|
|
................... |
|
................... |
NE
YAZIK Kİ TARİH TEKRARLIYOR
|
13.12.2011 |
|
Dr. YEDİC Batıray Özbek |
................... |
................... |
Geçmiş tarihimizin en
ilginç kısmı İngiltere Krallığı’nın 1830 yıllarındaki
politik oyunlarıdır. İngiltere’nin kendi çıkarları
için Çerkesleri devamlı olarak savaş çığırtkanlığı
yaparak savaştırarak Çerkes halkını kıydırarak hem
topraklarımızdan hem de etnik olarak yok oluşumuzun
hazırlayıcıları olmuşlardır. İşte bu politik oyunların
kahramanı krallığa doğrudan doğruya bağlı olan David
Urquhard’tır.
Çerkesler savaştıkları sürece imparatorluğun
toprakları genişlemiştir. Örneğin Hindistan’ı 70 bin
askerle fethetmiştir.
Avrupalı Çerkesler Federasyonu’nun Cherkessia web
sayfasında yayınlanan sonuç bildirgesini okuyunca
şaşırmamak elden gelmiyor. Saygıdeğer Prof. Dr.
Köpke’nin Soçi Olimpiyatları konusunda
değerlendirmeler yapabileceğine inanıyorsanız çok
yanılırsınız.
Çünkü;
a) Sayın Profesör, Kafkasolog mu ya da tarihçi
midir?
b) Sayın Köpke, Adigey’i sanal yayınlardan ya
da kitaplardan tanır.
c) Sayın Köpke, Adigey’deki Adige halkını
tanımaz.
d) Sayın Köpke, Adige halkının kalbinin nerede
ve nasıl çarptığını bilemez.
Olimpiyatların yapılıp yapılmaması konusunda
anavatanda yaşayan insanların duygu ve düşüncelerinin
bir ağırlığı vardır.
Bu yazdıklarımın çoğu Avrupalı Çerkesler
Federasyonu’nu üyeleri içinde geçerlidir. Avrupalı
Federasyon yönetim kurulu üyelerinin her biri bir deha
sanıyorum. Kafkasların On İki Gizi adlı kitabında
Essad bey “Bir Çerkes her şeyi bilir her şeyden
anlar. Eğer ben bu konuda bir şey bilmiyorum diyorsa
Çerkes değildir“ diye yazıyor. Bizim Avrupalı
federasyoncularımızı da aynı kategoriye koyabiliriz.
Federasyonun yazdığı maddelere bakınca sayın Daşdemir
ve ondan aldığı alıntı ile Aslankaya’nın “bizim
kimseden hiçbir talebimiz yok” diyenlerin şimdiki
bu taleplerine ne demeli? Birden bire bu amaç
değişikliği nereden geldi acaba? İkiyüzlü politika
amacına ulaşarak ‘en akıllılarımız’ birlik ve
beraberliğimizi yıkmışlardır.
Şimdi sizlere soruyorum;
1. Krasnodar derneğinin temsilcisi neden bu
maddelerinize katılmamıştır?
2. Hangi birikmiş bilgi ve bilgi güçlerinden
söz ediyorsunuz? Kimdir bunlar?
3. Çerkes xabzesini hayata geçirme teklifinizi
acaba hiç düşündünüz mü? Yüz üyesi olan federasyon mu
bunu hayata geçirecek? Pes doğrusu. Tek bir Adige
xabze yok ki onu yürürlüğe geçirelim. Bunun farkında
bile değilsiniz
4. Dilin korunmasının temel esası ailede
başlar. Şimdi hepiniz ellerinizi yüreğinizin üstüne
koyarak vicdanınıza bir sorun. Hanginizin çocuğu
Adigece biliyor? Zwingenberg Derneği'ne
çocuklarımla gittiğimde dernek yöneticilerinden biri
(o kişi şu anda aranızda başrolü oynuyor) kızıma
Türkçe seslenmişti. Kızımda “ben Türkçe bilmiyorum ya
Adigece ya da Almanca söyleyiniz” deyince sayın
arkadaşımız bana dönerek; Batıray çocuklarına neden
Türkçe öğretmedin, diye çıkışmıştı…
5. “Anavatan’a geri dönüş hakkımızın tescili”
diyorlar. Şu ana kadar Kosovalılar hariç yüzlerce
Çerkes’in dönüş yaparak Adigey’e yerleştiklerinden
haberleri yok bu federasyoncularımızın herhalde.
Dönüşe engel olanlar, kanunlar ve sözleşmelerden
ziyade kendi içimizden çıkan anti dönüşçülerdir.
Dönüşe başlangıçtan beri karşı olanlar her zaman bir
neden gösterirlerdi. Örneğin: Komünizm yıkılsın.
Camiler açılsın, vs vs…
Dedikleri gerçekleşti. Gene dönen yok. Şimdi de
sözleşme bekliyorlar. O da olsa yemin ederim ki, hiç
biri geri dönmeyecektir.
Kısaca Avrupalı Federasyoncular yazılmamış,
söylenmemiş yeni bir şey yazdıklarını sanıyorlarsa
yanılıyorlar ve kendi kendilerini aldatıyorlar.
Güzel süslü püslü kelimeler yerine; eylem yapan
insanlara gereksinim vardır. İnandığını bizzat eyleme
koyabilme cesaretini gösterenlere ihtiyacımız vardır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|