Sayın
Başbakanım;
Belçika’dan birilerine gönderme yapıyorsunuz; ”Nedir bu aymazlık
vurdumduymazlık” diye. Doğrusu anlayamıyoruz çağrınız kime veya
kimlere? Şayet T.C yurttaşlarına söylüyorsanız, biz sizi
anlıyoruz. Yok, bir başka ülke insanlarına ise, sözlerinizin
onların dilleri ile olması gerekiyor. En azından evrensel bir dil
kimliğinde bulunan İngilizce ile hitap etmeniz gerekirdi.
Konuşmalarınızın bir bölümünde ”Biz Gürcistan vurulduğu zamanda
insani yardımı sınıra dayayan ilk ülkeyiz…” dediniz. Bu cümleyi de
anlamakta zorlanıyoruz. Gürcistan’ı kim ve neden vurmuştu? Sizi
birileri veya hafızanız yanıltmıyorsa; vurulan Gürcistan değil,
aksine vuran Gürcistan'dı. Yani Saakaşvili yönetimi. Vurulan
taraf ise Güney Osetya Özerk bölgesi ve masum insanları idi.
Sanıyorum kasıtlı değil ise bir bilgi eksikliği mevcuttur. Bugün
”insani boyutu” ile ilgilendiğiniz Filistin veya Gazze kıyı şeridi
insanları ile Güney Osetya Özerk bölgesi insanları arasında insan
olarak tek fark soy ve dindir. Din sizin için önem arz etmiyorsa,
Güney Osetya insanlarına yapılan zulmü ve katliamı da ulusça
protesto etmemiz gerekmiyor muydu? Yoksa sürekli şikayet ettiğiniz
“Avrupanın çifte standardı” hastalığı size de sirayet mi etti?
Şayet dini önemsiyorsanız, dinimizin hangi emrinde “toprak
bütünlüğü”nden söz etmektedir. Yoksa Allah ”seçilmiş kavim
israiloğullarına” karşı adaletsizlik olmasın diye Saakaşvili'yi
yanına çağırıp ”Bak Saakaşvili, Gürcistan diye bir ülke kurdum ve
senide bunun başına getirdim. Sınırlarında şuralardır. Şayet bu
sınırlarını birileri zorlarsa ve hatta kendi yurttaşın saydığın
Abhaz ve Osetler de olsa onları öldürmen mubahtır” mı dedi? Dahası
“zora düşersen hemen yanı başında bulunan ülkenin başbakanı senin
imdadına yetişecektir” mi dedi?
Sayın Başbakanım;
Gürcistan’ı korurken ABD ve pek çok ülke sizi alkışladı, sizde
bununla övündünüz ve hala övünüyorsunuz. Ne oldu da bu dostlarınız
Filistin ve Gazze meselesinde sizi yalnız bıraktılar. Acaba size
güvenleri mi kalmadı? İşte sizin şikayetleriniz burada başlıyor,
değil mi sayın Başbakanım.
Biz Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları Çerkesler (Abhaz-Adige-Oset)
sizi anlıyoruz. Onun için seçimlerde sizi destekledik. Abhazya ve
Güney Osetya meselesinde Tiflis'i desteklemenizi de “Haydi
politika gereği” diyerek içimize sindirdik. Ancak hala haksızlıkta
direniyorsunuz. Gürcistan’ı vurulan taraf, Abhazya ve Güney
Osetya'yı da vuran taraf olarak göstermeye devam ediyorsunuz.
Şimdilerde, Gazze'yi vuran taraf İsrail olduğu için ve haksız
bulduğunuz için tamamen insani ve vicdani olarak mazlumdan
yanasınız. Peki sayın Başbakanım, Gürcistan’ın Osetayalıları
uykuda çoluk çocuk demeden vururken onların bu acılarını kimlerin
duyması gerekirdi.
Sevgili Başbakanım,
Biz
Türkiye Cumhuriyeti
yurttaşı Çerkesler sizden medet umduk. ”Başbakanımız çok adildir,
vicdan sahibidir, en azından Müslüman'dır“ dedik. Başbakan
olmanızda bizim de katkımız vardır. ”Unutmaz bizi “ diye
içtenlikle inandık, en azından ben inandım.
Heyhat!
Sonra ne oldu; sonra sayın Putin, Çin’den apar topar döndü ve bu
katliama “Dur” dedi. Soruyorum, eğer sayın Putin “Dur”
dememiş olsaydı, tek Oset kalır mıydı?
Şimdilerde Filistinliler size minnet duyuyorlar değil mi?
Biz Çerkeslerde sayın Putin’e yürekten teşekkür ediyoruz. Kısaca
ben minnet duyuyorum. Biz Çerkesler bugün bir elmanın iki yarısı
gibi yaşıyoruz. Bir yarımız anavatan da bir diğer yarımız Türkiye
Cumhuriyeti'nde.
Sayın Başbakanım,
Sizi anlıyoruz. Dünyada politika diye bir kavram var. Elbette ki Türkiye
Cumhuriyeti'nin
genel bir politikası vardır ve olmalıdır. Bunun doğal sonucu
olarak da Gürcistan’ı destekliyorsunuz. Amenna, peki biz ne
olacağız? Politika gereği bizim birileri tarafından öldürülmemizi
siz nasıl karşılıyorsunuz?
Sayın Başbakanım;
Biz size, Kosavalılardan, Gürcülerden, Filistinlilerden,
Kıbrıslılardan, Türk Cumhuriyetlerden, Kerkük'ten ve dahi pek çok
ülkede yaşayan insan topluluklarından daha mı uzağız? Bu saydığım
yerlere gösterdiğiniz o yüce insani duygularınızın binde birini
neden bizden esirgiyorsunuz. Özel bir nedeni olabilir mi?
Sayın Başbakanım;
Yurttaşlık bağı ile içinde bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin
insanları olarak sizden üç konuda istirhamımız var:
1) Abhazya ya ambargoyu kaldırmanızı,
2) Saakaşvili yönetiminin Osetya ya saldıran taraf olduğunu beyan
etmenizi,
3) Bu iki ülkenin (Abhazya-Osetya) kendi kaderlerini kendilerinin
tayin etme haklarının olduğunu.
En derin saygılarımla...
ALİ ÇUREY |