|
|
................... |
|
................... |
GÜRCİSTAN’DAN RUSYA’YA KARŞI “ÇERKES SOYKIRIMINI TANIMA”
MANEVRASI
|
Kafkasya
Stratejik Araştırmalar Merkezi |
|
|
................... |
|
|
Çerkesleri
Tiflis’te toplanmaya zorladığını bilmem mümkün değil. Bu
tavırları, dünya Çerkes toplumu tarafından meşruiyeti hakkında
ciddiye alınabilir olarak değerlendirilmeyecektir. Eğer
politik kaygılardan dolayı toplanan bu kongre Gürcü
parlamentosuna bir çağrıda bulunursa orada, siyasi nedenlerle
soykırım iddiası tanınabilir fakat bunun hiçbir rezonansı
(açılım-yayılımı) olmaz. Ermeni
diasporasının, dünyanın önde gelen ülkelerinin
parlamentolarından geçirmeyi başardığı ve uluslar arası alanda
büyük tantanaya yol açan soykırım tasarıları, bazı ülkeler
tarafından kötü şekilde taklit edilmeye başlandı.
Gürcistan hükümetinin, 2008 Ağustos savaşında Rus
birliklerinin birkaç kilometre yakınına kadar geldiği, başkent
Tiflis’te düzenlenmesine ön ayak olduğu bir konferans
sonrasında, Gürcistan Parlamentosu'ndan, 19. yüzyılda Rus
İmparatorluğu'nun Çerkes ulusuna karşı gerçekleştirdiği
soykırımı tanımasının talep edilmesi kararlaştırıldı.
20 Mart 2010 tarihinde düzenlenen, ancak ABD merkezli bir
enstitü dışında Çerkes diasporasından ilgi görmeyen
konferansın adı: “Gizli Uluslar. Zaman Aşımına Uğramayan
Suçlar: Geçmiş ve Gelecek Arasında Çerkesler ve Kuzey Kafkasya
Halkları” idi.
Tiflis’teki toplantıya katılan Jamestown Vakfı Başkanı ‘Glen
Howard, Echokavkaza.org’dan Andrei Babitsky’ye yaptığı
açıklamada, “Benim anladığım kadarıyla bugün Tiflis’te
Çerkes diasporasının radikal kanadının temsilcileri bir araya
geldiler.” dedi. Konferansın düzenleyicisi olan Glen
Howard, Rusya ile aralarındaki ilişkiyi bozmak istemeyen
Türkiye diasporasından katılım olmasını sağlayamadıklarını
ifade etti.
Toplantıdaki katılımcılardan birisi olan New Jersey Çerkes
Kültür Enstitüsü Başkanı İyad Yogar, radikal kanadın üç
amacını, “Bugün Çerkes hareketinin üç amacı var, kendi
devletlerini kurmak, soykırımının tanınmasını sağlamak ve Soçi
Olimpiyat Oyunları’nın yapılmamasını sağlamak” şeklinde
özetledi.
Konferansa katılanlar bu yılın 20 Mayıs’ında Gürcistan
Parlamentosu'na Çerkes soykırımının görüşülmesi talebini
iletmeyi kararlaştırdı. Çerkes lobisi liderlerinden, halen
Gürcistan Parlamentosu'nda çalışmakta olan ünlü gazeteci
Fatima Tlisov da konu hakkındaki görüşlerini, “Gürcistan
şimdi Rusya’ya karşı siyasi bir silah olarak Çerkes
soykırımının tanınmasını kullanabilir ve soykırımın
tanınmasının gerçekleşme olasılığının yüksek olduğuna
inanıyorum” şeklinde dile getirdi.
Konferansın istişare kısmında ismini söylemeyen bir Gürcü
katılımcı; “Olimpiyat düzenlenmesi ile ilgili kurallardan
birisi, açık olarak, doğrudan kitle cinayetleri işlenmiş
alanlarda olimpiyat oyunları organize etmeği yasaklıyor. Eğer
Gürcü Parlamentosu soykırım gerçeğini tanırsa olimpiyat
oyunlarının iptali için bu ciddi bir sebep olarak hizmet
verebilir.” dedi. Gürcü katılımcının ifadesine göre
parlamentoda alınacak bu kararı, Olimpiyat Komitesi de kabul
etmek zorunda olacak.
Gürcü politolog Gia Nodia ise, konuyla ilgili yaptığı
değerlendirmede, “Bu istek dikkate alınacaktır,
parlamentoda bazı görüşmeler olacaktır. Bu görüşmeler sonunda
soykırım iddiasını tanımaya karar verileceğine ben emin
değilim. Bu zor bir karar olacak, böylesi bir kararla
Gürcistan Ermenistan ile ilişkilerinde zor bir duruma düşecek.
Yani olumlu ve olumsuz yönleri var. Ama önceden tahmini bir
şey belirtmek istemiyorum. Yakın bir gelecekte bu karar kabul
edilmeyecektir” dedi.
‘Rusya ve Global politika’ dergisi baş editörü Fyodor Lukyanov,
Tiflis’te düzenlenen kongre ve Çerkes soykırımının Gürcistan
tarafından tanınması halinde meydana gelecek olası gelişmeler
hakkında şunları söyledi:
“Ben son derece eminim ki, bu kongre Çerkes kongresi
değildir. Gürcistan’ın hangi amaca hizmetle ne gibi bir
niyetle, hangi siyasi politikalarının gereği olarak Çerkesleri
Tiflis’te toplanmaya zorladığını bilmem mümkün değil. Bu
tavırları, dünya Çerkes toplumu tarafından meşruiyeti hakkında
ciddiye alınabilir olarak değerlendirilmeyecektir. Eğer
politik kaygılardan dolayı toplanan bu kongre Gürcü
parlamentosuna bir çağrıda bulunursa orada, siyasi nedenlerle
soykırım iddiası tanınabilir fakat bunun hiçbir rezonansı
(açılım-yayılımı) olmaz. Türk-Ermeni olaylarının gelişimi ile
bunun benzer olduğunu söylemek imkansız. Ölçeği ve
oluşturabileceği yankı açısından donanımlı, hatta üzerinde
yorum yapılabilecek bir konu bile değil. Gürcistan
Parlamentosu'nun bu konu ile ilgili alacağı karar ne olursa
olsun bugün, Moskova ve Tiflis arasındaki ilişkilerin durumu
göz önüne alındığında, uluslararası kamuoyunun dikkatini
çekmek için ele alınan karar olarak algılanacak. Son olaylar
göz önüne alındığında, ‘imedia’ isimli medya kanalının
gösterdiği hikaye neticesinde gelişen olaylar batı dünyası
tarafından; Gürcü liderliğinin itibarına zarar vermiştir.
Herhangi bir karara ulaşırlarsa bile, sadece Tiflis’in
Rusya’nın huzurunu kaçırmağa çalışan bir çabası olarak
algılanacaktır.” |
|
|
|
|
|
|
|
|