Öncelikle kapitalist düzende zorunlu olarak var olan
sınıfların oluşumunun, tarih süreci içindeki gelişmesine
baktığımızda bu süreç içinde toplumsal sınıfların
meydana gelmesini bireyleşmenin takip ettiği görülür.
Farklı anlayış, farklı yönetim şekillerinin bireyler
üzerindeki etkisi sanatın ilkel toplumdan günümüze kadar
değişik şekillere girmesine neden olur.
Sanatın ilkel toplumdaki biçiminden bu günkü duruma
gelişi, toplum ve toplumu meydana getiren bireylerin
tarihi değişim ve gelişim sürecinden ayrı düşünülemez.
İlkel insanın kolektif çaba sonucu meydana getirdiği
işler doğayı yenme savaşında en büyük araç idi. Bunun
yanında kolektif kullanma araçlarının ayırt edilmesi
için bunlara ilk adı verenler büyük sanatçı olmuştur.
Yapılan çalışmalar kolektif olduğundan bu dönemde sanat
bireysel değil, toplumsal bir çaba, toplumsal bir üretim
idi. Üretimdeki artış ve iş bölümünün ortaya çıkışı (bu
arada sermayenin oluştuğunu belirtelim) ile birlikte
bireyleşmenin de önem kazandığı görülür. Bireyleşmenin
sanata geçmesiyle sanatçı yaşamını sürdürebilmesi için
yaratıcı gücünü, emeğini piyasaya sürmek zorunluluğunda
olan; okuyucusunu, dinleyicisini, alıcısını bulmak
zorunluluğunda olan bir emekçiydi artık.
Bireyleşme ile sanatta kurulu düzeni yücelten haklı
gösteren, sınıflı toplumun getirdiği kötülüklere karşı
çıkmama anlayışının hakim olması vermekte olduğumuz
mücadeleyi başarısız kılacaktır. Şu halde sınıflı
toplumun getirdiği bireyci sanatın, bireyin karanlığını
öne sürmekten, okuru, seyirciyi ve dinleyiciyi dünya
dışı yaşantı anlayışına itmekten başka bir görevi
yoktur. Sanatçının görevi birlikte yaşadığı insanlara
olayların gerçek anlamını açıklamak. Toplumsal ve
tarihsel gelişimin gerekliliğini ve kurallarını
anlatmak, yaşadığı şehrin, sınıfın, ulusun
insanlarına bir kişilik ve yaşama bilinci aşılamak,
toplu yaşayış düzeninin güvenliğinden çıkıp iş bölümü ve
sınıf çatışmasına dayanan bir dünyanın insanlarını
belirsiz ve bölünmüş bireyselliğin kaygılarından,
güvensiz bir yaşama düzeninin korkularından kurtarmak
olmalıdır.
|