“DÜZCE ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KAFKAS DİLLERİ
VE KÜLTÜRLERİ, ÇERKES DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ 2013-2014
EĞİTİM ÖĞRETİM DÖNEMİNDE İLK ÖĞRENCİLERİNİ BEKLİYOR.
Derneğimizin talebi üzerine açılan Düzce Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Kafkas Dilleri ve Kültürleri, Çerkes Dili
ve Edebiyatı Bölümü İlk öğrencilerini almak üzere
hazırlıklarını tamamladı. Bu yıl ilk olarak Ek Kontenjan
kitapçıklarında yer
alacak Bölüm 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılında eğitim öğretime
başlamaya hazır. 20 Eylül 2013 tarihinde yayınlanacak olan Ek
Kontenjan kitapçıkları ile üniversitelere kayıt için müracaat
edecek öğrencilerimiz Düzce Üniversitesinde bu bölümü tercih
edebilecekler. İlk yıl kontenjanı 20 olarak bildirilen bölümde
öğrencilere Adige Dili ve Edebiyatı yanında Rusça dersleri de
verilecek. Bölümün amacı öğrencileri iyi bir Çerkesce eğitimi
ile beraber seçmeli dersler ile Dilbilimi (Linguistics)veya
Toplumdilbilim (Sociolinguistics) alanlarına yönlendirmek.
Diğer bir deyişle, öğrenciler dilbilimi üzerine veya dil ve
toplum ile ilgili sosyal araştırmalar yapmaya
odaklanabileceklerdir. Bölümün eğitim programı dil eğitimine
temel teşkil edebilecek ikinci veya yabancı dil kazanımı ile
ilgili dersler de içermektedir.
Müracaat etmek
isteyenlerin bu yıl yayınlanacak Ek Kontenjan başvuru
tarihlerini kaçırmaması gerekiyor. İleriki yıllarda Yüksek
lisans ve Doktora açılması da düşünülen Çerkes Dili ve
Edebiyatı bölümü için öğrencilerimizin bu sonbaharda
başvurularını bekliyoruz.
Düzce Üniversitesi
10 Fakültesi, 3 Enstitüsü, 4 Yüksek okulu, 9 Meslek Yüksek
okulu ve diğer akademik birimleri ile her geçen gün büyüyen ve
değer üreten bir Devlet üniversitesidir. Merkez kampusu
Konuralp Yerleşkesinde bulunan üniversite hakkındaki ayrıntılı
bilgilere www.duzce.edu.tr adresindenulaşabilirsiniz.
Düzce Kuzey Kafkas
Kültür Derneği.”
Haberi Düzce KKD başkanı Sayın Carme Murat CAYMAZ’IN
sayfasında okuduğum zaman gece yarsı 00.50 idi. Gözlerim fal
taşı gibi açıldı.
Doğruldum, okumaya başladım. Sabırsızlıkla beklediğim bir
haberdi. Toplum olarak yıllarca bekliyorduk. Samsun derken,
Kayseri derken nasip Düzce’ye oldu. Ülkemize, Adige dünyasına,
herkese hayırlı, uğurlu olsun.
Düzce Üniversitesi tarihi bir olaya imza attı. En azından
Adige tarihi ve üniversite tarihi bu hadiseyi büyük bir önem
ve gururla yazacaktır. Devlet yetkililerimize, Sayın
Rektörümüz, Sayın Dekanımız, buna emek veren Yusuf Hocamız,
Düzce Derneğimiz ve Dernek Yönetim Kurulumuz, bu bölüme katkı
sağlayacak olan Anayurt gelecek olan öğretim üyelerimiz
gururla anılacaklardır, müteşekkirim.
Daha önemlisi de var: Bu okula tanınan yirmi kontenjan Allahın
izniyle yetmeyecektir. Bu yıl kayıtlarını yaptıracak olan
öğrencilerimiz Adigece Bölümü’nün ilk mezunları olacaktır. Bu
açıdan bu öğrencilerimiz, ileride torunlarına, bu olaydan
gururla bahsedebileceklerdir. Resimleri her yerde, konuyla
ilgili her değerlendirmede gururla kullanılacaktır. Ayrıca
kendi milleti tarafından gurur tablosu olarak anılacaklardır.
Okullarda, derneklerde kendilerine özel köşeler ayrılacak,
toplantılara özel davetiyelerle ağırlanacaklardır.
Çocuklarımız buna inanmalıdırlar. Bu aziz millet
kadirşinastır. 21 Mayıslar bunu an güzel örnekleridir. Tarih
bugünden ibaret değildir. Gelecekte bugünler birer tarih
olacaktır. Zira her
yeni doğan gün, yeni bir tarihin başlangıcıdır.
Diğer taraftan çocuklarımız bölümün ilk mezunu olmaları
nedeniyle istihdam edilme ve iş imkânları yönünden çok daha
şanslı olacaklardır. Rusça gibi önemli bir dilin öğretilecek
olması, Linguistics (Dil Bilim) ve Sociolinguistics (Toplum
Bilim) gibi alanlara yönlenilebilecek olması da son derece
önemlidir. Bildiğim kadarı ile ilk iki yıl Adigecenin
öğretilmesine ağırlık verilecek ve öğrencilerin bu sürede
dillerini konuşabilme, yazabilme, okuyabilme ve anlayabilme
konusunda beceri kazanacaklardır.
Ana dilini bilmeyen insan yeterince kendini bilemez. Maksadın
dilini bilmeyen gençlerimizi yermek değildir. Onları bizler
yetiştirdik. Bizleri büyüklerimiz. Bir kusur varsa bize
aittir. Demem şudur: Adige toplumu kendini yeniden keşfetmek,
tevarüs ettirmek ve sahip olduğu her şeyi yeniden toparlamak
zorundadır. Bu yolculukta üniversiteli gençlerimize çok görev
düşmektedir. Adige Dil bölümünde olsun olmasın; Adigece bilsin
bilmesin mutlaka herkesin yapacağı bir şey, katacağı bir değer
vardır. Hem de enerjisini sağda solda harcamadan. Bu açıdan
ilk işimiz ana dilimiz olmalıdır. Zira insanlar dilleriyle
düşünür, algılar, yorumlar ve konuşurlar. Anadilini bilmek
demek tüm sahip olduğun değerleri, kültürü, edebiyatı,
espriyi, dünya görüşünü, şarkını (weredını), ağıdını (ğıbzeni)
destanını kısacası tüm geçmişini geleceğine aktarmak demektir.
Bu açıdan bu bölümün önemi kavranmalı ve bu ateşi söndürmek
isteyen içten ve dıştan hiç bir kimseye kulak asılmamalıdır.
Dahası var. Düzce’de Adigece bölümünü bitirdiğiniz zaman
anayurttaki üniversitelerde yüksek lisans imkânı da
bulacaksınız. TC. Devleti, Adigey Devlet Üniversitesini
bitirmiş bir öğretmeni kabul etmiştir. İşte kanıtını bu
siteden izleyebilirsiniz:
http://www.youtube.com/watch?v=Y4KMVac1Sdk&feature=share
Adige toplumu en azından Adigece Bölümü öğrencileri için
mutlaka burs sağlayacaktır. Ben öyle bakıyorum.
Düzce derneğimizin yöneticisi arkadaşlar bu konuda son
derece hassas olduklarını biliyorum. Ben de elimden gelen
yardımı esirgemeyeceğim. Bu konuda İstanbul Bahçelievler’de
veli ve öğrencilerimizle bir toplantı yapacağımızın da
bilinmesini isterim.
Tekrar, toplumumuza, ülkemize ve herkese hayırlı olmasını
diliyorum.
|