20 Eylül 2013 tarihinde Adige Cumhuriyeti Çeraşe Tembot Sosyal
Bilimler Araştırma Enstitüsü ile Adige Devlet Üniversitesi
Sanat Enstitüsü'nün birlikte hazırladıkları 'Adige ve
Abhazların Kutsal Yerleri' isimli yuvarlak masa toplantısı
Mıyekuape'de gerçekleştirildi.
Bu temaya sahip projenin hazırlanması ve ele alınmasına iki
kişi ön ayak oldu; Adige Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma
Enstitüsü bilim çalışanı HOTKO Belle ile Sanat Enstitüsü sanat
bilimi konusunda Prof. Dr. Alla Sokolava. İki kardeş millette
de Tanrı inancının eski tarihlerden itibaren var olduğu ve bu
inancın yaşamlarından sökülüp alınamayacak derecede sıkı bir
şekilde yer aldığı, milli düşün ve bilincin bölünmez parçası
halini aldığının tesbit edilmesi üzerine ortaya koydukları bu
konu üzerinde iki yıl kadar çalışmanın yapılmasını uygun
buldular.
Adige Cumhuriyeti Çeraşe Tembot Sosyal Bilimler Araştırma
Enstitüsü Müdürü, Filoloji bilimdalında Prof. Dr. BIRSIR
Batırbıy toplantı katılımcılarını açılış konuşmasında
selamladı. Abhaz ve Adigelerin dünyaya bakış açıları, dünyayı
kavrama şekillerinin birbirlerine benzediği, birbirine uyan
çok şeyin, bütün bunların kökenininde inanç olduğu,
maneviyatın milletlerin briliğinin temeli olduğu, büyük
inançların adalet ve başarıya insanları yönelttiğini belirtti.
Belirli tema üzerinde iki yıl çalıştıktan sonra bu konuda
eksiksiz tesbitler ve anlatımların ortaya çıkabileceğini, konu
ile alakalı iyi adımlar atıldığını söyledi.
Yuvarlak masa toplantısının çalışmasına Abhaz Bilim Araştırma
Enstitüsü Bilimsel Baş Çalışmanı, tarih bilimdalında Kandidat
R. Bartsıts katıldı; 'Abhazya’daki Kutsal Yerlerin Çağdaş
Ayinlerdeki Yeri' isimli sunumunu yaptı. Abhaz milletinin
yaşamında farklı dinlerin yer tuttuğunu, kutsal yerlerin
sayısının çok olduğunu, kurban yerlerininde şimdiye kadar
varlıklarını sürdürdüklerini, en çokta sülalelere ait kutsal
yerlerin günümüzde de kullanıldığını, büyük günlerde
insanların buralara gittiklerini söyledi. Mesleği itibariyle
arkeolog olması sebebiyle kazılan höyüklerden çıkartılan
nesnelerin arasında bu bölgede yaşayan milletlerin Tanrı
inancına sahip olduklarını kanıtlayan niteliklerde olanlarının
da yer aldığına dikkatleri çekti.
Adigey'li bilim insanı HOTKO Belle'nin yaptığı sunum
'Adigelerde Demirci Ocağının Ayinsel Bir Yer Oluşu' ana
temasına sahipti. Abhazların dünyaya bakış açılarında ikinci
dünya savaşının ve yirmi yıl önce Gürcistan’la aralarında olan
savaşın izlerinin-etkilerinin var olduğunu belirtti. Milletin
her zaman Tanrı inancına bağlı olduğu dinle alakalı oladan
sahip olduğunun altını çizdi. En kutsal sayılan yerlerin
demirci ocakları olduğu üzerinde durdu. Pek çok el eserinin ve
tarım aletinin yapıldığı demirci ocaklarında her zaman
Tanrı’ya yakarıyorlardı. En önemli Tanrı’ya yakarının ise tüm
ulusu birbirine yaklaştıran herkesin iştirak ettiği yeni yıl
da yapılan Tanrı’ya yakarı olduğunu belitti. Bu yakarıyı yeni
yılın ilk Çarçamba günü yapıyorlardı. Bu büyük güne çok iyi
hazırlanıyor, mamursalar yapıyorlardı. Kadınlar tavuklar ve
hamur işlerinden tatlılar pişiriyorlardı. Sofralarda
yiyecekler bol olurdu, herkes yeni elbiselerini giyerdi,
Tanrı’ya yakaracak olan erkeğin elbisesi ise beyaz olurdu.
Tanrı’nın kendilerine yaptığı herşeyden memnun olduklarını,
kıymet verdiklerini, şükrettiklerini ifade eder ardından
yemeğe başlarlardı. Yemek esnasında her bir kişi sırasıyla
sofra başında Tanrı’ya yakarırır, yakarı içeren Khokhularda
tüm sülaleye, ulusa, aileye ve burada oturan herkese dualar
ederlerdi. Tanrı’ya yakarının her bir kişi için önemli
olduğunu, dertleri def ettiğini ve onları koruduklarına
sayarlardı. Bu konuda ulusa ait xabze normlarından dinle
ilintili olanları en büyük dayanak ve yardımcı noktalar.
Adigey'li bilim insanı Alla Sokolova'nın konuşması Adigelerin
bu günkü yaşamlarında da kutsal yerler ve diğer
anıtsal-kıymetli yerlere sahip olduğuna dairdi. Sokolova bu
konuyu araştırmak üzere Karaçay-Çerkessk ve Adigey'de bulunan
26 köye gitti buralarda çalıştı. Adigelerin anılarında tanrıya
yakarı ağaçları, yerlerinin kalmadığı veya bunları bilenlerin
az kalmış olduğunu belirtti. Sokolova bunun sebebinin
Adigelerin bir kaç defa yer değiştirmek zorunda kalmış
olmalarına bağlıyor. Fakat daha önceleri var olan yerleri
bilmeselerde, Adigeler için öneme haiz yerler, kendi istekleri
ile su kenarlarına, su kaynakları yakınlarında bulunan büyük
ağaçların gölgelerinde dinlence sohbet yerlerinin
oluşturulduğunu söyledi. Aynı şekilde vaktinden önce vefat
etmiş gençlerin adına yol kenarlarında orman-su
kenarlarında oturacak yerler yapıyorlar, bu insanları anıyor,
cennete gitmeleri için dua ediyor, geride kalanlar içinde
tanrıya yakarıyorlar. Bu, günümüzde ortaya çıkmaya başlamış
bir adet.
BIRSIR Batırbıy tema ile ilintili olarak kendi bildiklerini
aktardı. Kendi çocukluğunda yedi yaşlarında ninesinin
Yecerıkuaye’deki Set höyüklerine Tanrı’ya yakarmak için
götürdüğünü söyledi. Aynı zamanda yolda cam kırığı demir
parçasına rastlandığında iyi değil diyerek yeri yaralamamaları
için gömüldüğünden bahsetti. İşte bu yüzden Adigelerin Tanrı
inançları da kutsal yerleride vardı.
Adige Cumhuriyeti Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü Bilimsel
Çalışanı YEMIÇ' Nurcan Adigelerin Thaçağ Mez isimli kutsal
yere sahip olmalarının kökeni ve diğer alanlarda olan Tanrı
inancını ilginç bir şekilde izah etti. PAŞTI Madine 'Haçeş'
lerde eski Adige gelenek göreneklerinin işlenmesi yanısıra,
burada Tanrı’ya da yakardıkları, haçeşte bulunan farklı
nesneler, giysiler silahlar ve diğerlerininde de Tanrı inancı
ile alakalı nüvelerin var olduğuna ilişkin örnekler getirdi.
Haçeşte kuvvetli normların olması yanısıra dile getirilen her
türlü sözde de inancın harmanlanmış olarak yer aldığını dile
getirdi.
Bilim adamı LEVPEÇ'E Nurbıy'in konuşması 'Kuzey Batı
Kafkasya’daki Antik Kutsal ve Kurban Yerleri', THAĞEPSEV
Galine'nin sunumu 'Adigelerde Mitolojik Şuur Problemi (Kutsal
orman ve ağaçlar)' ve Tevu Aslan'ın Adige höyüklerine yönelik
gizlerde Adigelerin kökeninde Tanrı inancı bulunan, adetleri,
xabzeleri, düşüncelerini bunun şekillendirdiğini kanıtladı.
Fakat Adigelerin yaşamında tarihi dönüm noktası olan şeylerin
milli dünya görüşlerinde değişikliklere yol açtığı
bilinçlerinde çok şeyin eksilip-kırılmasının pek çok
şeyi düşünmeye yol açtığı belirtti. Bu yuvarlak masa
toplantısında ele alınan temaların kısım kısım araştırılacağı,
ortaya çıkan pek çok sorunun cevabının verileceğine
güveniyoruz.
|