Mayıs ayının sonları. Vatana dönen birinci kuşaktan
biri olarak vatanda on beşinci baharı da uğurladım.
Birçok insanımız buradaki baharı görseydi eminim ki
bu güzel mevsimi burada karşılamak isterlerdi.
Maykop şehir merkezinden, alışveriş ve sosyal
aktivitenin en yoğun olduğu yerlerden çıkıp yanımda
Türkiye’den iki arkadaşımla 4 km uzaklıktaki
Mafehable’ye geldik. Arkadaşlarım Mafehable’yi görmek,
ev ve inşaat maliyetlerini öğrenmek istiyorlar.
Hava bulutlu. Yağmur ha yağdı ha yağacak. Doğa bir güç
gösterisine hazırlanıyor gibi.
Yollarında çiçekler açmış dallarında tomurcuklar çoktan
patlamış bir Mafehable karşılıyor bizi. Taze çimen ve
ağaçların bahşettiği kokular insanı mutlu ediyor.
Papatyalar, adını bilmediğimiz kır çiçekleri, yeşilin
tonları arasına serpiştirilmiş kırmızı gelincikler gibi
evleriyle güzel bir köy oldu Mafehable.
Türkiyeli Adigelerin inşaatlarının bulunduğu bölgeye
doğru ilerlerken derin nefeslerle payımıza düşeni
içimize çekiyoruz biz de. Doğa, sokakta telâşsız dolaşan
insanlara ,kapıların önünde oynayan çocuklara "durun,
geçmeden önce bir nefes alın" diyor sanki. Bu güzellik
ancak böyle farkedilebilirmiş gibi bir his var içimde.
|
Çetao
Ahmet, Hatuk Mehmet ve Nuri tarafından başlatılmış
inşaatları ziyaret ettikten sonra köyün içinde yürüyüş
yaparken Bereko Mehmet’le selamlaşıyoruz. Evin önüne
dökmek üzere el arabasıyla çakıl taşıyor Mehmet. Eşi
Tamara’nın çay, kahve ikramları eşliğinde biraz kapının
önünde oturuyor, oynayan çocukları, tek tük gelip
geçenleri seyrediyoruz.
Köydeki yaşam hakkında sohbet devam ederken yeni doğmuş
köpek yavruları geliyor bazen ayağımızın dibine kadar
yalpalaya yalpalaya. Alt alta üst üste oynaşarak arada
bir de küçük bir kıyamet kopartıyorlar ki.
- Mafehable Carim Aslan döneminde Kosova’dan dönen
Adigeler için kurulmuştu. Yerleştirilen aileler halen
burada yaşamlarını sürdürüyorlar. Alıştılar. Bu aileler
için gerekli ev,camii,poliklinik inşa edildi ama artık
sadece Kosovalılar yaşamıyor. Tüm diasporalıların köyü
oldu. Devlet burada yerleşmek isteyen diasporalı
Adigelere sadece evrak masraflarını kendileri
karşılamaları koşuluyla arsa veriyordu. Halen de
veriyor, yalnız üç yıl içinde temel atma zorunluluğu
var. Bu imkandan yararlanarak ben, İrfan ve Çetao Ahmet
Kosovalıların ardından kendi imkanlarımızla köyde ev
yaptık. Halen inşaatı devam etmekte olan iki arkadaşımız
daha var.
Köyümüz resmi statüsünü de geçtiğimiz yıl kazandı.Bir
okula açacak kadar okul çağında çocuk bulunmadığı için
henüz bir okulumuz yok. Neyse ki Maykop uzak değil.
Öğrenim çağındaki çocukları her gün dolmuş, otobüs ya da
kendi imkanlarımızla Maykop’a taşıyoruz..
Mafehable’de Kosovalı, Türkiyeli Adigelerin bir arada
yaşaması bana anlamlı geliyor. Onlar da bizim gibi
dışardan geldikleri için ortak yönlerimiz çok, diyor
Mehmet.
Arsayı
aldıktan sonraki işlemleri, ev maliyetlerini soruyorum.
Bu sefer evini yeni bitirmekte olan Çetao Ahmet
yanıtlıyor:
- Çok net rakamlar vermek oldukça zor. Nasıl bir ev
yapmak istediğine bağlı biraz da. Şimdi inşaat
maliyetleri düştü. Tek katlı 100 metrekarelik bir ev
bugünkü koşullarda 30 bin dolara tamamlanabilir, diyor .
Köy muhtarı Abdullah’tan da Mafehable’de arsa almak için
Adige olmanın yeterli olduğunu, Türkiyeli 100
hemsehrimizin daha başvuruda bulunduğunu, halen
başvuruların kabul edildiğini öğreniyoruz.
Hal böyle olunca şunları söylemek geliyor içimden:
Ey büyüklerinden memleket hasretini miras alan
Adigeler,
Geçmişiyle, ülkesiyle bağ kurabilmenin yollarını
arayanlar,
İçinde sürekli ne zaman biteceği bilinmeyen bir
geçicilik ve göçebelik duygusu taşıyanlar,
Ruhen ve bedenen bölünmüş, bedeni diasporadayken ruhu
ülkesinde olanlar,
Sürgünün sürüp gitmeyeceği umuduyla yaşayanlar,
145 yıl önce yüz binleri aşkın Adige’nin kendi
coğrafyasını terk etmesine neden olan bu kahredici
süreci tamir ve telafi edecek, talihimizi değiştirecek
somut çözümler arayanlar,
Kaderimizi yorumlamaktan çok değiştirmek isteyenler,
Ölümcül bir sürgünü tersine çevirmek isteyenler,
Geçmişe ağlayarak vakit kaybetmek yerine gelecekte
yaşanmak ve tüm halka yaygınlaştırılmak istenen yeni
yaşam seçeneğini kendi kişiliğinde somutlaştırmak
isteyenler,
Bilgi, maddi-manevi birikim ve deneyimlerini kolektif
bir anlayışla zaman geçirmeden halkının ve ülkesinin
gelecekteki yararına sunmak isteyenler,
Adige halkının toprakları üzerinde yeniden çoğalıp
yükselerek hem vatanına hem ulusal varlığına sahip çıkma
ülküsünü taşıyanlar,
“Hayati sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep
ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir
başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan
geçip gidiyor” demiş şair. İşte her geçen yıl ev sayısı
biraz daha artan Mafehablemiz büyüyor, büyüdükçe
gelişiyor, geliştikçe güzelleşiyor. İmkanları olan yeni
yerleşimcilerini bekliyor. Karşımıza bugün çıkmış
fırsatları yolumuzun dışına sürmeyelim. Bir gün geri
dönüp onu deliler gibi arayabiliriz.
Adigeler olarak 145 yıl önce yaşadığımızı bir sorun ve
de çözmek istediği bir sorun olarak görenler varsa
içimizde; bir sorunu çözmenin yolu, sorunu ortadan
kaldıracak tarzda yaşamaktır. |