|
|
................... |
|
................... |
ENVER PAŞA'NIN KAFKASYA'DAKİ
PLANLARI VE İNGİLTERE |
Kaya Tuncer Çağlayan
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi
Atatürk Araştirma Merkezi Dergisi, Sayı 41, Cilt: XIV, Temmuz
1998
|
|
|
................... |
|
|
Giriş
Bilindiği üzere I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri galip
gelmiş, 1918 sonlarında Almanya, Avusturya-Macaristan ve
Osmanlı Devleti ateşkes isteyerek kaybeden taraf olduklarını
kabul etmişlerdi. Her ne kadar savaşı galip olarak bitirdiyse
de İngiliz Hükümetini rahatsız eden bazı hususlar vardı.
Bu hususlardan biri de Enver
Paşa’nın savaş sonrası dönemde Kafkasya’da İngiltere’nin
Ortadoğu’da menfaatlerini tehdit edecek bir harekete teşebbüs
etmesi ihtimali idi. Kafkasya coğrafyası o günün İngiltere’si
için özel bir öneme sahipti, İran’daki İngiliz nüfuzunun
devamı, yeni ele geçirdiği petrolce zengin Orta Doğu
topraklarının emniyeti ve Anadolu’nun geleceğinin İngiliz
emperyalizmine uygun olarak tanzim edilmesi ancak Kafkasya’nın
geçici de olsa İngiliz denetimi altında olması ile mümkün
görülmüştür. Bu arada, Doğu Anadolu’da Rusların savaştan
çekilmesi neticesinde gündeme gelen Ermenistan Devleti’nin
kurulması da yine Kafkasya’nın güvenli bir bölge olmasına
bağlıydı. Bu sebeplerden Enver Paşa’nın bölgede teşebbüs
edeceği bir hareket İngiltere’nin Orta Doğu’daki menfaatlerini
doğrudan etkileyebilirdi.
İngiliz Dışişleri Bakanlığı uzmanlarından bazıları, Enver
Paşa’nın ateşkesi müteakiben İstanbul’dan Kafkasya’ya
geçeceğine ve bu bölgede bir devlet kurarak İngiltere’nin
Ortadoğu planlarını tehdit edeceğine dair şüphelerini ifade
etmekteydi. Bu düşüncelerin nasıl ele alındığı ve bu hareketin
gerçekleşmesi halinde almayı düşündükleri tedbirler bu
makalenin inceleme konusu olacaktır.
1. Enver Paşa’nın Kafkasya’da Tehlike Oluşturacağına Dair
İngiltere’yi Şüpheye Sevkeden Sebepler
Mondros Mütarekesi ile savaş fiilen sona ermiş, İngiltere
savaş esnasında Ortadoğu’ya dair tasavvur ettiği hedeflerine
kavuşmuştu. Ortadoğu’nun siyasî haritasının büyük oranda
çizildiği Şubat 1916’da Fransa ve Mart 1916’da Rusya’nın da
iştirakiyle imzalanan tarihî Sykes-Picot Andlaşması, Osmanlı
Devleti’nin Asya topraklarını parçalarken bu parçalanmada
İngiltere aslan payını almakta idi (1). Lakin savaşın sonunda
bu anlaşmanın hayata geçirilmesini engelleyeceğinden korkulan
husus, Enver Paşa’nın taraftarları ile beraber Kafkasya’ya
geçerek burada büyük bir müslüman devlet kurup bölgedeki
dengeleri altüst etmesi ihtimali idi (2).
İngiliz devlet adamları zaten savaş sırasında Enver Paşa’nın
Kafkasya ve Orta Asya’ya yönelik ilgisinden oldukça tedirgin
olmuştu. 1917 Rus ihtilali ile çöken Kafkas cephesinin Enver
Paşa’ya Kafkas ve Orta Asya Türk ve Müslüman topluluklarının
Rus hegemonyasından kurtarma imkanı tanıması İngiliz
hükümetini çok rahatsız etmiş, Kafkas cephesini tekrar
canlandırmak için değişik projeler üretmişlerdi (3),
İngiltere, Enver Paşa’nın bu ilgisini Turancılık olarak
algılamıştır, İngiliz mantığına göre İngiliz menfaatleri
aleyhine çalışan Turancı veya İslamcı politikaların savaştan
sonra Enver Paşa elinde Kafkasya’da hayatiyet kazanması
ihtimali, İngiliz uzmanlarını bu hususta tedbir almak için
projeler üretmeye zorlamıştır. Şimdi bu ihtimalin varlığına
dair İngiliz idaresinin düşündüğü sebepler üzerinde duralım.
Osmanlı Devleti Bulgaristan’ın 29 Eylül’de savaştan
çekilmesiyle ve Suriye’deki kayıpları sebebiyle zor durumda
olduğundan Ekim başlarında ateşkes istemek üzere idi. Bununla
beraber bir İngiliz askerî istihbaratının raporunda, Enver
Paşa’nın Azerbaycan’daki Türk ordularının kumandanı olan
kardeşi Nuri Paşa’ya 12 Ekim 1918’de bir telgraf çekerek Türk
ordusu halen Azerbaycan’da kuvvetli iken Azerbaycan (hem kuzey
hem güney) sınırlan dahilinde Ermeni ve Rus bırakılmaması için
gerekli tedbirleri almasını emrettiği bildirilmiştir (4).
Ayrıca Osmanlı Devleti ile Azerbaycan’ın sınırdaş olmasının
sağlanması ve Azerbaycan’a bir Türk ilerleyişini
engelleyebilecek bütün unsurların temizlenmesini istemiştir.
Bu arada Enver Paşa Batum’da bulunan babası Ahmed Paşa’nın
Gence’ye gidebilmesi için özel bir trenin hazırlanmasını da
bildirmiştir (5). Enver Paşa’nın İngiliz idaresini rahatsız
eden kararlarının belki de en önemlisi daha önce İstanbul’a
hareket emri olan 5. Kafkas Fırkası’nın 17 Ekim’de yeni bir
talimatla Azerbaycan’da kalması ve gerekirse Azerbaycan
uyruğuna girmesi emri idi (6), İngiliz Genelkurmayı gizli
Azerbaycan raporunda Enver Paşa’nın İran’da ve Kafkasya’da
bulunan Türk ordularının ekseriyetini İstanbul’a çağırırken 5.
Fırka’ya verdiği bu emri manidar bulur ve şöyle yorumlar:
“Enver Paşa bir taraftan İngiltere’nin savaşta tarafsızlığı
münasebetiyle İran’ı boşaltması gerektiğini ileri sürerken
diğer taraftan gelecekte Pan-Turanist veya Pan-İslamist
faaliyetlerin merkezi olabilecek self-determinasyon prensibine
istinaden bağımsızlığını ilan etmiş Azerbaycan’ı kontrolüne
almayı hedeflemiştir.” Bu yorumu yapan Genelkurmay, raporunu
şu ikazla bitirir:
Türkler Azerbaycan’da Almanlar ise Gürcistan’da self-determinasyon
prensibini suistimal ederek kontrolü ellerinde tutmayı
tasavvur etmektedirler. Eğer bu plan Barış Konferansı’nda
dikkatle takip edilmezse Hazar bölgesinde gelecekte ciddî
askerî mesuliyetlerimiz olabilir (7).
İngiliz Dışişleri Bakanlığı istihbarat Dairesi Orta Doğu
Masası’nda danışman olarak çalışan Arnold Toynbee aynı
tehlikeye bir memorandumunda işaret etmiştir, İngiliz
Dışişleri Bakanlığı’na sunduğu raporunda Toynbee, Enver
Paşa’nın savaşın bitiminde muhtemelen Kafkasya’nın doğusuna
çekileceğini ve orada Tripoli’de İtalyanlara karşı
gerçekleştirdiği gerilla savaşını tatbik edeceğini ifade
etmektedir. Toyn-bee’ye göre Enver Paşa’nın bu projesinin
çeşitli safhaları vardı. Azerbaycan’ın İngiltere tarafından
tanınmasını sağlamak ilk safhaydı. Yine Toynbee’ye göre
Türkler daha önce İran’daki güney Azerbaycan’ın valiliğini
yapmış olan Iran Veliahdı’na birleşik Azerbaycan’ın (tabii
Türk himayesinde) yöneticiliğini teklif etmişti. Bunun yanı
sıra Türkler, Tahran’da İngiliz Hükümeti’nin güney
Azerbaycan’ı Osmanlı Devleti’ne teklif ettiği dedikodularını
yaymaya çalışıyorlardı. Ayrıca Türklerin, Azerbaycan ve
Dağıstan’ı tek devlet olarak birleştirme gayretleri de vardı.
Bu ifadelerden sonra Toynbee durumu şu şekilde değerlendirir:
Türklerin ilk hedefi İngiliz Hükûmeti’ne Rus (kuzey,
Azerbaycan’ını tanıması için blöf yapmak, sonra Dağıstan ve
İran (güney) Azerbaycan’ını muhtemelen sahte referandumlarla
dahil ederek bu devleti güçlendirmek ve bütün bölgeyi Türk
hakimiyetinde tutmak (8).
Bu münasebetle Toynbee İttihat ve Terakki’nin ya da en azından
Enver Paşa’nın İstanbul’da son dakikaya kadar tutunduktan
sonra İtilaf devletlerine sempatik bir hükümeti kurup
boğazların açılacağı sırada ilk gemiyle Batum’a geçmek gibi
bir projesi olabileceğini düşünmektedir. Toynbee raporunu
ilginç bir cümle ile tamamlar: “Bu Dünya’da halen Enver için
bir oda (hareket sahası) bulunabilir.” (9) Toynbee’ye göre
İngiliz Hükümeti Türklerin bu tuzağına düşmemeli idi. Fakat
Türklerin bu bölgeyi Askerî bir güç ile tutmasına yardımcı
olacak bazı hususlar vardı. Bunlar bölgenin kendi kendine
yeterliliği, ulaşım hatlarının halen Türk-Alman denetiminde
olmasından İngiliz kuvvetlerinin bölgeye kolayca girememesi ve
nihayetinde bölgenin coğrafyasının tabii savunma unsurlarının
mükemmel olması idi. Ayrıca Enver Paşa’ya planının
gerçekleşmesinde Rusya’daki ihtilal sebebiyle meydana gelen
anarşik ortam yardımcı olacaktı (10).
Savaş sona erdiğinde İngiltere’nin kuşkularını doğrudan
mahiyetinde Azerbaycan’ın ekseriyeti (hem kuzey hem de güney
Azerbaycan) Türk ordusunun kontrolünde idi. Türk ordusu
Mondros Mütarekesi’ne rağmen Kuzey Kafkasya’da ilerlemeye
devam etmiş, Derbent’ten sonra Mohaçkala’yı (Petrovsk) ele
geçirmişti. Böylece Hazar Denizi’nin batı kıyıları büyük
oranda Osmanlı hakimiyetine geçmişti.
2. İngiltere’nin Almayı Düşündüğü Tedbirler
Enver Paşa’nın Kafkasya’da İngiltere’nin zararına olacak bir
teşebbüste bulunacağına dair kuvvetli şüpheleri olan A.
Toynbee, bu hareketi engellemek şu tedbirleri teklif ediyordu:
Tekliflerinden ilki İstanbul’da oluşturulacak yeni hükümete
Rus ve İran topraklarını tamamen boşaltmayı kabul ettirmekti
(11). İkinci teklifi ise Türk askerlerinin kendilerini
Azerbaycan vatandaşı ilan etmelerini yasaklattırmak (12) ve
üçüncüsü boğazların açılması ile İstanbul ve Kafkasya
arasındaki irtibat hatlarının denetiminin İngiltere’ye
verilmesini kabul ettirmek idi (13). Bununla birlikte Toynbee
bu istekleri İstanbul Hükümeti kabul etse bile emirlerine
Enver Paşa’nın itaat etmeyeceği ve savaşa kendi hesabına devam
edeceğini tahmin etmekte idi. Hatta İngiltere Karadeniz’i
kontrolüne alsa ve Trabzon’u işgal etse bile Kafkasya
içlerinde disiplinli bir Türk gücünün üzerine yürümenin büyük
bir mesele olacağını da ifade etmektedir (14).
Görüldüğü gibi İngiliz Dışişleri ve Genelkurmay’ı Kafkasya’da
Enver Paşa’nın liderliğinde muhtemel bir harekete ciddiyetle
bakıyor lakin önlenmesi için geçerli bir çözüm bulmakta
zorlanıyordu. Toynbee’nin sunduğu bir başka çözüm vardı ki
Türklerin 1918 başlarında Kafkasya’da taarruza geçmelerine
mani olmak amacıyla hazırlanmış fakat başarısız olmuş olan
Ermenileri kullanma planı idi. Disiplin edilmiş,
birleştirilmiş ve teçhiz edilmiş bir Ermeni ordusu iki amaca
hizmet edecekti: Birincisi Kafkasya’da Enver Paşa’nın sebep
olabileceği bir tehlikeyi engellemek, ikincisi ise Şark
Vilayetleri’nde geçici bir rejim kurmakdı (15).
Toynbee’nin teklifleri doğrultusunda Kafkasya’da Enver
Paşa’nın faaliyet sahasını sınırlamak için Mondros
Mütarekesi’nin şartları İngiliz Dışişleri uzmanlarınca
hazırlanırken şu maddelere de yer verilmiştir:
Madde 11. Türk askerlerinin derhal Kuzey Batı İran’dan savaş
öncesi sınırın gerisine çekilmesi, Transkafkasya’nın büyük
oranda boşaltılması ve arta kalan askerlerin müttefiklerin
gerekli görmesi halinde derhal çekilmesi.
Madde 15. Müttefiklerin kontrol subayları Transkafkasya
demiryolları dahil olmak üzere bütün demiryollarına
yerleştirilecek. Ayrıca batım müttefiklerce işgal edilecek.
Osmanlı Devleti Baku’nun müttefiklerce işgaline itiraz
etmeyecek (16).
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bu tedirginlik ve tedbirlere
rağmen İngiliz devlet adamlarının Kafkasya’da Enver Paşa’dan
bekledikleri tehlike meydana gelmedi. Enver Paşa Kafkasya
yerine Berlin’e gitmeyi tercih etti (17). Ayrıca Kasım 1918’de
Baku ve Aralık 1918’de Batum’un ve diğer önemli yerlerin
İngilizlerce işgali neticesinde bölge tamamen İngiliz
denetimine alınmış oldu. Böylece savaşın son günlerinde
Londra’da cereyan eden Kafkasya’nın Enver Paşa liderliğinde
İngiliz emperyalizmine zarar vereceğine dair kuşkular da
gerçekleşmemiş oldu. Bununla beraber Enver Paşa’nın emriyle
Azerbaycan’da kalan 5. Fırka, Nuri Paşa ve diğer subaylar
zaman zaman İngilizleri rahatsız eden olaylara sebep
olmuşlardır. Fakat bu hadiseler Arnold Toynbee’nin veya
İngiliz Genelkurmayı’nın korktukları boyutların çok altında
kalmıştır.
Burada dikkat edilmesi gereken bir husus İngiltere’nin İngiliz
menfaatlerine zarar verebilecek ve gerçekleşme ihtimali zayıf
olan bir harekete karşı gösterdiği hassasiyettir. Bahsedildiği
üzere hem askerî hem de sivil otoriteler bölgede Enver Paşa
liderliğinde zuhur edebilecek bir gelişmeye karşı azami ilgi
göstermiş ve engellenmesi için muhtemel her türlü tedbiri
almaktan geri durmamışlardır.
DİPNOTLAR:
1) Osmanlı Devleti’nin parçalanması ve parçalanmada
İngiltere’nin rolü için bakınız Elie Kedourie, England and the
Middle East: The Destruction of the Ottoman Empire 1914-1921,
London: Bowes and Bowes, 1956. Ayrıca Y. Hikmet Bayur’un Türk
İnkılabı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınlan, cilt III, kısım
IV, s. 1-39. Bilindiği üzere bu anlaşma İngiltere’ye Osmanlı
Devleti’nin petrolce zengin olan bugünkü Irak toprakları ile
Ürdün’ü bırakırken, bu toprakların güneyinde kurulması
planlanan bağımsız Arap Devleti’nin dolaylı kontrolü de
İngiltere’ye terk edilmiştir.
2) Enver Paşanın gerçekten böyle bir planı olup
olmaması bu makalenin inceleme konusu değildir. Burada ilgi
sahasına giren konu İngiltere’nin böyle bir tehdidi hissetmesi
ve bu tehdide dair İngiliz yetkili merciilerinin düşünceleri
ve fiilleridir. Bununla beraber 1918 sonlarında Osmanlı
Teşkilatı Mah susa’sının başkanı olan Albay Hüsamettin
Ertürk’ün İki Devrin Arkası adlı eserinde Enver Paşa’nın şu
sözleri böyle bir niyeti olduğunu ifade etmektedir. Ertürk ile
olan görüşmesinde Enver Paşa O’na şöyle demiştir:
...Biz yakında bir denizaltı ile ülkeden ayrılacağız, çünkü
düşman ilk olarak bizleri tutmak isteyecektir. Yalnız onlar
teşkilatımızı, adamlarımızı ve hepsinin üstünde ideallerimizi
(ülkülerimiz) alamayacaklardır. Ben Kafkasya’ya sonra da
Moskova’ya uğrayacağım, arkadaşlar Berlin’e gideceklerdir.
Mücadelemiz devam edecektir. Bolşeviklerden yardım umuyorum,
onlar da muzaffer kapitalist devletlere düşmandır. Erzurum ve
Kafkasya’daki kıtalarımızın dağıtılmaması, silah ve
cephanelerinin teslim edilmemesi ve Ahmet İzzet Paşa’dan
(Sadrazam) gelecek emirlere itaat edilmemesi için Halil ve
Nuri ve Yusuf İzzet Paşa’lara gereken talimatı verdim...
Kırım’da kurduğumuz İslam Cumhuriyeti ve onun Başkanı Seyyit
Cafer Bey’e de talimat gönderdik... Teşkilat-ı Mahsusa’nın
bundan sonra adı “Umum Alem-i İslam İhtilal Teşkilatı”
olacaktır. Siz Türkiye’de onun İstanbul şubesi başkanısınız,
bunu kuran benim, sizi seçen benim, yakında onun Heyet:i
Merkeziyesi Berlin’de toplanacaktır... Bakınız Samih Nafiz,
Albay Hüsamettin Ertürk Hatıratı: İki Devrin Perde Arkası,
İstanbul, 1964, s. 174-175.
3) İngiltere başlıca üç projeyi uygulamaya koymak
istemiştir. Birinci proje halen cephede bulunup çekilmeye
başlayan Rus askerlerinin ihtiyaçlarını karşılayarak istihdam
etmek, ikincisi Transkafkasya’yı kuzeyindeki ve
kuzeybatısındaki Bolşevik idaresini tanımayan mahalli
yönetimlerle beraber oluşturulacak Güney Bloku’na dahil etmek
ve üçüncüsü ise Ermeni ve Gürcüleri silahlandırıp
teşkilatlandırarak cephede istihdam etmek. Bu üç projede bazı
sebeplerden dolayı İngilizlerce uygulamaya konulamayacaktır.
Bu projeler hakkında daha geniş bilgi için bakınız K. Tuncer
Çağlayan, British Policy Towards Transcaucasia 1917-1921,
(İngiltere’nin Kafkasya Siyaseti), Basılmamı; Doktora tezi,
Edinburgh Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Orta Doğu
Çalışmaları Bölümü, 1997, s. 67-95.
4) FO (İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na ait belge)
371/3388/173495/W/44, 17 Ekim 1918, Askeri İstihbarat
Başkanı’ndan Dışişleri Bakanlığına.
5) Aynı Belge.
6) IOR: (İngiliz Hindistan Bakanlığı’na ait belge)
L/P&S/C. 190, 31 Ekim 1918 tarihli İngiliz Genelkurmayı’nca
Azerbaycan üzerine hazırlanmış gizli bir rapor.
7) Aynı Belge. Enver Paşa’nın Kafkaslardaki Osmanlı
ordularının kumandanlıklarına kendi akrabalarını getirttiği
bilinen bir gerçektir. 1918’e kadar bölgede sadece 3. ordu
bulunurken Haziran 1918’de Enver’in kardeşi Nuri (Killigil)
Paşa komutasında Azerbaycan’da İslam Ordusu ve görevi Kafkasya
ve güney Azerbaycan’ı işgal etmek olan Yakup Şevket (Subaşı)
Paşa komutasındaki 9. ordu kurularak bu üç orduya birden
Kafkas Orduları Grubu adı verilmiş ve grup komutanlığına Enver
Paşa’nın amcası olan Halil (Kut) Paşa getirilmiştir. Bakınız
Kamuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri 1920-1953, Türk Tarih
Kurumu Yayını, Ankara, 1991, s. 6-7. Tabii bu yeni
yapılanmanın arkasında olan Enver Paşa İngilizlerin
şüphelerini kuvvetlendirmiştir. K. Gürün kendi akrabalarının
kontrolünde büyük bir gücü Kafkasya’da meydana getiren Enver
Paşa’nın Kafkasya’da bu kuvvetle ne yapmak istediğinin belli
olmamakla beraber mağlubiyetin yaklaştığı günlerde bu orduya
dayanarak merkezi Bakü’de olmak üzere bir hükümet kurmayı
planladığını söylemektedir.
8) FO 371/3388/174496/W/44, 17 Ekim 1918, A. J.
Toynbee’nin Kuzey Kafkasya ve Azerbaycan Üzerine Enver
Paşa’nın Siyaseti başlıklı memorandumu.
9) Aynı Belge.
10) Aynı Belge.
11) 1918 Mayıs ayında Kafkas Cumhuriyetleri
bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Toynbee’nin Rus toprağı
ifadesinden Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan’ın halen
Rusya’ya ait topraklar olduğu fikrinde olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim daha sonra bu bölgenin tekrar Rus hakimiyetine, bu kez
Bolşevik Rusya’nın, girmesine İngiltere’nin seyirci kalmasında
bu fikrin önemli tesiri olacaktır. Bu hususta detaylı bilgi
için bakınız K. Tuncer Çağlayan, a.g.t., Kafkasya’da Bolşevik
Tehdidi ve Bölgede İngiliz Siyaseti’nin Sonu konulu sekizinci
bölüm, s. 354 vd.
12) Bu teklifin gayesi 6 numaralı dipnotta zikredilen
İngiliz Genelkurmayı’nın gizli raporunda ifade edilen 5.
Fırka’nın gerektiğinde Azerbaycan tabiyetine geçmelerine dair
Enver Paşa’nın talimatım hükümsüz kılmaktı.
13) FO 371/13413/177237/W/44,24 Ekim 1918, İngiliz
Savaş Bakanlığı’ndan (sonradan Savunma Bakanlığı olarak adı
değiştirilecektir) Albay G. Gribbon’un Dışişleri Bakanlığı’nda
Sir R. Graham’a yazdığı mektup, Toynbee’nin mektup hakkında
tutanağına bakınız. Bu mektup Albay Gribbon Enver Paşa’nın
Kafkasya’da sebep olabileceği tehlikeye dikkat çekerek
gözlerini bu hususta açık tutmadıktan takdirde bansın yarım
kalacağını ifade etmektedir
14) Aynı Belge.
15) FO 371/3404/167834/W44, 7 Ekim 1918, Toynbee’nin 9
Ekim 1918 tarihli tutanağına bakınız. Eğer Enver Paşa
İngiltere’nin aleyhine Kafkasya’da kendi hakimiyetinde bir
devlet kurmayı başarırsa Toynbee bunu İngiltere’nin lehine
bazı avantajları da olacağını ifade etmektedir. O’na göre
Enver Paşa’nın kuracağı bu devlet hem İran Hükûmeti’ni hem de
İran halkını İngiltere’ye yaklaştıracaktır. Çünkü Iran,
sınırlarına dahil olan Azerbaycan’ı kaybetmek istemeyecek ve
İranlılar üzerinde Türk nüfûzunun kurulmasından
hoşlanmayacaklardı. Toynbee’nin 20 Ekim 1918 tarihli bu notu
için bakınız FO 371/3388/173495/W44, 17 Ekim 1918.
16) İngiliz arşivinde Mondros Mütarekesi maddeleri için
bakınız FO 371/180964/W/4, 31 Ekim 1918. Ayrıca bakınız J. C.
Hurewitz’in Diplomacy in the Near and Middle Eat: A
Documentary Record 1914-1956, J. Van Nostrand Company, 1956,
s. 34-35 ve Bayur, a.g.e., cilt III, kısım IV, s. 744-5.
17) Enver Paşa, Talat ve Cemal Paşalarla beraber
boğazdaki yalısından bir Alman torpidosuna binerken 2 Kasım
1918 sabahı Almanya’ya hareket ettiler. Bakınız Bayır, a.g.e.,
cilt III, kısım iv, s. 779. |
|
|
|
|
|
|
|
|