2007 Temmuz'unda
Abhazya Cumhuriyeti’ne bir haftalık gözlem ve
dinlenme gezisinde bulundum. İzlenimlerimin
kesin doğruları içerdiğini, düşüncelerimi
belgelere dayandırdığımı iddia etmeden bir
hafta içerisinde gördüklerimi toplumumuzla
paylaşma gereğini duydum.
Maykop’tan Adler’e trenle, oradan sınıra taksi ile
geldik. Sınırda Abhazya’ya geçmek isteyen büyük bir
kalabalık vardı. Bir saatlik bekleyişten sonra Rusya
Federasyonu pasaportlarımızı göstererek Abhazya’ya
girdik. Otomobilleri ile gelenler ise uzun kuyruklar
oluşturmuşlardı. Biraz sıkıntılı da olsa Rusya
Federasyonu pasaportu ile Abhazya’ya girilebildiğini
yaşayarak öğrendik.
Abhazya gezi izlenimlerimi aşağıdaki başlıklar altında
özetlemek istiyorum:
POLİTİK DURUM
Abhazya-Gürcistan anlaşmazlığın tarafların razı
olabileceği bir çözüme kavuşturulamaması, yani
Abhazya’nın statüsünün belirsizliği her alanda olumsuz
etkisini gösteriyor. İnsanlar geleceklerini yeterince
güvence altında hissetmiyorlar ve buna bağlı olarak bir
tedirginlik duygusu hakim. Abhazya’nin statüsünün bir an
önce tüm tarafların kabul edebileceği bir çözüme
kavuşturulmasının karsılaştığım herkesin ortak dileği
olduğunu söyleyebilirim.
EKONOMİK DURUM
Hava alanı, liman ve demiryolunun savaştan bu yana
çalışmadığını söylemenin, ekonomik durumu anlatmak için
yeterli olduğunu düşünüyorum. Rusya sınırını geçer
geçmez, gözle görülebilen gelişmişlik düzeyi birden
aşağılara düşüyor. Düzen değişimi nedeniyle enkaza
dönüşmüş binalara, savaşta yıkıma uğramış binalar da
eklenince ülkeye bir harabe görünümü hakim oluyor. Başta
parlamento binası olmak üzere büyük oteller, apartmanlar
ve yüzlerce ev enkaz halinde duruyor.
Statü belirsizliği nedeniyle yatırımcıların ülkeye
gelmek istemeyişleri büyük bir turizm ve tarım cenneti
olan ülkenin ekonomik olarak geri kalmasına neden
oluyor. Ekonomik nefes borusu olma özelliğini koruyor.
Karşılaştığım herkes 2014 Sochi olimpiyatlarına büyük
umut bağlamış durumda. Olimpiyatlar nedeniyle bölgeye
yapılacak yatırımların Abhazya ekonomisini olumlu
etkileyeceğini, Sohum hava alanının ulaşıma
açılabileceğini düşünüyorlar. Olimpiyatların bölgesel
barışa katkı sağlayacağını umut ediyorlar.
KÜLTÜREL DURUM
Görebildiğim tüm yerleşim yerlerinde resmi ve özel
işyerlerinin, cadde ve sokak isimlerinin Abhazca olması,
günde dört saat Abhazca televizyon yayını,
karşılaştığımız her Abhaz’ın Abhazca konuşabiliyor
olması ilk dikkatimi çeken ve Adigey’den farklı gördüğüm
konular arasında. Çesitli yerlerde bize bilgi veren
turizm rehberlerinin yaptıkları tanıtımlarda Abhaz
ulusu, vatanı, tarihi ve kültürünü özellikle
vurgulamaları da gurur verici.
DEMOGRAFİK DURUM
Demografik durum kanımca ülkenin en başta gelen
sorunları arasında yer alıyor. Yukarıda değinmiş olduğum
statü belirsizliği ve ekonomik sorunlar nedeniyle Abhaz
nüfusunun önemli bir bölümünün ülkeyi terk ederek
Rusya’ya yerleşmiş oldukları, Abhaz nüfusunun 65 binlere
indiği, Ermeni ve Ruslardan sonra üçüncü sırada yer
aldığı,Abhaz nüfusuna yakın bir Gürcü (Mingrel)
nüfusunun da Gal bölgesinde yaşadığı ifade edildi.Yani
ülkenin tüm nüfusunun 350 bin civarında olduğu
söyleniyor.
Bu nüfus durumuyla ülkenin gelecekte bir Abhaz devleti
olarak varlığını koruyabilmesi güç .Kendileri de bu
durumun farkındalar ve karşılaştığımız bir çok insan
kendi tabirleri ile yukarıdan (Kuzey Kafkasya’dan) ve
diasporadan akraba halkların ülkelerine yerleşmelerini
arzu ediyorlar.
DİASPORA VARLIĞI
Savaş esnasında ve savaştan sonra Abhazya’ya diasporadan
gelmiş olanların sayıları bini aşmış durumda iken ilk
yıllarda güvenliğin olmayışı ve yoğun ekonomik
sıkıntılar nedeniyle bunların büyük bir kısmı geldikleri
ülkelere dönmüşler veya Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerine
yerleşmişler.
Bugün itibariyle tüm sıkıntılara göğüs germeyi başarmış
fedakar ve yurtsever bir kaç yüz kişilik bir diasporalı
gurubun varlığından söz etmek mümkün.
Diaspora ne ekonomi ne de nüfus anlamında Abhazya’ya
umulan desteği verebilmiş değil. Bunu ülkedeki ekonomik
ve güvenlik sorunlarına bağlamak mümkün ancak hiçbir
ulusal mücadele sıkıntısız kazanılmıyor. Ülkenin
gelecekte bir Abhaz devleti olarak varolabilmesi için en
büyük görev diasporaya düşüyor.
Diaspora bu konuda ciddi bir sınavla karşı karşıya.
İhtiyaç duyulan nüfus desteği verilmediği takdirde
Abhazya’nın geleceğinden söz etmek mümkün değil.
Abhazya’nın geleceği ile ilgili diasporanın tavrı Rusya
ve Gürcistan politikalarından daha önemli. Ancak bu
konuda sorumluluğunu anlamış bir diaspora da ortada
görünmüyor.
KOMŞU ÜLKELER
Komşu ülkelerin Abhazya ile ilgili politik hesaplarına
girmeyi düşünmüyorum. Ancak Rusya’nın Abhazyalıların
büyük bir kısmına vatandaşlık verdiği, emekli maaşlarını
ödediği, deniz, demiryolu ve hava ulaşımına bir katkı
sağlamıyorsa da karadan geçişlere izin verdiği, Rus
sermayesinin Abhazya’da mülk edinme girişimlerinin
olduğu biliniyor. Rus turistler ile Abhaz mallarının
Rusya pazarında alıcı bulması da ekonomik alanda çok
önemli.
.
Komşu ülkelerden Türkiye’nin Abhazya’ya düzenli ticarete
ve yolcu taşımacılığına izin vermemesi ekonomik
gelişmenin önündeki büyük engellerden biri. Bu durum
diaspora-Abhazya ilişkilerini de olumsuz etkiliyor.
Türkiye Abhazya ilişkilerinin normalleştirilmesi büyük
önem taşıyor ve bu konuda Türkiye diasporasına büyük
görevler düştüğünü de belirtmek gerekiyor.
SONUÇ
Karadeniz'de 240 kilometrelik sahil şeridine sahip,
turizm ve tarım cenneti olan Abhazya’nın geleceği
yukarıda da değindiğim gibi Rusya ve Gürcistan
politikalarından çok diasporasının ona sahip
çıkabilmesine bağlı. Uğrunda ölenler sayesinde toprak
vatan oldu, ancak üstünde yaşayacak insanlarına ihtiyacı
var. |