Genelde pek çoğumuz hiç düşünmeden ya da yeterince
düşünmeden konuşur ya da yazarız.
Yazdıklarımızın önce kişi, sonra toplum olarak
bize ne getirir ne götürür; fayda mı zarar mı
getirir, düşünmeden yazar, çizer
ve konuşuruz. İşte bu düşüncesizce davranışımız
değil mi bugünkü acıklı durumumuzu ortaya koyan.
Günümüzdeki Adigelerden çağdaş toplum anlayışına
ve düzenine en yakın olanlar anavatanda
yaşayanlardır.
Avusturyalı bilim adamı saygıdeğer hocam Prof. Dr.
K. Jettmar'ın söylediklerini burada tekrar tekrar
yazmakta yarar görüyorum. ''Adigeler
barışı yakalayınca biz Avrupalıların bin yılda
aldıkları yolu elli senede kat ederek
bizlere ulaşmışlardır.''
Anavatan haricinde nerede böyle bir övgüyü
kazanabildik ki?
Soçi Olimpiyatları için bazıları laf olsun
diye yaygaraları koparıyorlar. Elinizi vicdanınıza
koyun ve şöyle bir düşünün dünyanın hangi
ülkesi olimpiyat oyunlarını hak ediyor ki?
Nazi geçmişi olan Almanya mı?
Afrika
maceraları ile tarihe geçmiş Fransa mı?
Kızılderileri dünyadan silen Amerika mı?
Ya
da Uzakdoğu'yu tarihte kan gölüne çeviren Japonya
mı?
Hangisi hak ediyor?
Ayrıca
sizlerin protestolarınızı İngiltere neden
desteklemiyor? Kafkas savaşlarını lafla da olsa
kendi çıkarları için
desteklleyen bu ''Hürriyet severler!!!''
neredeler?
Burada olmuş bir olayı anlatmak
istiyorum:
''Bir Adige evlenir ve çok geçmeden bir erkek
çocukları dünyaya gelir. Çocuğa Rus ismi koyar.
Gerekçe olarak da
askerlikte
en yakın arkadaşının ismini koyduğunu gururlanarak
söyler. İçlerinden biri Adige'ye sorar.
- Peki rus arkadaşın da evlendi mi?
- Evet
- Peki onunda çocuğu oldu mu?
- Evet
- Peki o oğluna senin adını koydu mu?
- Hayır.
- Peki bu nasıl bir sevgi?
Evet nerede dostlarınız?
Önce düşünelim, hem de çok çok düşünelim, sonra
yazalım.
|