...................
...................
GEORGES DUMEZİL'İN ÖLÜMÜ

Derleyen:
Uygör Eremektar

Kafdağı, Kuzey Kafkasya Kültür Derneği
Aylık Kültür Sanat ve Haber Dergisi, Yıl 1, Sayı, 1 Şubat 1987

                         
 
...................
 
Georges Dumezil 88 yıla sığdırdığı dopdolu yaşamını Paris'te geçirdiği bir beyin kana-ması sonucu 11 Ekim 1986'da noktaladı.

Ünlü Fransız tarihçisi, arkeolog, dil araştır-macısı, mitoloji ve eski edebiyatlar uzmanı Georges Dumezil özellikle Hint-Avrupa dilleri ve kültürleri üzerinde incelemelerde bulun-muş ve bu alanda halen dünyada tek isim olarak kabul edilmektedir. Atatürk'ün daveti üzerine İstanbul Üniversitesine bağlı dinler tarihi kürsüsü oluşturmak ve öğretim üyeliği yapmak üzere 1925 yılında İstanbul'a gelmiş ve 1931 yılına kadar Türkiye'de çalışmalarını sürdürmüştür. Anılarında burada geçen günlerin hayatının en güzel günleri olduğunu belirtmektedir.
Yaklaşık otuz dil bilen Dumezil, Türkiye'de kaldığı süre içinde de dil ile ilgili araştırmalarını sürdürmüş. Kuzey Kafkasya dillerinden olan Wubıh dili üzerinde araştırmalar yapmıştır. Unutulmaya yüz tutmuş ve Türkiye'de çok az kişinin bildiği Wubıhca ile ilgili çalışmalarını Tevfik Esenç ile beraber yürütmüş ve bir Wubıhca sözlük hazırlamak için çalışmalarda bulunmuştur.

Bu uğraşısını Dumezil «Hayatta en az günah işlediği ve en çok benimse-diği» şeklinde değerlendirmiştir.

Dumezli daha sonraları sık sık Türkiye'ye gelmiş Sapanca'nın Yanık, Manyas'ın Değimenboğazı, Hacıyakup, Mürüvetler köylerinde ve çevrede çalışmalarını sürdürmüştür. Wubıhca dışında Abhaz ve Adige dil gruplarının Wubıhca ile ve kendi aralarındaki akrabalıktan kaynaklanan benzerliklerini araştırmıştır. Bu araştırmaları bir çok dergilerle birlikte Paris'te yayınlanan «Bedi-Kartlisa» adlı Gürcü dergisinde de yayınlanmıştır. Bu çalışmaları süresince ünlü tarih araştırmacısı Prof. Aytek Namitok'tan büyük destek ve yardım görmüştür. Namitok'la dil, tarih, mitoloji ve arkeoloji üzerine uzun yazışmalar yapmıştır. Bu yazışmalar halen yayımlanamamıştır.

Karşılaştırmalı diller ve Hint-Avrupa uygarlıkları konusundaki çalışmaları yapan Fransız Prof. Georges Dumezil 1898 yılında Paris'te doğdu. Ekole Normale Süperieure de doktorasını tamamladıktan sonra Varşova, İstanbul, Upsalax ve Paris'te çeşitli üniversitelerde çalışmalarını sürdürmüştür. College de France ve Fransız Akademisi üyesi idi

Kırktan fazla kitabı bulunan Dumezil'in yukarıdaki çalışmalar» dışında 1968 yılında «Bibliotheques des Sicience Humaines,» serisinde yayınlanan «Mythe et Epopees» yapıtının ikinci bölümü tamamen «Nart Halk Destanlarına ayrılmıştır.

Öte yandan, Abayev tarafından hazırlanan Öset Halk Destanları ile ilgili bir derlemeyi bir giriş ve açıklayıcı bir notla «l_e Livre des Heros» «Liendes Sun les Nartes» adı altında Fransızca'ya kazandırmıştır. Bu kitap UNESCO'nun Kafkasoloji serisinde yayınlanmıştır.

Bilim çevrelerinin «Dil sihirbazı» diye tanımladıkları ünlü bilginin Kuzey Kafkasya Dilleri üzerine yaptığı çalışma ve derlemelerle evrensel kültüre katkıları unutulmayacaktır.

1925-1831 yıllarında öğretim görevlisi olarak Türkiye'de bulunan Fransız düşünür ve araştırmacının gerçekleştirdiği «Ubik Fiili» adlı kitabın kapağında Türk yardımcısı Tevfik Esenç'in de adı yer alıyor.

Ferit Edgü

Ulbikceyi Kurtaran Adam: Georges Dumezil

Le Nouvel Observateur» haftalığının son sayısında, Fransız düşünür «Georges Dumezible yapılan bir konuşma yayınlandı, özellikle efsaneler ve Hint-Avrupa dilleri üzerinde yaptığı araştırmalar ve getirdiği yorumlarla, dilbilim, etnoloji psikanalizin gibi bilim dallarına çok önemli katkıları olan, aralarında Türkçe de bulunan kırk kadar dil bilen Dumezil, 1925-1931 yılları arasında öğretim görevlisi olarak Türkiye'de bulunmuş. Söz konusu konuşmadan öğrendiğimize göre, bu yıllarda Türkiye'de bilimsel araştırmalar yapmış, özellikle Kafkas dilleriyle ilgilenmiştir.

1864'te Rus kıyımına uğrayıp Türkiye'ye sığınıp yerleşen Kafkasyalılardan bir grubun konuştuğu dilden 1500 sayfa kadar metin derlemiş. Çeyrek yüz yıl sonra, Marmara yakınlarında bir köyde


Wubıhca konuşanların bulunduğunu öğrendiğinde bu çalışmalarını yeniden ele almış. Bir süre için bu köye yerleşen Dumezli, bu çalışmalarında kendisine bir de yardımcı bulmuş : Tevfik Esenç adında bir ihtiyar. Uzun çalışmaların sonunda ortaya çıkan «Ubik Fiili» adlı kitabın kapağında, Fransa'nın en büyük bilim kuruluşu «College da France» in onur profesörü, Fransız Akademisi üyesi Georges Dume-zil'in adının yanında Tevfik Esenç'in de adı yer alıyor. Alçakgönüllü bilginin «meslektaşım» dediği Tevfik Esenç, Ubikçe üzerindeki araştırmalara yardımcı olmak üzere Fransız Bilim Araştırma Merkezi'nin konuğu olarak Paris'e gitmiş.
İki, üç sesli harfe karşı, seksen iki sessiz harften oluşan, bugün bir avuç ihtiyarla Dumezil'in konuştuğu Ubikçeyi kurtaran düşünür. ;<Niçin mi yaptım bu çalışmayı?» diyor. Mesleğim gereği bir yerde bulunuyorum, orada da bu çalışmayı benden başka yapacak kimse yoktu, onun için.»
Dumezil, böylece, ardında hiçbir iz bırakmadan yok olmakta olan dili, insanlığın evrensel kültürüne kazandırmış oluyor.

Bilginin de, belleğinde, en güzel tanımlardan biri bu olsa gerek: Yokoimaktan kurtarmak, varetmek.

George Dumezil'in ölümü dolayısıyla Uygar Eremektar'ın derlediği Dumezil ile yapılan bir röportajı aynen yayınlıyoruz.

FRANSIZ AKADEMİSİ ÜYESİYDİ — 88 Yaşında ölen Dumezil, aynı zamanda Fransız Akademisi üyesiydi.

— çok iyi tanıyorsunuz, hatta çok eskilere dayanan bir dostluğunuz var sanırım?

Dumezil — Savaş, onu Fransa'dan uzakta tutmuştu. Onu ancak 1946'da keşfedebildim. Ve kendisi hakkında kararımı hemen verdim. Ondan önce o çevrede olduğum için, Yüksek Öğretim Oku-lu'na (Ecoie des Hautes Etudes) girişinde küçük rolümü üstlendim, sonra da Fransa Kolej'ine (College de France) seçilişinde. Ama Fransız Akademisi için tersi oldu; o benden önce davrandı ve bana yardım etti.
— Levi-Strauss'a göre yapılar evrenseldir. Ama siz yalnızca Hint-Avrupa kökeni üzerinde duruyorsunuz...
Dumezil — Bu iki konum uzlaşabilir ve uygunluğu bulunabilir konumlardır. Evet, Levi-Staruss için insan düşüncesinin çalışmasında evrensel kurallar vardır. Bir başka açıdan ele alındığında, aynı
şey Eliade'da da vardır. Eliade'a göre, insanda, bilinçaltına dayalı bir dizi ilkel tanımlayıcılar vardır. Ancak, benim ulaşmak istediğim ile kaygım farklı. Ben, kimilerinin Yunan filolojisi yaptıkları gibi Hint-Avrupa, filolojisi yapıyorum. Üzerinde uğraştığım, ikinci dereceden, olası, tekdüze ve birinci derecedeki olayların karşılaştırmasından elde edilmiş, fark edilen, bilinen birtakım olayları ele alıp onları oluşturmak; ama belirli özellikleri olan olayları. Hoş, şurada burada, kitaplarımda insan düşününün işleyişi konusunda yazmış olabilece ğim ilginç laflar bulunabilir. Ama bu önem verdiğim bir şey değil. Bu benim ipin bir lüks, hatta bir oyundan farksız. Ya da şiirsel bir boşalım.
— Bu durumda çözümleme/erinizin her türlü genelleştir
mesini reddediyorsunuz, ki bu çözümlemeleriniz aslında»
«durum» çözümlemeleri...
DUMEZ/L — Hepimiz ister istemez öğretimimiz gereği, bizi sınavlara, yarışmalara hazırlayan öğretim biçimimizden etkilendik Bu, bizi koşullandırıyor. Yönlendirme ama aynı zamanda da sınırlandırma. Levi-Sîrauss filozofi içinde. Yani ben önemli sorunları onun gibi ortaya koymuyorum, sezgilerim doğrultusunda bile olsa. Kimileri «Dumezilyen kuram» dan söz ederler, ama ben kuramcı değilim, Dumezilyan hiç değilim,
— Sizin gözünüzde yaşamın varlığını vurgulayan üp şey
olduğunu, bunların aile, eser ve arkadaşlar olduğunu sık
sık yineliyorsunuz...
Dumezil — Daha doğrusu şöyle diyorum : Benim yaşamımın varlığını vurgulayan üç şey vardır. «Var olmanın genel kuralları» şeklinde bir önerim yok. Ama oldukça uzun zamandır politikaya olan ilgimi kaybettiğimden ve sanat için yetenekli olmadığımdan, bu üçlü yaşamımı yeterince değerlendiriyorlar.
— Demek araştırmanın yutucu bir niteliği olduğunu ve bu
nun yüksek düzeyde olduğunu düşünüyor sunuz?
Dumezil — Tabii ki çalışmalarımın yaşamında önemli bir yer kaplamadığını söyleyemem. Niçin? Büyük bir olasılıkla başka türlü yapamayacağımdan. Ama yine de aslında benim için önemli olan bu değildi.
— Bütün kitaplarınızı ve bunca çalışmanızı hep başka türlü
yapamayacağınızdan mı yazdığınızı ve gerçekleştirdiğinizi
düşünüyorsunuz?
Dumezil — «Kader» sözcüğünden nefret ederim, ama insanda kimi zaman «şu ya da bu şey için varolduğu» kanısı ağır basıyor.
— Nasıl ki «eser» genetik programda yazılıysa?...
Dumezil — Öyle diyelim isterseniz.
— Bir gün bana «Eğer hatalıysam, yanılmışsam, yaşamı
mın bir anlamı yok demektir» demiştiniz...
Dumezil — Bilimsel yaşamım açısından evet. Ama yine de bu doğru değil. Hatalıysam bile bunun bir işlevi olacaktır. En azından beni eğlendirir. Zaten bugün bazı şeyleri «yeniden yapmak» için artık çok geç. Hatalarımdan kaçamam. Tümüyle yanlış içinde olduğum varsayı'ırsa da Hint-Avrupa araştırmalarım Riemann ve Lobatchevs-ki'nin geometrileri gibi olur; gerçeğin dışında yapılar. Ama bu da o kadar kölü değil. Böyle bir durumda kütüphanelerdeki bölmesi değiştirmem yeterli olur. «Romanlar» bölümüne geçerim.