Onuncu Vule
höyüğü mezarlıktı. Onuncu Vule
höyüğü Vulape köyü mezarlığının altında bulunuyordu ve
Veselovske bunun kazılmasını kabul etmemişti fakat 1982
yılında bu höyüğü bize Leskov kazdırmıştı. Çevresi 52
metre genişliğindeydi, yüksekliği ise 5.5 metreydi. Pek
çok at kalıntısının çıkartıldığı doğudaki büyük Vule
höyüğünün tam eteğindeydi. Höyüğün üstündeki toprağı iş
makinaları ile almaya başladığımızda köy mezarlığında
yatan cenazelerin kemikleride ortaya çıkmıştı. Onları
özen göstererek çıkartıp yakınlardaki düz arazide
yeniden gömüyorduk. Eski mezarlık ve höyüklerden
çıkarttığımız, mezarlardaki meftaların kemiklerine her
zaman aynı özeni gösteriyoruz. Dağıtmadan, kazı
alanımızdan alıp başka bir yere gömüyoruz, ardından
yaptığımız sonuçsal çıkarsamalarda yeni gömdüğümüz
yerleride belirterek gereken resimleri yapıyoruz.
Kemikleri yeniden gömmeli
Uzun yıllar içerisinde karşılaştığımız, gözümüzün önüne
gelen olaylarların, bizim ulaşmamıza vesile olduğu
sonuca göre kazılarda çıkartılan kemikleri çıkartanlar
yeniden gömmezlerse başlarına iyi şeyler gelmiyor.
Uzun yıllar önce köyümüzde, Teveyhable yakınlarında
bulunan Mıvut\'e\'lere ait ibadet yeri ve mezarlığı
Moskovadan gelen arkeologlara kazdırmıştım. Son kazı
gününde Mıyekuapeden müzenin müdür beni aramış, bende
buradan ayrılmak zorunda kalmıştım. Ayrılmadan öncede
çalışma grubu başkanına bir kaç mezara ait olan
çıkartılmış kemikleri açıkta bırakmadan gömmeleri
ricasında bulunmuştum. O da bu konuda iki öğrenciyi
görevlendirmişti. Ama ertesi gün geri dönecek olan
öğrenciler bu kemikleri gömmeden ayrılmışlardı.
Akşam, her kazı çalışmasının sonunda yapılması
gelenekselleşen bir kutlama sofrası açılmışken birden,
aniden hava değişip büyük fırtına çıktı. Elektrik
kabloları koptu her tarafı simsiyah bir karanlık
bastırdı. Kaldıkları eve gelen gaz borusunun üstüne
devrilen bir ağaç boruyu patlattı ve evin temelinde gaz
borusu adeta böğürürcesine gaz fışkırtmaya başladı. Ateş
alması tehlikesi doğdu. Artık sofra umurlarında değildi,
gaz idaresini, rayon yöneticilerini, acil durum kurumu
yetkililerini aradılar. Bütün gece uyumadan, yağmurda
ıslanarak kendilerini böylesi bir durumda bularak
karanlıkta tasa içerisinde kaldılar. Fırtına sabehleyin
durduğunda köyde büyük zarar olduğunu gördüler; pek çok
ağaç devrilmiş, çatılar uçmuş, okulun çatısı ise tamemen
üzerinden düşüp okulun yanına devrilmişti.
İki gün sonra Teveyhableye gitmiştim. Kazdıkları yerde
olanlara bakmaya gittim. O yeniden gömmedikleri
kemiklerin bulunduğu yerdeki toprakları yağmur tamamen
yerine oturtturmuş ve kemikleri de görünmeyecek şekilde
gömmüştü. Doğa kendiliğinden bu zavallıların kemiklerini
gömmüştü. Kim 'bunda Tanrının işi yoktu' dese bile buna
nasıl inanabilirsin ki?
Höyükten
çıkarttıklarımız
Onuncu Vule höyüğü üzerinden Vulape\'nin eski
mezarlığını kaldırdıktan sonra çok uzun süre kazmadan
ibadet yerinin çatısını oluşturan tahtalara ulaştık. İş
aletlerini durdurarak bel, spatulalar ile acele etmeden
özene özene, dikkat ede ede çalışmaya başladık. Ağaç
kalıntıları binlerce yıl içerisinde kendi niteliğini
yitirerek kömürleşmiş olmalarına rağmen hangi cins
oldukarını belli ediyorlardı. Meşe, dışbudak, köknar
olup olmadıkları anlaşılabiliyordu. Çok toprak katmanı
almadan ağaçların arasında at kemikleri belli oluyordu.
Ağaçlardan oluşan çergenin üst tarafında, etrafına
yuvarlak bir şekilde gömülmüş 29 at kemiği çıkardık.
(İkinci resim). Atlar gömüldüklerinde üzerlerinde olan
eğer takımlarının eşsiz bronz aksamlarına da ulaştık.
Gemlerdeki, deri aksamlardaki güzelleştirici öğe olarak
kullanılan yaban hayvanı görüntüsü verilmiş metal
nesneleri bulduk.
Bronz aksamların dışında, yüz adet altından yapılmış
hayvan ve başka şeyler görünümündeki giysi aksamlarını
süslerinide ben ve araştırmaya katılan diğer kişiler
buldu (üçüncü resim).
Eski Mıvut\'e\'lerin, atalarımızın giysilerini altından
nesnelerle süslediklerine dair dilimizde de kalıntılar
var. Örneğin bir kişi mütenasip yeni güzel bir kıyafet
giydiğinde \'ар хьашI-къошIэу гъэкIэрэкIэгъай е фэпагъэ
- O yapma köpek-domuzla yenilenmiş-süslenmiş veya
giymiş\' deyiminde olduğu gibi. Bu deyim önceleri hayvan
görüntüsüne sahip altından yapılmış nesnelerle
elbiselerin süslenmiş olduğunun bir başka kanıtı.
Dilimizdeki pek çok kelimenin anlamı üzerine durularak
incelendiğinde ulusumuzun terk ettiği pek çok adeti de
yeniden aydınlatmak mümkün.
Onuncu höyükte bulduğumuz çerge, diğerlerinde olduğu
gibi, daha önce yağmacılar tarafından talan edilmişti.
Fakat buna rağmen olağanüstü bir takım nesneler de
bulabildik. Herkesi hayrete düşüren daha önceleri hiç
bir arkeologun o döneme ait olarak bulamadığı büyük bir
(лэгъуп) bakır kazan bulduk. Bu konuya ayrıca ayrıntılı
olarak değineceğiz.
Yuvarlak çıngıraklar (Одыджын жъгъырыухэр)
Çergenin güney kısmında açığa çıkartığımız giriş geniş
tahtalarla kapatılmıştı. Bunları geçerek içeri
girildiğinde kartal görüntüsüne sahip bronz iki nesne
tabana bırakılmıştı. Yanlarında çan - büyükçe halkalar
takılıydı. Bu büyük çıngırakların içinde demir diller
vardı. Büyük Vule höyüğünden de bunların tamamen benzeri
olan 60 santimetre uzunluğunda iki tane çıkartılmıştı.
Mıvut\'e\'ler bunları büyük sırıklara takıyor cenazeyi
kaldırırken sallayarak çanların ses çıkartmalarını
sağlıyorlardı. Böylece kötü insanları, cinleri
korkuttuklarını düşünüyorlardı.
Beşinci Vule höyüğünde de onuncusunda olduğu gibi
çergeye girildiğinde uzunluğuna gerilmiş olarak bir
kemer, kapı eşiğine bırakılmıştı. Onun yanlarında da
çıngıraklar vardı (dördüncü resim) . Cenaze işlemleri
ardından bu çanların-çıngırakların, büyükçe halkaların
ses çıkartmaması için dillerine kumaş şeritler
bağlanarak cenaze ile birlikte defnediliyordu. Bizim
çıkartıklarımızın hepsinin diline kumaş şeritler
bağlanmış kenarları ise \'öldüklerinin-
yokedildiklerinin\' belirteci olarak kırılmıştı.
Eskiden yuvarlak çıngırakları (одыджын жъгъырыухэр)
ulusumuzun kullandığını destanlarımızda da
belirleyebiliriz. Örneğin \'Labe oradan da buradan da
çıngırdak - Лабэ удкIи-мыдкIи цырицау\'. Vulape
höyükleri grubu yanısıra, Labe ardında bulunan T\'eshabe
(Tenginske) yakınlarında kazılan höyükte de Vulape\'de
bulunan bronz çan-çıngırakların aynıları bulundu. |