...................
...................
TÜRKİYE ÖNCÜLÜĞÜNDE TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ

Sönmez Can
E. Kurmay Albay
BİRLEŞİK KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU Yönetim Kurulu Üyesi

                         
 
...................
 

Türkiye büyük devlet rolünü oynayacak ekonomik, siyasi ve askeri güce sahip olma milli hedefiyle, Osmanlının devlet yönetim anlayışını ve dış politikalarını mezcetmek suretiyle bunu sağlayabilir diye düşünüyorum. Bu düşünceyle başarı dileklerimi sunuyorum.

ZORLA YARATILAN ETNİK SORUNLAR

Modern yaşamda insanlar kendi düşünce yapısını yansıtan bir takım sivil toplum kuruluşları ve insan toplulukları ile sürekli iletişim içerisinde bulunurlar. Bu, insanın daha önceden çeşitli yollarla edindiği birikimlerini başkalarına aktarmaya ve zaman içinde o gurupların düşünce sistemleri ve eylemlerinden kendileri için uygun olanlarını almaya vesile olur. Kişileri mensup oldukları bu kuruluşlar ile, bu kuruluşları da içlerinde barındırdıkları insanlarla değerlendirmek adet olmuştur. Doğrudur, çünkü zamanla iki taraflı etkileşim bu sonucu doğurur.

Mensubu olduğum Birleşik Kafkasya Konseyi ve Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu ile aramızda böyle bir duygusal ve fikirsel bağ oluştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İstisnaların olabileceğini de göz ardı etmemek gerek.

Birleşik Kafkasya Konseyi ve Konseyin de üyesi olduğu BİRLEŞİK KAFKASYA DERNEKLERİ FEDERASYONU'nunda zaman zaman Türkiye'nin gündemindeki konuların tartışıldığını bu vesile ile üyelerimizin düşünce yapısını yansıtan sonuçları kaleme alıp konseyin görüşü olarak yayın organımız dergimizde yayınlıyoruz. Bu doğrudan doğruya Dernek merkez yürütme kurulunun onayı ile yapılmaktadır.

Bu gün Türkiye'nin gündemine oturmuş AZINLIK RAPORU ile ilgili tartışmaların ilham ettiği görüşlerimi derginiz vasıtasıyla kamuoyuna aktarmak istiyorum.

Bilindiği üzere 19.yüzyılda Balkanlardan ve Kafkasya'dan kitlesel göçler olmuştur. Bunların nedenleri ayrı bir inceleme konusudur. Bu göçlerin en önemlisi Kafkaslardan vaki olan, Ruslarla asırlara dayanan bir savaş sürecini takiben, 1859 da Şeyh Şamil mukavemetinin kırılması ve 5 yıl daha Batı Kafkasya'daki direnişin sonucunda 1864 yılında başlayan ve bir soykırım niteliği taşıyan göçtür. İki milyona yakın insan çok olumsuz şartlarda Kafkasya'dan Anadolu'ya – Balkanlara, Balkanlardan tekrar Anadolu'ya büyük oranda (500 bin kişinin üzerinde) can kayıplarına neden olan bir göç süreci yaşamışlardır. 1. ve 2. Dünya savaşını takip eden dönemlerde de göçler olmuştur. Bu suretle Anadolu da bu gün 7 milyona yakın Kafkas kökenli bir nüfus potansiyeli oluşmuştur.

Sovyetler Birliğinin dağılmasını mütakip Kafkasya'daki yeniden yapılanma sürecinde Türkiye'deki Kuzey Kafkasya kökenli yurttaşlarımızla Kafkasya'daki akrabaları arasında mevcut olan duygusal bağlar ön plana çıkmıştır. Bunun sonucu ortaya çıkan durum muvacehesinde Birleşik Kafkasya Konseyi oluşumu ortaya çıkmıştır.

Konsey, T.C. vatandaşı tüm kuzey Kafkasya kökenlileri (Adige, Abhaza, Asetin, Balkar, Çeçen, Dağıstan ve Karaçay) bir araya getirmek ve bunların arasında sıkı bir dayanışma ile işbirliğini arttırmak, bu dayanışmadan doğan gücü özellikle T.C.nin anayasal düzeni içinde milli değerlerine saygılı bir biçimde ülkenin bölünmez bütünlüğüne hizmet için kullanmak ve bilahare Kuzey Kafkasya'daki dost ve akraba toplumları evrensel insan hakları ölçüleri içinde, sosyal,kültürel ve ekonomik kalkınmalarına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Bu düşünceleri paylaşan 14 Kafkas Kültür Derneğinin bir araya gelmesiyle de BİRLEŞİK KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU kurulmuştur.

Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu son zamanlarda Türkiye'de Türkiye'nin birlik ve beraberliği ve bütünlüğüne yönelik olarak zorla yaratılmak istenen etnik sorun üzerine düşündüklerini kamuoyuna açıklamak zarureti duymuştur.

Türkiye'nin öncülüğünde İslam Birliği veya Türk – İslam Birliğine katkısı olur düşüncesiyle bildiriyi aynen aşağıda bilgilerinize sunuyorum.


KAMUOYUNA,

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan küreselleşme sürecinde, yeni bir dünya düzeni oluşturabilmek için dış yönlendirmelerin giderek arttığı görülmektedir. İnsanlık küresel bir düzene yönelirken yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkan etnik sorun yeniden canlanmıştır.
İmparatorluklar yıkılırken gündeme getirilen etnik parçalanma olgusu şimdilerde ulus devletlerin dağılması aşamasında yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Avrupa Birliği süreci içerisinde Kopenhag Kriterleri ve azınlık hakları ile güncelleştirilen etnik sorunlar, küreselleşme açısından da öne çıkarılmaktadır. Türkiye her iki sürecin içerisinde yeniden etnik sorunların tartışıldığı bir ülke konumuna sürüklenmeye çalışılmaktadır.
Bir imparatorluğun mirasçısı olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, geniş İmparatorluk topraklarından geri kalan onlarca etnik ve kültürel kökenden gelen insanları bir arada tutan bir siyasal yapıyı gerçekleştirmiştir.
Ulusal Kurtuluş Savaşından sonra oluşan milli bütünlük içerisinde yer alan çeşitli topluluklar daha sonraki yıllarda Atatürk'ün uyguladığı politikalarla geliştirilen bir uluslaşma süreci içerisinde imtiyazsız ve sınıfsız kaynaşmış bir kitle olarak belirli bir hedefe doğru yönlendirilmişlerdir. Yirminci yüzyılın ulus devletler çağı olması gerçeği karşısında, Avrupa'dan gelen bu devlet modeli çerçevesinde Anadolu'da, Rumeli ve Kafkasya'dan gelmiş çeşitli topluluklar, Türkiye Cumhuriyeti ulus devletinin çatısı altında bir araya
getirilmiş, seksen yıllık Cumhuriyet tarihi içerisinde etnik ve kültürel topluluklar arasında bir uyum modeli geliştirilmeye çalışılmıştır.
Bölgemizde giderek tırmanan yeniden yapılanma girişimleri çerçevesinde etnik sorunların alevlendirilmek istenmesi Türkiye'nin ulusal birlik ve bütünlüğünü tehdit etmektedir.


BİRLEŞİK KAFKAS DERNEKLERİ FEDERASYONU, TÜRKİYE'NİN ETNİK SORUNLAR ÇIKARTILARAK KARIŞTIRILMASI SENARYOLARINA KESİNLİKLE KARŞIDIR.

Şimdiye kadar ülkemizin birlik ve bütünlüğünü savunan bir kuruluş olarak, toplumumuzda istikrar ve güvenden yana bir tutumun izleyicisi olduk. Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu, Türkiye'deki yüze yakın Kafkas kuruluşunun çoğunluğunun sahip olduğu düşünceleri paylaşan ve hem Kuzey Kafkasya'daki halkların tümünü hem de Türkiye'deki Kuzey Kafkasya kökenli vatandaşlarımızın tamamını kucaklayan bir kuruluş olma amacındadır.

Türkiye'deki Kafkas kökenlilerin sahip olduğu düşünce;
Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü,
Milli değerlere saygı,
Evrensel insan hakları ve evrensel barış çerçevesinde Türkiye'deki ve Kuzey Kafkasya'daki insanların sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınma için sıkı bir dayanışma içerisinde olmaları noktasında odaklanmaktadır.
Türkiye'de ve tüm dünyada Kuzey Kafkasyalılar, her zaman barıştan yana olmuşlar; ancak savaşı kendilerini ve haklarını korumak amacıyla yapmak zorunda kalmışlardır. Hiçbir zaman ve zeminde, bölücü, ayrılıkçı, fesat ve kötü niyet içerisinde olmamışlardır.

Kuzey Kafkasya kökenliler, emperyalizme karşı savaşla kurulan bir ülkenin halkı olarak bilinçli olmak zorundadırlar.

Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu, Devleti ve milleti ile barışık her türlü vatandaşlık hak ve vecibelerini eksiksiz yerine getiren, evrensel değer ölçüleri içinde Birleşik Kafkasya ideali ile birlikte, T.C. Devleti'nin asli unsuru olarak kalmayı savunan bir kuruluş ve Türkiye'deki Kuzey Kafkasya kökenli vatandaşlarımızın sessiz çoğunluğunun sesi olmaya devam edecektir.

Birleşik Kafkasya Dernekleri Federasyonu, her türlü insan haklarının da savunucusudur. Bu çerçevede;
- Anadilimizi de konuşacağız, öğrenmek isteyenlere de öğreteceğiz.
- Atavatanımız ile daima sıcak ilişki içerisinde olacağız.
- Kültürümüze de sahip çıkıp onu yaşayacağız.

Ancak; anavatanımız Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi de en üst seviyeye çıkarmak ve onun gücünün en üst düzeye getirilmesinin öneminin idraki içinde vatandaşlık görevlerimizi, bu devlete sahip çıktığını zannedenlerden çok daha iyi bir şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz. Bunu tüm Kuzey Kafkasya kökenliler 1864 sürgününden bu yana 140 senedir hiç aksatmadan yerine getirdiler.

93 Harbinde; Balkanlarda, Plevne'de, Kafkas Cephesi'nde, Birinci Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de en az birlikte yaşadığımız toplumun fertleri kadar fedakârlık yaptılar, şehit oldular, gazi oldular. En son Kurtuluş Savaşı'nda ve sonrasında, T.C. Devleti'nin kuruluşunda belirleyici unsur olarak rol oynadılar.

Bundan sonra da Kafkas Halklarının mutlu geleceğinin T.C.Devletimizin yüceltilip güçlendirilmesinden, birlik ve beraberliğinin sağlanmasından güç alacağının idraki içinde olacağız.

Birleşik Kafkas Dernekleri Federasyonu; Devletimizin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ilkesi etrafında, devleti ile barışık faaliyetlerini sürdürecektir.

Kesinlikle eminiz ki; Türkiye'deki Kuzey Kafkasya kökenlilerin; yani Türkiye'deki yaygın deyişi ile ÇERKESlerin ezici çoğunluğunun düşüncesi de bu şekildedir. Birilerinin çıkıp huzur bozucu, akıl karıştırıcı, hakkımızda şüphe yaratıcı beyanları ve davranışları bu toplumdan gerekli cevabı alacaktır.