|
|
................... |
|
................... |
ADİGELERDE İÇECEKLER |
Doç. Dr. VINEREKO Mir
Maykop, Adige
Cumhuriyeti Devlet Basımevi, 2007
ADİGE GELENEĞİ (АДЫГЭ ХАБЗ)
Altıncı Sınıf
Adige Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanlığı tarafından kabul
edilmiştir. |
|
|
................... |
|
................... |
Daha önce
anlattığımız Adige sofra düzenleme kuralları gereği, sadece
bje (içecekler) değil, her türlü yemek ve yiyecek çeşidi bir
kez konur ve bir kez yenirdi (bir yiyecek ya da içeceği ikinci
kez istemek geleneğe aykırıydı). Sofradakiler de o yiyecekten bir kez tatma ya da
yeme olanağına sahip olurlardı. Bu tür bir sıralı sofra
düzenlemesi ve yenip içilmesi ile insanın beden sağlığı da
korunmuş olurdu. Karışık ve bir arada yemek yemek, aslında insan
sağlığına uygun değildir. Sane (şarap), boza (шъуатэ) ve baksıme
(бахъсымэ) de geleneğe uygun olarak içilirdi. Bu nedenle de Adige
sofrasından kimse sarhoş olmuş olarak kalkmazdı.
En önemli durum yaşlı ya da genç olsun erkekler, konuk ya da aile
içi sofrada olsun tek bir sofraya oturup birlikte yemezlerdi.
Yaşça daha küçük olanın, sofrada oturan yaşça büyüklerine ayakta
hizmet etmesi gelenek gereğiydi.
Elma suyu ve armut suyu gibi meyvelerin kaynatılmasıyla elde
edilen meyve sularını su yerine her zaman ya da sofrada yemek
yerken içerlerdi. Meyve suları yaş ya da kuru meyvelerden elde
edilirdi.
Adigelerin en sevdiği içecekler arasında balsuyu (шъоус) da
bulunurdu.
Süt ürünleri içinde, yazları dışında, en çok içtikleri içecekler
arasında kundısıv (кундысыу) (1) da yer alırdı. Kundısıv'ı yemek
sonrasında ya da öncesinde de içerlerdi. Kundısıv'ın diğer
içeceklerden farklı olan yanı, yıl boyunca yenilenebilmesi,
sürekliliğinin sağlanabilmesiydi.
Diğer Kafkas toplulukları gibi Adigeler de yoğurdu kaşıkla
yerlerdi. Çiğ sütün yararlı yönlerinin daha zengin olduğunu
bilirlerdi. Sonuç olarak sütü kaynatmaz, kabarması ile
yetinirlerdi (щэр агъажъощтыгъэп, агъарщтэщтыгъэ). Ancak çiğ süt,
yiyecekler arasında yer almazdı, kabarmış (гъэпщтэгъэ) soğuk sütü
isteyene su yerine sunarlardı.
Süt ürünleri (гъэщ) yararı bakımından farklı kullanılırlardı:Koyun
sütünden peynir ve yoğurt, manda sütünden krema/kaymak (щатэ),
inek sütünden yayık tereyağı (тхъногъак1) elde ederlerdi. Ancak
bütün bunları en çok inek sütünden üretirlerdi. Kışın sağılan
sağmal inek sütünden yapılma yoğurdun en kaliteli yoğurt olduğunu
söylerlerdi.
Sıcak içecekleri sütten, üstüne biber yağı/sosu koyarak
yaparlardı:Pirinç hathupsu/çorbası (пындж хьантхъупс), darı
hanthupsu (фыгу хьантхъупс), mısır çorbası (натрыфыпс), fasulye
çorbası (джэнчыпс), hagulıjo (хьагулыжъо). Bütün bunlar süt-krema
(щэ-щэшъхьэ) karışımından üretilirlerdi. Et suyundan (лэпсы)
yapılan hanthupslara/çorbalara süt katılmazdı. Etlilere doğranmış
maydanoz, tuzlanıp dövülmüş sarımsak, biber sosu katılması uygun
bulunurdu.
Kış hanthupsı'nın üzerine dökülecek olan biber yağı (щыбжьый
дагъэ), kalıp yağ (дэгъэ гъурдэ) biçiminde hazırlanıp kış için
bekletilebilirdi. Kalıp yağ, koyun sütü kaynatıldığında, tencerede
soğan da kızartılır, ona biber ve maydanoz ilave edilir, birlikte
bir yiyecek üretilirdi. Bu yiyecek soğanlı ve baharatlı olarak
odun tekneye konurdu. Kavrulmuş soğanın dibe çökmemesi için,
havası gidinceye değin, teknedeki kalıp yağ kepçeyle karıştırılır,
katılaşmaya başladığında da, içine yontulmuş bir küçük sopa
batırılır, çubuğun karşımın içinde donması ve kaynaşması
beklenirdi. Ardından teknenin içindeki karışım bıçak yardımıyla
ayrılır, tekne ters çevrilir, içindeki alınır, içine yontulmuş bir
odun batırılır, donması beklenir, donunca küçük sopa çentikli
(лэдэх) yerlerinden iple, sularının akması için yüksekçe bir yere
asılırdı. Yağ kalıbından kesilen dilimler, kış hanthupsı, et suyu,
mısır ve fasulye çorbaları üzerine dökülür ya da içine katlırdı.
Sulu yiyeceklere böyle biberli yağlar/soslar katıldığında, hele
ona bir de süt tozu (щэ жъожьэфэ) parçaları eklendiğinde, et
suyundan yapılmış bir et yiyeceği gibi, bir et kokusu verirdi.
Çesdes ve Ç'apşe sofralarının özellikleri (Чэщдэс ык1и к1эрщэ
1анэмэ янэшанэхэр)
Çeşdes, delikanlılığa yeni adım atan/yeni yetme gençler ve kızlar
arasında yapılan bir eğlenme biçimidir. Sofra kurma ve toplama
biçimi de eğlenceli/komedi türünde (сэмэркъэу хэдъэу) olurdu.
Çeşdes’e katılacak kızlar annelerine bildirmeden bazı yiyecekler
getirebilirlerdi, gelenek buna izin veriyordu. Delikanlılar da o
akşam için anne ya da amcalarının kümeslerini ziyaret
edebilirlerdi. Bu gibi şeyler izin gerektirmiyordu. Ardından
sofraya konacak yiyecekler, gençlerin yardımlarıyla kızlar
tarafından hazırlanır, başkaları bu işe karıştırılmazdı. Gençlerin
odun ve su getirerek kızlara yardım etmeleri, kızların sözleri
dışına çıkmamaları gerekiyordu. Kızlar dışındakiler yemek kazanına
(щыуаны1у) yaklaştırılmazdı. Acemlik nedeniyle bazı yiyecekler
yakılabilirdi, ancak kız ya da delikanlı, geceye katılan herkesin,
iyi ya da kötü demeden, birbirine takılma ve şakalaşmalar içinde,
hazırlanan yiyeceklerden yemeleri gerekiyordu.
Çeşdes’te her türlü yiyecek yapılabilirdi. Çeşdes yemeğinin amacı,
hergün evlerde yapılan yiyecekleri yapmak için ustalaşmak
gerektiğini anlatmak, öğretmek, gençlerin eksikliklerini
görmelerini sağlamak idi.
Çeşdes yapılan evin kadınları yiyecek hazırlamaya katılmaz,
gençlerin yaptıklarına karışmaz, sadece yapılanları gözetlemekle
yetinirlerdi.
Ne yapsalar, bir şeyleri kırıp dökseler ya da yaksalar bile
çocuklara karışmazlar, hiçbir şey olmamış gibi davranırlardı.
Gençleri üzecek, onların keyiflerini kaçıracak davranışlardan da
titizlikle kaçınırlardı.
Çeşdes sona erdiğinde, kız ve erkekler ortalığı birlikte temizler,
evin kadınına (бысымгуащэ) teşekkürlerini sunarak sofrayı
verirlerdi.
Ç’apşe/yaralı/hasta sofrası (к1эпщэ 1анэ) ise başka bir
amaçla kurulurdu, hastayı/yaralıyı neşelendirmek, eğlentiler
düzenlemek ve yaralının acılarını azaltmak amaçlanırdı.
Ç’apşe’ye hazır yiyecek, yemeklik (гъомлапхъэ) ve kesimlik hayvan
(ныщ) getirilirdi. Bu da yaralı ile, onun yakın ve akrabaları
arasında varolan ilişkiler, sevgi ve dostluk bağları gereği yerine
getirilirdi.
Genel sofralara (ц1ыфыбэ 1анэ) konan, insana güç ve derman veren,
iyileştirme özelliği olan yemeklikler (гъомлапхъэ) götürülür,
onlardan ç’apşe yiyecekleri hazırlanır ve sofralara konurdu.
Ancak, sadece ç’apşe için hazırlanan, başka hiçbir yere
götürülmeyen oyun amaçlı bir yiyecek (шхыныгъо джэгуалъэ) de
vardı, buna tseldav (цэлдау) denirdi. Tseldav süt ve bal katılarak
kabartılmamış hamur yoğurulur, tavada pişirilir, ucundan
kıyısından ısırılabilecek gibi biçimlendirilir, üstünde bir
oyuncak (шъхьат1умакъ) bulunan, rendelenmiş bir sopa ile pişirilip
kaynaştırılırdı. Tseldav’ın/ekmeğin ortasına yumurta konurdu.
Yumurtta yaşamı/sağlığı simgelerdi. Hamurdan yapılma süsler de
eklenerek tseldav hazırlanmış olurdu (*).
BİLGİ NOTU:
(*) Tseldav, ipe asılır, elle dokunulmadan sırf dişle yenmeye
çalışılırdı. Ç’apşe’lerde yapılan bu tür dişle ekmek yeme
yarışmasına upave (1упао) de denirdi. -HCY |
|
|
|
|
|
|
|