Can
dostlar ve canım soydaşlar! .
Yazı kalıcı, söz uçucudur.
Birileri, ben, sen veya o;
herhangi bir konunun uzmanı olabilecekleri gibi tersi de mümkün.
Bu durumda “sen bu konunun uzmanı değilsin ve bu nedenle fikir
sunma veya söz etme hakkın yoktur”
demek
de hakkınızdır. Bunda bir problem yok.
Esas problem; söyleyene,
yani
fikrini ve düşüncesini söyleyenin kişiliğine odaklanarak, ne
söylediğinin farkına varmamak.
“Amaaa…” ile başlayan
“fakat,
ancak ve lakin ile biten” yaklaşım.
Sanırım çoğumuz bu hataya
düşüyoruz.
Ben niye yalan söylemeyeyim ki?
(Söyleyeyim ki değil.)
''Söylemeyeyim''
diyorum. Çünkü genellikle çoğu insan yalan söylemeye meyillidir.
Bende öyle. Nedir bunun sebebi,
dersek: Yanıtı için yığınla
gerekçe
sıralayabiliriz.
Ama kendimize gelince yine de
“haklılığımızda karar kılarız”.
İşte dananın kuyruğu da burada
kopuyor. Kısaca, (*Ego)
hakim
oluyor.
Bunu kırmanın, (yani egonun)
tek
bir yolu vardır.
O da sahip olduğumuz
insan aklını,
*insani ahlak
çerçevesinde devreye sokmaktır.
Bazen ve hatta sıkça, “Allah
bilir ve görür!” savunması ile de konuyu bir başka gizemli güce
havale ederek, sıyrılmaya çalışırız. Oysa, insanın kendisi, ne
yaptığını ve ne yapmadığını gören ve bilen tek tanıktır. Neden
Allah’a havale edilir? Yanıt,
Ego.
Ey
Ego!
СынолъэIу,
Сыногуэ.
Уэри, Зызакьуэ
Гуо!
“СывутIыпщ!!!” Жу…….
*Ego: Ego’nun Çerkesce karşılığı var
mıdır? Benim bilebildiğim kadarı ile Щэн sözcüğü yeterlidir. Hoş,
evrensel kimlik
kazanmış
her sözcüğün Çerkesce'sinin olması gerekmez. Ama, karşılığı var
ise, onu da dışlamak doğru olmaz. “Bencillik“ olarak tanımlanan
bir kavram. Yani, her konuda “ben
demek”. Peki bu öne çıkarsa ne
olur? Şu olur: Başkaları “ötekileşir”, ötekileştirme
yaygınlaşırsa, birlik
(Зэкъуэтныгьэ) yok olur. Bu da,
birlikte “
var”
olamayanların, birlikte “yok”
olması sonucunu getirir.
Burada
“Щэн” ile “ЩIэн” sözcüklerini karıştırmamak gerekir. Birisi
“karakter” , diğeri ise “bilmektir”.
Egonun sırrı, var oluş hikayemizde
saklıdır. "Yaradılış" ve "oluşum" her iki hal ve görüşte teoridir.
Yani insan aklı sınırlarının ötesindedir. Onun için çözümü, aklın
sınırları içine
almakla mümkündür.
*İnsani Ahlak: Ahlak izafi (soyut)
bir kavramdır. Her toplumun tarihsel ve kültürel
değerlerine bağlıdır. Tanımı, her toplumun tarihsel ve
kültürel değerlerine bağlıdır. Ama, tüm insanlığın birleştiği
ortak bir payda vardır, onu kastediyorum (yalan söylememek,
çalmamak, öldürmemek, komşuna zarar vermemek, doğaya zarar
vermemek vs.)
|