Bağımsız ve tanınmış
anavatanımız Abhazya’ya “Geri dönüş” hakkında bilinmesi
istenilen bir çok hususa açıklık getiren, Devlet Komitesi
Başkanı Anzor Mukba ile yapılan bir söyleşi aşağıda
yayınlamaktadır.
Açıklanan bu bilgiler doğrultusunda hareket edilmesinin
umulmadık sıkıntıları bertaraf edeceği umuduyla kamuoyumuza
sunarız.
ASANBA Özen Sanbay
Tsvijba:
Repatriant (anavatanına geri
dönen) kimdir? Geri Dönüş Komitesi yardımıyla Abhazya
Cumhuriyetinin vatandaşlığını kimler alabilir?
Mukba:
1998 yılında Abhazya
Cumhuriyeti Parlamentosu tarafından anayasaya yeni bir kanun
eklendi: Geriye Dönüş Yasası. Bu yasaya göre Abhaz (Abaza)
kökenli olan, Rus-Kafkas savaşında, Rusya-Türkiye savaşında ya
da 19. yüzyılda herhangi bir değişik olaylardan sonra ana
vatanını terk etmek zorunda kalanlara ‘repatriant’ denir. Bu
insanların çocukları ve torunları dünyanın birçok ülkelerinde
yaşıyorlar. Tüm Repatriantların, Abhazya Cumhuriyeti'nin
vatandaşı olma ve Abhazya’da yaşama hakkı bulunuyor.
Tsvijba:
Bildiğiniz gibi 19 yüzyılda
Adige halkları de Osmanlı İmparatorluğuna sürgüne gönderildi.
Onlar bizim kan kardeşlerimizdir. Onların içinden birçok kişi
Kafkasya’ya, özellikle Abhazya’ya dönmek istiyorlar. Neden
onlara Abhazya vatandaşlığı verilmesin?
Mukba:
Haklısınız, Adigeler bizim
kan kardeşlerimizdir, onlarla ortak köklerimiz var, tarihi
kaderimiz de aynı. Ancak, bir insan sadece kendi tarihi
anavatanında ‘repatriant’ olabilir.
Tsvijba:
Peki Wubıhlar? Bildiğiniz
gibi Wubıhya adlı ülke çoktan haritalardan silindi. Onlar
Kafkasya’ya geri dönmek istedikleri zaman nereye yerleşmeli?
Mukba:
Wubıhların sorunu özel bir
sorundur. Maalesef Wubıhlar bu günlerde toplu halde
yaşamıyorlar, ancak belli yerlerde ayrı yaşayan ve eski
gururlu milleti temsil eden bir kaç aileler ile karşılıyoruz.
Wubıhların ülkesi yeniden kurulamaz. Wubıhların sorunu, eski
ve gururlu milletin yeryüzünden silinmesi ve sürgüne
gönderilmesi 19. yüzyılın en dehşet verici olaylarından
biridir. Bu olay, sürgüne sebep olan 19. yüzyıl
imparatorluğunun üzerinde kara ve utandırıcı bir iz olarak
kalacaktır.
Birçok Wubıh kökenli insan tanıyorum. Hepsi değerli
insanlardır. Kafkasya’nın herhangi bir ülkesine dönmek isteyen
Wubıhlar için hiç bir engel olmamalıdır. 21. yüzyıl insanının
düşünceleri 19. yüzyılın insanının düşüncelerinden farklı
olmalıdır diye düşünüyorum. Biz Wubıhları kabul ediyoruz ve
Wubıhlara verdiğimiz pasaportlarda millet ismini ‘Wubıh’ diye
yazıyoruz. Amacımız Wubıhların varlıklarını korumak.
Tsvijba:
Son iki senede diaspora
insanları için Abhazya’ya giriş-çıkışlar kolaylaştı. Bu
kolaylıkların geri dönüş hareketine herhangi bir katkısı oldu
mu?
Mukba:
Son iki sene içersinde
Türkiye’den, Suriye’den ve Ürdün’den yaklaşık 300 kişi
karşıladık. İki binden fazla Kuzey Kafkasya’dan gelen Abazin,
Abhazya vatandaşı oldular ve Abhazya’ya yerleşiyorlar. Onlarca
kişi Eski Acaristan otonomisinde bulunan muhacirler,
Abhazya’ya gelip yerleştiler.
Rusya Federasyonu, Abhazya Cumhuriyetinin bağımsızlığını
tanıdıktan sonra Abhazya’ya yurt dışından gelip yerleşmek
isteyen diaspora insanlarının sayısı arttı. Abhazya diasporası
uzun zamandır beklediğimiz Abhazya’nın bağımsızlığını sevinçle
karşıladılar. Diaspora, Rus milletine ve Rus hükümetine,
tarihi anavatanının özgürlüğünü ve bağımsızlığını tanıdığı
için teşekkür ediyor.
Diasporamızın çoğunluğu diyor ki: ‘Bizim atalarımız Kafkas
savaşında özgürlük ve bağımsızlık için savaşıyorlardı ama
Rusya imparatorluğu bizi kendi vatanımızdan sürgün etti. Ancak
yeni Rusya farklıdır, yeni Rusya kardeşlerimize ‘yardım eli’
uzattı. Bundan sonra Rusya’ya karşı duygularımız değişecektir,
geçmişteki olayları unutmaya çalışacağız. Rusya’ya
güveniyoruz. Bundan sonra Abhazya’nın güvende olacağına ve her
geçen gün daha da gelişeceğine inanıyoruz’.
Tsvijba:
Tarihi anavatanına geri
dönmek isteyenler hangi ülkelerden geliyorlar? Bu soruya
ayrıntılı yanıt almak isterdim.
Mukba:
Kısa bir zaman önce
Abhazya’ya ailelerle yerleşmek isteyen ve yerleşmek için
olanakları öğrenmek için Ürdün’de yaşayan Abhaz diasporasından
bir grup geldi. Bu kardeşlerimiz Abhazya’nın her yerini
gezdiler, Abhazya’nın tabiatına ve insanların sıcaklığına çok
şaşırdılar, beklediklerinden daha da güzeldi. Onlara Oçamçıra
bölgesindeki arsaları teklif ettik ve onların da hoşlarına
gitmiş. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu arsaları onlara
ücretsiz vereceğimizi öğrenince çok şaşırdılar ve dedilerdi:
‘Bize ücretsiz arsaları veriyorsanız biz kendi olanaklarımızla
evleri inşa edeceğiz ve Abhazya’nın imalat sektörüne yatırımda
bulunacağız’.
Suriye’den de bir grup kardeşlerimiz de geldiler, onlara da
arsaları teklif ettik.
Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi Ahaldaba köyünde yerleşim
konusunda güzel teklifte bulundu.
Yazın Türkiye’den bir grup kardeşlerimiz geldi ve Kındık
köyündeki boş arsaları gezdiler. Oçamçira bölgesinin ve Kındık
köyün idaresiyle bu arsaları kardeşlerimize vermeye anlaştık.
Bu yerde Türkiye’den gelen diasporalı kardeşlerimiz bir kasaba
inşa etmeye planlıyorlar. Yaklaşık 100 aile o bölgede eve
sahip olacak.
Trabzon-Suhum arasında gemi seferleri düzelirse daha çok
kardeşlerimiz Abhazya’yı ziyaret ederler, bazıları yerleşmek
için, bazıları turistik gezi amacıyla ve diğerleri de iş ve
yatırım amacıyla gelirler.
Tsvijba:
Geriye dönenleri karşılamaya
ne kadar hazırsınız? İş bulma ve evlere yerleştirme sorularını
nasıl çözüyorsunuz?
Mukba:
2008 yılın sonunda Sohum’da,
Eşba caddesinde tamir ettiğimiz apartmanda 44 aile daire
sahibi oldu. Bu sene de 9 katlı 54 dairelik evin inşaatını
bitirdik. Bu günlerde bu daireleri de hazırladık, daireleri
alanların çoğu Türkiye’den gelen repatriantlardır. Başka
apartmanlar de inşa edeceğiz. Bu evleri maddi durumları zayıf
olan repatriantlara veriyoruz. Maddi durumları iyi olan
repatriantlara hemen bir kaç dönüm arsa veriyoruz, tabii ki
ücretsiz. Verdiğimiz arsalarda repatriantlar kendi evleri inşa
edebilirler.
Abhazya’ya yerleşmeye karar verenler bize önceden haber
vermeli ve davetiyemizi beklemeliler. (Bu sadece maddi durumu
zayıf olanlar ve kendi gücüyle evi satın alamayanlar içindir).
Bize internet üzerinden, e-mailden
demografya@gmail.com
(Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek
için Javascript açık olmalıdır) ya da İstanbul’da bulunan
Abhazya Tam Yetkili Temsilcisi'nin yardımıyla ulaşabilirsiniz.
Temsilcimizle sürekli ilişki halindeyiz. Repatriantları onun
vizesiyle ve izni ile karşılıyoruz. Bizim için habersiz
yapılan göç, kardeşlerimizin yerleştirilmesi konusunda ekstra
sorun yaratıyor. Bunun için önce davet karşılığında gelen
kişilere yardım edeceğiz.
Bildiğim kadar -diasporada söylentilere göre-, maddi durumlara
bakmadan Abhazya herkese ücretsiz ev veya daire vermeye
mecburdur. Bu yanlış bir düşüncedir. Abhazya hiç kimseye
yardım etmeye mecbur değildir. Abhazya’ya yardım etmeye mecbur
olan biziz. Herkese konut verilecektir, diyen yasamız yoktur.
Allah'a şükür ki, diasporamızın yaşadığı ülkelerde savaş yok
ve onları oradan kimse sınır dışı etmiyor. Diasporamız mülteci
konumunda değildir! Kardeşlerimizin yaşadığı ülkelerde belli
bir sermayeleri vardır. Abhazya’ya yerleşmeden önce,
kardeşlerimiz bu ciddi adımı atmaya hazır olmalılar. Herkese
ücretsiz anahtar teslimi ev verme olanağımız yok. Buna benzer
olaylar dünyanın hiçbir ülkesinde yapılmıyor, İsrail gibi
zengin ülkede bile. Şimdilik gayrimenkul yardımını sadece
maddi durumu zayıf olan repatriantlara yapıyoruz. Tabi ki
diğer repatriantlara da yardım ediyoruz. Bu yardım danışmanlık
ve bilgilendirme alanlarındadır.
Biz savaştan çıktık, çok sorunlarımız var, biz diasporamızdan
ve Abhazya’ya yerleşmeye gelenlerden yardım ve destek
bekliyoruz. Anavatanına, Apsnı'ya yardım etmenin
repatriantların borcu olduğunu düşünüyoruz.
Tsvijba:
Demek ki Diaspora
temsilcilere hiç bir maddi destek vermiyorsunuz.
Mukba:
Anayasanın ‘repatriantlar’
yasasına göre, geriye dönenler Abhazya vatandaşı olma hakkı
kazanıyorlar. Abhazya vatandaşlığı onlara kendi milletini ve
tarihi sülalesini korumaya ve Abhaz pasaportu almaya
olanaklarını sunuyor. Abhazya’da yaşamak isteyen yabancı ülke
vatandaşları Abhazya vatandaşı olmak için senelerce beklemek
zorunda, ama diasporadan gelen kardeşlerimiz birkaç gün
içerisinde Abhazya vatandaşı olabiliyorlar. Bu bir maddi
destek değil midir? Geri dönenlerden herkes kayıt işlemleri
yaptıktan sonra 5 yıl boyunca repatriant statüsü taşıyor.
Maddi durumu zayıf olanların yerleşmesi için maddi yardım
sunuyoruz. Anadilini bilmeyenler için bedava Abhazca dil
kurslarımız var. Abhazya Devlet Üniversitesi, gençlere
bedelsiz eğitim olanakları sunuyor. Geriye Dönüş Komitesi'nin
fonu repatriant çocuklarının anaokulu ve okul masraflarını
karşılıyor. Repatrıantların çocuğu doğduğunda ya da
repatriantlar evlendiğinde maddi yardim yapıyoruz.
Kardeşlerimizden biri hastalandığı zaman, elimizden geldiği
kadar hastane masrafları karşılıyoruz. Yani yaptığımız maddi
destek az değildir.
Tsvijba:
Geriye Dönüş Komitesi’nin
satın aldığı arsaları ve inşa ettiği apartmanların
masraflarını kim karşılıyor?
Mukba:
Abhazya’da çalışan herkesin
maaşından % 2 gibi bir oranda kesinti oluyor. Bu para Geri
Dönüş Komitesi Fonu'nda birikiyor. Bu halkın parasıdır.
Tsvijba:
Peki herhangi bağımsız bir
kişi Fonunuza finansal katkıda bulunabilir mi?
Mukba:
Evet. İsteyen herkes,
Diaspora temsilcileri dahil fonumuza maddi katkıda bulunabilir
ama maalesef, bu güne kadar çok az kişi bağımsız olarak maddi
katkıda bulundu.
Uzun zamandan beridir Dünya Abhaz Fonu açmaya gerek duyuyoruz.
Bunun oluşturulması gereklidir.
Son zamanlarda Geriye Dönüş Devlet Programı oluşturmasının
geciktiği konuşuluyor. Bu gereken bir programdır ve olacak bir
şeydir, ancak anlamamız gereken şu ki, bu programı
gerçekleştirmek için ciddi paraya gereksinimimiz var. Maalesef
devletimizin bu günlerde bu programı gerçekleştirmesi için
olanakları yok ama söylemem gereken şu ki, Abhazya Cumhuriyeti
Hükümeti geriye dönüş sorunlarının Abhazya için en stratejik
ve önemli sorulardan biri olduğunu düşünüyor ve yapabildiği
kadar yardım ediyor.
Tsvijba:
Bir İnsanın repatriant olup
olmadığını nasıl çıkartıyorsunuz? Türkiye’nin ya da Arap
ülkelerinin pasaportlarında vatandaşın ‘milleti’ yazılmıyor.
Mukba:
Kayıtın başında her biriyle
teke-tek görüşüyoruz. Birinden şüphelendiğimiz zaman sürekli
temasta olduğumuz İstanbul’daki Kafkas Abhazya Dayanışma
Komitesi'nden o kişi hakkında bilgi alıyoruz.
Eski repatriantlardan veya Kültür Derneklerinden bilgi
alıyoruz. Ancak toplu göçlerde hatalarımız olabiliyor.
Bu tarz problemlerle 2007 Uluslararası Abhaz-Abazin Birliği
Kongresi'nde ve 15.ci Zafer Günü'müzde karşılaştık. Bir kaç
gün içerisinde birkaç yüz kişiyi kontrol etmek çok zordur.
Bence bu tür işlemlere son vermeliyiz. Dünyanın hiç bir
ülkesinde yabancı vatandaşlarına bir kaç günde pasaport
verilmiyor, biz de istisna olmamalıyız, diye düşünüyorum.
Muhacir kardeşlerimiz Abhazya’ya geldikleri zaman vatandaşlık
için başvuru yapsın ve bir sonraki gelişte pasaportunu
alsınlar. Bu şekilde olursa her kişiyi kontrol etme şansımız
olacaktır. Bu konuda hata yapmamak için yakın zaman içerisinde
bir çalışma uygulayacağız. Abhazya’ya yerleşmek isteyen
kişiden yaşadığı yerde olan Abhaz (Abaza) derneğinden, o
kişinin Abhaz (Abaza) olduğunu ispatlayan belge isteyeceğiz.
Bir de Abhazya’ya göç edenlerin kanun kaçağı olup olmadığını
kontrol etmeye planlıyoruz. Demek istediğim, diaspora üyesi
yaşadığı ülkede kanunla problemi varsa Abhazya’ya yerleşmek
istediğinde engel olmaya çalışacağız. Bu sorun üzerinde de
çalışıyoruz.
Tsvijba:
Türkiye’de yaşayan Abhazların
sayısı hakkında değişik söylentiler vardır, 200, 500, 700 bin
kişi. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Mukba:
Maalesef Türkiye’deki
Abhazları hiç bir zaman saymadılar. Türkiye’de etnik
azınlıkları hiç bir zaman ayrı saymıyorlardı.
Şüphesiz, Türkiye’de yaşayan Abhazların sayısı Abhazya’da
yaşayan Abhazların sayısından daha fazladır ama eminim ki,
fark bir kaç kat değildir.
Tsvijba:
Demek ki, yurtdışında yaşayan
Abhazların sayısı, Abhazya’da yaşayanlardan daha fazladır.
Kalabalık göç beklenmiyor. Bunun için hiç bir sinyal
görmüyoruz. Abhazların bir kısmı göç etse bile, çoğunluğu
yaşadıkları yerlerde kalacaktır. Onlar nasıl bir katkıda,
yardımda bulunabilirler, sizin önerileriniz nelerdir?
Mukba:
Abhazya bağımsız ülke olarak
ilk adımları atıyor. Olan sorunları çözmek için hepimizden
maksimum katkı bekleniyor. Bu yüzden diasporadaki
kardeşlerimizin yardımına gereksinimimiz var. Abhazya’nın
hepimizin vatanı olduğunu anlamalıyız, dünyadaki tüm
Abhazların ateşidir. Ateşin sönmemesi için ve hepimizin
ısıtılması için desteğe gereksinim var. Rusya Federasyonu
sayesinde bugünlerde Abhazya’da yeni savaş başlama korkusu
ortadan kalktı. Barış içerisinde Demokratik Sosyal Devletimizi
geliştirme şansımız oldu. Gürcistan ve Abhazya arasındaki
savaş ve ekonomik ambargo Abhazya’nın gelişmesine engel
oluşturuyordu. Savaş onlarca milyon ABD Dolar'ı zarar getirdi.
Yardımlaşarak her şeyi düzeltmeye ve geliştirmeye mecburuz. Bu
nedenle ilk başta diasporamızdaki iş adamlarına sesleniyoruz,
Abhazya Devleti'nin güçlendirilmesinde, ekonomik ve sosyal
gelişiminde katkılarınızın olmasını isteriz. Çok önceden
sözlerden çıkarak harekete geçmeliydik. İş adamlarının
sayesinde yeni iş yerleri açılırsa, diğer diaspora yaşayanları
için Abhazya’ya geri dönmeleri daha da kolay olur. Birleşmek
için tarihi bir şansımız var ve bu şansı kaybetmemeliyiz.
Tsvijba:
Yurt dışındaki diasporamızın
geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Ayrı bir millet olarak
kendi kimliğini koruyabilecekler mi?
Mukba:
Maalesef, diasporanın
geleceği hakkında düşündüğüm zaman üzülüyorum. Bu konu bana
acı veriyor ama yaşananlar durumu anlatıyor. Bir milleti ulus
olarak korumak istiyorsanız, o ulusun dilini korumalısınız.
Dil yoksa ulus da yok! Türkiye’de ve diasporanın yaşadığı
diğer ülkelerde azınlıkların anadili korumaları çok zordur.
Ürdün’deki Abhazlar anadilini kaybetmişler: Arapça ya da
Adigece konuşuyorlar. Suriye’de durum hemen, hemen aynı, ana
dilinde konuşan sayısı yok denecek kadar az. Türkiye’de durum
biraz daha iyi: Yaşlı ve orta nesil ana dilini koruyabildiler,
ancak sorun olan şudur ki, gençler anadillerini konuşmuyorlar.
Tsvijba:
Size göre, Kardeşlerimiz
yaşadığı ülkelerde anadilleri öğrenmek ve korumak için olanak
ve ortam yaratılabilirler mi?
Mukba:
Bulundukları ülkeler
olanakları ve ortamları yaratmaya gerek duymuyorlar ve
kimsenin bunu talep etme hakkı yoktur. ‘Anadilinizi korumak
istiyorsanız, konuşun’ derler ‘engel olan mı var’ derler.
Türkiye’de yabancı dili konuşmak ve o dilde şarkıları söylemek
çoktan serbest. Azınlıklara kültür merkezlerde anadili
öğretmek serbesttir. Milli folklor ekipleri düzenlemeye
hakları var. Diasporamızın de ekipleri vardır. O ekipler
değişik şenliklere, festivallere ve gösterilere çıkıyorlar. Bu
konuda diasporamız için hiç bir engel yok.
Ancak buna rağmen bu her şey dili ve kültürü korumak ve
geliştirmek için yeterli değildir. Ana dilde devlet dili
statüsü ancak devlet dili olarak kullandığı ülkede olabilir.
Bu sadece Abhazya’da mümkündür. Türkiye’deki büyüklerimiz
zamanla Türkiye’de Abhaz dilinin kaybolabileceğini anlıyorlar.
Elbette çoğu çok üzülüyor, acı veriyor. Yapacak bir şey
olmadığını anlıyorlar. Sonunda bu duruma razı oldukları
görünüyor. Ancak sevindiren şudur ki, gençler Abhaz dilini
öğrenme ve Abhazya’ya göç etme konusunda ilgili görünüyorlar.
Bu da bizi sevindiriyor.
Tsvijba:
İstanbul Kafkas-Abhazya
Dayanışma Komitesi’nin çalışmalarını nasıl
değerlendiriyorsunuz? Kimilerine göre komitede bir reforma
gidilmeli, kimileri ise savaşın artık bittiğini ve bu yüzden
de komitenin fesih edilmesinin gerekliliğinden söz ettiğini
biliyoruz.
Mukba:
Reformlar, zamanın getirdiği
zorunluluklardandır, her alanda gerekirler. Bilindiği gibi
Kafkas Abhaz Dayanışma Komitesi halkımızın en zor döneminde,
Gürcü-Abhaz savası zamanında diasporamız tarafından
kurulmuştur. Abhazya‘nın Kurtuluş Savaşı'nda kurulan Dayanışma
Komitesi bu süreçte Abhazya‘nın bağımsızlık ve tanınma
mücadelesine, büyük katkı sağlamıştır. Evet! Savaş bitmiştir
ve ekonomik ambargo kalkmıştır. Abhazya Cumhuriyeti Rusya
Federasyonu ve birkaç ülke tarafından bağımsız olarak tanındı.
Lakin Abhazya‘nın ve Abhaz halkının sorunları bununla sınırlı
değildir. Dayanışma Komitesi bugünde, bağımsız bir devlet
olarak kalkınmaya çalışan Abhazya‘ya yardımlarına devam
ediyor.
Dayanışma Komitesi‘nin feshedilmesi ise akılcı bir düşünce
değildir. O, bugünde, yarında, Abhazya ve Abhaz diasporası
için gerekli bir kuruluştur. Bu benim düşüncemdir.
Çalışmalarını daha aktif hale getirmek ise, o ayrı bir
sorudur.
Tsvijba:
Peki, orta ve yaşlı nesil
Abhazya’da yaşamayı istemiyorlar mı? Dönmeyi düşünmüyorlar mı?
Mukba:
Biliyorum ki, bazıları
Abhazya’ya yerleşmeye düşünüyorlar. Ancak düşünmek ve hareket
etmek arasında büyük fark vardır. Maalesef aktif hareketlenme
göremiyoruz. Geriye dönüş sorunu çok zor bir sorundur. Bir
yeri bırakıp ve başka bir yere (ana vatanına da olsa) taşınıp
yerleşmenin kolay olmadığını biliyoruz. Bu bir kahramanlıktır
ama bildiğimiz gibi herkes kahraman olamıyor. Tabii ki bu
sorun sadece kahramanlıkla ilgili değil, bir sürü global
nedenleri de vardır.
Şimdi Türkiye’de yaşayan Abhazlar göçmenlerin beşinci ya da
altıncı nesildir. Onlar Türkiye’yi, doğdukları, büyüdükleri,
aile oluşturdukları, işe ve bir işe başladıkları, arkadaşları,
akrabaları, evleri ve geniş arsaları oldukları ülke olarak
görüyorlar. Kısaca kendileri için iyi yaşamları bulunuyor.
Türkiye onların için, sürgüne uğrayan atalarına kapılarını
açan ve yardım eden ülkedir. Binlerce Abhaz, Türkiye
Cumhuriyeti için yaşamını verdi. Türkiye’deki Abhazlar gururla
duruyorlar. Bu sadece Abhazların etnik özelliklere bağlı olan
bir şeyi değildir. Onlar diyorlar ki: ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni
oluşturan sosyal topluluğun bir parçasıyız ve bu ülkede mutlu
yaşamaya hakkımız var’. Bunda doğru olan çok.
Diaspora insanlarımızdan askerler ve politikacılar belli
zamanlarda Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinde
önemli görevlerde yer almışlardır. Abhazlar ve diğer Kafkas
göçmenler Türkiye Cumhuriyeti oluşmasında önemli yer almışlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün yoldaşlarının arasında Abhaz kökenli
kardeşlerimiz de vardı. AŞHAURA Rauf Orbay onlardan biridir.
Görünen her şey diasporadaki kardeşlerimizin Türkiye ile
bağlarını güçlendiriyor.
Onlar için Türkiye vatan oldu, bunda zamanında bir katkısıdır
ama vatandan daha önemli bir şey vardır, bu da anavatandır. O
da Kafkasya’daki Abhazya’dır. Abhaz halkının derin kökleri
buradan başlıyor. Dünyanın sadece bu ülkede gururla ve emin
bir biçimde ‘bu bizim ülkemiz, burada eski tarihimiz ve
kültürümüz başlıyor ve biz bu toprakların sahipleriyiz’ diye
söyleyebiliriz. Eminim ki, yabancı ülkede mutlu olabileceğine
inanan insan, hatalı düşünüyor ve yeryüzünden kaybolma
ihtimali çok yüksektir. Bu konuda Tanrı bile güçsüz kalır.
Efsaneye göre Tanrı kendine sakladığı toprağı Abhazlara verdi.
Bu doğruysa kendi mutluluğumuzu sadece bu Tanrı'nın cennet
topraklarında bulabiliriz.
Abhazya - Abhazların ülkesidir. Sadece bu ülkede ulus olarak
kendimizi koruyabiliriz, sadece Abhazya’da kendi kimliğimize
sahip olabileceğiz ve sadece burada asimile olmadan kendimizi
dünyaya tanıtabileceğiz.
Abhazya’da tarihi eski olan halkımız, tüm gücüyle kültürünü
geliştirip, Abhazya’yı modern dünyanın eski medeniyeti olarak
tanıtabilecektir. Her şey bize bağlı, bizim inancımıza,
düşüncülerimize ve kendi bilinçlerimize!
Allah bizi korusun!
Bir sorunuz olursa Geri Dönüş Devlet Komitesine aşağıdaki mail
adreslerinden ulaşabilirsiniz:
ravil.kolbaya@gmail.com
lagula@mail.ru
demografya@gmail.com
|