|
|
................... |
|
................... |
77 ÇERKES AİLESİ DÖNDÜ |
Hale Soysü
İkibin'e Doğru,
12 Ocak 1992 |
|
|
................... |
|
|
Çerkeslerde "Kafkasya'ya Kesin
Dönüş" tartışmaları
Kafkasya'daki yöneticilerden çağrı mesajları.
Necdet Hatam: "Tarihsel fırsat!"
Ulusal sorun, ekonomik sorunların
önünde. "Mozaik korunur ve geliştirilirse
asimilasyon önlenir." Dönüş yapanlar, Rus yasaları gereği
dilekçelerine, "konut istemiyorum" yazmak zorundalar...
"Önemli olan; bu topraklarda kardeşçe birarada yaşamak!"
Adige Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Aslan Carım’ın. 5 Ağustos
1991'de Gorbaçov'a Çerkesce yazdığı mektupta; Çarlık rejiminin
sürgüne yolladığı, bugün muhacerette olan Çerkeslerin dönme
isteğiyle ilgili hazırlıkların uluslararası platformda
yapılmasını istiyor. Üç sayfalık mektubun arkasına. Adige
Bilim Enstitü'sünün hazırladığı "Çerkeslerin, Çarlığın
sürgünleri olduğu tarihi gerçeğini kanıtlayan" bir belge de
eklenmiş.
Son aylarda Türkiye'yi ziyaret eden Kabardey Balkar
Cumhurbaşkanı K'OK'O Valera ile Adigey Cumhuriyeti başbakan
yardımcısı KUSHU Asiyet’in. gittikleri yerlerdeki Çerkes
topluluklarına, "dönmek isteyen herkese kapıların açık
olduğunu" söyleme olanağını buldular.
Sebep ekonomik değil, ulusal
Bu çağrı mesajından sonra, Çerkesler arasında "geri dönüş"
olayı daha çok konuşulmaya başladı. Son aylarda Türkiye'den
giden 77 Adige Kafkasya'ya yerleşti.
Bandırmalı sanayi elektrikçisi Kabardey Esat Cankurt da
hazırlıklarını tamamlamış. Daha önce hiç gitmediği Kafkasya'ya
yerleşmek için 13 Ocak'ta yola çıkıyor:
Şu ana kadar geri dönmeyi hiç düşünmemiş olan Gönen-Bayramiçli
emekli müezzin Mithat Güldal. "Ben burada doğdum, burada
büyüdüm. Kafkasya'nın köyünü bilmem, kentini bilmem. Öğrenmem
için bir 58 yaş daha yaşamam gerekir." Ama akrabalarının yüzde
onu giderse, hele torunu giderse o da gidecek.
Türkiye'deki asimilasyonun Sovyetler Birliği'ndekinden kat kat
fazla olduğunu, Çerkeslerdeki bu geri dönme isteğinin
maceracılık olmadığını ve kişisel görüşü olarak da Türkiye'nin
belirli bir rakamdan sonra göçe zemin hazırlayacağına
inandığını belirtiyor Engin Eken.
Bandırma Kuzey Kafkas Derneği lokalinde sohbet ettiğimiz bir
Çerkes öğretmen, Kafkasya'daki yol. elektrik, su, haberleşme,
eğitim özgürlüğü, kültürlerin korunması gibi temel yapıların
kesinlikle Türkiye'den daha iyi olduğuna inanıyor ama geri
dönüş fikrine katılmıyor: önlemler alınarak kültürel varlıklar
korunabilir. Kesin dönüşe gerek yok!"
Bulgaristan'dan gelen göçmenlere buradaki halkın iyi
bakmadığını gözlemleyen geri dönüşe kararlı Çerkesler, orada
da böyle karşılanmaktan korkmuşlar. Ama Kafkasya'da sayıları
çok azalan Çerkes halkı büyük bir istek içinde muhacirlerin
dönmesini bekliyorlar. Buradan dönüş yapanlar, yasa gereği
dilekçelerine, "konut istemiyorum" yazmak zorundalar.
Gidenlerin dilekçelerine oradaki Adigeler tarafından "bizde
kalabilir" ibaresi ekleniyor.
Sütannenin kalbi kırılmasın
"Kafkasya'da yaşayan bütün Çerkes şair ve yazarlar "muhaceret"
konusuna eğiliyorlar. Muhacirliği eleştiren, sitem ve geri
dönüş çağrılan ile dolu eserler yazıyorlar.
Cuma Ahûba'nın. Temmuz 1991 tarihli Kafkasya Gerçeği
dergisinde yayımlanan ve "Alınyazısıyla, bugün, kendi öz
vatanında misafir durumunda olan ev sahibi..." diye başlayan
mektubundan kısa bir alıntı:
"Sütannenizin (Türkiye'nin) kalbi kırılmasın, onu her zaman
seveceğiz, onu biz de anne olarak göreceğiz. Ama beslemesi
büyüdü ve artık gerçek annesine dönmek zorunda. Kırlangıçlar
bile yazın, yuvalarına, dedelerinin bacasının tüttüğü
Abhazya'ya dönerler! Burada sizi bekleyen kardeşleriniz, kendi
vatanlarında, kendi okullarında, kendi dilleriyle, kendi
edebiyatlarıyla, kendi şarkılarıyla ve tüm eksikliklerine
rağmen, kendilerine ait ne varsa onunla yaşıyorlar
Bir yıl içerisinde kesin dönüş yapmayı düşünen 33 yaşındaki
işçi Necmettin Bayram’ın sorunu da "ekonomik" değil. Ağır
basan yan "Adigelik". "Biz Çerkeş olarak burada Çerkesliğimizi
yaşayamadık. Hiçbir şey Çerkes kültür ortamı kadar önemli
değil. Dört dörtlük zengin de olsaydım aynı şekilde
düşünürdüm" diyor.
"Dilini, kültürünü vaşatmak, geliştirmek, ulusal varlığı
sürdürmek isteyen her Çerkes için anavatana dönmek ertelenemez
bir zorunluluktur" diyor Kuzey Kafkasya Kültür Dernekleri
Koordinasyon Kurulu Başkanı Necdet Hatam. "Çerkes'im diyen
herkesin bütün şartların lehimize olduğu böyle tarihsel bir
fırsatı kaçırmaması gerekmektedir."
Ve bu şartları şöyle sıralıyor: Sınır kapısının açılması,
gidiş geliş kolaylıkları. Kafkasya'daki Adige, Kabardey ve
Abhaz yönetim ve halklarının çağrısı, ekonomik yapı.
"Dönüşe evet. dönüş gereklidir" diyen herkesin hemen
toparlanıp yola çıkması beklenmiyor. Necdet Hatam’a göre.
beklenen. "Mümkün olan en kısa sürede en çok sayıda Çerkeş'i
anavatana sağlıklı bir şekilde götürme çalışmalarına maddi ve
manevi katkıda bulunmak." Dr. Necdet Hatam, kesin dönüşün
gerekçelerini şöyle özetliyor: "Sürülen halkların anavatana
dönmek hakları evrensel. Çerkeslerin. anavatanlarını isteyerek
değil, zorlama sonucu bıraktıkları bütün dünyada kabul
edilmektedir. Devlet desteği ile okul ve kurs açma haklan
bulunan muhaceret ülkelerinde bile Çerkes dilinin, yok olmayla
karşı karşıya gelmesi, gelenek göreneklerimiz için
‘caybolmakta' yakınmasının hiç bitmemesi, evlilik yoluyla
karışmaların boyutlarının gittikçe büyümesi, özetle
asimilasyon; anavatana dönüşü acil kılmaktadır."
Gemide çalışan HATKO Aydın 18 yaşında bir Çerkes genci.
Gemisini alıp Kafkasya'da yanaşacak bir liman arıyor.
Mersin'de basılan Çerkes Halarpa dergisinde şunları yazmış:
"Güneş olsam, ısıtacağım bir toplum olmayınca doğmama gerek
yok."
HATKO Aydın'ın Bandırmalı Çerkes akranları; Anıl Eken, İlknur
Yalçın ve Işıl Örüm ise farklı düşünüyorlar. "Turist olarak
gidip görmeye evet, kesin dönüşe hayır!"
Çerkesce ortak bir dergi
Kuzey Kafkasya dernekleri Türkiye'de yaşayan Çerkeslerin sesi
olacak ortak bir dergi çıkarmayı kararlaştırdı. Çerkesce
çıkacak olan dergiye düşünülen adlar şunlar Marje (Haydi!),
Zefes (Birleş), Make (Ses).
Eski dernek yöneticilerinden Ahmet Sarısen dergiyle ilgili
çalışmaları yürütüyor. "Bireylerin kendi sorunu olan dönüş,
bence ikinci planda" diyor. "Bugün önemli olan, dergiyle
birlikte ulusal kimliğimizi kabul ettirme mücadelesidir.
Türkiye'de yaşayan Çerkeslerin bir kültürel kimlik sorunları
olduğunu ve bu sorunların Türkiye gündeminde yer almasını
istediğimizi, bunun için de tüm yollan deneyeceğimizi
bildirmek istiyoruz. Çıkaracağımız derginin de bu mücadele
içerisinde bir adım olacağına inanıyoruz."
Gittiği zaman arkasında bir şeyler kalacağını düşünen Zafer
Başkan, Kafkasya'ya döneceğini sanmıyor. "Buradaki mozaiğe
hizmet etmek bence daha önemli. Burası iyileştirilmeli" diyor.
O'na göre, Türkiye için bir velinimet olan kültür mozaiğinin
korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olmakla, asimilasyona
engel olunabilir.
Dönmek isteyen dönebilmeli
"Bana 'sen yoksun!' dediler mi, 'varım!' demek geliyor
içimden." Abhaz Turan Özlü, Sosyalist Parti Başkanlık Kurulu
üyesi. Türkiye'ye göç eden atalarının dağ başlarında kalıp çok
ıstırap çektiğini anlatan Turan Özlü, geri dönüşleri anlayışla
karşılıyor: "Dönmek isteyen dönebilir. Bir kısıtlama olmamalı,
insanlar nerede yaşayacağına kendileri karar vermeli. Bütün
kısıtlamaların kalkması için mücadele ediyoruz. Ancak, en
doğrusu, yaşadığımız topraklarda kültürel kimliğimizi korumak
ve kardeşçe bir arada yaşamak."
Kafkasya'da da Marksizm'den dönüldüğü için sınıf mücadelesinin
olacağını, gidenlerin önüne sömürücü sınıfın çıkacağını, orada
da aynı mücadeleye katılacaklarını vurgulayan Turan Özlü,
"önemli olan; burayı yaşanılan bir yer haline getirmek" diyor.
|
|
|
|
|
|
|
|