Enver Paşa İstanbul’dan Türkistan’a kadar olan büyük
Turan İmparatorluğu’nu hayal etmekteydi. Bunu
gerçekleştirmek için orta yerde bulunan Kafkasya’nın ele
geçirilmesi gerekiyordu ve Enver Paşa bu amaç için oraya
büyük kuvvetler gönderdi.
Kafkasya’ya 1916’da gönderdiği 100 bin askerin büyük
bölümünü açlık ve soğuk yüzünden, geri kalanları da
Ruslarla girdiği savaşlarda kaybetti.
Dolayısıyla hiç bir sonuç alde edemedi. 1917 yılı Enver
Paşa’nın hayallerinin gerçekleşmesi için yeni bir fırsat
ortaya çıktı.
Rusya’da 1917 ihtilali patlak verince Kafkasya’yı ele
geçirmenin ilk adımı olarak Osmanlılar Batum'u işgal
ettiler. Almanlar da aynı amaç için Tiflis'i işgal etti.
Gürcülere bir devlet kurmaları için yardım eden Almanlar
doğuya gidebilmek için Berlin ile Afganistan arasında
bir köprü olarak Tiflis’i başlangıç noktası haline
getirmek istiyorlardı.
İngilizlerin Irak'ı işgali ile Almanların planı suya
düştü. Bu durum karşısında planlarını değiştiren
Almanlar yolu değiştirdiler ancak Almanların yenilgisi
ile bu plan da gerçekleşmedi. Ortadoğu’da bir
imparatorluk kurmayı başaran İngilizler Kafkasya’ya bir
ordu gönderdiler. Bu ordu Bolşevikleri Kafkasya’dan
uzaklaştırmayı amaçlıyordu. Tek amaç zengin petrol
yataklarını ele geçirmekti. Hindistan'a giden yolların
başlangıç noktaları olan Mısır, İran, Suriye ve Irak'ı
ellerinde tutan İngilizler bir dünya imparatorluğu için
iyi bir başlangıç yapmıştı.
Yeni Sovyet devletinin, Çarlık Rusya’sının egemenliği
altında bulunan yerleri işgal etmeye başlaması
İngilizlerin dünya imparatorluğu hayallerine darbe
vurmuştu. Yeni Sovyet devleti Büyük Petro’nun amaçlarını
yeni ekonomik ve sosyal temeller üzerinde
gerçekleştirmek için her türlü çabayı gösteriyordu. Bunu
üzerine İngilizlerin elinde yalnız Filistin ve Irak
kaldı.
17 Ekim 1917’deki Bolşevik ihtilali Çarlığın sonu, bir
çok esir ulusun çarlık hapishanesinden kurtulacağının da
bir sinyaliydi. Finlandiya, Baltık Devletleri, Polonya,
Ukrayna, Gürcistan ve Ermenistan gibi bir çok devlet ile
birlikte Kuzey Kafkasyalılar da bağımsızlıklarına
kavuştular.
11 Mayıs 1918’de Abdülmecit Çermoy başkanlığında
cumhuriyetlerini kurdular. 54 yıldan beri ellerinden
alınan bağımsızlıklarına kavuştular. Bolşevikler bu yeni
kurulan devleti ilk tanıyanlar oldular. Kafkasyalıların
isteği üzerine Osmanlı devleti Enver Paşa’nın kardeşi
Nuri Paşa komutasında "İslam Ordusu" adı altında bir
orduyu Kafkasya’ya gönderdi. Daha sonra Yusuf İzzet
Paşa, İsmail Berkok gibi yüksek rütbeli subayların da
bulunduğu ikinci bir ordu daha gönderildi.
Bu subaylar Kafkasya’da ulusal bir ordu kurma görevini
de üzerlerine aldılar. Süleyman İzzet Tsey komutasındaki
15.tugay kısa sürede Bakü’yü ele geçirdi. 6 Eylül 1918
de yaptığı şiddetli çarpışmalardan sonra Derbent ve
Petrowsk arasında kalan bölgeyi Ruslardan temizledi,
ancak bu başarılı harekat Mondros mütarekesinin
imzalanması ile Osmanlılar tarafından durduruldu ve
Osmanlı ordusu Kafkasya’yı terketti. Osmanlı yardımı ile
kurulan Kafkas Ulusal Ordusu yalnız kaldı.
Çerkesler ve diğer Kuzey Kafkasyalılar Bolşeviklere
karşı savaştılar. 11 Kasım 1919 da iki taraf arasında
antlaşma yapıldı. Tam bu sırada Beyaz Rusların başında
olan general Denik'in ortaya çıktı.
Kafkasya Cumhuriyeti İngilizler arcılığı ile Denik'in
ile bir anlaşma yaptı; bu anlaşmaya göre Avrupa’nın
yardımı ile Kuzey Kafkasya’da Bolşeviklere karşı bir
gönüllü ordu kurulacaktı.
General Denik'in bu ordunun kurulması için uğraşırken
Kafkasya hükümeti Bolşevikler ile yeniden savaşa
tutuştu. Savaş İnguş Ordusu’nun, işgalcileri
Vladikafkas'tan temizlediği tarih olan Ocak 1920’ye
kadar devam etti. İngiltere Kuzey Kafkas Cumhuriyetini
bazı şartlar altında tanıyacağını ileri sürüyordu.
Her şeyden önce Kuzey Kafkasya'nın Osmanlı ile olan
ilişkilerinin kesilmesi, memleketin Denik'in
kuvvetlerine açık olmasını istiyordu. Kuzey Kafkasya
önce bu şartlara yanaşmadı, daha sonra şartları kabul
ettiler.
fakat çok büyük bir hata işlediklerini sonradan fark
ettiler. Zira Denik'in Kuzey Kafkasya cumhuriyetini
ortadan kaldırmak için harekete geçmişti. Oyuna
getirilen Kuzey Kafkasyalılar bunu protesto etmekten
başka hiç bir şey yapamadılar fakat Batılılar bu
feryatlara kulaklarını tıkadılar, hatta protestoyu
kendilerine karşı bir hareket olarak değerlendirdiler.
Batı kuvvetlerinin desteği ile Denik'in Terek nehrinden
Karadeniz'e kadar olan bölgeyi işgal etti.
O Kafkasya da kurulan bağımsız devletleri ruflardan
Bolşeviklerden daha tehlikeli buluyor ve tüm gücü ile
onlara saldırıyordu.
Kafkasya'nın bağımsızlığı fikri ilk olarak Çerkes Teavün
Cemiyeti tarafından ortaya atıldı.
Çerkes Teavün Cemiyeti Osmanlı devletinden yardım istedi
ve bu istek üzerine Mareşal Fuat paşa
başkanlığında,gürcü prensi Mihaelli Togridze, Prof Aziz
Meker, İsa Ruhi Paşa ve Azeri Salim Behbudoff'tan oluşan
bir organizasyon kuruldu. Belirli bir süre sonra
organizasyonun Kuzey Kafkasyalı üyeleri dışında
diğerleri ayrıldı.
Turan imparatorluğunun gerçekleşmesi bu organizasyonun
başarısı ile biraz daha kolaylaşacağı için Osmanlı
devleti bu organizasyonu destekliyor ve himaye ediyordu.
Ne yazık ki İngilizlerle ve Denikin'le anlaşmaları
sonucu kendilerini ilk tanıyan devlet olmasına rağmen
Bolşevikler ile de savaşmak zorunda kaldılar ve iki
cephede savaşmak zorunda kalan Kafkasya cumhuriyeti
komünist Rusların işgalinden kurtulamadı.
İmparatorlukların Kafkasya rekabeti.
Şevket Mufti.(Habjokue)
Bir çok eski yayında 11 Mayıs 1918 de bir "Kuzey
Kafkasya Cumhuriyeti" kurulduğu, Kasım 1918 de
Dağıstan'ın Osmanlı güçleri ve Osmanlı korumasındaki
Kuzey Kafkas birliklerince ele geçirildiği, 30 ekim 1918
de imzalanan Mondros mütarekesinin Dağıstan'a geç (Kasım
1918) ulaştığı ,sonra Dağıstan'ın Osmanlılarca
boşaltıldığı, dolayısıyla tek başına kalan bu bölgenin
Sovyetlerce işgal edildiği ve Cumhuriyetin yıkıldığı
yazılmaktadır.
Oysa gerçek durum şu şekildedir: 1917 Ekim devrimini
tanımayan Kuzey Kafkasyalı güçler, 1 aralık 1917 de
Kuban ve Don bölge hükümetleri ile birlikte Güneydoğu
birliğini oluşturan Terek-Dağıstan bölge hükümetini
kurdular.
Mart 1918'de Asi Güneydoğu Birliği Hükümeti ile bunlara
bağlı üç bölge hükümeti Sovyetlerce ortadan kaldırıldı.
Terek -Dağıstan hükümeti başkanı Tapa Çermoyev (sonraki
adı ile Abdülmecit Çermoy) Osmanlı desteği ile 11 Mayıs
1918'de Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti adı altında
bağımsızlık ilan etti.
Osmanlı güçleri korumasında Dağıstan'a dönen Çermoyev
hükümeti, Osmanlılar çekildikten sonra yerini Pşimaho
Kosok ve M.Halilov hükümetlerine bıraktı.
Bu arada İngilizler o sıralar kurulmuş olan General
Denikin'in Beyaz ordusuna, Sovyetlere karşı mücadelede
yandaş bağımsız bir güç olarak benimsetmek istediler.
Fakat Denik'in Bu bağımsız güç teklifini kabul etmedi.
Bunun üzerine M.Halilov hükümeti General Denikin'e
katıldı.
M.Halilov General Denikin'in Dağıstan valisi oldu.Kuzey
Kafkasya ordu birlikleri ise Sovyetlere karşı
savaştırılmak üzere Denikin'in emrinde Kuzey cephesine
gönderildi.
Durum böyle iken hala bazı derneklerce anma günleri
düzenlenmesi, İşbirlikçiliğe övgü niteliği taşıdığından
üzüntü vericidir.
Bu Konuda bilinçli yada bilinçsiz yazılar yazılmaktadır.
Fakat öncelikle belirtmeliyim ki Sovyetler veya
başka,her devlet eleştirilebilir ve hiç bir şey için
bilimsel anlamda eleştiri dışı dokunulmazlık
düşünülemez, fakat Eleştiriler de bilimsel ve gerçekçi
olmak zorundadır.
Buna göre daha yukarıda açıklandığı gibi T. Çermoyev ve
izleyicilerinin ilkin beyaz orducu Güneydoğu birliğine
katıldığı, ardından Osmanlılara sığınıp onlarla birlikte
hareket ettikleri, Osmanlılar çekilince de
bağımsızlıklarını savunacakları yerde, yeniden kurulan
Beyaz Ordu'cu Denikin birliklerine katıldıkları
görülmektedir. (Daha sonra bu kişiler ve izleyicileri
Hitler faşizmi ve emperyalist servisler hizmetinde
çalıştılar.)
Çermoyev ve izleyicilerinin hareketi bazılarının
belirttiği gibi halkın tümüne değil sadece belirli bir
azınlık kesimine dayanan devrim karşıtı ve anti Sovyetik
olmaktan öteye pek fazla bir şey ifade etmediği gibi en
önemli ve unutulmaması gereken nokta bağımsızlıklarını
kendi elleriyle teslim etmiş olmalarıdır.
Buna karşılık aynı dönem içinde Celal Korkmazov
(Dağıstan), Betal Kalmık (Kabardey), Şıhangeriy Hakurat
(Adigey) gibi başarılı halk önderleri de vardır. |