1888
yılında Selanik’te dünyaya geldi. Asıl adı Osman Nevres’tir.
Babasının adı Recep, anasının adı Rabia’dır. Kendisinin etnik
kimliği bilinmemektedir.
Hasan Tahsin ismini 1914 yılında Buxton kardeşleri vurmak için
Romanya’ya gittiğinde almıştır.
Tahsin ilk olarak Şemsi efendi ve Fevziye okulunu Selanik’te
bitirdi. Tahsin Darülfünun ve oradan da Fransa’da (1910)
Sarbonne üniversitesi siyasal bilimlerinden mezun olur. Hasan
Tahsin Selanik’ten İzmir’e gelip yerleşir ve o zamanki günlük
gazetelerde ve Osmanlı aydınlarıyla hareket eder. Kendisi 15
Mayıs 1919 yılında Yunan’a ilk kurşunu sıkan bir milliyetçi
olarak Yunanlarca öldürülür.
Hasan Tahsin’in Çerkeslerle ilgili olarak yazmış olduğu
yazılardan Çerkes olabileceğine inanmaktayız. Çünkü, 1864
göçüyle Selanik’e Çerkesler yerleşmişlerdi.
Islahat gazetesinde Çerkes Hasan adında birinin savunması
yapılır ve onu savunan gazeteye ve kişiye içerlenip her
ikisini de yerer.
"Evvelisi gün ıslahat refikimizde Çerkes Hasan ve (…) bey
isminde birisinin Pereşkeva isminde diğer birisiyle muamele-i
ticariyesinden, şirketinden, daha bilmem nesinden bahsederek;
o Çerkeslerce meçhul, Çerkesce’yi tekellüm etmeyen, bir sözü
diğerine uymayan, her taşın altından çıkan, her vakanın
kahramanı şahsa bir şey olup da hiçbir şey olmayan, işte
Amasyalı mı, Kütahyalı mı, yoksa Merzifonlu mu bilmiyorum,
fakat her halde Çerkes olmayan ve elan Çerkeslik unvanını
büyük bir küstahlıkla istimal eden bu adam hakkında müdafaada
bulunuyordu.
Her halde bunun ne olduğunu, kim olduğunu, nereden geldiğini,
hayatı meçhul olan siyah şahıs zekidir ve zekasını da
menfaatine göre istimale çalışan bir şahıstır. Matbuat
bilmeyerek menşe şahadetnamesiz, pazarı hayata çıkarılanların
reklamcısı, avukatı olmalıdır."
Hasan Tahsin’in en ufak bir şeyde Çerkeslere, Çerkesliğe laf
söyletmemesi Çerkesliğin ne olduğunu ilk fırsatta söylemesi
onun Çerkes olabileceği kanaatini kuvvetlendirir. Çünkü onun
Çerkeslik unvanı derken gerçekten Çerkesliğin ne olduğunu
bilen biri olduğu ve ancak duygununda, sahibinin de bir Çerkes
olabileceğidir. (1)
Hasan Tahsin Hakkında Birkaç Bilgi:
Hasan Tahsin İstihbaratçıymış!
Hasan Tahsin'in Osmanlı'nın gizli örgütü Teşkilat-ı Mahsusa
adına çalışırken, 15 Ekim 1914'te Romanya'da Buxton kardeşlere
suikast düzenledikten sonra çekilen fotoğraf ve görüntüleri
bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve
Müzesi'nin (APİKAM) düzenlediği 'İzmir'in İşgali ve Kuvay-i
Milliye' paneli yapıldı. Gazeteci Hasan Tahsin Kocabaş'ın
yönettiği panele gazeteci-yazar Yaşar Aksoy, Ege Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Zeki Arıkan ve Dokuz
Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
Enstitüsü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Mehmetefendioğlu
konuşma yaptı.
Sorbonne'da Eğitim
Doç. Efendioğlu, Hasan Tahsin'in Osmanlı döneminin gizli
örgütü olan, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurduğu
Teşkilat-ı Mahsusa'nın istihbarat elemanı olduğunu belirtti.
1888 doğumlu Hasan Tahsin'in 1910 yılına kadar İstanbul'da
olduğunu daha sonra bir grup arkadaşıyla birlikte Fransa'ya
Sorbonne Üniversitesi'ne eğitime gittiğini söyleyen
Mehmetefendioğlu şöyle devam etti: "Üniversiteyi bitirip
bitirmediğiyle ilgili belgeye ulaşamadık.
Bu dönemden itibaren pek çok ittihatçı arkadaşı gibi Osmanlı
istihbaratında çalışmaya başladı. Büyük olasılıkla
İttihatçıların muhalifleri izliyordu. Bu dönemlerde kendisi
gibi Teşkilat-ı Mahsusa'ya çalışan Hasan Tahsin adlı bir başka
kişinin kimlik bilgilerini kullanmaya başladı."
Buxton Suikastı
Hasan Tahsin'in Balkan Komitesi adıyla kurdukları örgütte
Osmanlı aleyhine çalışan İngiliz Buxton kardeşlere 15 Ekim
1914'te, Romanya Kralı Carol'un cenaze töreninde suikast
girişiminde bulunduğunu açıklayan Mehmetefendioğlu, ancak
Buxton kardeşlerin yaralı kurtulduğunu, Hasan Tahsin'in de
tutuklandığını söyledi. Romenlerin Hasan Tahsin'in açık
kimliğine bir türlü ulaşamadığını kaydeden Efendioğlu, şunları
anlattı:
"Buxton kardeşlerin arşivinden Hasan Tahsin'in sorgulama
sırasında çekilmiş fotoğraf ve görüntülerinin 3 dakikalık
kaydına ulaştım. Zarar görmüş görüntülerin sadece 35
saniyesini kurtarabildik. Hasan Tahsin 1916 yılında
Almanya'nın Balkanlar'a girmesiyle Bükreş cezaevinden
salıverildi. Önce İsviçre'ye giden Tahsin, 1918'de de yeni bir
görevle İzmir'e geldi."
Bilinmeyen Fotoğraflar
Gerçek adı Osman Nevres olan Hasan Tahsin'in kardeşi Melek ve
adını açıklamadığı nişanlısıyla çekilmiş fotoğrafı da panelde
yer aldı. Doç. Mehmetefendioğlu, Hasan Tahsin'in Buxton
kardeşlere düzenlenen suikasttan sonra Romen polisi tarafından
sorgulanırken çekilmiş görüntülerini de gösterdi.
Hasan Tahsin, bu dönemde ailesine Avrupa'nın hemen her
ülkesinden 350'ye yakın kartpostalı göndermiş.
Mehmetefendioğlu, detaylı araştırmayla elde ettiği
fotoğrafları göstermesine rağmen Hasan Tahsin'in görüntülerini
teknik aksaklık gerekçesiyle panelde gösteremedi. Görüntülerle
ilgili telif endişesinin olduğu, bu nedenle de gösterimden
vazgeçildiği öne sürüldü. (2)
KAYNAKÇA:
1) Ege’de Kurtuluş Savaşı Başlarken, Nurdoğan Taçalan,
Hürriyet Yayınları, 265 tarih dizisi-25 sh.120-1981 İstanbul
2) Hürriyet Gazetesi, 08 Ocak 2007 |