Adigey Cumhuriyeti'nin sınır köyü olan ünlü bestekar
ve şarkıcı Vımar Thabısım'ın köyü Fedz'e yaklaşınca
insan selinin yolu kestiğini görüyoruz.
Çerkes elbiseli, yamçılı atlıların asfalttan dört nala
bize doğru
geldiklerini görüyoruz. Atlılar otobüsün sağını solunu
alırlar ve yavaş
yavaş insan kalabalığına doğru hareket edilir. Atlılar
ellerindeki
tüfekleri havaya boşaltıyorlar, birden bire kendimizi
dedelerimizin anlattığı 130- 150 senesi öncesinin
atmosferinde buluyoruz.
Sahneye yakışmayan tek şey içinde gittiğimiz otobüstü.
Zaten onu kim fark ediyor ki?
Fedz köylüleri adetlerimiz gereği karşılıyorlar.
Karşılayanlar arasında, Adigey hükümetinin ileri gelen
yöneticilerinden, Asiyet Khuşu, Ruslan Peneşü, Aslan
Tembot ve diğerleri vardı. Burada zoraki bir ağırlanma
ve düğünden sonra asıl hedefimiz olan, Bleçepsine
köyüne gittik. Orada da aynı şekilde kalabalık bir
hemşeri gurubu tarafından karşılandık. Öğle saat
12.00'de burada olmamız gerekirken akşam saat 20.00'de
köye gelmiştik.
Sekiz saat beklemişti herkes bizi. Akşam yemeğini
Bleçepsine köyünde yedikten sonra saat 23.00'e doğru
Maykop şehrine ulaştık ve Haç'eşe dağıtıldık. Ancak
kim uyuyabiliyor ki? Herkes aşağıya otel lobisinde,
lokantasında hemşerileriyle sohbete başlıyorlar.
Gece geç vakit herkes odalarına çekilirler.
Maykop'ta kaldığımız günlerde, şehir gezdirilir,
parlamentoda hükümet temsilcileri ile beraber
toplantı yapılır, istek ve dilekler dile getirilir.
Öğleden sonra tiyatroda Adigey'in ileri gelen tüm
sanatçılarıyla tanışma toplantısı yapılır. Akşam
Nalmes Halk Dansları Grubu seyredilir. Oradan Mezdache
lokantasında,
hükümetteki bakanların davetlisi olarak, şerefimize
bir yemekli toplantı düzenlenir.
Ertesi gün Adigey'den ayrılarak Shapsugh bölgesine
hareket edilir.
Akşam saat 17.00'ye doğru Shapsugh bölgesinin sınırında
yüzlerce Adige tarafından karşılanarak, orada da bir
düğün yapılır. Misafirlere
darıdan yapılma milli bir pasta ikram edilir. Oradan
tekrar otobüs ve taksilere binilerek Karadeniz
boyunca Shapsugh köylerine hareket edilir.
Yol boyunca bize Shapsughlar hakkında bilgi verilir. 10
bin civarında Shapsugh Adige'si kalmış burada. Ancak
Ermeniler durmadan topraklarımızı alıyorlar. Fransa,
Amerika ve diğer ülkelerdeki zengin Ermeniler, Ermeni
derneklerine bol miktarda para göndererek
toprak alıyorlarmış.
Peki kime alıyorlar? Kim olduğu mühim değil. Herhangi
bir Ermeni'ye alıyorlarmış. Ermeni olsun da kim
olursa olsun.
Ya bizler ne yapıyoruz?
Hemşerilerimiz?
Tüm umutlarını bize bağlayarak yıllarca bizler için
topraklarımızı
koruyan, cefakar, kahraman kardeşlerimize bizler ne
gibi bir yardımda bulunabiliyoruz?
Oraya giderek misafirperverliklerini suiistimal
etmekten başka
ne yapıyoruz?
Konuşunca Çerkes'ten daha iyi olmadığını mangalda kül
bırakmazcasına söylüyoruz da paraya gelince hepimizin
elleri titriyor.
Ne mutlu Ermenilere!
Ne büyük bir mutluluk Ermeni olabilmek, diyor insan,
derneğe verdiği on beş Mark'ı vermemek için, "çocuklarımın
rızkından kesmek istemiyorum'' diyerek üyelikten
istifa edenleri görünce .
Akşama doğru Shapsugh köylerine varıyoruz. Köylerden
birinde cenaze olduğu haberi verilerek, mızıka ve
şarkı söylenmeden
köyden geçilir. Hedefimiz olan köye varınca, okul
bahçesinde tüm çevre köylerden gelen
Adigelerin
toplandığını gördük. Hemen göz yaşlarıyla sarılıp,
tanıştıktan sonra bir keçiye aptes aldırılarak
kurban edilir. Cenaze olduğundan, düğün yapmak
istemelerine rağmen, delegeler ''acınız,
acımız'' diyerek yaptırılmaz. İçimizden
temsilciler seçilerek, başsağlığına gönderilir. Gece
bir birine yakın
köylere misafirler dağıtılırlar. Misafir gittiğimiz
evlerde yine sofralar hazır.
Ertesi günü sabah saat 10.00'da köyden çıkılır ve
deniz kenarında
Golovinka'ya varılır. |