...................
...................
BÜYÜK OLMAK, BÜYÜK DÜŞÜNMEK,
BÜYÜK DAVRANMAK

M. Nedim Özel

                         
 
...................
 

Gürcü kuvvetlerinin Güney Osetya baskını karşısında Rusya’nın Gürcistan’a yaptığı askeri harekat sonrası geçen hafta Başbakan Erdoğan önce Moskova’ya ardından Tiflis’e ziyaretler gerçekleştirdi. Moskova’da Devlet Başkanı Medvedev ve Başbakan Putin, Tiflis’te ise Başkan Saakaşvili ile görüştü. Rusya Dışişleri Bakanı ve Rusya basını Gürcistan’ın Güney Osetya'ya saldırma cesaretini Amerika ve Türkiye'nin verdiği silahlardan aldığını iddia ediyordu. Ancak gerek Başkan Medvedev gerek Başbakan Putin, Başbakan Erdoğan'ı son derece saygılı karşılamışlardı.

Moskova’dan sonra gittiği Tiflis’te Başbakan Erdoğan'ın Saakaşvili ile yaptığı toplantı sonrası açıklamalarını geçen hafta televizyonda izlemiştik.

Bu açıklamasında söyledikleri (ve söylemedikleri) özetle şunlardı:


1)
Türkiye'den Gürcistan'a ilaç ve insani yardım yoğun bir şekilde devam edecek.

(Tsinvali'de ölen iki bin kişi ve yaralanan binlerce Oset için ilaç ve insani yardım söz konusu değil.)
  

2)
Zarar gören Gori şehri, başta hastaneler olmak üzere yeniden inşa edilecek.

(Gürcistan’ın başlattığı bir savaşta gece baskınıyla atılan füzelerin yıktığı Tsinvali'nin yeniden inşası söz konusu değil.)


Tiflis’te Saakaşvili huzurunda verilen sözlerin sonuçlarını dünkü ve bugünkü gazetelerden hep birlikte izliyoruz:


1)
TOKI Gori'nin yeniden inşa edilmesi için Gürcistan’a uzman heyet gönderiyormuş.

2)
Türkiye'nin gönderdiği 5 TIR’lık ilk gıda yardımı Gori'ye ulaşmış halka dağıtılmaya başlanmış.


Başbakan Erdoğan Tiflis ziyareti sonrası yukarıdaki demeci yerine dese idi:


1)
Savaşta zarar gören tüm taraflara tıbbi ve insani yardımı en kısa sürede yapacağız.

2)
Savaşta zarar gören Gori ve Tsinvali gibi şehirlerin başta zarar gören hastaneleri olmak üzere, yapıların onarımına yardım edeceğiz.


Bugün Gori'de yardım dağıtan TIR’lardan biride Tsinvalde olsaydı, biraz ilgi bekleyen 7 milyon Kuzey Kafkasya kökenli vatandaşının gönlünü de alsa idi Başbakan Erdoğan ne kaybederdi, Türkiye ne kaybederdi? 

- Saakaşvili Baku-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın vanasını mı kapatırdı?
- Gürcistan Baku-Tiflis -Kars Demiryolu Projesi’ni mi iptal ederdi?
- Amerika, Türkiye'ye nota  mı verirdi?
- Yoksa Türkiye’deki Gürcü lobisi çok mu gücenirdi?

Hayır hiç biri olmayacaktı. Aksine istediği yardımı Gürcistan'a ulaştırırken, bir taraftan da ülkesinin en büyük ticari ortağı (
*) Rusya'nın ve 145 milyon Rus vatandaşının sempatisini kazanacak, ayrıca dünya kamuoyu da ''Türkiye’nin zorda olan her insana ayırımsız yardım için koştuğunu göstererek'' uluslararası platformdaki saygınlığını yüceltecekti. (Bazı ülkeler, yardımlarını şu anda böyle yapıyorlar.)

Başbakan'ın bu taraflı davranışı, haksızlığı tescillenmiş Saakaşvili'ye  açık desteği Türkiye'nin dünyadaki imajını olumsuz etkilemiştir. Ben bir vatandaş olarak ülkemin yöneticilerinin kişisel sempatilerle duygusal kararlar almalarının çok yanlış olduğunu, ayrımcı davranışlarının, uzun vadede ülkenin çıkarlarına zarar vereceğini düşünüyorum.

Ayrıca toplumu tümüyle kucaklamak varken, ayrımsız yardım etmek varken, ülke içinde ve dışında sempati ve güven kazanmak varken, yöneticilerimin alenen taraf olmasını haksız buluyor, itiraz ediyorum.

Büyük devletler ''barındırdığımız her farklı kültürün hatırı var'' derler. Bir kültürün alenen tarafı değil, tarafsız olmayı ilke sayarlar. Bir ülkenin tüm vatandaşları, alınan karalarda kendilerinin de düşünüldüğünü hissetmek isterler. Yöneticilerinin adil olmasını, adaletli kararlar almasını beklerler.

İleri ülkelerde geçerli olan doğru ilkede budur.


Son Söz:
Büyük olmak, büyük düşünmekle, büyük davranmakla mümkündür.


(*) Not: Rusya ile ticaret hacmi 22 milyar Dolar, Doğalgazda % 70 bağımlıyız (32 miyar Dolar), en çok turisti onlar gönderiyor (1 milyondan fazla).