|
|
................... |
|
................... |
ADİGE
HALKININ ETNOPEDAGOJİSİ |
Şore İbrahim
Çeviri:
AKHENATON (Perenıko)
|
|
|
................... |
|
|
Eski Adige
söylencelerinin Adige halkının tarihsel
geçmişine ışık tuttuğunu, kaynakça teşkil
ettiğini söyleyebiliriz. Onları azda olsa,
çokta olsa Adigelerin geçmiş eski
dönemlerinden bu güne kadar olan yaşamlarında,
rahatlıkla görebilirsiniz.
İçlerinde en anlamlı olanları geçmiş tarihsel
dönemde olan biteni ve kahramanlık gösteren
önderlerin haberlerini iletenler ile yiğitlik
kahramanlık ana temalı şarkılar olarak
tanımlayabiliriz. Anlatılanlara baktığımızda
Adigelerin geçmiş dönemlerinde Karadeniz’in
kıyılarını, Azak Denizi’ni bu bölgelerin batı
kıyılarını, kuzeyde ise Don (Ten) nehrine
kadar, güneyde Kafkas sıradağları silsilesini
takip ederek Kafkasya’nın ortalarına kadar
olan alanları yurt edindiğini görebilirsiniz.
Gerçekten de tarihsel dokümanların
ifadeleri ile söylencelerin konu ettiği
anlatımlar bir birlerine ters düşmemektedir.
Geçmiş dönemin dokümanterlerinden Skilak
Kariandskiy (İ.Ö.I.yüzyıl), Strabon
(İ.Ö.I.yüzyıl), Pomponin Mela
(İ.Ö.I.yüzyıl), Pliniy Sekund
(İ.Ö.I.yüzyıl), Karadeniz ve Azak Denizlerinin
batı kesimlerini Adigelerin toprakları ve
yaşam alanları olarak göstermektedir. Geçmişin
bu eski dönemlerinin anlatılanlarına
bakılırsa, örnek olarak Kabardeylerin Kırımda
yaşadıklarını gösteren izlerini görebilir, bu
dönemin tarihsel kişiliklerinin bunu
doğruladığını anlayabilirsiniz.
Adige
masallarında ve eski halk şarkılarında
Adigelerin yaşam alanlarının Attila
önderliğindeki Hunlar tarafından acımasızca ne
şekilde istilaya uğratıldığını ve onları
savaşmaları için ordularına zorla savaşçı
olarak alındığını görmekteyiz. O zamana ait
eski şarkılarda yer alan kimi sözleri ve
olayları bu güne kadar geldiğini örnekleriyle
izleyebilirsiniz. Yine bu şarkılar, Attila’nın
ve ordusunun zalimliğini ve yaptığı
katliamları, halkları acımasızca nasıl
katlettiğine şahitlik etmektedir. Şarkıyı
temel teşkil eden sözleri bir araya getirenler
(IV-VI yüzyıllar) Attila ordularının Kuzey
Kafkasya’yı istila etmelerinin “Bela”
olarak görüldüğünü, yine o şarkılarda bu
belanın Adigeleri diğer halklara oranla daha
az etkilediğini belirtmektedir. Adige
masalları ve tarihsel eski şarkılar Hunların
Kuzey Kafkasya’yı istila etmelerine ilişkin
izler Tarih Bilimcilerce de doğrulanmaktadır.
Tarih gösteriyor ki, bu olan bitenlerin
yaşandığı dönemde Kuzey Kafkasya’da yaşayan
halklar büyük zorluklar içinde bırakılmış,
buna ait izler acılar kolay unutulmamış,
hafızalardan uzunca bir zaman silinmemiştir.
Hun ordularının Kuzey Kafkasya’yı
istila ettikleri dönemde, sürekli olarak talan
ve vurgun peşinde olduklarını vurgulamaktadır.
Önlerinde bulunan kentleri ve köyleri yakıp
yıkmakta, içinde yaşayan insanları acımasızca
öldürerek yollarına devam ettiklerini
bildirmektedir.
Eski şarkılar
gösteriyor ki Hunların İranlılarla ve
Bizanslılarla yaptıkları savaşlara çok sayıda
bölge insanı da zorla götürülmüştür.
Bahsedilen IV-V. yüzyılların yaşandığı
yıllarda tarih de gösteriyor ki Adigeler
Kuzey Kafkasya’da yüksek kültür seviyesine
ulaşmış, verimli bolluk ve refah içinde
yaşadıkları ve çevrelerince tanındıkları ve
sayıldıkları, devlet olarak bilindiğini, işte
o zamana denk gelen “Hun Belası”nın bıraktığı
izler ve acılar onca yıl unutulmamış,
akıllarda silinmeden bugüne kadar
gelebilmiştir.
Masallarda yer alan
şarkılarda “Baykan Han”, “Gurtat Savaşı”
gibilerini, eski sözlerde kalan zalim Avar
Hanı Baykan’ın IV. yüzyılın yaşandığı dönemde
Adigelerin topraklarını istila ettiğini, yine
bu yıllarda çok sayıda Adige insanının
katledildiğini görmekteyiz. O döneme şahitlik
eden ve günümüze dek ulaşan “Baykan’ın Ölüsünü
Gör” eski sözü gibi masalın içinde
anlatılanlar Han zaliminin “Toprağı çorak
ettiğini, tarlaları yaktığını, köyleri talan
ettiğini, insanları katlettiğini”
göstermektedir. Zorda kalan kalabalık insan
gurupları kanlar içinde, yiyeceksiz ve
giyeceksiz olarak dağlık ve ormanlık alanlara
kaçıp sığınmışlardır. Zalim Baykan ordularının
Adige topraklarını istila etmesiyle VI.
yüzyılın ilk yıllarında yaşanılan görkemli ve
zengin kültürün, ekonomik kazanımın ve barış
ortamının tüm değerleri kaybedilmiştir. Bu
bakımdan bu dönemde yaşanan olayların
Adigelere verdiği zarar çok büyüktür.
Adigelerin Hazar Kağanlığı’nın (devletinin)
içerisinde bulundukların, hatta onlarla kimi
zaman karşı karşıya geldiklerini görmekteyiz.
Masallar ve eski şarkılar, “Pşı Alıcıkonun
Şarkısı” ve ‘’Sarkale Savaşı”nda
Adigelerin Hazarlara karşı savaşa girdiğini,
(Sarkale, Rus tarihçilerine göre
“Sarkel”) Sarkale’nin Don nehrinin arka
planında kaldığını bildirmekte. Eski şarkılar
ve masallarda Adigelerin kendilerine önderlik
eden Adige Pşıleri Boleteko Bezırıko,
Kanc (Kanj) Alecıko’nun isimleri
geçmektedir. Negume Şore’nin söylemine
göre bahsedeceğimiz olayın, geçtiği döneminin
965’li yıllara rastladığına işaret etmektedir.
O tarihsel dönemde Rus Prensi Svyatoslav
önderliğinde hazarlara karşı yapılan büyük
savaşa, Adigelerin de Rusların yanında yer
aldığına değinmektedir. Bir tek bu savaştan
ibaret değildir elbet Adigelerin Hazarlara
karşı savaşmaları. Arap ve Bizans tarih
dokümanları da gösteriyor ki 10. yüzyılda
Adigeler Kuzey Kafkasya’da yer edinmiş askeri,
politik gücü elinde tutan bir güç
konumundadır.
Adige halkının çocukları
biliyor ki, masallar ve içerisinde yer alan
şarkılarda, ağıtlarda bilinmesi gerekli çok
şey yüklü, öğrenilmelidir ki geçmişin bu
karanlık dönemlerini bize yaşatanların
tarihsel geçmişlerinde gerçekte övünülecek
fazlaca bir şeylerinin olmadığı…
Evet… İşte bu tarihsel geçmişimize geriye
bakıldığında tarihin tüm dönemlerinde yaşanan
bu gerçekleri gençlerin bilmesi ve öğrenmesi
gerekmektedir ki, bunun onların yaşamlarında
gerçekten ağırlıklı bir önemi bulunmaktadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|