Adigeler milat öncesi devirlerden beri kuzey Kafkasya’da
yaşayan bir ulustur. (Halk demiyorum.) Kendileri başka
yerlerden gelmemiş, aksine buralardan başka yerler göçmüş,
göçtürülmüştür. Tarihte bir çok ulusun diline, kültürüne
anaçlık etmiş olan Adigeler bu güne değin değişik isimlerle de
anılmışlardır.
Ancak isimlerin bir çoğu yok olurken Adige ismini, dillerini
muhafaza etmişler ve Kafkaslılarla da özdeşleşmişlerdir.
Dünden bu güne değin varlığını sürdüren Adigeler ve Adigeliği
ele almak, bunu tanımlamak gerekir. Hepimiz bir şeyler
söyleriz, yazarız, çizeriz. Adige Cumhuriyeti’nin kuruluşunu
kutladığımız bu günlerde kimliğimiz ve olmak istediğimizi bir
kez daha hatırlamak, hatırlatmak istedim.
Peki, böylesi uğraşını verdiğimiz Adigelik neyi ifade
etmektedir?
Adigelik denince herkesin aklına bir çok düşünceler
gelmektedir. Kimilerine göre ideolojik bir akım, kimilerine
göre de içinde bulunulan ülkenin politikalarının bir uzantısı.
Bazılarına göre örf ve adetlerin öğretisi bir kurallar
zinciri. Adigelik, kimilerine göre halk danslarını iyi
oynamak, dilini konuşmak, adetlerini iyi bilmektir.
Adige ulusunu tarih boyunca bölen, yok eden ve bizi
birbirimize düşüren kabilesel ve sınıfsal yapının yeniden
oluşturulmasıdır. Yıllardır savunuculuğunu yaptığımız devlet
ve ulusal birlikteliğinin oluşum düşüncemiz aynen devam
etmektedir. Bizler anavatanımızda olmak zorundayız. Orada
bütünleşmek zorundayız. Kalmak isteyenleri de kınamıyoruz.
Mutlaka onlarında bize katkıları olur. Yalnız onlardan
istediğimiz bizlere ayak bağı olmamalarıdır. Bizler hiçbir
zaman Tanrı’nın yarattığı hiç kimseyi yermiyoruz. Hiç kimseden
de üstün değiliz. Yalnız bizler Adigey’de, Adigelerle birlikte
olmak, orada yaşamak istoruz. Şimdi, bu öğreti ve düşünceler
içerisinde bizim savunduğumuz anladığımız Adigelik (İsteyen
Çerkeslik diyebilir) ise;
- Irkçı ve şoven olmayan bir yaşam biçimidir.
- İnsancıl ve barışçıldır. Zora dayanan her türlü düşüncenin
karşısında olur.
- Her halkın ve ulusun kendi benliğini, dilini, kültürünü,
gelecek nesillere aktarmasını sağlar.
- Adige’yim diyen ve diyebilenlerin içerisinde yaşadıkları
toplumlarla "barış ve dostluk" içerisinde etnik, kültürel
devamlılığını geliştirir ve yaşatır.
- Ayrımcı ve yıkıcı değil, yapıcıdır.
- Adigelik anlayışı kabilecilik, sınıfçılığı reddeder.
- Bey, köle gibi düşünce ve eylemlerin karşısında olur.
- Dedelerimizden kalan geleneklerimizi modern toplumsal
anlayışla geliştirir ve yayar.
- Adige dilinin okunması, yazılmasını tüm ulusumuza yayar.
- Adigelik düşüncesini taşımak, bunun bir suç olmadığını ve
her Adige’nin bir görevi olduğunu hatırlatır.
Bizim bunlara ilave edebileceğimiz bir çok düşünlerimiz var.
Şayet ben Adige’yim demek bir suç ise bizler bu suçu her gün
istesek de istemesek de işliyoruz. Bizler bu suçu ulusumuz
için işleyeceğiz, işlemeye devam edeceğiz. Adige ve Adige
devletinin kurulmasıyla ilgili bu güne kadar emeği geçen ve
canını verenleri bir kez daha saygıyla anıyorum. Tüm
Adigelerin anavatanda buluşması dileğiyle tanrı ulusumuz ve
devletimiz korusun.
Worepsew si Adiger, worepsew si Adigeyir.
Tham tıkherewxhum.
|