Türkiye'nin Kıbrıs'a çıkartma yapması ve
Kıbrıs'ın kuzeyinde kontrol kurması ile fiili bir durum
doğmuştur. Türkiye iç güvenliği ve bağımsızlığı
tehlikeye düşmüş Ada'ya barışçıl ve insancıl amaçlarla
çıktığını açıkça ilan etmiştir. Bu doğrultuda Türk ve
Rum topluluklarına bir arada ve barış içinde
yaşayabilecekleri bağımsız bir Kıbrıs Cumhuriyeti'nin
yeni baştan oluşturulacağı açıklanmış, dünya kamuoyu
desteği böylece sağlanmak istenmiştir.
Şimdi sıra, sorunun çözümüne gelmiştir. Birinci Cenevre
Barış Görüşmesi'nde Ada'da "iki özerk yönetim" bulunduğu
olgusu saptanmış ve onaylanmıştır. Fakat sorun, asıl
bundan sonra gerçekçi bir açıdan çözümlenmek
durumundadır.
Gerçekçi bir çözüm, en başta, Ada'nın bağımsızlığını,
Türk ve Rum toplumlarının sürekli güvenliğini ve
demokratik bir Kıbrıs'ın güvenceye bağlanmasını gözetmek
zorundadır.
Türkler ve Rumlar, dün olduğu gibi, bugün ve yarın için
de aynı Ada'da yaşamlarını sürdüreceklerdir. Bu gerçek
bilindikten sonra, asıl sorun, iki toplum arasındaki
çatışma kaynaklarının yok edilmesine kalmaktadır.
Türk ve Rum, tüm Kıbrıs halkının huzurunu ve gelişimini
güvenceye kavuşturacak ortak bir demokratik ve laik
yönetim oluşturulabilmelidir. Bu ortak yönetimin ya da
söylenen biçimiyle federal statünün niteliği, ilerisi
açısından, sorunun can alıcı noktasıdır. Geçmişte, Ada
halkı Türk ya da Rum olmaktan ötürü bir bölünmeye
uğratılmıştır. Getirilecek statü bu "ırkçı" bölünmeye
kesinlikle son verecek bir nitelikte olmalıdır. Türk ve
Rum her iki halk kesiminin güvenlik içerisinde
gelişebilmesi, getirilecek bu statüye göre
biçimlenecektir. Türk ya da Rum, iki Kıbrıslı arasında
ırk esasına dayanan hiçbir ayrıcalıklı ya da ayırıcı
engel konulmamalıdır.
Örneğin, kesin bir Türk asıllı Cumhurbaşkanı
yardımcılığı yerine, bir kayıtla bir Türk Başbakanı ve
Rum Cumhurbaşkanı ya da yerine göre tersi daha yerinde
bir çözüm olabilecektir ve yine Türklerin çoğunlukta
olduğu bölge, kent ya da köylerde devlet dili olarak
Türkçe uygulanabilir, Rumlar gibi Türkler için de
gerekli kurumlar kurulabilir, Türk okullarında Rumca,
Rum okullarında da Türkçe ek dersler konulabilir ve
benzeri yollarla her iki toplumun varlığı ve birliği
sağlam esaslara bağlanabilir. Türk ve Rum, her iki özerk
yönetim kendi sosyal ve kültürel sorunları üzerinde
yetkili bırakılır, artakalan konular federal yönetime
terk edilebilir. Şovence duyguların etkisizleştirilmesi
bakımından "iki federal meclis" kurulur, biri tüm halkı,
diğeri de toplumları temsil eder. İkinci mecliste hiçbir
topluma salt çoğunluk verilmeyerek ve antidemokratik
girişimleri önleyebilecek yetkiler tanınarak gerekli
güvenlik kurulabilir.
Kalıcı ve gerçekçi çözüm, Ada halkının benimseyebileceği
demokratik bir çözüm olabilir. Dünya barışı açısından
Ada'nın bağımsız olarak tarafsızlaştırılması ve
silahlardan arındırılması zorunludur. Ada halkı
arasındaki ırkçı ve çıkarcı çevreleri etkisizleştirmede
en etkili yöntemler üzerinde düşünülmelidir.
|