Çarşaf çarşaf okumamız…
Ekranlardaki birbirinden kanlı görüntüleri izlememiz, olayın
özünü aktarmakta yetersiz kalıyor.
Türkiye, Mursi’yi ve Mursi yanlılarını doğru dürüst tanımıyor.
Mısır’daki darbeyi ve cinayetleri değerlendirirken de sap ile
samanı birbirine karıştırıyor.
Çünkü Mısır’da yaşanan insanlık dışı facianın temel
nedenlerini – ne yazıktır ki, acı ama gerçek – söyleyen
bilmiyor… Bilen de söylemiyor. Söylemiyor, çünkü işine
gelmiyor.
Sevgili Dostlar, olay aslında son derece net ve yalın:
Kuruluşu 1928 yılına dayanan Arap Dünyası’nın en eski ve hâlâ
en geniş ve etkin siyasi örgütü olan Müslüman Kardeşler, Eski
Mısır’ın mirası Hristiyan Koptlar’ın varlığına son vermeye
çalışıyor. Ve bu olayın yakın tarihteki ateşleyicisi de Mursi.
Olayın çerçevesini netleştirelim: Antik Mısır sona erdikten
sonra, bu topraklarda ağırlık olarak iki lisan konuşuluyor.
Bunlardan ağırlıkta olanı, Antik Mısır’dan kalma Koptça… Ve
daha seçkin bir kitlenin konuştuğu Grekçe.
Koptlar, MS Üçüncü Yüzyıl’da Hristiyan oluyor ve kendi
bağımsız kiliselerini oluşturuyor. İnanışlarına göre, İsa'nın
ilahî ve insanî yanları, birdir hiçbir zaman ayrılmıyor.
Araplar’ın Mısır’a gelmeleri, çok daha ileri tarihlerde. MS
Yedinci Yüzyıl’dan itibaren Mısır’a ve Mısır üzerinden Kuzey
Afrika’ya doğru yayılıyorlar.
Mısır’ın bugünkü nüfusu, 80 milyon civarında. Ülkenin resmî
kaynakları bu rakamı her ne kadar aşağı çekmeye çalışsalar da,
ülkenin en az yüzde 15 ile 20’si Hristiyan Koptlar’dan meydana
geliyor. Diğer bir deyişle Mısır’da 15 milyon kadar Kopt
yaşıyor.
MURSİ DÖNEMİNDE IRKÇILIK
VE KÖKTENDİNCİLİK HORTLADI
Mursi döneminde, Koptlar’a karşı köktendinci düşmanlık hız
kazanıyor. Hemen sonrasında Müslüman Kardeşler Örgütü, Kopt
Patriği Tawadros’u, Mursi’nin görevden uzaklaştırılmasına
zemin hazırlamakta suçluyor ve olayları tetikliyor.
Olaylardan en çok etkilenen Koptlar’la ilgili olarak Mısır
İnsan Hakları inisyatifi sözcülerinden İshak İbrahim, durumu
şöyle özetliyor: “Koptlar, tahrik edici beyanlarının bedelini
ödüyorlar!”
Kopt kökenli Mısır vatandaşlarına – özellikle Sina
Yarımadası’nda - bireysel saldırılar yapılıyor. Güney Mısır’da
Nagaa Hasan köyündeki saldırılarda, Kopt kökenli sakinler
arasında can kayıpları çoğalıyor. Çok sayıda ev ateşe
veriliyor, Kopt kökenli bir tüccarın cesedi, başı kesili
bulunuyor.
Youssef Souby Zaky adlı Hristiyan bir rahip, üzerine açılan
ateş sonucu can veriyor.
İnsan Hakları Federasyonu Başkanı Kopt Naguib Gobarail şöyle
özetliyor yaşananları: “Etnik temizlik başladı. Bu bir
pogromdur. Mursi iş başına geçtikten sonra, 20’li yaşlardaki
üç oğlum da Mısır’ı terk etti. Ben sürekli ölümle tehdit
ediliyorum. Ofisim üç kez kundaklandı.”
Reuters’in haberine göre, İsrail sınırına yakın Rafah Köyü’nde
Koptlar tarafından işletilen dükkânlara - üzerlerinde yıkılan
ve yakılan kilise fotoğraflarının yer aldığı posterler
asılıyor. Posterlerde şu ifadeye de yer veriliyor: “Gidin ve
bir daha geri dönmeyin. Gerçek, İslâm’dadır!”
Sakın yanlış anlamayın Dostlar… Darbeci Sisi’yi aklayıp mazur
göstermek, elbette mümkün değil. Sisi de, tam anlamıyla bir
zalim tiran örneğidir.
Mazlum Mursi ve mazlum Mursi yandaşları da, aynen yukarıda
naklettiğim gibi kana susamış canavarlardır.
General Sisi’nin de Mursi’nin de içyüzleri budur.
Ben, demokrasi adına Mursi’yi sahiplenenlerln içyüzlerini
merak ediyorum.
|