Kobani’ye
ilişkin gelişmelere bakıyorum.
İyiye giden bir şey yok.
Haberler kötü.
Yalnız bölgeyi değil, Türkiye’yi de
karıştırabilecek olumsuzlukların izleri gitgide kalınlaşıyor.
Hava öyle
ki, çözüm süreci
de darbe yiyebilir.
Kobani düştü düşecek gibi.
IŞİD’in silah üstünlüğüyle ve iki
bin militanla Kobani’nin merkezine kadar girdiği, şehirde
kanlı sokak savaşlarının başladığı bildiriliyor.
Katliam başlayabilir!
Bu beklenti yaygınlaşıyor.
Ne yazık ki öyle.
Salih Müslim: Direnmek yaşamaktır
PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah,
Kobani’de sivil bölgelerin
IŞİD denetimine
girdiğini belirterek diyor ki: “Katliam
korkusu var. Dünya
kamuoyu uyandırılmalı.
Koalisyon’dan
istediğimiz şey aldıkları karara sahip çıkmalarıdır. Şimdiye
kadar çok sınırlı müdahale oldu.
IŞİD’in saldırıları
durmadı. 20 gündür savaş var bu Kobani’de. IŞİD’e yardım
geliyor, bize yok.”
Amerika'nın Sesi Türkçe Bölümü için
telefonda Hilmi Hacaloğlu'nun sorularını yanıtlayan PYD lideri
Salih Müslim
de
“Direnmek yaşamaktır. Direneceğiz Kobani düşmeyecek”
derken Türkiye’den beklentilerini de şöyle sıralıyor:
1. YPG'liler için koridor
2. İnsani yardım
3. Verilirse silah
Müslim, Davutoğlu’na yönelik
mesajında da
“Kobani'de trajedi var,
jenosit var. Yardım için şart koşulmamalı”
diyor.
Öte yandan Türkiye’de sokaklar
hareketleniyor, karışmaya başlıyor.
HDP, halkı süresiz
direnişe çağırmış: “Bundan
böyle her yer Kobani’dir.”
HDP Merkez Yürütme Kurulu'nun, MYK
toplantısı ardından yaptığı yazılı açıklamada,
'Bugün Kobani'ye yönelik saldırılar da Rojava Devrimi'ni boğma
hevesinden başka bir şey değildir"
deniyor. Kobani için destek ve dayanışma çağrısının yapıldığı
açıklamada; "Şu çok açık ki, Türkiye'deki barış süreci
Rojava'dan ayrı düşünülemez" ifadesine yer verililyor.
Meydanlara davet
İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Van,
Muş, Siirt, Mersin, Artvin, Balıkesir ve Mardin’de yapılan
sokak eylemlerinde ise güvenlik güçleriyle çatışmalar
yaşanıyor.
DİSK, KESK, TTB, TMMOB, HDP,
Halkevleri, ÖDP ve EHP’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda
örgüt de “İstanbul Kobane’yle Dayanışma Platformu”nu
oluşturdu. "Kobane’ye yönelik ablukanın kaldırılması,
iktidarın IŞİD’e desteğinin kesilmesi" taleplerini dile
getiren platform, dün Esenyurt, Sarıgazi, Beşiktaş, Sarıyer,
Okmeydanı, İkitelli, Kadıköy ve Galatasaray’da kamuoyunu
meydanlara çağırdı.
Karayılan: Sokak sokak da olsa
bu direniş sürecek
Bu arada,
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ndan
da bir açıklama var.
Kürtlerden mücadeleyi her yere ve
zamana taşımalarını isteniyor. “Bu
saatten itibaren milyonlar sokaklara akmalı, sınır insan
seline dönüşmeli”
cümlesine çağrısında yer veren
KCK -yani
Kandil- Türkiye’yi
de suçluyor: “Türk
devletinin ve kanlı çete IŞİD’in ortaklığı sonucu,
sınır hattı boşaltılarak Kobani direnişi desteksiz bırakılmak
istenmektedir. Başta Kürt gençleri olmak üzere tüm gençleri
Kobani’de özgürlük saflarına katılarak direnişi yükseltmeye
çağırıyoruz.”
KCK Yürütme Konseyi üyesi
Murat Karayılan
da,
"AKP'nin 2011'deki gibi bir savaş kararı verdiğini"
belirterek,
"Kobani direnişi sürecek. Sokak sokak da olsa bu çatışma
yürütülecek"
mesajını verdi. Karayılan, Türk devletinin Serêkaniyê'den
Kobani'ye koridor açma sözü verdiğini, ancak bunu da yerine
getirmediğini söyledi.
Öcalan: 15 Ekim’e kadar
bekleriz
İmralı’dan
da açıklama var.
Öcalan çözüm
sürecine tarih veriyor.
Kardeşi
Mehmet Öcalan, İmralı’daki görüşmesinden sonra Abdullah
Öcalan’ın bir yandan
IŞİD’e karşı direniş
mesajını aktarırken, diğer yandan
çözüm süreci
konusundaki sözlerini özetlemiş.
Öcalan demiş ki:
Devletin kendi çıkarttığı yasaların gereğini yapması gerekir.
Çözüm süreci
deniliyor.
Avukatlar, kaç seneden beri yanımıza gönderilmiyor.
Böyle bir çözüm nasıl yürüyebilir?..
Çözüm diye bir şey yok.
Müzakere
diyorlar.
Müzakere diye de bir şey yok.
Çözüm için
15 Ekim’e
kadar bekleriz.
Artık yapacak bir şeyimiz kalmamıştır.
Erdoğan: IŞİD’e vuracaksak
Esad’la birlikte vuralım!
Öcalan’ın
çözüm süreci
konusunda 15 Ekim’e
kadar vermiş olduğu süreyi okuduktan sonra,
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı
dinliyorum televizyon ekranından.
Gaziantep’in İslahiye’sinde,
Suriye sınırı yakınlarında Suriyeli sığınmacılara hitap
ediyor.
Arapçaya da çevrilen konuşmasında
herhangi bir yenilik yok.
Batı’ya,
koalisyon
güçlerine dönük çağrısını yineliyor:
- IŞİD’e vuracaksak Esad’la
birlikte vuralım! Ayrıca bu iş sadece havadan bombalamakla
olmaz.
Savaşçı bir dil Erdoğan’dan…
İki cümlesi daha var:
- Kobani düştü düşecek!
- IŞİD terör örgütüne karşı
olduğumuz kadar, PKK terör örgütüne de karşıyız. Biz bu
topraklarda huzur istiyoruz.
Erdoğan’ın söyledikleri böyle.
Nasıl yorumlanabilir?
PKK-PYD karşıtlığıyla
Kürtleri, IŞİD’in insafına ya da barbarlığına terk eden bir
tutum diyebilirsiniz.
IŞİD protestolarında can
kayıpları
Kim bilir kaç
kez yazdık.
Bu kafayla
bu topraklara ne
huzur gelir, ne de
barış.
Bu
satırları yazarken
İMC televizyonundan
bir haber düşüyor Twitter’a:
“Irak Şam
İslam Devleti’nin (IŞİD)
Kobani saldırıları birçok kentte protesto edildi.
Muş’un
Varto
ilçesindeki eyleme yönelik polis saldırısında 25 yaşındaki
Hakan Buksur
adlı genç yaşamını yitirdi.
Kadıköy’deki
polis saldırısında ise bir kişi başından yaralandı.”
Protestolardaki can kayıpları akşam
saatlerinde arttı.
Tekrardan
kaçınıp yazıyı uzatmak yerine,
Ruşen Çakır’ın
geçen günkü yazısından aldığım bir cümleyle noktalıyorum:
“Kürtlerin kalbini Suriye’de
kırıp Türkiye’de kazanamazsınız!”
|