|
|
................... |
|
................... |
KALEM -31 (Тхыпкъэ) |
21.05.2018 |
|
Ali Çurey
(okuması-yazması
olan) |
................... |
|
................... |
Sevgili dildaşlarım ve de canım kardaşlarım;
Kendi
kültürüne (çağdaş anlamda) ve tarihsel geçmişine, saygılı ve de
bağlı kalmayan ve bunu envayi çeşit gerekçelerle süsleyip “kalmak
istiyorum ama…!“ ile savunmaya girenler lütfen, birazcık olsun,
aklımızla dalga geçmesinler.
Ben düşünce ve anlayış olarak
polemikten haz etmiyorum. Onun için yazılarımda kılı-kırk değil,
kırkı sıfırlamaya çalışıyorum. Ne var ki, kendi kültürüne, iki söz
etmek için, zaman ve imkan bulamayan pek çok dildaşım “Din ve
Ahlak” üzerine destan yazıyorlar. Be dostum, iki satırda köyünün
ve de seni-sen yapan geçmişinden söz et! Nedir seni senden bu
denli uzaklaştıran sorun? Varsa nedenlerini yaz! Neyse şu
Ramazan’ın ilk gününde kafa şişirmeyelim, diyorum
ve ekliyorum.
Kadim, tarihsel varlığımızın ve
inancımızın, mirası bazı sözcükleri, unutmayalım ve
unutturmayalım: 1) Тхьа
- Tanrı 2) ТхьалъэIупIэ – Tanrıya yakarışda ve
istekte bulunulan mahal 3) ТхьалъэIу – Dua 4)
Хьадэ - Ölü 5) Хьадрыхэ
- Ahiret 6) Хьадэ – Iус - Ölü evinde verilen
yemek, ancak bu yanlış
telakilere neden
olmaktadır. Buradaki yemek meselesi koşullara bağlı olarak
uzaktan gelen konuklar içindir. 7) Псэхэх – Azrail
8) ПсэкIуэд – Günah 9) Псапэ – Sevap 10)
Псэ - Ruh-Can 11) Игьуэ
- Zaman 12) Игьуэ Нэмыс – Zamansız, zamanı
gelmemiş
Çerkes insanını farklı kılan, dinsel inancı
değildir.
Ya nedir?
Şudur: Ortak evrensel insani
değerleri, yaşam biçimi ve davranışları kabul eden, bunu da
pratize eden bir halk oluşundandır. Şu günlerde birilerini
tanıtırken “Bu insan yalan söylemez. Çalmaz. Ahlaklıdır. İhanet
etmez!” vs. gibi hasletler
sıralanır. Bunlar, zaten bir insanı övmek için sıfatlamalar
olamaz. Çünkü, bu hasletler yine normal bir insanda olması gereken
değerlerdir. İlla ki bir şey söylemek gerekiyorsa “emin ve
güvenilir!” tanımı yeterlidir. Ama bir şartla, önce “sen güvenilir
ve emin olacaksın ki, tanımladığın insana güvensinler. Daha düne
kadar Çerkes olmayan insanların çoğunluğu, annesinin, eşinin ya da
bir arkadaşının Çerkes olması ile övünürdü. Hatta “Kardeşim, o
Çerkes’tir. Yalan söylemez. İhanet etmez! “ ile tanımlanırdı.
Ya şimdi?
Onunda yanıtı sizlere ait olsun!
Toplumlar arası farklılıkları, “üstünlük” veya tersi olarak
telaki etmek ürkütücü. Maalesef, olanda budur. Oysa farklılıklar,
doğanın kaçınılmaz bir tanzimi olduğunu görerek ve bu farklılığı,
daha iyi olma yarışında belirleyici done olarak kabul etmelidir.
Evet, Japonlar veya Norveçliler örnek toplumlardır, demek neden
bir başka anlam veya anlamayı çağrıştırır? Bu cümleden olmak
üzere, “Çerkesler, geleneklerine bağlı, kendi içinde uygar
insanlardır” demek neden yadırganır ve hatta “Ulus Devlet”
kavramına zararlı olsun? Kısaca gayri iradi varlığımızın
vericileri olmayanlar, neden “yok” edici rolü üstlenirler?
NOTLAR: 1) Kendi kökenini ve tarihsel varlığını,
herhangi bir gerekçe ile inkar ve reddeden bir kimse, kendi
aidiyeti dışındaki hiçbir kişi veya topluma yararlı olamaz ve
sadık kalamaz. Çok basit maddi çıkarlara tutsak olmuş bir kişiyi
veya bir toplumu; akıl, iz’an ve insani ahlak sahibi kimse kabul
edebilir mi? 2) Dünyanın neresinde ve ne gerekçe ile
yaşıyorsak yaşayalım, gezegenin yaşam alanları tüm canlıların
ortak mülküdür. Bu anlayış Çerkes insanının özgün karakteridir. Bu
anlamda sadakat ve bağlılık, kendi tarihsel ve kültürel varlığının
inkarı anlamına gelmez. 3) Ey bölünmüş gönüller,
kafalar; hiçbir inanç, inançsızlık, soy ve ibadet yeri, insandan
daha değerli ve kutsal değildir. Japon, Hindu ve Çinli öldürülürse
“Aman onlar zaten görsel inançlıdırlar“ mı diyeceksiniz ? Madem
ki; Doğu da, Batı da Tanrı’nındır, o halde kutsallık nedir?”
Toprak mı, ırk mı, inanç mı? İnsan
aklı denkleminde “bunun yanıtı, insandır dostlarım,
insandır!“ dersek, yanlış mı olur? Kıbrıs Türk’ü öldürülürken,
İslam coğrafyası ve halen orasının bağımsız bir ülke statüsünü
kabul etmeyen, edemeyen Türkiler ve İslam dünyası nerede?
Bırakınız, “Müslüman Müslüman’ı öldürüyor. Şu kadar Müslüman
öldürüldü.” Söylemini! Müslüman olmayanların öldürülmesi mi
gerekiyor? Öldürmek, göksel veya görsel inanç sistemlerinin
hangisinde meşrudur? Bu ayrımcı söylemleri terk edip, “insan,
insanı öldürmesin!” inancında ve inadında çağrı yapalım! Ne
dersiniz? 4) Sevgili candaşlarım, yeni bir çalışmam
nedeni ile yazılarıma ara veriyorum. Şimdiye kadar gösterdiğiniz
yakın ilgi için hepinize yürekten teşekkür ediyorum.
ÖZEL NOT: 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’mıza da kutluyorum. |
................... |
................... |
|
................... |
................... |
|
|
|
|
|
|