|
|
................... |
|
................... |
ADİGE PŞİNE |
28.04.2006 |
|
Dr. YEDİC Batıray Özbek |
................... |
................... |
Bir kente gezmeye gidince
zamanımın çoğunu bitpazarlarında
ya da antik kitapçılarda geçirmek en hoşuma giden
hobilerimden birisidir.
Oralara çeken mıknatıs Çerkeslerle ilgili kitap ve
resimlerdir. Bulabildiğim en küçük bir belge
lotodan milyonlar kazanmış gibi bir sevince
boğuyor yorgunluğumu unutturuyordu. Sonuç olarak
çok eski taş baskı resimler ve birçok kitapları
arşivime kazandırdım.
Yine bir ay kadar kur için gönderildiğim bir
kentin park sahasında
dönerciyi görünce sevindim.
- Nerelisin?
- Antalya. Ya siz?
- Maraş.
- Çerkes misiniz?
- Hayır. Kim oluyor Çerkesler?
- Maraş’ta çok Çerkes varmış!
- Bilmiyorum. Çerkes tanımıyorum.
Duyduklarıma inandım. Çerkes olup olmadığını
da sormak istemedim.
İki hafta sonra bitpazarı yapılacağı afişlerini
görünce moralim yükseldi.
O hafta çocuklarım beni ziyarete geleceklerdi.
Beraber bitpazarına
gittik. Gözüm bir pşıne takıldı. Eski, el yapısı
Hohner pşıne. Hemen satın aldım.
Pşıneyle birlikte yolumuzun üstündeki dönerciye
girdik. Dönerin başındaki bayanın yüz ifadeleri
hemen değişir. Önce şaşıran bayan, sonra candan
gülümsedi.
- Adıge misiniz, diye sordum
- Evet, dedi ve hemen anne babasını çağırdı.
Annesine mızıkayı verir ve ilk defa Adigece
melodiler dökülür tuşlarından.
Eğer akordeon olsaydı Adige ailesi ile tanışabilir
miydik, diye soruyorum kendi kendime. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|