Adige xabze, Çerkes kültürünün ve
yaşam düzeninin temel taşıdı desek yanılmayız. xabzeler sözlü
toplumsal kurallardı. Bu sözlü kurallar devamlı olarak çağa ve
zamana uydurularak değiştirilirdi.
+
Evinize, büronuza konuk
geldiğinde onu apartman girişinde karşılamalısınız. Konuğunuzu
alacağınız odaya kadar (sizden yaşça büyük olsa da) onun önünde
giderek yol göstermelisiniz.
+
Herhangi bir kapalı mekana veya odaya girdiğinizde başköşeye doğru
yönelmemek gerekir. Ortamın yaş durumuna göre, gösterilen yere
oturmak en doğrusu. Atalarımız ne demişler; "sıplığı dıs,gupsısey
pısale", bakınarak otur düşünerek konuş''. (Müzeyyen Kip)
+
Bulunduğunuz ortamda sizden
küçüklerde olsa ayak ayak üstüne atmamalısınız.
+
Selamlaşırken yaşça büyükler ellerini uzatmadan el uzatmamak
gerekir. Uzatılan eli iki elle sıkıca kavrayıp daha çok
başınızla selamlar gibi çok hafif eğilmek gerekir.
+
Büyüklerin elini öpmek ve aşırı
eğilmek haynapedir.
+
Selamlanılırken yaşı çok büyük olanların "'Nasılsın" sorusuna
(erkek ise) "iyiyim, siz nasılsınız v.s gibi bir cevap verilmez "Jıjhamaxo
wukh" (yaşın uğurlu, aydın olsun) denir. Eğer bayansa; aynı kural
geçerlidir fakat ardından sizde ona "siz nasılsınız" diye
sorabilirsiniz.
+
Evinize
gelen konuğunuz o muhitte yaşamıyorsa o muhitte ne gibi bir işi
bulunduğunun (neden geldiğinin) sorulmaması sorgulanmaması
gerekir.
+
Konuk ise;
ev sahibinin kendisini ona göre hazırlaması için kalacak veya
gidecek olduğunu bir şekilde belirtmek zorundadır. Eskiden Çerkes
evlerindeki askılıklarda kamçı asılırken kamçının ucu evin dışına
doğru bakar halde asıldıysa; konuk fazla kalmayacağını
belirtmiştir. Eğer ki kamçının ucu içeri dönükse konuk bir
süreliğine kalacaktır. Ev sahibi buna göre kendini hazırlar.
+
Konuğunuzla beraber yemek yerken ondan önce sofradan kalkmak hatta
oturduğu halde yeme işini kesmek haynapedir.
+
Düğünlerde
"Xedze" (Düğün sahibine destek için toplanan para) toplantısında
verilecek miktarı thamade belirler, iyi niyetle de olsa bu
miktarın üstüne çıkmak yakışık almaz. Ayrıca yine iyi niyetle de
olsa yazılan listede adını yazdırmamak yanlış olur, bu toplantının
esas amacı sosyal dayanışma ve motivasyondur, her bireyin iyi
niyetinin ve desteğinin belgesi o listedir.
+
Cenaze
evinde selamlaşılmaz, beraber gittiğiniz grubun thamadesi grup
adına selamı ve taziyeyi verir. Selamlaşılmaması konusu daha çok
genel ilişkiler dolayısıyla cenazeye katılanlar için geçerlidir.
Yakınlık ve ahbaplık derecesine göre yine selamlaşılmadan (tokalaşılmadan)
baş başa taziye verilir. Zaten Çerkesler' de akrabalık
ilişkileri genişçe tutulduğu için bir çok
insan kendini cenaze sahibi olarak sayar ve taziyede bulunmaz,
yasa ortak olur.
+
At üzerinde
giderken karşılıklı birbirine rastlayan iki kişiden, genç olanı
yaşlı olanın istikametine döner, sol tarafından biraz gerisinden
takip eder. Yaşlı olan, genç olana bir isteği olmadığını
belirtinceye kadar genç olanı yanında gelir. Yaşlı olanı izin
verince kendi istikametine dönebilir. Bu durum yerleşim bölgesi
içindeki insanlar tarafından değil de o bölgeden birbirine
dışarıda rastlayan insanlar için geçerlidir.
Günümüzde bunu
tanıdığımız insanlarla, otogarlarda muhitimiz dışındaki şehirlerde
karşılaştığımızda uygulayabiliriz.
+
Adigelerde
bayan erkek birlikte nasıl yürür? Erkek eşi dışındaki tüm
bayanları sağına alır. Kendi kızları da sağdadır.
Karşılaştığınızda daha uzaktan bayan ile olan ilişkisini
anlarsınız. Bu konuşmanızı, ilginizi, ilginizi gösterme üslubunu
seçmenize yardımcı olur. (Necdet Hatam)
+
Adigeler üç
kişi olduğunda kuıp (grup) olmaktadır. İki kişi ise büyüğün sağda
olacağı ve üç kişilik gruplarda en yaşlının ya da thamadenin
ortada olacağı da hemen her kültürün üzerinde anlaştığı gelenek.
Ancak thamadenin sağında iki numaranın mı üç numaranın mı olacağı
konusunda diğer kültürlerden ayrıldığımızı sanıyorum. Adigeler de
iki numara thamadenin solundadır, üç numara da sağındadır. Genelde
sağ taraf önemsendiğine göre iki numaranın solda olmasında da
düşünülmeden anlaşılmayacak bir incelik vardır. Bu sıralamada
kuıpın en küçüğü herhangi bir görevle kuıpten ayrıldığında
sıralama için yeniden yer değişikliğini gerektirmeyecektir. Üç
numaranın solda yerleştiği durumlarda görevle ayrıldığında
thamadenin sağda kalması için yer değişikliği gerekecektir.
(Necdet Hatam)
+
Diğer
halklardan farklı olarak Adıgelerde yolda veya caddede yürürken
beraber olan kişilerin yaşı, cinsiyet ve sayılarına göre bir düzen
içinde olmaları gerekir. Bu sayede karşıdan gelen grubun içindeki
kişilerin kim olduğu neyi temsil ettiği kolayca anlaşılır.
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
İster yaya
ister atlı ister arabada olsun yaşlı olan (thamade) daima sağ
tarafta, genç olan sol tarafta olur. Genç bir adım kadar geriden
gider (yürüyüş halindeyken).
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
Bir kadın
bir erkek beraber yürüyorlarsa kadın daima sağ tarafta olur. Bir
baba balig olmamış kızıyla beraber yürüse bile ona sağ tarafı
vermek zorundadır. Bir erkek hanımıyla beraber yürüyorsa hanımı
kocasının solunda yer alır. Bir erkek kız kardeşi veya annesi ile
yürürse onlar her zaman sağ tarafta yer alır. Bunun faydası ise,
karşıdan görenlerin gelenlerin karı-koca mı, akraba mı olduğunu
hemen anlamalarıdır.
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
İki erkek
bir bayan beraber yürüyorlarsa, bayanın yaşı ne olursa olsun daima
ortada yer alır. Yaşça büyük olan erkek sol tarafta genç olan
erkek sağ tarafta yer alır. Böylece, genç adam herhangi bir
şekilde yanlarından ayrılır veya bir görev için bir yere giderse,
kadının yine sağ tarafta yer alması sağlanmış olur. Birden fazla
bayan olursa yine ortada yaşlarına göre bir düzen içinde yer
alırlar, erkekler yukarıda izah ettiğimiz gibi yanlarda yer alır.
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
Üç erkek
beraber gidiyorlarsa en yaşlısı ortada, orta yaş olan solda en
genci de sağda yer alır. En genç olana bir görev verilir gruptan
ayrılırsa en yaşlı olan yine sağda kalır ve düzen bozulmamış olur.
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
İki kadın
bir erkek beraber gidiyorsa (çocuk da olsa) erkek ortada olur.
Kadının biri erkeğin annesi ise anne ortada erkek solda olur.
(Çev: Muzaffer Kalkan Çurmıt)
+
Adigelerin
her vesile ile yaptığı toplantılar, gençlerin kendilerini
göstermesi ve kabiliyetlerini sergilemesi için birer fırsattır.
Böyle ortam içinde birbirinden hoşlanan genç kız ve erkekler
sanki evleneceklermiş gibi birbirlerine iltifat ve güzel sözlerde
bulunurlar. Ortam içinde sözlü şakalar yaparlar. Bazen aynı kıza
bir kaç genç birlikte iltifat ederek muhabbetti artırırlar. Kızlar
da gençlerin bu iltifatlarına uygun karşılıklar verirler.
İltifatlarla birlikte yapılan tüm sözlü şakalara Adige Worşer
denmektedir. Worşer işin gayri ciddi boyutudur. O toplulukla
sınırlıdır. Worşer o anda gayri ciddi gibi görünse de bu kanaat
yanıltıcıdır. Bütün eğlence ve şakalar birtakım yaptırımlara sahip
olan xhabzenin kesin kuralları ile sınırlıdır. Gelişigüzel bir
biçimde Worşer yapılamaz. Saygısızlık yapmak karşısındaki kişiyi
en ufak bir şekilde rencide etmek yasaktır. Worşer ile başlayıp
daha sonra da devam eden kaşenliklerde de birisi şaka diğeri ise
ciddi kaşenliktir. Şaka kaşenliklerde kişiler ciddi olmasalar dahi
sırf o toplulukta ya da ilerdeki karşılaşmalara mahsus olarak
kaşen olabilirler. Burada amaç xhabze kuralları içinde eğlenmek,
birbirlerini tanımak bunu yaparken de hoş vakit geçirmektir. Şaka
kaşenliğinde kız ve erkek birbirlerine sanki evleneceklermiş gibi
birbirlerine güzel övücü sözler söylerler. Adige worşer ile
başlayıp ciddi kaşenlik sonucu Pseluh'a dönüşüp evlenenlerin
sayısı da az değildir.
+
Adigeler bir köyden bir köye gelin almaya giderken
köyden çıkışlarda müzik (mızıka, akordeon) çalınır. Fakat gelinin
köyüne yetiştikten sonra müzik (mızıka, akordeon) sesi durdurulur.
Çünkü o köyde daha önce haberi alınamamış olumsuz bir şey yaşanmış
olabilir. Bu nedenle düğün alayı, düğün sahibinin evinin önüne
şamatalı bir şekilde yaklaşılması, inilmesi uygun görülmez.
(Müzeyyen Kip)
+
Bir çocuk
4-5 yaşlarına geldiğinde eline börek, ekmek gibi bir şey verilir
diğer çocuklardan onu almaları istenir. Ekmek verilen çocuk
vermemek için ne kadar direnirse o kadar sağlam ve mücadeleci
olacağına inanılır. Bu onun hakkını vermemek için göstermesi
gereken mukavemeti ölçmek ve buna alıştırmak için yapılır.
+
Ağır yaralı
veya hastayı uyutmamak için hastanın yattığı evde kap
kacakla gürültü çıkarılır, hatta köyün gençleri toplanır "dJepşhe-Çapşı"
düğünü yapılırdı. Günümüzde bu uyutmama olayı tıbben açıklanmış
yaralının uyumasının metabolizmanın direncini düşürdüğü ortaya
koyulmuştur.
+
Aynı
yerleşim bölgesindeki iki sülale arasında uzlaştırılamayacak kadar
derin bir husumet varsa "wunefedj" thamade önderliğindeki
yaşlıların belirleyeceği bir değer karşılığında "mağdur eden"
olarak belirlenen taraf arazilerini ve mallarını "mağdur edilen"
tarafa bırakıp hicret eder.
+
Heredot' un
notuna göre Serakya’da Traus kolu ve Seltler'de çocuk doğduğu
zaman ebeveyni onun başına toplanırlar ve yaşantısı boyunca onun
geçireceği anları, insanca tabiatlarını, kaderi üzerine can
sıkacak durum ve nedenleri sererler ve inleyerek, ağlarlardı. Eğer
biri ölürse onu neşe içinde yere koyarlar sevinçle başında
dururlardı. Bu gelenek hala Kafkasya'da vardır. (Prof. Aytek
Namitok, Folklorumuz ve Ötesi)
+
Bu gelenek
zamanla form değiştirmiş yeni doğan çocuğun bahtının açık olması
yönünde; aile yakını olan büyüklerin yaptığı "huakho" (iyi
dilekte bulunmak, methiye, teşvik edici konuşma) ile
kıymetlendirilen bir teşrifat toplantısı halini almıştır.
+
Yakın
tarihlere kadar uygulanan doğum sonrası merasimlerde "guşexepxe"
(Beşik bağlama) en önemli yeri olanlardan biriydi çocuk sahibi
ailenin verdiği davetle tüm köy toplanırdı, kadınlar hediye
getirir büyükanneye tebriklerini bildirirlerdi. Gelinin odasından
çıkarılan beşikte, gelinin baba ocağından getirdiği bir hediye
olur ve bu kaynanaya yani büyükanneye verilirdi. Gençler ise kızlı
erkekli eğlencelerle bir yerde toplanırdı salıncak hazırlayıp
odanın ortasında sallanılır, tavana asılan yağlı ipe tırmanarak,
tavana iliştirilmiş para kesesini dişleriyle almak için mücadele
ederlerdi. Yemek ikram edilirdi.
+
Düğünlerde
damat saklanır ve ortalıkta görünmezdi. Hele bir büyüğe
görünmek daha kötüydü. Düğünden belli bir süre sonra "şawoyishij"
(damat getirme, çağırma) yapılırdı. Burada sanki damat bir suçu
olduğu için saklanmış gibi bir ince ironik bir dille formalite
icabı ona seslenilirdi "gel evladım, geri dön ne yaptıysan
affettik, ekinin tarlada yanıyor, otun kuruyor" v.s gibisinden
diye seslenilir damadın artık evine dönebileceği vurgulanırdı.
+
İslamiyet'in yayılmasıyla tamamen unutulan "Thashue Wuic" (Büyük
Tanrı'ya Wuig) den bahsedilir, gelin artık yaşayacağı evin
sınırlarına girdiği anda başlatılan ve evin çevrili avlusunda
gerçekleştirilen bu wuicin Uzunyayla tarihinde bilinen tek
örneği Mereymkul Jamırze'nin gençlik coşkusuyla arkadaşlarını
ikna ederek yaptırmasıyla görülmüştür. Bunun yaşlılar tarafından
çok tepki aldığı hala anlatılır. Olay muhtemelen 1925-1930 yılları
arasında bir tarihte yaşanmıştır.
+
Çerkes
düğünlerde damadın, düğünden bir-iki gün öncesinden ortalıkta
görünmesi pek hoş karşılanmadığından, kendisine en yakın bulduğu
bir arkadaşının evinde misafir edilirdi. Düğüncüler gelini eve
getirdikten sonra damadın yakın arkadaşlarından bir grup
(kızlı-erkekli) damadı ve oradaki (oluşturulan heyeti)
arkadaşlarını ziyarete giderler.
Tabi bu haber damadın kaldığı eve bir şekilde ulaştırılır. Onlarda
gelecek misafirlere karşı hazırlıklı beklerler. Bu arada damat
evindeki gençler günün muhabbetine, ortamın eğlencesinin güzel
geçmesi için gelecek misafir grup için bazı kurnazlıklar
düşünülür. Odadaki minderlerin altına çeşitli aletler (bıçak, kama
v.b) yerleştirilir. Gelen misafirlerin içinde en güvendikleri
özellikle de thamade kızı faka düşürmek isterler. Tabi gelen
misafirlerde bu adeti bildikleri için uyanık davranıp otururken
sağını-solunu kontrol eder herhangi bir şey bulması halinde hemen
ortaya gösterir. Fakat olayın ince tarafı; gelen misafirin
göremeyeceği şekilde saklanmasıdır. Ortam bir şekilde muhabbetine,
odada arama yapılması gereken bir hava estirilir. Gelen
misafirlerin izniyle odada bir arama yapılacağı nazik ifadelerle
dile getirilir ve herkesin oturduğu yerde ayağa kaldırılarak
aranır.
Aranan şey belli ve nerde olduğu da bilindiği için;hemen ilk o
kişi kaldırılır. Minderin altından bir bıçak çıkarılır ve damadın
odasında kalan arkadaşları gelin evinden gelen bu kişinin
kendilerine bir ''suikast'' düzenlemek istediği şeklinde
yorumlarla o bayana bir ceza verilmesi için karara varırlar.
Verilecek ceza; -genellikle- düğünden bir kaç gün sonra damadın
yakın arkadaşlarına güzel bir ziyafet, yemekten sonrada düğün
olurdu. (Müzeyyen Kip) |