...................
...................
XIX. YÜZYILDA ADİGE – RUS İLİŞKİLERİ

Dr. PENEŞU Asker
Adige Mak Gazetesi
Çeviri: AÇUMIJ Hilmi

                         
 
...................
 

İnsanoğlu için savaş bir trajedidir. Fakat liderler arasında bundan ders-akıl alanı az çıkmakta. Böyle olmasına rağmen son zamanlarda bir zamanların Rusya İmparatorluğu'nda ulusların tarihine yönelik yaklaşımda adiliyetin gerektiği anlaşılmaya başlandı. Bunun bir kanıtıda son yıllarda Kafkas savaşında canını yitirenleri anma günlerinin betimleniyor olmasıdır.

Günümüzde tarih bilimi, Adigelerin Kafkas savaşlarında özgürlüklerini korumak için yer aldıkları kanıtlıyor. Savaş Kuzey-Batı Kafkasya'nın en zor dönemine denk gelmişti. Pek çok şey zamanın güçlü devletleri olan Osmanlı ve Rusya imparatorlukları arasındaki ilişki ile ilintiliydi. Bunun yanısıra Adigelerin arasında da başka ülkelerle olan ilişkiler açısından farklılıklar da vardı. Bazı Adige boyları Rusya ile daha ilintiliyken diğer bazıları Türkiye'nin etkisindeydi. Böylesi bir durum altında Adigeler özgürlüklerini korumak zorundaydılar.

Kafkas savaşları esnasında Adigeler ile Rusya ilişkileri aynı değildi ve bunun Rusya'nın uyguladığı kendi politikasının da yer aldığı çeşitli sebepleri vardı. Örneğin Rusya'nın politik elit önderleri tarafından da eleştirel yaklaşılan General Yermelov'un XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde uyguladığı zalimane politiklar Adigelerin orduya daha sert karşı durmalarını gerekli kılıyordu. Bu politikanın gevşemesi ardından Adige- Rus ilişkileri daha düzenli hal almıştı. Fakat 1829 yılında Edirne Antlaşması'nın imzalanması ardından Çarlık Adige topraklarını daha sert savaşlarla almaya başlamıştı. Adigeler bu yaklaşım karşısında sert direniş gösterdiler.

Adige-Rus ilişkileri her zaman savaş şeklindeydi diye göstermek de doğru değil. Bu ilişkiler pek çok yönden, Rusya'nın, Osmanlı, İngiltere, Fransa ve batı Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkileri ile de ilintiliydi.

Rus-Adige ilişkileri Kuzey Doğu Kafkasya'da Şamil'in uyguladığı politikalarla da pek çok şekilde ilintiliydi. Dağıstan ve Çeçenistan imamı Şamil'in elçileri o tarihlerde savaşın sürdüğü Çerkesya'ya geliyor Adigelerin Şeriata uygun yaşamasını salık veriyorlardı. Fakat Adigeler buna hazır değillerdi. Böyle olmasına rağmen Şamil'in elçilerinin Adigelerin birbirleri ile kenetlenmelerinde yararlarıda dokundu.

Rus-Çerkes ilişkileri Çerkesya'nın sosyal-ekonomik gelişmesi ile de ilintiliydi. Adigelerin arasında anlaşmazlık olmasıylada alakalıydı. Bu sosyal olaylardan en çok pşılar ile küçük çifçiler arasında gelişen çatışmaların önemi vardı. Adigeler arasındaki sınıf çatışmalarının da zararı gelmekteydi. Tüm bunlara rağmen XIX. yüzyılda Kuzeybatı Kafkasya'da yaşayan Adigelerin Rusya'ya karşı duruşları bir özgürlük savaşı mahiyetindeydi. Savaşlar bu dönemde büyük yer tutuyorlardı. Savaşlara her sınıftan bütün Adigeler iştirak ediyorlardı. Adigeleri ayaklandıranlar arasında pşı ve vorklar da vardı. Onlar ulusun yüreğinde duyduğu hissetiği şeyleri dile getiriyorlardı. Özgürlük mücadelesi veren insanlara Müslüman din adamlarıda katılıyordu. Böyle olmasına rağmen Çerkesya'nın farklı bölgeleri arasında ekonomik bağın sağlam olmaması sebebiyle özgürlük mücadelesi güçlü bir atağa geçemiyordu. Her türlü zorluğa, XIX. yüzyıl Adige tarihinin bu girift yapısana rağmen Çerkesler arasında politik birliğin sağlanmasına doğru gidiş vardı.

Adigelerin özgürlük savaşı ile Şamil'in liderliğinde dağlıların gerçekleştirdiği harakat arasında ilinti vardı. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Batı Kafkasya'da yürütülen savaşlar pek çok şeyle alakalıydı, İngiltere ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Kafkasya politikaları da bunlardan birisiydi. İngiltere yöneticilerinin ticari olarak Çerkesya'nın özgür olmasından çıkarlarının bulunması yanısıra Rusya'nın Kafkasya'ya girmesine Adigelerin engel olmasınıda faydalı buluyorlardı. Rusya Adige topraklarına gelen İngiliz görevlilerin casus olduklarını söylüyordu. Ama Adigelerin İngilizlerden fayda sağladıklarını da belirtiyorlardı.

Adigelerin birliğinde Muhammed Emin'in yaptıklarının da büyük önemi vardır. O'nun batı Çerkesya'ya geldiği dönem Adigelerin politik bilinçlerinin arttığı zamana denk gelir. Muhammed Emin'in yaptığı çalışmalar Adigelerin daha birlik içerisinde olmasına vesile oldu.

Kafkas savaşları döneminde Rus-Adige ilişkileri değerlendirilirken daha gerçekçi olarak olaylara yaklaşılmalıdır. Rusya farklı zamanlarda politikasında farklılıklarda gösterdi. Bunun bağlı olduğu şey ise Rusya yöneticilerinin Kafkasya'yı bilmemeleri Adigeleri tanımamaları ile de ilişkilidir. Burada belirtmeliyiz ki; 1837-1839 yılları arasında Hangeri'nin Kuzey Kafkasya'ya gelmesininde önemi vardır. I. Nikolay'ın Kafkasya'ya gelmesi için gereken hazırlıkları büyük ölçüde sağlayan da O'dur.

Hangeri'nin Askeri Bakanlık adına yazdığı tezkerede resmi olarak Peterspug ile Hangeri'nin Rus-Adige ilişkilerine yaklaşımlarının birbirinden çok ayrı olduğunu görürüz. Hangeri'nin sözlerinden Rus-Adige ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini, batı Çerkesya'da akıl çerçevesinde politikaların tartılarak yürütülmesinin gerektiğini gösterir.

Günümüzde de XIX. yüzyıl Adige-Rus ilişkileri tarihinin öğrenilmesinin büyük önemi vardır.