Cumhuriyetimizin başkentinin adı bugünde tartışılıyor. Bilim
adamlarının bu konudaki görüşleri uyuşmuyor. Nedir
“Miyekuape”nin anlamı? Bu kelimeyi kim düşündü ve şehrin adı
yaptı? Şehrin adının çeşitli anlamları olduğu ve bunlardan
gerçeğe en yakın olanının hangisi olduğu tartışılıp duruyor. Bu
konu ile ilgili görüşlerine başvurmak üzere ulusal müzede görevli,
arkeolog Tevu Aslan ile görüştük. Kendisi 26 yıldır arkeolojik
kazılarda görev alıyor. Fransa, İsveç, Macaristan, Danimarka, Sank-Petesburg
ve Moskova’dan gelen kazı ekipleri ile çalıştı. Tanınmış
arkeologlarla birlikte görev yaptı. Kazılar esnasında çıkarılan
enteresan buluntuları gördü ve inceledi.
Miyekuape kentinin adının anlamı, kazılarda ele geçen buluntuların
bu konu ile ilgileri, şehrin yaşı gibi soruların cevaplarını almak
için Tevu Aslan’a yöneldik.
Tevu Aslan: Miyekuape kentinin yaşını belirleyebilmek için
öncelikle arkeolojiye başvurmak gerekiyor. Çünkü eski insanların
yaşadıkları yerler yapılan kazılar sonucunda anlaşılmaktadır.
Buradan hareketle yörede Taş Devri'nden itibaren kesintisiz olarak
insanların yaşadıkları ortaya çıkıyor. Bunu Miyekuape ve
çevresinde bolca bulunan anıt ve höyüklerden anlıyoruz. Halen
şehir içinde kazılmamış höyükler vardır. Burada ele geçen eski
kale ve yerleşim yeri kalıntıları burada bir halkın yaşamış
olduğunu gösteriyor. Bunlardan hareketle burada Adigelerin en eski
yıllardan beri yaşadıklarını söyleyebiliriz.
Erken Tunc Çağı'na bakalım. Bu zamanda burada insanların yaşamış
olduklarını dünyaca ünlü Osad'tan (Miyekuape höyüğü) çıkarılan
buluntular ile daha sonra demirin kullanılmaya başladığı (M.Ö. 8-7
nci yüzyıllar) zamanlara ait arkeolog Lovpace Nurbiy’in ortaya
çıkardığı eski mezarlıkta ele geçen buluntular göstermektedir.
Orta çağlara ait eski bir Adige mezarlığını da ilk
arkeologlarımızdan P.A. Ditler tarafından ortaya çıkarılmıştı.
Bunların dışında Negiyej sırtlarında çeşitli büyüklüklerde çok
sayıda höyük ve eski yerleşim yerleri mevcuttur. Miyekuape’de
Socen sokağının Shaguase nehri ile kesiştiği yerde, nehrin karşı
kıyısında metotlara ait iki bin yıllık eski kale kalıntıları
vardır. Tüm bunlar Adigelerin en eski yıllardan beri yörede
yaşadıklarını ve buranın bir Adige toprağı olduğunu ortaya
koyuyor.
Savko Aslanguas: Peki Miyekuape’nin 150 yıl önce kurulduğu
iddialarının bir temeli var mı?
Tevu Aslan: 1857 yılında yöreye Rus ordusu geldiğinde bugünkü
Miyekuape kentinin kapsadığı alanda oturan beş Adige koyu vardı.
Bu beş köyün yok edilip askeri kalenin kurulduğu tarihi kentin
kuruluş tarihiymiş gibi göstermek istiyorlar. Rusların kentin
kuruluş yılı ile ilgili iddiaları buna dayanıyor ancak bu doğru
bir yaklaşım değildir.
Burada en eski yıllardan beri Adigelerin yaşadıklarını
arkeologların yanı sıra başka bilim adamları da dile getiriyorlar.
Bir halkın yerinden çıkarılıp bir başka halkın buraya
yerleştirildiği tarihi kentin yaşı olarak göstermek yanlıştır. Bu
tutum halklar arası anlaşma ortamına da zarar verir. Bu nedenle
olaya tarih bilimi temelinde yaklaşmak doğru olanıdır. Bir tarihi
seçip onu şehrin yaşına ve ismine temel almak yanlış olur.
Savko Aslanguas: Bizim ulus olarak yazımız yok idiyse de
yazılı belgelerde ve kazılarda ele gecen buluntularda “Miyekuape”
adına rastlanmıyor mu?
Tevu Aslan: Bu tür bilgilere bilimsel eserlerde
rastlanmaktadır. Rus kaynaklarında Miyekuape’nin adına ilk kez
1823 yılında Kafkas ordusunda görev yapan subayların mektuplarında
rastlanmaktadır.
Miyekuape vadisi, Negiyej sırtları ve Mehos tepeleri arasında
Abadzehhable köyüne kadar uzanan uzun ovanın adıdır. Burayı
Adigeler Miyeko ovası olarak adlandırırlardı ve ovanın bitim yeri
olan ve bugünkü kentin bulunduğu yere de Miyekuape (Miyeko
ovasının ucu, kıyısı anlamında) demişlerdi. Kentin adının anlamı
budur ve bu ad Adigeler tarafından en eski yıllardan beri dile
getirilmiş olup kentin kuruluşunda verilmiş bir ad değildir.
Miyekuape yörenin Adigeler tarafından en eski yıllarda konmuş
adıdır.
Savko Aslanguas: Ulusumuz ve başkentimizle ilgili tarihi
gerçekleri derleyip halkın hizmetine sunacak bilim adamlarımız yok
mu? Bunları yapmak için geç kalmıyor muyuz?
Tevu Aslan: Tarihi mirasımızın bulunduğu arşivlere girmek
kolay değildir. Her isteyenin bu arşivlerden yararlanması mümkün
değildir. Ordu ve devlet arşivlerinden yararlanabilmek için izin
verilmesi gerekir. Büyük kentlerdeki arşivlerde bilim
adamlarımızın çalışmadıklarını söyleyemem ancak bu güne kadar
Adigelerle ilgili ayrıntılı ve derin araştırma yapan olmadı.
Savko Aslanguas: Bu durumda Miyekuape’nin yaşının 150'den
fazla olduğunu kesin olarak söyleyebilir miyiz?
Tevu Aslan: Evet. Buna kuşku yoktur. Arkeoloji bilimi ve
anıtlar Miyekuape’de en eski yıllardan beri Adigelerin
yaşadıklarını gösteriyor. İki örnek verelim:
Osad
höyüğünde ele geçen ve dünya arkeoloji hazinesine mal olan
eserlerin yaşı 4500'dur. Bu kesindir. Burada bulunan taş ve
altından yapılma maddeler dünya kültüründe hak ettiği yeri
almıştır. Bu kadar mükemmel maddelerin yapılabilmesi için yöre
insanının gelişmeler göstererek uzun yıllar aynı yerde oturmuş
olması gereklidir. Bunları yapmış ve düşünmüş olan atalarımızın
sıradan insanlar değil çok yetenekli kişiler oldukları kesindir.
Diğer örnek ise Miyekuape’nin bugünkü sınırları içerisinde
geçtiğimiz asrın 60'lı yıllarında bulunan Miyekuape taşıdır. Taş
Sank-Petesburg müzesinden bu günlerde Miyekuape müzesine
getirilmiş olup ziyaretçilere gösterilmektedir. Bilim adamı G.F.
Turcaninov taş üzerindeki yazılara dayanarak eski yıllarda burada
şehir olduğunu söylemektedir. Taştaki yazıların yaşı 3 bin
300'dür.
Savko Aslanguas: Atalarımız bize zengin tarihi miras
bırakmışlar. Bunun değerini bilmek gerekir. Miyekuape’de bu
mirasın bir parçası. Miyekuape’nin kentin adı olması ve yörenin en
eski yıllardan beri bu şekilde adlandırılıyor olması da ilginç
tarihi bilgiler arasında.
Tevu Aslan: Çok zengin tarihi mirasımız var. Hepimiz bunun
değerini bilelim. |