimsenmemiş ve
Adigey Cumhuriyeti’nin de kesinlikle benimsemeyeceği bir metin,
sayın Çetin Öner’e verilerek konuşması sırasında okuması
istenmiştir. Bu metni sunanların, nasıl olup da Adigey
Cumhuriyeti’nin hassasiyetine saygılı olduklarını iddia
ettiklerini açıklamaları gerektiğine inanıyoruz.
Hüseyin Akın daha sonra ‘Çerkeslerin Günü’ nü gerçekleştirmek
üzere organizasyon komitesinin kurulduğunu ve 30 gencin
çalışmalara katılacağını internet aracılığıyla açıklamıştır. Bu
organizasyona A.Ç.K.D. Federasyonu yönetimi, Oyten-Bremen, Hamburg
ve Hannover Çerkes Kültür Dernekleri dahil değildir.
8)
Programın temel içeriği yukarıda açıklanmıştır. Kültürümüzü AB
parlamenterlerine tanıtacak böyle bir buluşmaya destek vermek
isteyen herkese kapımız açıktır. Yapıcı her düşünceye, her desteğe
açığız. İnanıyoruz ki böyle bir tanışmanın arkasından, tüm
sorunlarımızı yetkili organlarımız tarafından AB Parlamentosu’na
taşımamızın kapıları açılacaktır.
Bu amaçla yapılan bir toplantıyı kişisel egoları nedeni ile
anlamak istemeyen, toplum yararına işbirliği gayretlerini
baltalayan, toplumumuzun diğer kesimlerine yanlış bilgiler aktaran
kişileri de, toplumumuzun sağduyulu insanların yargısına ve tarihe
havale ediyoruz.
Toplantıda tüm oturumu video kamerasıyla kaydeden Temirkan Saur’un
çekim kasetlerinin her biri, yukarıda söylediklerimizi kanıtlayan
birer belgedir.
Saygılar sunarız.
Not: Avrupa Çerkes Kültür Dernekleri Federasyonu’nun sadece
kuruluş çalışmaları için görevlendirdiği 3 kişilik yürütme
kurulunun, yetkileri olmadığı halde, özellikle böylesine ciddi bir
konuda, yönetim kuruluna danışmadan, federasyonunun adına böyle
bir yazı yayınlamaları etik olmayan bir davranıştır.
Zaten yeni yönetimini belirlemek için, 11 Mart 2006'da, Genel
Kurul Kararı almış olan Avrupa Çerkes Kültür Dernekleri
Federasyonu’nun adına konuşmaları da, ikinci bir sorumsuzluktur.
|