|
|
................... |
|
................... |
EMEĞE SAYGI |
17.06.2006 |
|
Dr. YEDİC Batıray Özbek |
................... |
................... |
21 Mayıs nedeniyle München
Derneği'nin davetlisi olarak Adige kültürü hakkında
kısa bilgileri içeren konferansımın sonunda,
derneğimizin yönetim kurulundan bir hemşerimiz ‘Gelin
oynayalım Adigece konuşalım’’ adlı CD'den yirmi adet
ister. İnternetten indirebileceğini söyleyince, şöyle
konuşur:
- Emeğe saygı duymamız ve emeği geçen arkadaşımızı
ödüllendirmemiz gerekir. Bunu yapmazsak kendi
kendimizin kuyusunu kazarız. Daha güzel yapıtlar
yapabilmesi için emeğinin karşılığını vermemiz
gerekir.
Saygıdeğer hemşerimizi bu bilge düşüncesi nedeniyle
tebrik ederim.
Pek çoğumuz elimize geçen güzel bir kaseti ya da CD'yi
hemen kopyalıyor, çoğaltarak herkese ulaştırıyoruz.
Yaptığımız bu davranışın ne kadar yanlış olduğunun
farkında mıyız acaba?
Bedavacı olursak sanatkârlarımız nereden geçinecekler.
Kendi aramazda Çerkes parası olarak yerleşen Tha
Veğepsevla emeğin karşılığımı verirsek sanatkârlarımız
çoluk çocuklarını nasıl
geçindirecekler?
Suriyeli kardeşimizin ‘’Gelin oynayalım Adigece
konuşalım’’ (1), metot olarak şimdiye kadar hazırlanan
en güzel yapıttır. Kendisini tebrik ederim.
CC'de gönlünden kopan bir bağış karşılığında da
indirilebileceği halde kimse ödemeden indirmektedir.
Üç binin üstünde hemşerimiz Adige parasıyla teşekkür
etmişler. Adige parasıyla yaşanamadığının bilincinde
değil miyiz acaba? Üç bin kişi bir defaya mahsus birer
Dolar bağışta bulunsaydı kültür emekçisine moral
takviyesi olmaz mıydı?
Gerçekte emekçilerimizin yaptıkları çalışmaların
karşılığını parayla
ödeyebilir miyiz acaba? Böyle bir programı hazırlamak
için kaç ay çalışmak gerekiyor dersiniz?
İzin verirseniz bu konuda kısa bir hikâye anlatmak
istiyorum.
60'lı yıllarda Ankara'nın Akdere mahallesinde oturan
bir hemşerimiz
dolmuşçuluğa başlar. Akdereli Adigeler sevinirler ve
onu desteklemek için hep hemşerilerinin dolmuşuna
binmeye başlarlar. Adige yolcular iniyor biniyorlar ve
hepsi‘’ Tha Veğepsev’’ diyerek uzaklaşıyor. Aradan
birkaç ay geçtikten sonra dolmuşçu hemşerimiz de durak
da dolmuş beklemeye başlar. Onu durak da gören
Adigeler hayretler içinde sorarlar:
- Dolmuşun nerede? Bozuldu mu?
- Hayır. Dolmuşumu Tha Veğepsev götürdü, karşılığını
verir.
Emekçilerimizin Tha Veğepsev’e kurban olmalarını
istiyorsak, kültür
çalışanlarımızın emeklerine saygı duyalım ve gerektiği
şekilde
karşılığını ödeyelim.
Her türlü sevinçli eğlencelere giderken (düğün, bayram
ziyareti doğum günü gibi), çiçek, baklava yerine,
kültürümüzle ilgili bir yapıtı hediye olarak götüremez
miyiz acaba?
Maf!
(1) Adigece öğrenme CD'sinin XP uyarlı orijinlini 12.
Euro karşılığında benden isteyebilirsiniz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|