REYHANLI ÇERKES DERNEĞİ-ADİGE
KHASE’DEN ÇERKES KAMUOYUNA!
Bildiğiniz gib 28-29 Kasım
tarihlerinde, Kafkas
Dernekleri Federasyonu KAF
FED’in 7. Olağan Genel Kurulu
Ankara’da toplandı ve yeni
Yönetim Kurulu’nu seçti.
Ayrıntılarını önümüzdeki
günlerde kamuoyunda tartışmaya
açacağız, özetle:
Teknik olarak başarılı geçen
kongre, politik olarak
umutlarımızı kırdı ve
Federasyonumuzun, bu haliyle,
Çerkes halkını ne kadar temsil
edebileceği konusunda bizleri
şüpheye düşürdü.
Elbette her konuda birşeyler
söylendi ve “adet yerini
buldu”; ama sorun da “adetin
yerini bulması” zaten!
Bizler,
1- Federasyonumuzun, Çerkes
halkını ve kimliğini temsil
etmek için atılması gereken
adımların başında gelen, “isim
değişikliği” konusunda yeterli
duyarlılığı göstermediğini,
zamana yaymaya, oylamaya ve
satatüyü güçlendirmeye
çalıştığını düşünüyor,
görüyoruz.
Kuzey Kafkasya Halklarının her
birini temsil eden siyasi
yapılar ve kurumlar olduğu
halde, hala Kuzey Kafkasya
Halklarının tamamını temsil
etme iddiasında olmak, bunu da
yarım yamalak yapmak, Çerkes
halkına yakışmıyor.
Eğer bütün Kuzey Kafkasya
halklarını temsil ediyorsak,
sahneye neden sadece Çeçen,
Abhaz, Çerkes ve Oset
bayrakları asılıyor?
İnguş, Karaçay ve Dağıstan
halklarının günahı ne?
Ve Çeçen, Abhaz, Oset ve
Çerkes halklarını hangi
kriterlere göre seçtik de
kendimizde bu halkları temsil
etme hakkını görüyoruz?
Abhazya’nın ve kendisine
Türkiye diasporasındaki Abhaz
halkını temsil etme yetkisini
verdiği Abhaz Fed’in varlığı
durumunda Kaf Fed’in Abhaz
halkını temsil etme iddiası ve
Abhaz Fed ile “rekabetçi”
tavrı bizi üzüyor.
Çerkes halkının çıkarlarını
önceleyen bir politik
mücadeleyi örgütlemenin ve
Abhaz-Çerkes halkları arasında
daha güçlü bir işbirliğinin
önünü tıkıyor.
Sanki hem Abhaz hem de Çerkes
halklarının Kaf Fed’de
birlikte temsil edilmesi
konusunda her iki halkta ve
kurumlarında ortak irade
varmış gibi gösterebilmek
için, Abhaz temsilcilerinin
kongrede yaptıkları
konuşmalarda geçen
“Abhaz-Apsua ve Çerkes
halkları” gibi kimlik
vurgularının “kardeş halklar”
diye yuvarlak laflarla tercüme
edilmesi bizleri gülümsetti.
Bu yanlış politikada ısrar ve
bütün Kuzey Kafkasya
halklarını temsil iddiası,
“Çerkes halkının temsili
sorunu”na, Çerkes halkının,
sorunlarına ve çıkarlarına
yeterince yoğunlaşılamamasına
neden olmaktadır.
2- Keza, dünyada neredeyse
bütün “Rusya Federasyonu-Rus
düşmanı” güçler ve devletler
Kuzey Kafkasya halklarını
“Kafkas” kimliği altında
birleştirmek istiyorlar. Böyle
bir halk ve kimlik olmadığı
halde.
Önceleri Çerkes halkını
asimile etmek isteyenlerin de
işine gelen bu Kafkas kimliği
bugün artık askeri amaçlar
için kullanılmakta, bir cephe
örgütlenmesini
simgelemektedir.
RF dahil, bütün dünya
Suriye’de yönetimine karşı
savaşan cihatçı Kuzey
Kafkasyalıları “Kafkasyalılar”
diye tanımlamakta ve kendisini
bu kimlikle tanımlayan
kurumlarımız nedeniyle
Çerkesler de bu tanımdan
nasibini alarak, “cihatçı”
şemsiyenin altına girmekteler.
İki hafta önce Ukrayna’da,
Kuzey Kafkasya halkları ile
ilişkileri geliştirmek için
kurulan, siz bunu “Kuzey
Kafkasya halklarını RF karşıtı
cephede istihdam edebilmenin
altyapısını hazırlamak için”
olarak okuyun, bir parlamento
grubunun adının “Free
Caucassus” (Özgür Kafkasya)
olması tesadüf değildir.
Kısaca, geçmişte şu veya bu
nedenle kullanılan “Kafkas”
kimliği artık Çerkes halkına
zarar vermekte, çıkarları ve
gelecek vizyonu ile
örtüşmemekte, Çerkes halkını
bu kimliği kullanan politik
güçlere yakınlaştırmaktadır.
Kuzey Kafkasya’nın, temsil
ettiğimizi iddia ettiğimiz
birçok halkı ile, diasporada
yaşayan tek tük insanı hariç,
hiçbir ilişkimizin olmamasına
rağmen, “Kafkas” kimliğinde
ısrar, gülünç olmakta,
Çerkesya’yı diasporada öksüz
bırakmaktadır.
Uzun zamandır bu konuları dile
getirmemize rağmen, 7. Olağan
Genel Kurul toplantımızda bunu
değiştirme yönünde bir irade
ve istek göremedik.
3- Yine uzun zamandır dile
getirmemize rağmen, Çerkes
kurumlarının, derneklerimizin
ve bunları temsil eden
Federasyonumuzun yapısını ve
vizyonunu demokratikleştirme,
demokratik güçlerle yan yana
durma konusunda da bir umut
ışığı göremedik.
Dünyada politik güçler
kutuplaşır, gri tonlar
kaybolup, herşey siyah beyaz
bir hal alırken, bizlerin
“herkese eşit mesafede”
oluşumuz, bir gün siyahla
oturup kalkmamız, ertesi gün
beyazla kol kola girmemiz
anlamına gelmektedir.
Böyle bir anlayışla kendi
kitlemize demokrasi bilinci
vermemiz, hep dilimize
doladığımız demokratik
mücadelenin bir bileşeni
olmamız mümkün olmadığı gibi,
bizleri hem siyahlar hem de
beyazlar tarafından
“güvenilmez” bir kurum
durumuna düşürmektedir.
Nicelik öncelikli tercihler,
artık politik gelişmenin
önünde bir engeldir. Çünkü bu
birbirinden çok farklı
tercihleri ve beklentileri
olan insanları temsil etmek
için hep “bir orta yol”
aranmakta, laflar ağızda
yuvarlanmakta, alınması
gereken tavırlar alınamamakta,
bu nedenle hayat akıp giderken
Çerkes halkının politik
bilincini yerinde saymaktadır
Eğer demokratik bir örgütlenme
isek, demokrasi istiyorsak ve
demokratik mücadelenin bir
bileşeni isek, bunu daha
yüksek dile getirmeli,
demokratik bir örgütlenme
olduğumuzu hem kimliğimizde,
hem de pratiğimizde
göstermeliyiz.
Ne yazık ki 7. Olağan Genel
Kurulumuzda bu yönde de bir
ışık göremedik.
4- Federasyonumuz, Çerkes
halkının birliğini ve
geleceğini vatan Çerkesya’da
ve vatana dönüşte gördüğünü
hep anlatagelmiştir. Öyledir
de!
Ama bir kurum düşünün ki,
gelecek vizyonunu ne
kimliğinde ne de söyleminde
yansıtmıyor. Mümkün mü? Bizim
Federasyonumuzda mümkün.
Çünkü vatan bizim dilimizde
Kafkasya, vatana dönüş de
“Kafkasya’ya dönüş”tür. Peki
var mıdır Dağıstan’a veya
İnguşetya’ya vatan diyen bir
Çerkes? Mümkün müdür Çerkes
halkının bu koca coğrafyada
birliği?
Ve daha da önemlisi, Abhazya
dahil, var mıdır Kuzey
Kafkasya’nın herhangi bir
siyasi biriminde veya
Cumhuriyetinde Kafkasya
halklarının birleşmesi yönünde
bir istek ve irade?
Yani, daha “vatan”ın neresi
olduğu, “nereye dönüleceği”
konuları bile
netleştirilmemiştir.
“Vatan” ve “dönüş” ağzımıza
pelesenktir; ama mesela Rusya
Federasyonu’nun yaşadığı
ekonomik krizin de önümüze bir
fırsat olarak çıkardığı
Çerkesya’da site-köy kurma;
nüfusun artması için genç
evlileri ve çok çocuklu
aileleri destekleme,
anaokulları açma… gibi hayata
geçirilebilecek onlarca proje
varken somut hiçbir adım
atılmamaktadır.
Doğrusu, vatanımızla
ilişkilerimizin geliştirilmesi
ve dönüşün örgütlenmesi, daha
da önemlisi vatanla kurulan
ilişkilerin diaspora
Çerkeslerinin ulusal bilincine
katkısı konularında, başta
İstanbul Derneği adına
kongreye katılan Janberd
Dinçer arkadaşımız, bir iki
konuşmacı dışında ne hazirunda
ne de yönetici
arkadaşlarımızda ciddi bir
plan-program ve irade
göremedik.
Bırakın böyle bir
plan-programı, dünyada; ve
özelde RF ile Türkiye arasında
yaşanan sorunların Çerkeslerin
vatanla ilişkilerini ve vatana
dönüşlerini nasıl
etkileyeceği, olumsuzluklara
karşı nasıl önlem ve tavır
alınması gerektiği konularında
bir çaba veya bir istek ve
irade göremedik.
5- Son olarak, Federasyonumuza
açıklık, katılımcılık ve
adalet konularında yapılan
eleştiriler herkesin
malumudur. Ki, bunlar sadece
dışarıda duranlar tarafından
değil; içeriden de dile
getirilmektedir.
Birçok sohbette bunların da
değiştirileceği söylenmişti.
Ama 7. Olağan genel
kurulumuzda bu söylemlerinde
yeterince samimi olmadıkları;
kararların hala “kafa denkler”
tarafından alındığı hissine
kapıldık.
Reyhanlı Çerkes Derneği-Adığe
Khase olarak, gerek ulusal
konularda ve gerekse Suriye
krizi ve Suriye’den gelen
soydaşlarımıza yardım ve
destek konularında
yaptıklarımızı bir kez daha
anlatmaya gerek bile
görmüyoruz.
7. Olağan genel kurulumuzda bu
çabalarımızın ve
çalışmalarımızın görmezden
gelindiği, belki her zaman
“statüko” ile uyumlu olmayan;
ama bizce Çerkes ulusal
çıkarlarını önceleyen
tavırlarımız nedeniyle karar
mekanizmalarının dışında
tutulmak istendiğimizi gördük.
Bunlar çok seslilik,
katılımcılık, temsiliyet… gibi
söylemlerde ne kadar samimi
olunduğu konusunda kafamızda
soru işaretleri oluşmasına
neden oldu.
Bu konuları Reyhanlı Çerkes
Derneği Adığe Khase Yönetim
kurulu, Reyhanlı Suriye Kriz
komitesi, Reyhanlı Çerkes
Derneği Çalışma Grubu,
Reyhanlı Kaffed Delegasyonu ve
Reyhanlı DÇB delegesi hep
birlikte görüşüp tartıştık ve
aşağıdaki kararı aldık:
Yukarıda maddeler halinde
sıraladığımız düşüncelerimizi,
önerilerimizi, sıkıntılarımızı
ve hassasiyetlerimizi dikkate
alıp şeffaf ve demokratik bir
yönetim doğrultusunda irade
göstereceği; isminin Çerkes
halkının kimliğini,
çıkarlarını ve gelecek
vizyonunu temsil edecek bir
tarzda değiştirilmesi
konusunda net bir tavır
belirleyeceği güne kadar
Kafkas Dernekleri Federasyonu
ile ilişkilerimizi
donduruyoruz. Bu süre
içerisinde Kaf Fed’in
toplantılarına ve kurullarına
katılmayacağız. Alacakları
kararlar da bizleri
bağlamayacak.
Bunun yerine, Reyhanlı Çerkes
Derneği Adığe Khase olarak
bizimle aynı kaygıları,
düşünceleri, gelecek vizyonunu
paylaşan kişi ve kurumlarla
ortak bir platformda bir araya
gelmeye çalışacağız.
Reyhanlı Çerkes Derneği Adığe
Khase Yönetim kurulu
Reyhanlı Suriye Kriz Komitesi
Reyhanlı Çerkes Derneği Adığe
Khase Çalışma Grubu
Reyhanlı Kaffed Delegasyonu
Reyhanlı DÇB delegasyonu |