Müzeler insanların aydınlanması, bilimsel ve
kültürel düzeyde bilgi ve donanım sahibi olmaları
bakımından önem taşırlar. Müzelere büyük bir önem
veren Rusya Federasyonu yönetimi, müzeciliği
desteklemekte ve geliştirmeye çalışmaktadır.
Müzelerimizin görevli kişileri, arkeolojik ve tarihsel
bulgulara ve olaylara ilişkin araştırmalarda bulunmakta,
ulaşılan bilgileri bizlerle paylaşmaktadırlar. Böylece,
gençlerin doğru ve gerçekçi eğitim almaları, ülkelerini
sevmeleri ve geçmişimize değer vermeleri sağlanmaktadır.
Rusya'nın merkezi bölgelerinde ve yerel birimlerinde çok
sayıda müze bulunmaktadır, bunlardan biri de Ulusal
müzemizdir. Adige Ulusal Müzesi, Adige tarihinin
gözler önüne konduğu ve tanıtıldığı büyük bir merkezdir.
Adigelerin binlerce yıl ötelerden, tarih öncesinden
başlayıp günümüze ulaşan tarihsel yolculuğu, bu ulusal
müzemizdeki yapıtlarla gün ışığına çıkartılmaktadır. Her
bir müze yapıtı (eksponant) değişik bir bilgi kaynağıdır
ve bu bilgiler izleyicilere sunulmaktadır. Müze
görevlileri, müze materyallerini (yapıtlarını)
toplamakta, her birini ayrı ayrı incelemekte ve tasnif
etmektedirler.
Ulusal Müzemiz 2006 yılında 80’inci kuruluş yılını
gururla kutladı. Peki, bu uzunca süre boyunca neler
yaşadık? İsterseniz bu geçmiş süreci yeniden bir gözden
geçirelim.
1917 Ekim devriminden önce, Adige Toprağı dış dünyadan
soyutlanmış, unutturulmuş ve karanlık içine gömülmüş,
varlığı bile bilinmeyen bir toprak parçası durumundaydı.
O zorlu ve karanlık dönemde, gerçekten tek bir aydınlık
günümüz bile yoktu, tarihsel geçmişimizi sergileyen tek
bir müzemiz de yoktu. Sadece, bizim dışımızda iki küçük
müze vardı: "Doğayı Sevenler Müzesi" (1907) ve "Çocuk
Yetiştirme ve Eğitimi Müzesi" (1911).
Ekim devrimi Adigelerin sırtındaki yükü, baskı ve
zinciri kaldırdı. Sovyet düzeni ve onun getirmiş olduğu
yeni politika, küçük halklara, bu arada küçücük Sovyet
halklarından biri olan biz Adigelere de özgürlük,
eşitlik ve kendi geleceğini düzenleme olanağını getirdi.
Sovyet ülkesinde yaşama geçirilen bu ulusal politika,
bize de, yeni ufuklar açmış oldu.
1926'da, Adige Özerk Oblastı'nın bir müzesi
olarak ilk başkentimiz Krasnodar'da Adige "Tarih
ve Etnografya Müzesi" kuruldu. Nisan 1936'da
oblastın merkezi, Krasnodar kentinden Maykop’a (Мыекъуапэ)
taşındı, müzemiz de Krasnodar’dan Maykop’a nakledildi.
İkinci Dünya Savaşı sırasında müzemiz Alman
saldırılarının hedefi oldu, müzedeki eşyaların çoğu
yandı, müzemiz de yıkıma uğradı. Savaştan sonra,
müzemizi yeni baştan kurma çalışmaları, 1948-1949'da
başlatıldı ve 1954 yılında müzemiz yeniden hizmete
girdi.
Yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri, müzemiz ziyarete
açıktır. 52 yıl boyunca gelişimini sürdüren müzemizde,
şu anda 70 bin kadar örnek müze malzemesi (eksponant)
sergilenmektedir. 5 teşhir salonu vardır, bunlara
önümüzdeki yıllarda yeni salonlar eklenecektir.
Ziyaretçiler, daha çok, devlet konukları, turistler,
tatilciler, öğrenciler ve küçük çocuklardan oluşuyor.
Müzemizde ilgiyle izlenecek ve izleyenleri de
etkileyecek çok sayıda tarihsel yapıt sergileniyor.
Müzemiz, Adigey Cumhuriyeti rayonlarındaki (ilçelerdeki)
okullarla da bağlantılı, oralardan gelen öğrenciler de,
Ulusumuzun tarihini görsel olarak da, daha genişliğine
öğrenebiliyorlar.
Müzemizde sergilenen tarih öncesinden kalma nadide
arkeolojik buluntular (саугъэт/savğet) ve etnografik
malzemeler ilgiyle izleniyor ve bütün bunlara ilişkin
bilgiler, ayrıca tarihsel olayların duysal açıklamaları
da izleyicilere sunuluyor. Böylece eski Adigelerin
(Çerkeslerin) yaşamı, toplumsal düzenleri, ilişkileri ve
gelenekleri yeniden gözler önüne seriliyor ve
izleyiciler çok yönlü olarak bilgilendiriliyor.
Sadece geçmiş yaşamımızı değil, şimdiki yaşamımızı da
ortaya seren çalışmalara da yer veriliyor, örneğin
müzemizde ulusal tarihimize ve sanatsal yaşamımıza
ilişkin güncel toplantılar da düzenleniyor, sergiler
açılıyor ve ulusal kültürün geliştirilmesine çok yönlü
katkı sağlanıyor.
Ulusal müzemiz görevlilerinin, canla başla, adeta
zamanla yarışırcasına ve özveriyle çalıştıklarını,
önemli tarihsel olaylara ilişkin açıklayıcı
bilgilendirmelerde bulunduklarını ve bu arada kutlama
günleri de düzenlemekte olduklarını belirtmeliyim. Bütün
bu çalışmalar, Adige yaşamının çok uzaklardaki (çok
eski/tarihöncesi) köklerine değin uzanmakta; çalışmalar
gerçeği araştırmaya, öğretmeye, doğru düşündürmeye,
kişinin bilinç düzeyini ve kavrama yeteneğini
yükseltmeye yöneliktir.
Ulusal Müzemiz, her bir yeni yılı, yeni düzenlemelerle,
sürprizlerle karşılıyor. Bu yıl da, daha da yeni
hedeflere ulaşılması amaçlanıyor, çünkü Müzemiz,
Ulusumuzundur, Ulusun geleceği için vardır ve Ulusumuz
için var olmayı sürdürecektir.
Sağlık ve esenlik dolu bir yaşam, güzel yarınlara ulaşma
ve ileriye yönelik yeni adımlar atma dileklerimizle. |