...................
...................
KALEM -27 (Тхыпкъэ)

27.04.2018

Ali Çurey
(okuması-yazması olan)
...................
 
...................

Sevgili dostlarım, bundan böyle sadece kendimce önemli bulduğum bazı sözcüklerin dilinden konuşacağım. Bugünkü sözcükler; Tiyatro, Teras ve Teorem.

TİYATRO
Var mı bunu duymayan?  Ömründe bir kez olsun tiyatroya gitmemiş insanımız bile duymuştur. O halde, yani gitmiş veya gitmemiş muhabettini bırakıp bir soru ile konuya girelim. Biliyorum ”Bir bu kalmıştı!” hatta “Çerkesce olmamış olsaydı pek çok nesne ve olay isimsiz kalacaktı. İyi ki varsın ve vardın Çerkesce?”vs diyenleri. Vallahi ben de sizinle aynı düşüncedeyim! Ne yani, varsa yoksa Çerkeslik ve Çerkesce! Bıktım ve bıktırdım. Ama hani ne dersek diyelim “Dünya yuvarlak ve dönüyor”misali, sizler ne derseniz deyiniz, vallahi, bugünkü adıyla Çerkes, o günün adıyla Hatti-Hitit. (Ht) ve Hattice, üç bölgeye egemendi. Kafkasya, Küçükasya ve Mezopotamya coğrafyası.

Şöyle Anadolu ve Kafkasya’da küçük ve dar bir gezintiye çıkalım; Anfi-Tiyatro kalıntılarına rastlarız. Örnek olsun diye; Kars’ın içinden çıkın, batıya doğru Kümbetliye gelmeden önce, Çukur Tabya tabir edilen yere doğru sapın, 200-300 metre sonra eskiden askeri tabirle anılan yerin içinde çok enteresan bir Anfi-Tiyatro sahnesi ile karşılaşacaksınız. Ben 1973 yılında orada görev yaparken, amirimden izin alarak temizletmiştim. Ama ne yazık ki, tüm tarihi eserlere genel bakışımızın istisnası olamadı. Ama merak eden, Kars’lı kardeşlerim olursa, yerini net olarak tanımlarım.

Neden bunu örnekledim?

Şunun için; Hatti-Hititler ve  Anadolu’nun  diğer kadim halkların tiyatro ve sanat anlayışları, ne eski Yunanla ne de Roma veya bilinen bir başka halkla başlamadı. Yani milad, ne eski Yunan ve ne de eski Roma’dır. Yer ve sahne ile kostüm farklılıkları kimine veya kimlere göre daha tekamül etmiş görünebilir. Ama, “öz”değişmedi. Yani, “sunumu”.

Sevgili dostlarım, sevdiğim ve hatta içten içe takdir ettiğim, bazı soydaşlarımın, nedenini anlayamadığım, tepkileriyle karşılaşıyorum. Daha çok telefonda veya karşılaştığımda muhatab olduğum şey, “Sen çok Çerkescisin. Onun için çok şeye farklı  mantıkla yaklaşıyorsun.” vs. Elbette; haklı oldukları hususlarda var. Örneğin; “izdivaç” meselesi. Ama değindiğim ve işlemeye çalıştığım “sözcükler” ve konular hakkında, varsa anti teziniz, sözle değil, yazılı ve belgeli olarak sununuz ve bana da yardımcı olunuz. Yoksa kapı arkasında veya duvar ötesinde havaya sallamayınız. Ben; ‘’Lan dur’’dan; Londra.  ‘’Ne yaygara’’dan Niyegara üretmiyorum! Hele hele,”Kastamonu” ismini bazı Kastamonulu dostlarım gibi; bir Türk gencine aşık olan Kastamonu tekfurunun kızı “Moni”nin kendisini oyalamasına kızıp “Kastın ne Moni?”den Kastamonu türetmiyorum.

TERAS
Toprağı ekim için yeterli olmayan yerleşim yerlerinde bulunan insanların, bulundukları yeri dikime ve ekime elverişli hale getirmek için düzenledikleri, kademeli bir arazi parçasıdır.

TEOREM
Üçüncü sözcük teorem ise, kanıtlanması gereken bir iddianın ifadesidir.

Söz konusu her üç kavramın, sözlük anlamlarını veriyorum.

TİYATRO: İtalyanca ”Teatro”, sahne gösterisi. Fransızca Theatre. Eski Yunanca Theatron. Seyir yeri. Seyretmek.

TİYATRO:  Тиятэ-р    Чапэм    Еджыхы

                          Тиятэ-р    Чапэм    Кьыджие

Anfi tiyatırın (tiyatro) sahne düzeninin nerede ve nasıl olduğunu hatırlayınız.

TERAS:  Fransızca,Terrase,Terraceun Avlu. Eve bitişik toprak düzlük.
TERAS:     Тэсэн - Тырейсэ - Хэсэн - ХэтIэн

                   Трепхъэ - ТрейкIутэ

                   Тес - ЧIэрыс – Щıэс

TEOREM
Teo:
Fr.theo.İng.theo= Tanrıya veya adına ilişkin.
Teokrasi: Tanrı devleti.Ruhban sınıfının egemen olduğu düzen.
Teoloji: Fr.Tanrı bilim.Din bilim.Teo+Loji.
Teorem: Fr.Teoreme. Kanıtlanması gereken önerme.Eski Yunan,Teorema.Gözetlenen şey.
Teori: Kanıtlanması gereken bilimsel görüş.E.Yun.Theoria-Görüş.Bakış.Gözlem.

Kaynakça: Sözlerin Soy Ağacı, Sevan Nişanyan, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü.

Sevgili dostlarım, bu kavramın, yani; “Teorem”in anası, çekirdeği, özü ve sözü “Tha”dır. Ne kadar kıvırırlarsa kıvırsınlar, ne kadar eğip bükerlerse büksünler, ”öz”sağlamdır. Kısaca “İnsan Olan Baba-Baba İnsan”dır. Baba İnsan ( THA-TI-HA) kendini sorgulayan, bir ötesini arayan ve evrenin sonsuzluğunda taht kurup, yücelen, kutsallaşan ve egemen olan Baba! Tha-тхьа  hangi dilde nasıl telaffuz edilirse edilsin, “Tha” ana çekirdek. Ve anlamı yok edilemiyor.

Dostlarım, konuya obje olan bu kavram  sözcükleri biraz daha derinlemesine arar ve araştırırsanız, karşılaşacağınız bir tümce vardır: “Evet, bu kavramların ana kaynağı eski Anadolu dilleridir.”

Şimdi, Abezexe  Adigecesi ile bir çekim yapalım.
TEKİL ÇOĞUL
СэIo
(Söylüyorum. İddia ediyorum. -Tez)
ТэIо
(Söylüyoruz. İddia ediyoruz.)
OIO
(Söylüyorsun. İddia ediyorsun.)
Щъоıо
(Söylüyorsunuz. İddia ediyorsunuz.)
ЕIO
(Söylüyor. İddia ediyor.)
Аıох
(Söylüyorlar. İddia ediyorlar.)

Neyi, niçin, ve neden ?

KISA NOTLAR:   
1) Ben  Maykop  Adigecesi yazı dilinin bazı harflerini hatırlayamadığım için, bu Maykop Adigece’sinin uzmanı Sayın Alaattin Bayram kardeşim imdadıma yetişti. Kendisine teşekkür ederim.

2) Sevgili dostlarım, iddialarım eksiği, hatası, kısaca günahıyla sevabıyla bana aittir. Bu hususta lütfen doğrularınızı veya doğru bildiklerinizi, gerekçeleriyle yazınız.

3) Псымрэ - псэмрэ
                Льымрэ – лымрэ
                        ЗэрызэхуэкIуэр
                                    УмыщIэмэ
                                    ЗэрызэкIур
                                    Дэуэ Мыгьуэ
                                                        ПщIэн!
                                                                       
Гъуэгумахуэ !

...................
...................
 
...................
...................