|
|
................... |
|
................... |
KAMUOYUNA |
TAMBİYA Muharrem Erdem
Düsseldorf, 21 Aralık 2009
|
|
|
................... |
|
|
Öncelikle
konuya yabancı olanların bilgilenmesi açısından AIKZE'nin kısa
bir tanımı zorunludur. AIKZE'nin açılımı: Abkhazische (Abhaz)
Informasyon (bilgilendirme) Kültür (kültür) Zentrum (merkezi)
Europa (Avrupa)'dır. Abazaca'daki eykze (derleniş)
kelimesinden esinlenerek konulmuş bir isimdir. Kuruluş amacı:
Abhazya'nın bağımsızlığının tanıtılması sürecinde, Avrupa da
etkin olan Gürcü dezenformasyonlarının boşa çıkarılması ve
Abhazya'nın tanıtımı için diplomasi faaliyetidir. Kuruluşunun
hazırlığı aşamasında AIKZE'nin hedefi ve faaliyet kapsamı
özellikle belirlenmiş; örneğin kitle faaliyeti ya da başka bir
faaliyet yapmaması kararı alınmıştır.
18 Kasım 2007 tarihinde Almanya-Rurberg'de, 27 kişilik
kurucular kurulunun katılımıyla, tek aday olarak şahsım başkan
seçilmiş, yönetim kurulu, gönüllülerin katılımıyla oluşmuştur.
Kuruluş aşamasında yapılan tartışmalarda, Avrupa'daki
profesyonel kurum ve kadro noksanlığı üzerinde özellikle
durulmuş, AIKZE'nin profesyonel bir kurum olarak uygun
kadrolarla faaliyet yapması gerekliliğinin altı çizilmiştir.
Bunun için; kurucular kurulunda yer alan bir kısım insan
arasında; profesyonel bir kurumun altyapısının hazırlanması ve
geçici bir süre için de olsa, ihtiyaçlarının karşılanması
amacıyla görev bölümü yapılmıştır. Ancak paylaşılan
görevlerin; tüzüğün Abhazya'ya gönderilmesi ve Düsseldorf'da
büro yeri bulunması dışında hiç birinin yerine getirilmemesi
sonucu; örgütlenme hayata geçirilememiş, kurum çalışmaya
başlayamamıştır.
Sorunların çözümü, ihtiyaçların karşılanması amacıyla 2 ay
boyunca sürdürdüğüm, şahsi çabalarımın sonuç vermemesi
üzerine; taktik ve lojistik ihtiyaçları karşılanmamış bir
yapının; Abhazya'yı, Avrupa'daki hedeflerine taşımanın çok
uzağında kalacağı, Abhazya ve diasporasını oyalamaktan öteye
gidemeyeceği, bunun dışında zorlayarak sürükleyerek yapılacak
bir faaliyetin verimli ve sonuç alıcı olamayacağı, olmayan bir
kurumun varmış gibi gösterilerek, Abhazya ve diasporasına
vereceği zararın tarihsel ve vicdani sorumluluğunu
kaldıramayacağımı belirterek; yapının oluşturulması için görev
almış arkadaşları mail yoluyla bilgilendirerek 17 Ocak 2008'de
başkanlıktan, sonrasında gelişen olaylara bağlı olarak, 24
Ocak 2008'de ise yapının tamamından çekildim.
Bazı internet sitelerinde AIKZE imzalı, kurum ve kişilerle
polemiğe yönelik yazının yayınlanması üzerine; imzacı kurumla
hiç bir bağımızın olmadığına açıklık getirmek amacıyla, AIKZE
2. başkan ve genel sekreteri Sn. Azmi Berberoğlu tarafından
kaleme alınan yazıya onay ve imzamı koyarak, ilgili sitelere
sayın Azmi Berberoğlu ile birlikte yolladım.
Ancak aynı internet sitelerine bu defa şahsımızı hedef alan ve
asılsız iddialarla dolu yeni bir yazı, aynı kurum ve kişiler
tarafından gönderildi.
Birinci yazımızda bizi, eleştirdikleri kurumu savunmakla
suçlayan arkadaşların iddialarını hayretle karşılıyorum. Ne
böyle bir amacımız ne de o yazıda eleştirilen kişi ve kurumu
savunmaya yönelik en küçük bir ibare yoktur. Söylediğimiz
yoklukla malul bir kurumun adının kullanılarak, taraflardan
birinin lehine tartışmaya karışmanın etik olmadığıdır. Ayrıca
o kurum iddia edildiği gibi aktif olarak varsa bile, kurumun
adıyla bunu yapmak yine de etik değildir.
İkinci yazıda sahsımıza yönelik asılsız iddialara yanıt vermek
zorunlu olmuştur. AIKZE'nin faaliyete başlayabilmesi için
temel gerekliliklerden biri tüzüktür. İkinci yazıda sayın
Berberoğlu, tüzük konusundaki görevini yerine getirmemekle
suçlanmaktadır. Bu doğru değildir.Azmi bey tüzük konusunda
üzerine düşeni yapmış, tüzüğü ilgili yere göndermiştir. Tüzüğü
gönderdiğini bana bildirmiş, hatta gönderiyi bana da
iletmiştir. Ayrıca ben de 4 Aralık 2008 tarihinde ilgili yere
mail atarak, tüzüğü onayladığımı bildirmişimdir. Bu
gönderilerin tamamı kayıt altındadır
Ancak ilgili yerden tüzükle alakalı onay ya da herhangi bir
tepki gelmemiş, buna bağlı olarak resmi işlemler
başlatılamamıştır. Eğer tüzükle ilgili bir onay gelmişte bize
bildirilmemişse,bunun suçlusu doğrudan, ilgili yerle
iletişimle sorumlu arkadaşımızdır. Bu nedenle Azmi beyin
suçlanması doğru değildir.
AIKZE'nin kuruluşunun duyurulmaması ile ilgili iddiayı yazmak
neden gerekli olmuştur? Deklarasyonu yaz ve yayınlat,
dayatmalarına kişisel cevabım her zaman, ''olmayan bir kurumun
deklarasyonunun yayınlanamayacağı, yayınlanırsa kamuoyuna
yanıltmaktan başka bir işlevi olamayacağı'' olmuştur.
Bizim ilk yazımızda belirttiğimiz, AIKZE yoklukla malul bir
oluşumdur, tespitimize verilen cevapta; Azmi bey ve benim 1
yıldır AIKZE'nin dışında olduğumuz için, nelerin yapıldığından
haberdar olmadığımız yazılmıştır. Faaliyet anlamında nelerin
yapıldığından gerçekten haberim yoktur. Ancak ''acaba mı''
diyerek yaptığım araştırmalarda bu konuda yalnız olmadığımı
tespit etmiş bulunmaktayım. Herkes internet sitesinin kullanım
dışı olduğunu, bugüne kadar yapılan aktivitelerin hiçbirinin
AIKZE tarafından organize edilmediğini, dahası bu etkinliklere
AIKZE'yi temsilen kimsenin katılmadığını, Abhazya ve
diasporası ile ilgili olarak, her hangi bir yerde, her hangi
bir AIKZE imzalı açıklama ya da bildiriye rastlanmadığını
söylemektedir. Eğer kurumun imzasını kullananların yaptıkları
her hangi bir şey varsa, bunları kamu oyuna duyurma işini
hallederler. Ben olmayan kurumun deklarasyonunu
yayınlamamıştım. Onlar bu hatayı yapmamalı, yaptıkları
faaliyetleri duyurmalıdırlar.
Öte yandan faaliyetlerinden haberdar olmadığım imzacıların,
AIKZE yönetimini oluşturup, faaliyete geçirme çabalarından
haberdarımdır. İkinci yazılarında belirttikleri gibi,
(açıkladıkları yönetimde Düsseldorf'tan bir kişi dahi
bulunmamasına rağmen) 27 Ocak 2008'de ve tam 1 yıl sonra 15
Şubat 2009 Düsseldorf'ta toplanmışlardır ve aradan geçen bir
yıllık zamana rağmen, toplantılardaki yönetim oluşturma
gündemleri hiç değişmemiştir.
Bu toplantılara ev sahipliğini benim yapmam uygun olmadığından
yapmamışımdır. Fakat kendilerine ev sahipliği yapılmıştır.
Birinci toplantılarında saydıkları 7 isimden 2'si dışındakiler yönetim
kurulu üyesi değillerdir. YK üyesi olan bir arkadaşla beraber,
listeye adı yazılan başka bir arkadaş o toplantıya
katılmamıştır. Tam bir yıl sonra yaptıkları ve bütün YK
oradaymış gösterdikleri toplantıya katılan sadece 4 kişidir.
Bu arkadaşlardan biri hariç hiçbiri YK üyesi değildirler.
İkinci toplantının gündemi, söyledikleri gibi bizim yazımızı
tartışmaksa, aradan gecen bir yıl içinde kurduklarını iddia
ettikleri yapıyla ilgili tüzük vb. yasal işlemleri, adres,
telefon numarası gibi basit detayları açıklamalıdırlar.
Bizi aradan geçen 1 yıllık aradan sonra kurumun adını
kullanmakla suçlamışlar. Tekrar yazayım; biz imzacı kurumla
ilgimiz olmadığını ve kurumun ismini kullanmaya yetkili kimse
bulunmadığını açıklamak için o yazıyı yayınladık. Kendi adıma,
eğer olmayan bir kurumun başkanlığını çok sevseydim, 27
delegenin oylarıyla seçilmiş olmanın verdiği avantajla,
başkanlıktan hiç çekilmez, hiç değilse arada bir-iki satır
karalar, başkan olarak oturmaya devam ederdim. Ancak sahip
olduğum prensip ve ilkeler ile Abhazya ve diasporasına
duyduğum sevgi ve saygım beni orada oturtmazdı ve oturtmadı.
Kendilerine iki defa istifa mektubu yazdığımı,yazmışlar. 17
Ocak 2008'de yazdığım yazı, gerçekliğimiz başlığını taşımakta
ve yapılması gerekenlerle yapılmayanlar sonucu geldiğimiz
noktayı değerlendiren bir yazıdır ve yalnızca onlara değil,
yapının inşası için görev alıp, yerine getiren, getirmeyen
herkese gönderilmiştir. Yazının sonunda bu şartlar altında,
başkanlık misyonumu yerine getiremeyeceğimi ve başkanlıktan
çekilmek istediğimi bilgilerine sunmuşumdur.
Birinci yazımın ardından, daha oluşumun hazırlık döneminde,
Amsterdam'da benim bulunmadığım bir toplantıda, başka birinin
başkan olacağı bir konseptin düşünüldüğünü öğrendim ve planın
Rurberg'deki toplantıda benim başkan olarak seçilmemle
bozulduğunu anladım. Kurumun faaliyete geçebilmesi için alınan
görevlerin neden yerine getirilmediğini daha net bir bakışla
değerlendirdim.
Bu gelişmenin ardından, 24 Ocak 2008'de; faaliyetten çekilme
başlığıyla ikinci bir yazı kaleme alarak, aynı kişilere
yolladım.
Amsterdam'daki toplantıda bir takım kararları birlikte
aldığımızı ve bu kararlara ters düsen ikinci bir yazı
yolladığımı yazmışlar. Halbuki ikinci yazının içeriğinde,
kendilerine tüm rahatsızlıklarımı anlatarak, yalnızca
başkanlıktan değil, faaliyetin tamamından çekilerek,
kendileriyle bir daha birlikte olamayacağımı uygun dille
anlatmıştım.
Amsterdam toplantısında alınan kararlara benim de onay
koyduğumu yazmışlar. Kararlara onay koyduğum konusunda
yanlışlıklar vardır. İlk maddede belirttikleri seçilmiş YK
üyelerini toplantıya çağıracağım yanlıştır. Benden bütün
kitleyi Düsseldof'ta toplamam istenmiş, ben de olur
dememişimdir. Benden kitleye özel nedenlerim dolayısıyla
başkanlıktan çekildiğimi söylemem istenmiş, ben de olmaz
demişimdir. YK'nin en yaşlı üyesinin benim yerime bu
açıklamayı yapacağının yazılması, sadece kendileri açısından
bir ihtiyati tedbir izlenimi vermektedir. Ben böyle bir
açıklamayı yapmayacağıma göre, olurda kitle toplanırsa
birileri yapmalıdır.
YK üyelerinin bir çoğu beni aramış ve imzacılar tarafından
toplantıya çağırıldıklarını ancak gitmeyi düşünmediklerini
söylemişler ve gitmemişlerdir. Onlar insanları toplayamıyor ya
da insanlar onlara gitmek istemiyorlarsa, suçu birazda
kendilerinde aramalıdırlar. Bende değil. Ben bu insanların
hepsiyle Abhazya adına hala bir araya gelebilmekteyim.
Üçüncü maddede belirttikleri, sayın Azmi Berberoğlu'nun azli
konusuna onay verdiğim de yanlış ifade edilmiştir. Ben gerek
toplantı öncesi telefon görüşmelerinde gerek toplantıda; Azmi
beyin 2. başkan ve genel sekreter olarak önemli bir görevde
olduğunu ve onsuz yapılacak bir toplantının doğru olmayacağını
söylediğimi çok iyi hatırlıyorum. Ayrıca Azmi beyle bir
süredir tekrar iletişim kurduğumu, önemli nedenlerle gecikmiş
olduğunu ve çok yakında geleceğini söyledim. O toplantıda 1
saat bulunmuş olmamdan, onların her söylediğini onaylamış
olduğum sonucu çıkarılmamalıdır.
AIKZE'de hiçbir sorumluluğumuzun kalmadığını ve buna rağmen bu
ismi kullandığımız için bizi siyasi mevta ilan etmişler. Kişi
fiziki mevta ise kımıldayamaz. Siyasi mevta ise hiç bir
aktivite sergileyemez. Sözünü ettiklerini son 1 yıl içerisinde
neler yapabildiğimden örnekler vermeye beni mecbur
bırakmışlardır.
25 Mayıs 2008'de Mannheim de sürgün anmasındaydım. Kendi
çevremizle hazırladığımız, Abhazya'nın bağımsızlığının
tanınması içerikli, Almanca yazılı pankartlarla kitleyi
toplayarak fotoğraf çektirdik. Fotoğrafların EuroXase'de
yayınlanmasını sağlayarak, Abhazya'nın sesinin duyurulmasına
katkıda bulunmaya çalıştık. Gözlerim Mannheim'da oturduğunu
bildiğim AIKZE başkanını aradı göremedim ve orada kimseye ben
AIKZE başkanıyım demedim.
Rusya'nın Abhazya'nın bağımsızlığını tanımasından sonra, 29
Eylül 2008'de Strassbourg'da yapılacak Parlamenterler Meclisi
toplantısı ve 6 Ekim 2008'de yapılacak Avrupa Parlamentosu
Çerkes Günü öncesine denk getirerek, bir basın açıklaması
kaleme aldım. Ortalıkta müstakil bir Abaza örgütlenmesi
bulamadığım için, sayın Azmi Berberoğlu'nun yardımıyla, 25
Eylül 2008'de EuroXase'de yayınlattım ve altına AIKZE veya
başkanı olarak imza koymadım.
29 Eylül 2008 de Strassbourg Parlamenterler Meclisi önünde,
bir protesto gösterisi yapılmasının, Abhazya açısından çok
önemli olduğu ve bunun bizzat Abhazya'dan istendiği
duyumlarını aldım. Çevremde toparlayabildiğim insanlarımızla
beraber oraya gittim. Oradaki inanmış ve onurlu insanlarla
beraber pankartlarımızı açıp, bayrağımızı dalgalandırdım.
Pankartların arasında AIKZE imzalı olan yoktu.
6 Ekim 2008'de Avrupa Parlamentosu Çerkes Günü'ne, bu yıl
heyetimiz misafir statüsünden çıkarılarak, resmi düzeyde kabul
edildi. Bunu sağlayan onurlu dostlarla beraber oraya katıldım.
Abhazya'dan gelen ikili delegasyonun yanına gidip, kendimi ne
AIKZE başkanı olarak ne de başka bir şekilde tanıtma ihtiyacı
duymadım. Ancak orada da hiçbir AIKZE'liye rastlamadım.
8 Şubat 2009'da Hamburg'da düzenlenen uluslararası katılımlı,
Kafkasya'da Kriz konulu toplantıya katıldım. Orada da
Gürcülerin önünde pankartlarımızın açılmasına katkı sağladım
ve bayrağımızı dalgalandırdım. Gözlerim Hamburg'da oturduğunu
bildiğim, AIKZE genel koordinatörünü aradı, fakat göremedim.
Bu etkinliklerin hepsinde Azmi Berberoğlu'nu gördüm. Bu güne
kadar Abhazya ve diasporası için ne yaptıysam hepsini kendi
gücüm oranında, kendim gibi olanlarla birlikte yaptım. Ancak
hiç birini hobi olarak yapmadım.
AIKZE'nin varlığını iddia eden imzacı arkadaşlar da bu güne
kadar kendileri gibi olanlarla birlikte neler yaptıklarını
yazmalıdırlar. Ancak Abhazya'nın çıkarları için hayali değil,
apaçık ortada koşturan ve emek veren kişi ve kurumlara
saldırarak, onları yıpratmaya çalışarak değil. Bire bir varsa
yaptıklarını yazarak, demagojiye kaçmadan.
AIKZE oluşumunun farklı nedenlerle dondurulduğunu kabul
etmeyip, asılsız iddiaları dayanak noktası yaptıktan sonra;
eleştiri yıldırımlarıyla beni yok etmeye kalkışanların;
Muharrem Erdem'in hangi gerekçeleri ileri sürerek istifa
ettiğini biz biliyoruz! O konu ayrı bir meseledir! Yazmaları
hangi mantığa dayandırılabilir? Hem istifamı konu ederek bir
dolu şey söyleyecekler, hem istifa gerekçelerimin ayrı şeyler
olduğunu yazacaklar.
Bence ayrıştırmamalıdırlar, yazmalıdırlar! Hatta isterlerse
Rurberg toplantı notlarını da sözü edilen iki mailimi de
yayınlasınlar. Yayınlasınlar ki, bu tartışma gidebildiği yere
kadar gitsin. Olayların gerçek zemininde görülebilmesini
önlemek için yaratmaya çalıştıkları çarpık görüntü ortadan
kalksın ve hiç kimse, AIKZE'yi gerçekliğinden kopararak,
idealize ettiği gibi kullanmaya kalkmasın! |
|
|
|
|
|
|
|