NOTLAR:
1)
Bu konuşma taraflardan izin alınarak yayınlanmaktadır.
2) Konuşama dili, yazı diline çevrilmiştir.
3) Konuşmacıların adları ve konuda geçen isimler
değiştirilmiştir.
4) Bazı özel konuşmalar metinden çıkarılmıştır.
Janberg:
Evet
Allen şimdi dinliyorum seni.
Allen:
Tamam. Şimdiye kadar neler yaptım, şimdi ne yapıyorum,
neden şimdiye kadar nete girmedim bunları istersen
kısaca anlatayım önce.
Janberg:
Tamam. Hemen anlat çok iyi olur.
Allen:
Ben cafedeyim şu anda. Ne mikrofon nede kamera var.
Janberg:
Evet.
Allen:
Benim kız arkadaşım vardı ya beni buraya davet eden.
Janset. O beni havaalanında karşıladı.
Janberg:
Evet. Çok güzel.
Allen:
Ben buraya gelmeden önce hani sende tanışmıştın, benim
wunegoş Jankat. Onu aramıştım. O bana gelmeden ara
demişti ama Janset ‘’buraya gelince buradan ararsın’’
dedi. Bende tamam dedim. Buraya geldiğim akşam onu
aradım. Çerkessk’te olduğunu söyledi.
Janberg:
Allen ben yanıt yazmıyorum. Sen sadece yaz, ben
okuyayım. Çünkü çok merak ediyorum.
Allen:
Anladım, tamamdır. Janset burada bulunan başka bir
vunegoşimi aramış; ‘’bir sibziho geldi. Onu bul’’ demiş.
O da beni telefonla buldu. Ben bu arada Jansetlerdeydim.
Dedi ki, ‘’wunegoşum biz buradayken sen nasıl başkasının
evinde kalırsın, bize gelmen lazım’’. Beni oradan aldı
tabi doğru içmeye götürdü.
Janberg:
Allah’ını seveyim Adige.
Allen:
Kısacası, iner inmez votkayla ve kanyakla başladık.
Yanında oğlu da vardı. O sakilik yaptı, biz içtik.
Janberg:
Oh…
Oh… Yakışır…
Allen:
Sonra onun abisi var Alex adı… İkide bir arayıp duruyor
‘’getir bende tanışmak istiyorum’’ diye sonra oraya
gittik.
Janberg:
Güzel, valla çok güzel.
Allen:
Gittiğimiz yer çok acayip bir evdi, Dace diyorlar.
Janberg:
Niye?
Allen:
Yani yazlık çok lüks.
Janberg:
Gerçekten mi?
Allen:
Evet. Bahçede sofra kurmuşlar, bizi bekliyorlar. Orada
bir daha başladık. Tabi onlar merak ettiklerini
soruyorlar, ben anlatıyorum. Hani kongreye bir grup
gelmişti Çerkesce bilmiyorlardı ya onlardan bahsettim. O
da dedi ki, ben onları anlamam ben sana ne göstereceğim
bir bak, dedi. Çerkesce ismini unuttum bir köpek ismi
söyledi ama ben köpek olduğunu sonra anladım. Çerkesce
‘’buraya gel’’ dedi. Nerden geldiğini anlamadım. Bir
köpek çıktı, geldi. Köpeğe Çerkesce ‘’gezmek istiyor
musun’’ dedi. Köpek havlamaya başladı. ‘’O zaman kapıya
git, ben geliyorum’’ dedi. Köpek koşa koşa avlu kapısına
gitti, oturdu. Sonra köpeğe yine seslendi ‘’Şimdi olmaz,
yarın gidelim’’ dedi. Köpek koşa koşa geldi, yanında
oturdu.
Janberg:
Allah, Allah…
Allen:
Sonra dedi ki, ‘’valla oraya gelenler Çerkesce biliyor
ya da bilmiyor ama benim köpeğim Çerkesce biliyor. Sende
gördün’’. Bende ‘’valla gördüm’’ dedim.
Janberg:
Dosdoğru söylemiş.
Allen:
Alex burada Kabardey’de ekim dikim işlerinin thamadesi
yani tarım bakanı gibi bir şey.
Janberg:
Çok
güzel… Anladım…Hızlı daha hızlı yaz, ne olur…
Allen:
Sonra sabah oldu. Tabi ben o gece Alexlerde kaldım sabah
Berkok (Alex’in kardeşi) beni almaya geldi. Doğru balığa
götürdü arkadaşlarıyla beraber. Tabi votka ve kanyak da
eksik değildi.
Janberg:
Allen kışkırtma beni…
Allen:
İlk defa Nalçik’te Kabardey köylerini geçerek balığa
gittik ama bir şey tutamadık. Yanımızda ligur, et falan
götürmüştük.
Janberg:
Başka? Anlat, hızlı anlat…
Allen:
Uzun lafın kısası; bir hafta gezmeler, tanışmalar öyle
geçti. Bu arada bizim sülale toplantısı yapılacaktı.
Onların toplantılarına katılmalar, herkes ‘’bizde kal,
bizde kal’’ diye sıraya girenler, hala sırada olanlar
var. Bu arada toplantı da bitti.
Janberg:
Olayları ben yaşıyormuş gibi heyecanlıyım.
Allen:
Sonra Jankat’ta geldi Cerkessk’ten. İki gecede onlarda
kaldım. Janka; ‘’ya sen ev bulana kadar, ben sana bir
yer ayarlayayım. İstediğin zaman girersin, istediğin
zaman çıkarsın’’ dedi. Burada Sanatoryum Radyga denen
bir yer var. Bütün Rusya’dan dinlenme için gelen
çocukların dinlenme yeri. Oranın en kral odasının
anahtarını bana verdiler 2 odalı televizyonlu…
Soğuk-sıcak su var. Kısacası her şey var.
Janberg:
Evet
duymuştum.
Allen:
Bana orayı veren direktör, buraya dinlenmek isteyen kim
olursa getirebilirsin, dedi.
Janberg:
Allah’ını seversen… Adige mi?
Allen:
Evet… Adige… Burada sabahları kalktığım zaman o küçücük
çocukların Çerkesce konuşmalarını duydukça çok hoşuma
gidiyordu. Onlarla sohbet ediyordum. Çok güzel bir yerde
Sanatoryum Radyga, ormanın içinde.
Janberg:
Anladım. İş durumundan söz eder misin?
Allen:
İş durumuna gelelim. Benim vize bitmek üzereydi. Beni
karşılayan Berkok benim resmi işlemlerimde yardım etti.
Bir senelik işçi vizesi aldı. Jankat’ta burada çok
sayılan sevilen bir kişi. Aktörlük yönü var. Tiyatro
oyuncusu ve televizyoncu. Burada onu tanımayan kimse
yok. Çok da iyi bir imaj çizmiş onların sayesinde.
Janberg:
Evet.
Allen:
Bir yıllık işçi vizesi aldım. Buradakiler hayret ediyor
nasıl aldığıma. Burada acayip bir bürokrasi var. Burada
iş yaptırabilmek için ya parayı bastıracaksın ya da
tanıdığın güçlü olacak. Bütün bunları yaşarken, sen
benim buraya ne şartlarla geldiğimi biliyorsun çok da
ekonomik.
Janberg:
Çok
iyi biliyorum.
Allen:
Şu anda pimapen işine başladım.
Janberg:
Çok
güzel.
Allen:
Başlamak zorundaydım. Sende biliyorsun. Birde ev tuttum
Janberg:
Harika…
Allen:
Maaşı net olarak bilmiyorum. 7 bin Ruble olabilir
ortalama. Ev kiram 3 bin Ruble (eşyalı).
Janberg:
Dolar karşılığı ne yapıyor?
Allen:
Bir Dolar’ı 27 Ruble olarak hesapla. Burada yaşamak
Türkiye’den çok daha kolay. Hani biz bizeyken hep bunu
söylüyordum. Kafkasya çok uzak değil, 2 saat ötede.
Merak eden varsa gitsin görsün kararını versin diyordum
ya…
Janberg:
Evet
doğru. Gider görür…
Allen:
Şimdi o söylediğimi yine söylüyorum. Belki ben başka
görüyorum. Başkası daha farklı görür. Kafkasya’yı nasıl
gördüğümü anlatayım.
Janberg:
İyi
olur.
Allen:
Bana göre buralar çok hızlı gelişiyor. Burada yaşayan
Türklerin hepsi halinden memnun. Kimse şikayetçi değil.
Türkiye’deyken benim hiçbir zaman tek başıma, bana ait
tek odam olmamıştı. Ben vasıfsız bir işçi olarak şu anda
dayalı döşeli bir evde yaşamaya başladım. Ne demek
istediğimi anlatabildim mi?
Janberg:
Çok
iyi anladım.
Allen:
Kafkasya treni hızla ilerliyor. Biz bir treni kaçırdık.
Onu buraya geldikten sonra daha iyi anladım. Öteki
trende hareket halinde. Bir dönem burada evler nerdeyse
bedavaya el değiştirdi. 90’larda… Her şey çok ucuzdu o
zamanlar…
Janberg:
Peki
can güvenliği nasıl oralarda? Pek tekin yerler değil
deniliyor ya…
Allen:
Bak ben ne diyeceğim. Dinle beni. Dün gece 22:00
sularında eve gidiyordum. Burada Lenin Caddesi var.
Kayseri’nin Sivas Caddesi gibi. Giderken yolun kenarında
bisikletin üzerinde Türkçe konuşan iki bayan duydum.
Spor giyimli. Hani bu Etiler sosyeteleri var ya. O
tipte. Kafalarında şapkalar bir şeyler konuşuyorlar
Türkçe. İçimden, acaba bunlar Türkiyeli mi yoksa
buradaki Balkarlardan falan mı diye düşünüp geçerken;
bir iki adım geçtim biri bana ‘’dur, dur bir dakika, ben
seni tanıyorum, dedi. Şaşırdım. Sonra dikkatli baktım
bizim Ahmet ağabeyin kızı Denef. Sonra yanındaki bayanla
da tanıştık. Çok kültürlü bir hanımdı. Burada resim
sergisi açmış bir sanatçı. Aslen Ankaralı, Abzegh.
Oturduk bir cafeye,
sohbet ettik. Kendisi Ürdün’de
yasıyormuş. Resim sergisi açmak için gelmiş. Sergiyi
kapatmış. Amerika’yı, Avrupa’yı görmüş bir insan…
Burada gece 22:00’de hanımlar dışarıda dolaşabiliyor.
Janberg:
Peki
iş durumu nasıl?
Allen:
Burada hizmet sektöründe acayip bir eksiklik var. Buraya
yapılabilecek en iyi iş hizmet sektörü. Bizim gençler
ayakta uyuyorlar. Hala üçün beşin hesabını yapıyorlar.
Bekar olan gençler ne olursa olsun bir sanat öğrensin.
Bedava 4 ay bir yerde çalışsın kebapçı olsun, demirci
olsun ama ne olursa olsun bir sanat öğrenip buraya
gelsinler. Bana göre 10 yıl sonra her şey olur yeter ki
elinden bir iş gelsin. 10 yıl sonra burası Amerika gibi
olur. Seçerek adam almaya başlar. Elimizdeki fırsatları
kaçırmayalım. Allah’ın Avşar’ı gelmiş burada sera
kiralamış, seracılık yapıyor. Seracılığa acayip ilgi
arttı. Tarımdan anlayan burada acayip iş yapar. Bizim
köylerimiz koy değil. Buraya geldikten sonra Uzunyayla
fikrim silindi. Buraya gençleri yönlendirin. Sanat
öğrensinler, gelsinler. Çerkesliğe yapılacak en iyi
hizmettir bu. Sonra çok para kazacağımda oraya
gideceğimde şunu yapacağım bunu yapacağım demesinler.
İnsan hayata bir sefer gelir. Çok parayı bilmem.
Stressiz, rahat yaşamak istiyorlarsa kendi vatanlarında
geleceğe ümitle bakarak yaşasınlar. Bunlar benim
düşüncelerim. Kısmet olursa ben Serdar’ı da çekeceğim bu
tarafa.
Janberg:
Çok
güzel düşünceler…
Allen:
Senin işe gelince… Nalçik’e 1 saat mesafede Petigors
var. Burası Rusya’nın en büyük 3. pazarı. Yani iş
yapmayı düşünenler Nalçik 500 bin nüfusluk bir şehir
orda ismi olur diye düşünenler öyle düşünmesin Rusya’yı
unutmasınlar 270 milyonluk ülke… Burada Molelerden
birisi 350 kişi çalıştırıyor. Diktiği de sadece don.
Yalnız burada yan sanayi yok. Halı işi için Nalçik
pazarında gezdim. Sanırım Dağıstan’da yapılan çok basit
halılar var. Halı mağazacılığı burada olur.
Janberg:
Teşekkürler Allen verdiğin bilgiler için.
Allen:
Rica ederim başka soruların olursa bekliyorum. Şimdilik
izniniz rica ediyorum.
Janberg:
Estağfurullah kendine iyi bak. Görüşmek dileğiyle.
Allen:
Sen de… Görüşmek dileğiyle... |