Değerli okuyucularımız, derginiz Kafdağı, 25. yıl kutlama
programına izleyici olarak katılan değişik toplum
kesimlerinden ve yaş gruplarından hemşehrilerimizle görüştü.
Şunları sorduk kısaca: 1)
Bu programı izlemeden önce neler umuyor, bekliyordunuz?
2)
Programı nasıl bir duygu içinde izlediniz?
3)
Beğendiğiniz ve beğenmediğiniz yanlarıyla gecenin kısa bir
değerlendirmesini yapar mısınız?
İşte aldığımız cevaplar:
Saime Bozkurt: (60 yaşlarında Uzunyaylalı bir annemiz)
Genel olarak gece güzeldi. Yer darlığı vardı. Daha geniş bir
yerde olabilirdi. Eski emeği geçen insanların adlarını
duydukça anılarım tazelendi. Duygulandım, sevindim, gözlerim
doldu. Çok güzel şeyler duydum, anlatamıyorum. Çalışma
eksikliği olarak değil ama genel olarak eleştirebileceğim bir
konu, eski adetlerimizin tam olarak uygulanmadığı. Özellikle
gençlerin bu adetlere önem vermediğini gördüm. Örneğin eskiden
küçükler büyüklere hep yer verirlerdi. Gecede büyükler ayakta
dururken bazı gençlerin oturduğunu gördüm. Ama bunda kabahat
herhalde görev alan kişilerde olmasa gerek. Gelecek nesiller
şimdi yapılabilenleri de yapmayacaklar galiba. Zamana
bağlıyorum. En azından aile içinde de çalışmıyoruz, gereken
gayreti göstermiyoruz. Her şeye rağmen çok güzel bir geceydi.
Tahsin Dinç: (50 yaşlarında, Uzunyaylalı, emekli
memur.) Böyle bir gece tüm hemşehrilerimiz gibi beni de memnun
etti. Eksiklikler muhakkak her çalışmada olabilir ama bu
memnuniyeti, olumluluğu etkilememen. Eleştirilerimi şöyle
sıralayabilirim ; Yer davetlilere göre çok dardı ve ve
düzensizdi. Gençler adetleri uygulamıyorlar. Mesele büyüklere
yer vermiyorlar. Görevliler ya azdı veya görevlerini
aksattılar. Kalabalık işine şöyle bir çözüm getirilebilir; her
aileden bir veya iki kişi çağrılabilirdi. Benzer gecelerin
eksiklikler giderilerek tekrarlanmasında yarar görüyorum.
Nahit Eruz: (1936 yılı Aksaray-Niğde doğumlu. Eski
Gümrükler Genel Müdürü. Halen Maliye ve Gümrük Bakanlığı
Bakanlık Müşaviri.)
''Kafkas''
kelimesi bende her zaman üçlü bir çağrışım yapar: Disiplin,
saygı ve Kafkas Halk Dansları. Belki de bu, değişen toplumumuz
karşısında bir özlem olarak belirir bende. Belki bu özlemimi
gidermek, belki de bunları hala yaşatan insanları görmek için
giderim bu gecelere. Derneğimizin 25 kuruluş yıldönümü
nedeniyle yapılan geceden de beklentim bu özlemimdi.
Bu özlemi hemşehrilerle birlikte gidermek, sanırım doyumsuz
bir zevk olmalı. Gecede bu zevki tattığımı söyleyebilirim.
Ne var ki, gecenin yapıldığı salon, gösterilen ilgi karşısında
çok küçüktü. Bu hem oyunların gereği gibi izlenememesine neden
oldu, hem de karmaşık bir hava yaratır gibi oldu. Bu düzenli
ve anlamlı geceye uygun bir salon, sanırım gecenin havasını
oldukça değiştirirdi.
Nuran Kantekin: (Uzunyaylalı Hatukuay ailesinden genç
bir arkadaşımız.)
Bu kadar uzun konuşmalar beklemiyordum. Hemşehrilerimizle
tanışıp kaynaşmak istedik. Kalabalıktan dolayı diğer
misafirlerle tanışıp kaynaşamadık.
Geçmişte çalışanlarımızı anmak, düşünmek iyi bir şey. Bizde
varız, yaşıyoruz demek sesimizi duyurmak çok sevindirici.
Salon çok küçüktü. Daha büyük bir salon olmalıydı. Eğlence
yönü daha ağırlıklı olabilirdi. Tanıtım daha iyi
yapılabilirdi. Broşürler dağıtılabilirdi.
Gelmeyenlere anlattığımızda, gelmedikleri için çok üzüldüler.
Sanki faaliyetler hep gençlere yönelikmiş gibi imaj var.
Yaşlılarda katılmak istiyor.
25. yıl çalışanlarına katılan emeği geçen herkesi kutlarım.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Hacı Ahmet Bilgiç: (Uzunyaylalı Hatukuay bir aileden
genç bir arkadaşımız) Bu seneye kadar böyle bir gece
yapılmadı. Toplumun birbirleriyle daha çok kaynaşacağı ümidini
taşıyarak geldim.
Ankara dışından gelen uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla
görüşmeyi bu anlamda bir kaynaşmayı bekliyordum. Salon uygun
değildi. Herkes gerek sahneyi, gerek oyunu, düğünü izleyemedi.
Çok kalabalıktı. Bu durum umduğumuz kaynaşmayı engelledi.
Konuşmalar çok uzundu. İsmi geçmesi gereken başka
arkadaşlarımız, çalışanlarımız vardı.
Hatalarına rağmen şimdiye kadar yapılan gecelerin en
anlamlısıydı. Bu kadar gencin, yaşlının, kardeşçe, arkadaşça
birlikte olması övünülecek bir olay. Geceyi anlattığımızda
yaşlılar gelmedikleri için üzüldüler.
Dernek geçmişte en azından bizim çevremizde hatalar yaptı.
Bugünkü yönetim düşüncesini daha iyi anlatabilmen. Yanlış
bilgilenmeler düzeltilmeli. Konuşmalar daha kısa tutulmalı.
Son olarak tüm emeği geçenlere teşekkür eder, tebrik ederiz.
Kazım Baştuğ: (Tokat, Güzelbeyli kasabasında doğdu.
Halen şehirlerarası otobüs terminalinde müdür yardımcısı
olarak görev yapmaktadır.) Her zaman büyüklere saygı gösteren,
bunu gelenek haline getirmiş bir toplumun çocuklarıyız. Bu tür
toplantılarda da beklentilerimizin başında bu geliyordu. Fakat
göremedik. Gençlerin buna pek aldırmadıklarını gördük ya da
iyi bir organize beklentimiz vardı. Orada da büyük
diyebileceğimiz aksaklıklar oldu. Kapının girişinden,
salondaki yerleşmeye kadar düzensizlik hakimdi. Video
çekimleri kusurlu idi. Plaketlerin dağıtımı esnasında sunma
eksikliklerini gördüm. Kısacası organizasyonda teknik anlamda
kusurlar büyüktü. Dileğimiz bundan böyle yapılacak gecelerde
bunlara dikkat edilerek aksaklıkların giderilmesi.
Mutlu oldum. Kendimi 25 yaşında gibi hissettim. Ancak bu
sevinç demin belirttiğim nedenlerden ötürü pek uzun sürmedi.
Bir diğer deyimle organizasyondaki eksiklikler mutluluğumuzu
kursağımızda bıraktı.
Söz konusu organize bozukluklarına meydan vermeden bir gece
yapılabilirdi. Bir albüm hazırlanabilir, Derneğe hizmeti geçen
değerli hemşehrilerimize birer anı olarak verilebilirdi.
25. yıl kutlama programını izleyip döndükten sonra Burdur'dan
mektup yazan Defterdarlık Kontrol Memuru Cevdet Soycan'ın
mektubundan bu gece ile ilgili bölümleri sunuyoruz :
''(...)
25. yıl gecesi bizleri çok mutlu etti .Gayretleriniz sayesinde
orada bulunan herkes bu mutluluğu tattı. (...) Şunu itiraf
edeyim, o gece en az on kere gözlerim doldu. Etrafımdaki
yaşlılardan ve kadınlardan utancıma ağlayamadım. Ağlamak için
dudaklarımı kanarcasıya ısırmışım.
Heyecanlandık, duygulandık, gururlandık, özlemimin kabardı,
acılarımız tazelendi, hepsi ayrı bir haz verdi. Bütün bu
duyguların arasında içtiğim Maksıme otuz yedi yıllık hayatımda
boğazımdan geçen en tatlı şeydi. (...)
Gecenin videoya çekilmesine çok sevindik. Burdur'dan çıkarken
beraberimizde getiremediğimiz eş ve çocuklarımıza videoda
seyrettireceğimize söz verdik. Sizden ricamız adresimize bir
video kaset göndermenizdir. (...) |