Ay'ın gümüş bir tepsi gibi buzulların
üstüne doğduğu Dombay'ı henüz
görmediyseniz çok şey kaybediyorsunuz
demektir.
Bu memleketin her köşesi ayrı güzel. Gidip
de beğenmediğim bir yere rastlamadım henüz.
Yeşilse yeşil, denizse deniz,
nehirse nehir, dağsa dağ... "Kim bu
Cennet
vatan uğruna olmaz ki feda?"
dizelerini hatırlamak şart oldu.
Savaşlar, sürgün...
Tha hepsinin eksikliğini göstersin, biri
diğerini aratmadı bizde.
Tarih boyunca o kadar çok "feda" olduk ki,
biraz da yaşayalım şu
Cennet
vatanda.
Dombay, Kuzey Kafkasya'da Karaçay Çerkessk
bölgesinde, zirveleri tüm sene boyunca karla
kaplı,
bölgenin en güzel kayak pistlerine,her keseye
uygun konaklama tesislerine sahip gözde
dağcılık, kayak ve snowboard gibi kış sporları
merkezi.
Amatör,
profesyonel her düzeyde dağcı ve kayakçının
sevdiği mekan.
Teleferik yolları ve otellerin bir kısmı çok
önceden sovyet döneminde (1971)
inşa edilmiş olsa da birbirinden güzel yeni
tatil köyleri,
otelller inşa edilmeye devam edilmekte.
Upuzun ağaçlara ayaklarınız değerek
telesiyejlerle her daim karlı zirvelere
çıkarken kar serçeleri ve ayaklarınızın
altında dünyada başka hiçbir yerde
görülemeyecek güzellikte kır çiçekleri
selamlar sizi.
Neredeyse orman sınırında başlayan ve yalçın
zirvelerde son bulan buzulların eşsiz
görünümlerini seyretmeye doyamaz,deklanşörden
parmağınızı pek kaldıramazsınız.
Yazın başka kışın başka güzel bir yer Dombay.
Yeryüzünün en berrak ırmaklarından Teberda,
1980 metre yüksekliklerde yer alan göller,
kimselerin bilmediği rengarenk
çiçekler,
Alibek,
Amanauz,
Dombay Ülgen buzulları,
dağcılık,
snowboard,
kayak imkanı,
doğa yürüyüşleri,
at gezileri,
şelaleler,
rafting,
modern yaşamdan gizlenmiş el değmemiş bir
yaban hayat.
Dombay sizi Kafkasya'ya,
doğaya ait düşlerin gerçeğe dönüştüğü
güzelliklere davet ediyor.
Doğanın Kafkas
halklarına
bu benzersiz hediyesinin ziyaretçilerini
büyüleyen, hayrete düşüren kılıç sırtını
andıran erişilmez zirvelerini isterseniz
teleferik ve telesiyejlerle, isterseniz bizzat
kendiniz tırmarak görmeden, zirvelerin
etekler'nde hıççın
(welibah) ve şaşlık
(şiş kebap) yemeden yaşadım demeyin derim.
Eğer lunaparklarda dönme dolaplara
binemeyenlerden,
balkon kenarlarına yaklaşamayanlardansanız,
yükseklik korkunuz varsa gözünüzü zırvelere
dikmenize gerek yok.
Aşağılardaki göllerde yüzmek,
yemyeşil çayırlarda bisikletle dolaşmak,
at binmek de yeter mutluluğu bulmanız için.
Yeter ki yanınıza mayo,
şort,
havlu,
terlik,
tişört vs almayı unutmamış olun.
Bir de Dombay'ı yaz aylarında ziyaret
etmişseniz herkes göllerde yüzerken ve
sıcaktan yakınırken yukarda buz gibi bir hava
ya da kar yağışıyla karşılaşabilirsiniz.
Yeryüzü Cenneti,
Ortaçağ
öncesi Hristiyan inancında varlığına inanılan
ve dünya üzerinde bir yerlerde olduğu
düşünülen bir
Cennet
parçasıdır.
Yaygın inanış;
bu
Cennet'in
Afrika'nın iç ve
Güney
kesimlerinde olduğu yönündedir hatta
bazılarına göre Nil nehrinin kaynadığı bölgede
olmalıdır.
Colomb Karayipler'e ayak bastığında "yeryüzü
cenneti burası olmalı" diye haykırmıştır.
Cennet'in
idealleştirilmiş güzelliğiyle o toprakların
güzelliklerini özdeşleştirerek efsaneyi
bulduğunu sanmıştır.
Dombay'ı görseydi fikrini gözden gecirirdi
herhalde.
Anavatana dair bambaşka duygular sizi bekliyor... |