Marje platformunda
dönüşçüleri ve dönüş düşüncesini eleştiri adı
altında bir gurup tarafından başlatılan, kişilere
hakaret, karalama ve küçümseme içeren bir
kampanyanın halkımızın onuru xabzelerimiz de
ayaklar altına alınmak suretiyle sürdürüldüğünü
üzüntü ile görmekteyim. Kampanyacılar bu
tavırlarıyla dönüş düşüncesini ve dönüşçüleri küçültüp
kendilerinin büyüyeceklerini sanıyorlar ama temelsiz
fikirlerle, hakaret ve saldırganlıkla şimdiye kadar
kimse büyümediği için onlarda amaçlarına
ulaşamayacaklar.
“Kem söz sahibinindir” deyişiyle olayın bu güzel
olmayan tarafını bir kenara bırakarak temel görüş
farklılıklarının neler olduğunu irdelemekte yarar var.
Dönüş düşüncesine saldırarak prim yapmaya çalışanların
söylemlerinde ciddi farklılıklar olsa da ortak
ideallerinin bağımsız birleşik Kafkasya olduğu göze
çarpıyor.
Böylesine ciddi bir iddiayla ortaya çıkanların, bir
devlet kurmayı kendilerine amaç edinmiş olanların
kamuoyunu şu konularda aydınlatmaları gerektiği
görüşündeyim:
1) Kurmayı düşündüğünüz devletin sınırları
neresidir? Mevcut federe cumhuriyetlerin sınırları mı
yoksa tarihi sınırlar mı?
2) Bugün Gürcistan sınırları içerisinde olan
Abhazya ve Güney Osetya’da kurulması düşünülen devlete
dahil midir?
3) Bu sınırlar içerisinde 200 yıldır yaşamakta olan
ve nüfusun yarıdan fazlasını teşkil eden Rus halkı için
ne düşünüyorsunuz? Etnik temizlik mi yapacaksınız? Eğer
birlikte yaşanacaksa böyle bir devlet için görüşlerini
aldınız mi?
4) Kurulması düşünülen devlet şayet Kafkasyalı
unsurlardan oluşacaksa Kuzey Batı Kafkasya’daki nüfus
problemini nasıl çözeceksiniz? Bu bölgede beş milyon
nüfusun içerisinde Kafkasyalı unsur olarak sadece 130
bin Adige yaşıyor.
5) Eğer bu bölgeye diaspora Çerkeslerini yerleşmesi
gibi bir düşünceniz varsa dönüşe niye bu kadar
karşısınız?
6) Gerçekten dönüşü istiyorsunuz da içinize
sindiremediğiniz Rusya’nın koşulları ise bu koşulları
değiştirmek için mücadelenin diasporadan mi
Kafkasya’dan mı yürütülmesi sizce uygundur?
7) Kurulması düşünülen devletin ortak dili ne
olacaktır. Bugun coğrafyada yaşayan halkların ortak
dilleri Rusça’dır. Bunun yerine başka bir dil mi
(Türkçe, Arapça, İngilizce gibi) düşünüyorsunuz.
8) Ortak dil Rusça olarak kalacaksa -ki
zorunludur-, nüfusunun yarıdan fazlası Rus olan, ortak
dili Rusça olan bir devlet yaratmak için midir bütün
çabanız?
9) Ortak dil, din ve kökleri olan Türk, Arap ve
Slav halkları ortak bir devlet olamazken; ortak dil,
din ve kökleri bulunmayan ve geçmişte de
birliktelikleri olmayan Kafkasya halklarını nasıl ortak
bir devlet çatısı altında barındıracaksınız? Şimdiye
kadar kimsenin bulamadığı sihirli formülünüz nedir?
10) Kurulması düşünülen devlet için Kafkasya’da bir
kamuoyu araştırması mı yaptınız? Halkın ne kadarının
böyle bir talebi var?
11) Böyle bir devleti canı gönülden arzu ettiğinize
göre, siz hep diasporada mı kalacaksınız? Devletinize
ne zaman katılacaksınız? Yoksa hiçbir zaman vatandaşı
olmayacağınız bir devlet için mi mücadele veriyorsunuz?
12) Rusya’nın belirleyeceği şartlarda dönüş
yapmayacağınızı söylüyorsunuz. Peki şu anda şartlarını
kendi belirleyen, fiilen bağımsız olan Abhazya’ya niye
dönmüyorsunuz?
13) Diasporanın geleceği için ne düşünüyorsunuz?
Bulundukları ülkelerde mi kalsınlar, Kafkasya’ya dönüş
mü yapsınlar? Cevabınız birincisi ise bulundukları
ülkelerdeki ulusal varlıklarını koruyabilmeleri için
düşünceleriniz nelerdir? Cevabınız ikincisi ise dönüşle
ilgili düşünceleriniz nelerdir?
14) Rusya’ya karşı şahin politikası izlerken,
size göre yedi milyon Kafkasyalının yaşadığı Türkiye’ye
karşı neden güvercin bile değilsiniz? Türkiye’de her
şey çok mu iyi gidiyor?
15) Kafkasya’nın sömürge olduğunu söylüyorsunuz.
Hangi yeraltı, yerüstü veya insan kaynağının
sömürüldüğünü söyleyebilir misiniz?
Bu güne kadar bu soruların makul ve mantıklı cevabını
bağımsız birleşik Kafkasya söylemcilerinin
hiçbirisinden alabilmiş değilim. Bu sorulara açık, net,
tatmin edici cevaplar verecekleri günleri merakla
bekliyorum.
Bunlara karşılık olarak dönüş düşüncesi her sorunun
cevabını karşılayacak şekilde açık ve nettir.
1) Kuzey Kafkasya halkları tek bir millet
değildir. Bu nedenle sorunumuz bir Kuzey Kafkasya
sorunu olmayıp Adige-Abhaz sorunudur.
2) Adige ve Abhazların anavatanlarında bir araya
gelmeleri zorunludur, olmazsa olmaz bir koşuldur.
3) Adigey ve Abhazya'nın ulusal varlıklarını
sürdürebilmeleri için acilen dışarıdaki soydaşlarına
ihtiyaçları vardır.
4) Diaspora; Adige ve Abhaz halkları için yok oluş
demek olduğundan anavatana mutlaka dönülmelidir.
5) Dönüşün kısa bir sürede gerçekleşmeyeceği göz
önüne alınarak yaşanılan ülkelerde ulusal varlığı
koruyucu her türlü çalışmalar yapılmalıdır.
6) Adige ve Abhaz halkları için yaşamsal öneme
sahip olan dönüş ancak Rusya Federasyonu ile uyumlu
politikalar sayesinde mümkün olabilir.
7) Rusya’da ortaya çıkan ulusal varlığı tehdit
edici politikalarla mücadele yine anavatanda
verilmelidir. Bu mücadelenin yürütülme alanı diaspora
olamaz. Bu çalışmaların yürütülebilme koşulları
Kafkasya’da mevcuttur. Rusya’nın Birliği Partisi'nden
Komünist Partisi'ne, Adige Xase’den Çerkes Kongresi’ne
kadar her görüşteki insanın çalışabileceği ortam
vardır.
8) Geleceğimiz ayrı bir devlet olmakla değil Rusya
Federasyonu içerisinde (Abhazya için söylemiyorum)
demokrasi ve federalizmin geliştirilmesi ile garanti
altına alınabilir. Şartlarımıza en uygun çözüm budur.
9) Başka bir Kafkas halkının bağımsızlık istemesi
kendi sorunu olup bizim politikalarımızı değiştirmemizi
gerektirmez.
10) Dönüş vatan topraklarında barış içerisinde
birlikte yaşama, gelişme, ulusal varlığın korunması ve
bu amaçla her an uyanık durma demektir.
11) Kuzey Kafkasya halklarının tamamı kardeştir.
Mümkün olan her türlü yardımlaşma ve işbirliği
yapılmalı, iyi komşuluk ve dostluk ilişkileri
güçlendirilmelidir.
12) Rusya Federasyonu veya herhangi bir diaspora
ülkesindeki gelişim ve değişim dönüşten vazgeçmek,
ertelemek için bahane olamaz. Dün komünizm, bugün
kapitalizm, yarın üniter Rusya, dün Yeltsin, bugün
Putin ve yarın bir başkası olabilir.
Sonuç olarak karşıtlarımız içi karanlık ve ucu
gözükmeyen bir tüneli işaret ediyorlar. Buna karşılık
dönüş düşüncesi halkımızın mutlu geleceğidir. |