...................
...................
İNGİLİZ BELGELERİNDE TÜRKİYE VE KAFKASYA

Osman Çelik
Ankara, 1992

                         
 
...................
 
BAY UROUHART'IN NUTKU
Glasgow, 23 Mayıs 1838

Yeşil Zemin (geçmiş) Üzerine Altın Oklar ve Yıldızlar

Bu ülkede, Çerkezistan'ın bir dereceye kadar temsilcisi olarak, size yeni doğmuş bu devlete yaptıklarınızın şerefi, onuru, esenliği ve gelişimi için izah ettiğiniz sempatinizi onaylamak ve teşekkür etmek istiyorum. Çerkezistan'ın yakın zamana kadar, erkekçe yiğitliğin veya hanım zerafetinin tahayyül edildiği, masalların veya fabılların ülkesi olduğu anlatılmıştır. Çerkezistan hâlâ masallarının ve şiirlerin ülkesidir. Fakat fabıl ve muammaların (sırların) ülkesi olmaktan çıkmıştır. Çar'ın binlerce ve yüz binlerce baskısına rağmen, Çerkezistan'ın Batı Avrupa kıyılarına kadar ulaşan sevimli şöhreti kahramanlık ve erkekçe meziyetleri takdir edilmiş ve öğrenilmiştir. Parlak, sevimli ve şiirselliği dolayısıyla doğunun bu yeni doğan yıldızını şevkle selamlamaktan sizi kimse alıkoyamaz. Elbruz üzerinde ve Hazar'dan yükselen bu yeni sancağın doğuşunu şevkle selâmlarsanız, -sizin bir bakıma Hindistan imparatorluğunun savunucuları- Kafkas garnizonunun bir örneği ve o halkın gerçek bir temsilcisi (sağlam bünyeli, kartal gözlü, çocuk yakınlığı ve saf tatlı dilliğiyle ve klan adam sertliğinden oluşan özellikleriyle) olduğunu görmekten başka bir şey bulamazsınız.

O halkın bana ilham ettiği bağlılık duygusu ve hayranlık hissini kelimelerle nakletmek benim için tamamen imkansızdır. Bu intibalar sadece benimle ilgili husus değildir, İki İngiliz teknesi onların kıyılarına ulaştı ve kaptanından tayfasına kadar, kıyıya ayak basan her İngiliz (Britanyalı) bu masal ülkesinin hayranlığına yakalanmıştır. Bu husus, ilk çağ insanının şiirsel münasebeti ve manevi mevcudiyetinden beri bir yarış şevkiyle sürmüştür. Rusya'nın bize bildirdiğine göre iki nemseliniz, bu vahşi haydut ve adam kaçıranlar arasında yaşamıştır; bunlardan biri sizin kendi hemşehriniz ve şimdi beni dinleyen bir çok arkadaşınızdan birisidir. Onun, Çerkesler için tavır ve hareketi, onların insan olarak karakteri hakkındaki yargısı, halk olarak onları bize değerlendirmesi, onların evlerinde her gün artmaktadır. Çerkesleri miktarı her ne kadar 3-4 milyon arasında ise de, hala bunların sadece bir kısmı harbin şiddetine maruz kalarak yerinden olmuştur. Aralarında hiç birleşme bulunmamakta. Hiç bir vaat sözü; dağılan ve kaçan fertlerin birleştirilmesi görüşün müşterek temsilcileri, yabancı güçlerle ilişkileri, diplomatik sistemleri, askeri teçhizat ve bayrakları yoktur. O halde mütecavizlerin zulmüne karşı nasıl gelebilmiş, diplomasiyi süsleyebilmiş ve bağımsızlıklarını idame ettirebilmişlerdir? Güneye doğru kuzeyden gelen göçebelere karşı nasıl bir engel oluşturabilmişlerdir? Bunu, ferdi değerler ve bireysel kahramanlık gücüyle yapmaya muktedir olmuşlardır. Orada çocuk, Sparta'nın körpe fidanı (süt bebeği) gibi toplumun malı (mülkiyeti) mütalaa edilir; müşterek iyilik için eğitilir. Bu, cesaret ve ağırbaşlılık, sabır ve beceriklilik veren bir disiplin ruhuyla gerçekleştirilir.

Çocuk bazı cenk başarıları ile erkeklik haklarını kazanıncaya kadar, bir manevi babanın himayesinde kalır, evine dönmez. "O, büyük bir zafer ve ondaki moral gücü katılımıyla Rusya'ya karşı kendinde mevcut mukavemet hırsıyla Çerkezistan'a ilk ziyaretini tasarlamıştı. Orada ikamet eden insanların iyiliği için gerekli birleşmeyi sağlamak, İngiltere'nin büyüklüğünü göstermek ve Rusya gizemi, Kafkasya'ya gitmesini sağlamıştır." Bu kanaatlerle dolu teşebbüsümde Colchis (1) kıyılarını çevreleyen sırların hikayesine nüfuz etmeye veya ölmeye karar verdim. O kıyılara silahsız ve yalnız olarak ayak bastım. 24 saat içinde okudum, kendimi yuvarlak bir tepenin zirvesinde oturmuş buldum. Kabanı (harita) ayaklarıma doğru yaydım. Önümde dağlar arasında uzanan sonsuz Moskova ovaları, Kalmuk yolları ve Kazak pulkaları uzanmaktaydı. Burada Nova Zembla'dan Fas'a ve Fas'ın Atlantik'inden Hint Okyasunusu'na kadar, Moskova Çar'ının bir çok zararına karşı koymak ve tahkikinden öç almak üzere hazırlanmış insanları gördüm. O zaman dudaklarımdan istemeyerek "siz artık aşiret değil, halksınız" sözleri çıktı. Siz Çerkes'siniz ve burası Çerkezistan'dır. Fakat Çerkezistan'da basın ve ortak bir dil isteniyordu. Yeni kavram kıyas yoluyla veya mantıklı düşünme (muhakeme) yardımıyla iletilmezdi. Alelade (basit) bir taşıma aracı lazımdı. Hemen aklıma gelen kendisini tanıtma müjdecisi olacak olan ortak bir milli bayrak ve belagat, bu sadece müşterek inancı ve uygun milli sempati düşüncesiyle gerçekleştirilebilirdi .

Fakat bir bayrak veya bir renk, gücünü geçmişten -önemli adamların birliğinden veya geçmiş zamandan kalan faydalı prensiplerden- zaman akışı içindeki şöhret veya anılar ile insanların ilk yıllardan kalan duygularıyla bağlantılıdır. Çerkezistan beş bin yıllık geçmişiyle böyle birlikleri (kurumları) hiç armağan etmemiştir. Hiç bir kahraman bir fethi püskürtmemiş, hiç bir kanun yapıcı kanun ve kurumlar, özgürlük ve refah vermemişti. Hiç bir ailenin silahı, soylu ve canla başla bağlılığın bayrağını seçebilmişti. Hiç bir kurumun sembolü milli birliğin ifadesi olarak benimsenmemiştir. Günün çıplak ihtiyaçlarından ve günün duygusal şartlarına göre seçilen araçlar bayrak olmuştur. Yeşil dağlarının kendi rengini Mekke'ye sadakat belirttiğinden seçtim. Üzerine onların silahı olan bir ok demetini ve bir yıldız tacı yerleştirdim. Onlar, belki açık karargâhlarında her gece göklerin görkemi (haşmeti) ve yaratıcının gücüyle özgürlüklerine yakın olabilirdi. Göz vasıtasıyla kalbe hitap eden bu lisan anlaşılıyordu. Karadeniz üzerinde bir birlik gününün çağrısı, Hazar'a yayılır, bir yeni milletin doğuşu olurdu. O insanlar Avrupa'nın şampiyonları ve Asya'nın bekçileriydi. Kafkasya'nın her iki tabyası, 6 bin millik bir hisar hendeği gibi uzar gider. Bunun ötesine Himalayaların Hindistan siperlerine, batıda Avrupa Karpat savunma hattına kadar, kuzeyin savaşçı istilacıları ile güneyin vah­şi insanları arasında 3 bin mil uzunluğunda geçilmez bir kuşak çizilmiştir. Kafkaslarda iki geçit vasıtasıyla sağlam bağlantı kurulması, sadece Çerkeslerin ayrılmış haliyle sağlanabilir. Roma ve Acem imparatorlukları bu kapıları güçle kapatmayı gerekli görmüştür. Rekabetleri Kafkasya'nın savunulması için kombine edildi. Şimdi tasarrufumuzda olan o bariyer (barikat) savunmamız için gereklidir. O halk, nefsimüdafaa savunması için sizleri ziyaret ediyor.

Yine o kıyının üzerindeki bu halkın gözleri önünde, İngiliz bayrağına duyulmamış bir tecavüz yapıldı, insan olarak yüzüm kızardı; bir İngiliz olarak kaydetmek için irkildim, İngiltere tecavüze boyun eğmiş ve yalancıktan olayı haklı çıkarmıştı. Bir İngiliz teknesine (The Vixoen) bağımsız bir halkla, barışçı yollarla ticaret yaparken bir Rus kruvazörü tarafından el konuldu. Kıyılar boyunca, bugün Rus bandıralı (bayraklı) gemilere ölüm silahları yüklenmektedir. Çerkezistan eski zamanlarda Rusya'nın sömürgesi (bağımlısı) olmamıştı, İngiliz teknelerine el konulması azami derecede İngiltere'ye yönelik bir tecavüz olmuştu. Bir Rus gücü tarafından işgal ile ilgili iddia Rusya tarafından hararetle desteklenmiş ve bunun bir yalan olduğu belirtilmişti. Bu olay, anlaşmanın veya sözleşmenin bir ihlaliydi. Ancak, bu ihlal kabul edilmişti. Hatta İngiliz hükümetinin himayesinde o kıyıya giden bir teknenin zapdedilmesinin haklı çıkartılması uydurulmuştu, insanlar arasında işitilmemiş rezalet ve kargaşanın sergilenmesi, suçlunun bu pisliğe katlanmaya mahkum edilmesi lazımdı. Çerkezistan'ın bağımsızlığını desteklemek için ne yapılabilirdi diye soruyorsunuz. Şimdi şerefe ya da sağlığına diyerek içtiğimizde belirtilen kelimelerle cevaplıyorum. "Anlaşmada belirtildiği gibi, güvence altına alınmış haklarınızı savununuz. Yüzkaranız Rusya'nın güçlenmesini durdurunuz. Çerkeş utancını sona erdiriniz. Çerkeslerin gözü önünde bir İngiliz teknesinin korsanca zaptının öcünü alınız. Onların zalimce tecavüzünü sindirecek olan dünyadaki durumunu destekleyiniz. Onların insanca sunduğu sempatiye ve duygulara mukabele ediniz. Askeri zaferlerin etkileyebildiği kadar, onların bağımsızlığı için uğraşınız. Çerkezistan kaybettiği zaman, orduların ve filoların yerine getiremediği o güvenliği kendiniz temin ediniz.

Onun mutluluğu ile ilgili olanların birliğinde İngiltere'nin gücünü takdir etmeyi ilk öğrendiğim yer Çerkezistan'ın kıyılarıydı. Azınlık (küçük) devletlerin mukadderat ve prensliklerin bütünlüğü üzerindeki İngiliz ticaretinin etkisini takdir etmeyi öğrendiğim yerde orasıydı. Bu nedenle, tehdit edilen toplulukla­rın bağımsızlığı ile ilgili olarak Çerkeslerin yaptığı mücadele, İngiltere'nin büyüklüğünden daha az önemli değildir. Şunu önermek isterim: "Büyük Britanya'nın Ticaretle Uğraşanlar Birliği, onların haklarını savunmak içindir."

Meseleyi üyelerimizin önüne koyuncaya kadar, konu hakkında hiç bilgisi bulunmayan üyelerimizle yaptığımız iki görüşme çok faydalı olmuştur. Şimdi konuyu Avam Kamarası'nda açmak için, bu meselelerin araştırılması hususunda bizimle pek samimi olduklarını söylemekten mutlu oluyorum.

İngiltere'nin ilk anayasasını inceleyiniz; imtiyaz, hak ve özgürlüklerin, tahrip edilmiş olduğunu, haklarınızı savunacaklarına, kanunların yanında olacaklarına yemin etmiş olan pek çok kişinin, bu hak ve özgürlükleri ayaklar altına alınmış olduğunu anlıyoruz.

Prensliklerin sorununu inceledik ve birliklerini savunanlarla genel platformda buluşmak için hazırladık. Bu önemli meseleleri onların önüne getirmek maksadıyla bir çok şehirde bulundum.

Aşağıdaki noktalarda oldukça tatmin oldum:

1. Ülkenin restorasyonu (yenilenmesi veya eski sahibine iadesi), bu komitelerin yayılmasına bağlıdır.

2. İyi komiteler için şehirlerde katkıda bulunacak çok sayıda insan oturmaktadır.

3. Bu adamlar, kendi sınıflarından bir kişinin önerilerine uygun bir tarzda süreceği bu meselelerin incelenmesi hususunda arka planda kalmazlar.

Gelecek hafta kendime zaman ayıracağımdan bu hafta çok çalışmaya niyetlendim. İrlanda'ya veya bu şehirlere gidip komiteler oluşturup oluşturamayacağım hususunu belirtme işini mahkemenize bırakıyorum. Türk anlaşması başlamak için mükemmel bir fırsattır. Ekmek fiyatları çok yüksek; iş imkanı az ve bu anlaşma hububatın bizden nasıl alıkonduğunu, mamullerimizin (dokumalar) satılamadığını gösteriyor. Fakat en önemli şey, yeni oluşturulan komitelerin kendi ayakları üzerinde durmayı başarıncaya kadar, akşamları onlarla olmamı isteyip istemeyeceklerini düşünmektir. Şu andaki sorun, seyahat masrafları dolayısıyla bunu yapabilir miyim meselesidir. Burada sahip olduğum nüfuz ve kazandığım büyük başarı, beni her yerde komiteler kur­mam için gayrete getirmektedir.

Sadık Hizmetkârınız Dr. Urguhart'a

CHARLES BARTHOMEW


DİPNOT:
1) Gürcistan