|
|
................... |
|
................... |
GÜRCÜ SALDIRISI ve DİASPORA |
M. Nedim Özel |
|
|
................... |
|
|
Gürcistan ortada olağanüstü
farklı bir sebep yokken ani bir kararla Güney Osetya'ya
saldırdı.
Gürcistan sınırına 5-10 km mesafedeki Tsinvali'yi en
ağır silahları ile aniden kuşatarak, özel yıkıcı
füzelerle şehri hedef ayırmaksızın bombardımana tuttu. Ardından savunmasız şehre
girip sivil-asker, çocuk yaşlı demeden binlerce kişiyi
katletti.
Bugün itibarı ile (10 Ağustos 2008) öldürülenlerin
sayısı 2 bin kişiye ulaştı.
Bu rakam toplam nüfusu 70 bin olan Güney Osetya'nın
yaklaşık %3'üne eşit.
Amaç belli soykırım yaparak, korku ve dehşet saçarak
Güney Osetlerin bu topraklardaki varlığına son vermek. Önce Güney Osetya'yı, başarırsa sonra Abhazya'yı
vaktiyle Acaristan'a yaptığı gibi oldu bitti ile
Gürcistan'a ilhak etmek ve çok özlenen üniter
Gürcistan'ı bir an önce kurmak.
Bundan 15 sene önce Abhaz kuvvetleri karşısında bozguna
uğrayan Gürcistan bu cesareti nereden buldu?
Gürcistan son bir kaç yıldır dış güçlerin yardımı ile
silahlanmaya büyük paralar ayırdı (1 milyar Dolar olduğu
söyleniyor). Bu, 6 milyonluk fakir bir ülke için çok
büyük bir rakam.
Amerika yardım ediyor, Ukrayna yardım ediyor, Türkiye
Gürcü ordusunu hava üssünden üniformalarına varıncaya
kadar modernize ediyor.
Gazetelerde açıklanan bilgilere göre Türkiye;
- Gürcistan'a 4 adet savaş gemisi hediye etti.
- 3 milyon Dolar'a hava üssü kurdu,
- Gürcistan'a yapılan yardımların tutarı 100 milyon
Dolar'a ulaştı (detaylar gazetelerde).
Bütün bunları Türkiye'de etkili Gürcü lobisi başarıyor,
iş adamı ile politikacısı ile.
Sayıları 7 milyon olarak tahmin edilen Türkiye'deki
Kuzey Kafkasyalıların ise yaralı soydaşlarına politik
destek bir yana, en azından ilaç ve gıda yardımı
ulaştıracak ne gücü var, ne etkisi, ne de lobisi.
Basın ve medya Gürcülerin ağzından haber veriyor. Sanki
saldıranlar Gürcüler değil Osetler.
Verilen resimler, yazılar ve yorumlara göre
Tsinvali'deki vahşeti Gürcüler değil sanki Osetler
yaptı.
Sanki ölen 2 bin insan Oset değil Gürcü.
Türkiye'deki 7 milyonluk Kuzey Kafkasya diasporası,
yaşadığı ülkede bu denli etkisizliğin, silikliğin yok
sayılmanın sebebini acilen sorgulamalıdır. Bu sorgulama
yapılmadığı ve çareler bulunmadığı taktirde Kuzey
Kafkasya diasporası için gelecek çok daha üzücü ve onur
kırıcı olacaktır.
Not: Dünyadaki mevcut mevcut konjöktür ve
gelişmeler Gürcülerin hak ettikleri dersi alacağı
Sakaşvil'nin gidici olduğu ve kendisine Miloseviç ve
Karasiç gibi soykırım hesabının sorulacağı yönündedir.
SAAKAŞVİLİ'yi BEKLEYEN SON ve DERSLER
Neyi, ne kadar yapabileceğinin sınırlarını
belirleyemeyen, kendi kapasitesini ve karşındaki güçleri
hesaplayamayan, hırsları akıllarının önünde bir çok
liderin akıbeti ne olduysa Saakaşvili'yi bekleyen akıbet
de bu olacak gibi gözüküyor. Tarih tekerrürdür sözü
galiba bir defa daha doğru çıkıyor.
O coğrafyada binlerce senedir otokton bir halk olarak
yaşayan Osetlere (Sarmat-Alanlar) karşı gece baskını ile
giriştiği toplu imha hareketi
-şükürler olsun- başarıya istediği ulaşamadı. 120 km
ötedeki Ruslar yetişmeden öldürdükleri 2 bin kişiyle
kaldılar. Geriye 68 bin kişi kaldı. Bu kalan 68 bin
Oset'e bu katliamı unutturup Gürcülerle birlikte
yaşamasını kim mümkün kılacak? Saakaşvili güçleri şu an
ricat halinde Gürcistan içlerine kaçıyor. Saakaşvili
savaşı kendilerinin çıkartmadıklarını ve hep barış
istedikleri yalanını söyleyerek aklınca dünyayı
kandıracak.
Ancak dünyayı kandırmak, kendi halkını kandırmak kadar
kolay değil. Kendi halkını kandırdı, devrimle iktidar
oldu. Garantör devlet olan Türkiye'nin göz yumması ile
Müslüman Acaristan Otonom Bölgesi'ni ortadan kaldırdı.
Sandı ki, Güney Osetya'yı ortadan kaldırmasına Rusya'da
göz yumacak, ardından Abhazya.
Rusya daha önce imzaladığı anlaşmalara dayanarak, kendi
vatandaşı Kuzey Osetlerin soydaşı Güney Osetleri
soykırımdan kurtarmak üzere askeri harekat düzenledi.
Rusya şimdi Saakaşvili'nin altın tepside sunduğu bu
fırsatı sonuna kadar kullanacak. Rusya şu anda hem Güney
Osetya'ya hem Abhazya'ya bir daha kolay kolay çıkmamak
üzere yerleşiyor. Bundan sonraki gelişmelerin Gürcülerin
lehine olmayacağı kesin, ancak Kuzey Osetya ve
Abhazya'nın geleceği ne olur, onu zaman gösterecek.
Saakaşvili kendi halkını rehin koyarak oynadığı bu büyük
kumarı kaybettiği artık çok açık. Kaybettiği sadece
dünyadaki itibarı değil aynı zamanda kendi halkının
güvenini de kaybetti. Yanlışları ile sadece Osetlere
değil, kendi ülkesine ve halkına verdiği, vereceği
zararların hesabının sorulacağı gün yakındır.
Diliyorum bu tarihi olaydan Gürcüler ve onların
destekçileri kadar Kuzey Kafkasya ve diasporası da
gerekli dersleri alır. Bu olay özellikle gösterdi ki;
yazılı ve basılı medya ile ilişkiler çok önemli. Bir
konuda ne kadar haklı olursanız olun medya ile
ilişkileriniz yoksa bir şey ifade etmiyor. Son olayları
medyanın veriş şeklinden anlaşılıyor ki medyanın
kaynakları hep kulaktan dolma ya da yönlendirme. Kuzey
Kafkasya tarihi, coğrafyası, politikası ve Türkiye'deki
Kuzey Kafkasyalılar hakkında bilgi sahibi değiller.
Madem bu ülkede Kuzey Kafkasyalılar 7 milyon. Bu sayısal
varlığı ile orantılı olarak medyada, politikada, iş
dünyasında etkinliğini ve ağırlığını hissettirmek
onların en doğal hakkı ise; bu hakkın kullanılması için
fikirler ve projeler geliştirmek de onların kaçınılmaz
görevi olmalıdır. Medya ile ilişkileri geliştirmek bu
konuda bir başlangıç projesi olacaktır. Muhakkak ki bu
konuda düşünen herkesin yapabileceği küçük yada büyük
somut bir katkısı olacaktır. |
|
|
|
|
|
|
|