1913 yılında Hatlekuaye köyünde KHUAKO İlyas doğan kızına
Şılehan ismini takar. Fakat kızını uzun zaman sevmek nasip
olmaz. O tarihlerde çıkan içsavaşta ölür. Annesi Fatimet
bir kaç yıl kaynanası ile birlikte kalsa da daha sonra ağabeyi
gelerek baba evine onu geri götürür.
Yıllar geçer. Annesi iyi dikiş dikmesi, örgü örmesi ile
uzaklarda dahi tanınır olmuştur. O tarihlerde Voçepşıye'de
yaşamakta olan DEYLEKO Said'in eşi vefat etmiştir.
Çocuklarının anaya ihtiyacı olduğunu düşünerek, hoşlandığı bu
bayanla evlenir.
Şılehan günümüzde dahi üvey babasının kendisine ne kadar iyi
davrandığını anlata anlata bitiremez. Kucağına oturtur
saçlarını okşayarak güzel sözler söyler. Bütün bunlardan
dolayı kendisi de onu çok sever. Said'in ilk eşinden Harun ve
Nehuat isminde iki oğlu vardır. İkinci eşi Fatimet'tende 4
çocuğu olur. Adları Hacmustaf, Hazret, Reşıd ve Raziyet’tir.
Bütün bu çocuklar sanki bir anadan doğmuş gibi her zaman
birlikte birbirlerine destek olurla. Köydeki komşuları da bu
aileyi kendi aralarında gösterdikleri bu sevgi ve saygıdan
dolayı sayarlar...
Deylekoların ailesine karışan kızda yavaş yavaş gençkızlığa
adım atar. Köylülerinden dükkanda çalışan ĞIŞ Medin genç
kızdan hoşlanır ve onunla evlenir. Şılehan hiç bir konuda
yüzünü kara çıkartacak birisi değildir. Hamarattır, kaynanası
ile edep çerçevesinde geçinir. Şılehan ve Medin'in altı tane
çocuğu olur ise de bunlardan iki tanesi ölür. Bayzet, Şamset,
Haniyat ve Temır'i ise yetiştirirler.
Yaşamda mutluluklar kadar zorluklar da vardır. Eşi ayrılıp
başka bir aile kurduğunda da Şılehan umutlarını kaybetmez. Dul
kadın olarak zorluklara göğüs gerer.
Şair NEHAYE
Ruslan'a ait şiirden satırlar aklımıza geliyor.
Адыгэ бзылъфыгъ, Бэри угъыгъ, Гугъум уфызэу, Шъузабэ
убзэу, Лъэхъэнэ къиным УнатIэ залъэ... Зыфэдэр
пшIагъэ ГъашIэм игъыбзэ, Уныгъ, утыгъ, Тыгъэм
устыгъ...
Adige kadını,
Çok ta ağladın,
Efkarın sıkıntısından,
Mahlulelikten,,
Zor zamanlardan,
Alnını kaplayan ...
Yaşamın ağıtının,
Öğrendin nasılını.
Anaydın, babaydın,
Güneşte kavruldun...
Evet herkesi anne kılan çocuklarıdır. Çocuklarının iyi nasibi
olacağını, sağlık sıhhat içinde olacağını bildiğinde bunun
yerine koyabileceğin dünyada hiç bir şey yoktu. Şılehan
çocuklarının üzerine titreyerek hiçbir işten kaçınmadan
yaşamını sürdürür. Köyde düzenlenen imecelere de katılır.
Tütün tarlasında da çalışır. Fakat ne kadar çabalarsan çabala,
zorluklar bazen nereden gelir bilinmez. Büyük oğlu Bayzet'in
eşi erken vefat eder, onun çocuklarının üzerine de Şılehan
titrermek zorunda kalır. Bu kelimeleri söylemesi, yazması
kolay ama bu ne kadar gece uykusunun olmaması, ne kadar çok
gelecek kaygısı, derin düşüncüler demek. Şansları varmış ki,
Bayzet davranışları ile insancıllığı ile övgülere layık
Asiyetle evlenir. Asiyet, ninenin de kocasının ilk eşinden
olan çocukların da kendisine olan güvenlerinin,
umutlarının bilincinde olarak onlara karşı çok iyi davranır.
Bayzet'in bu eşinden de Susan isminde bir bebekleri doğar.
Susan tüm ailenin yaşamını güzelleştirir.
Şılehan Nine'nin kızları Şamset ve Haniyat, diğer oğlu
Temır'de evlenirler güzel aileler kurarlar. Şılehan ninenin
çok sayıda torunu var. Her birisi de ‘’sülalemi nasıl daha
güzelleştirebilirimin’’ peşinde.
Sohbetimizin sonlarına doğru Şılehan nineye gelinlerinden
memnun olup olmadığını sorduk. Bir saniye bile düşünmeden
cevap verdi; 'Asiyet'i, Rim'i, Svet'i hiçbir şeyle
değiştirmem. Onlara kızlarım gibi bakıyorum, onları yetiştiren
anne-babalarından da Allah razı olsun.'
Yaşam insanları birbirinden ayırabildiği gibi birbirlerine de
bağlayabilir. 55 yıldır Şılehanla KUŞU Zoya komşular. Bu kadar
zaman içerisinde adeta bir aile gibi olmuş haldeler. Yaşamın
kendilerine sunduklarını paylaşıyor birbirlerine danışıyorlar.
Zoye; '- Şılehan gibi akıllı, merhametli bir komşum var. Ona
ablammış gibi bakıyorum, daha çok yıllar yaşamasını arzu
ediyorum.' diyor.
İnsanların sana kıymet-değer vermesinden daha önemli ne
olabilir ki? Böyle olmasına rağmen Şılehan'ı hala günümüze
kadar üzen bir mevzuda var. Evrakları korumakla ve
düzenlemekle görevli insanların ihmalleri yüzünden 100 yaşına
girmiş bu nineyi ikinci dünya savaşı gazisi saymadılar ve
bağlanması gereken aylığı bağlanmadı. Kendisine böyle
muamelede bulunulmasından ise kırgın.
Şılehan nine yaşamı boyunca karşılaştığı tüm zorlukları
oğulları ve kızlarından olan sayıları kırka ulaşan torunları
bahçeye gelip gülüp eylendiklerinde unutyor, çok mutlu oluyor.
|