Kuleyi aramak, gerçekte kendini
aramaktır.
Hiç kimseyle paylaşamadığımız bir
yalnızlıkla çevrelenmişken, ömrümüzün geri kalanında yapmamız
gereken yegane ve asli bir görev gibi kuleyi aramak bize bazen
beyhude bir çaba gibi gelebilir. Tüm çabalarda da böyle değil
midir? Şevkle yaparken işimizi, ya da bir eser ortaya
çıkarırken, birden bire zihnimizde beliren “o işi” neden
yaptığımızı düşündüren bir şüphe, bir anda yapacağımız ve
yapmakta olduğumuz tüm çalışmalara da engel olur. Bir köşede
sinsice durarak gevşememizi bekleyen potansiyel tembelliğimizi
kırarak, bazen kendi motivasyonumuzu son bir çabayla oluşturarak
yaptığımız nice çalışmalar, bu uğursuz şüphe yüzünden kim bilir
kaç kez ortada kalmıştır.
Kuleyi aramak, bir insanın ancak
kendi başına, çevresi ne kadar kalabalık da olsa sadece
kendisinin yapabileceği bir iştir. Bu aramada yanında sevenleri
de olsa, onlardan karşılıksız destekler de alsa sonuçta yapılan
arama bireysel bir çaba olarak sadece yapan kişinin çabası
doğrultusunda gelişecektir.
İnsan, garip bir yaratıktır aslında.
Yaşamı, kıyısından tehlike ve acılardan uzak sakin bir patikadan
yürüyerek geçip gitmek varken, en zorlu dik yokuşlarla dolu
engebeli dağ yollarına vurarak, kendini kedere ve hüzne boğarak
geçirmeyi yeğler genellikle. Zor olanın daha tatlı gelmesi mi?
Kolay elde edilenin kıymetsizliği mi? Onu bu tercihe iter
bilinmez. Ama yaşananlar geride kalıp, hatalar ve yanlışlar
ancak yüksek bir kuleden bakıldığında görülebilecek berraklıkta
fark edildiğinde ortaya çıkan sonuç, hep pişmanlık ve “keşke”
lerle doludur. Yaşamı, yine kendimiz zorlaştırırız. Karşımıza
çıkan birçok zorluğun oluşum nedeni yine kendimizden
kaynaklanır. Bu nedenler, çoğu kez yanılsamalarla dolu özgür ve
cüzi irademizle yaptığımız seçimlerde gizlidir. Özgür irademiz,
bazen özgürlüğümüzün katili olarak prangalı bir mahküme çevirir
bizleri.
Kuleyi aramak, yoğun, kişisel ve
özel bir çaba gerektirse de insana kazandırdığı yaşamı yeniden
gözden geçirme fırsatlarıyla dolu olması açısından, hata ve
yanlışlardan dönebilme güdülerini de geliştirir. Bu ise, her
zaman rastlanılmayan büyük bir nimettir.
Kuleyi arama, -adı yeni konulan-
kadim bir insani uğraşıdır.
İnsanın en büyük yanılgılarından
birisi duyumsadıkları kimi yeni bilgileri sanki sadece
kendilerine has “özel bir düşünce” gibi algılamalarıdır. İnsanın
yüz binlerce yıllık geçmişinde o özel düşüncelerin, farklı zaman
ve zeminlerde de dillendirilmiş olabileceğini hiç akıllarına
getirmezler. Böylece çoğu kez bu nesnel gerçeğin yerine, kendi
ilgi alanlarının doğurduğu ve sadece kendilerince fark
edildiğine inandıkları, kimi kez dar ve bağnaz kalıplara
sıkışmış, özel fikirlerini putlaştırarak adeta iman ederler.
Kuleyi arama sürecinde arayıcı,
farklı kişilerde karşılaştığı kendininkilere benzer fikirleri
görerek, düşünme yetisinin her insanda bulunduğunu hatırlar.
Bu hatırlama, kule arayıcılarının
kendi akıllarıyla elde ettikleri her türlü bilgiyi septik
temellere oturtmalarına da vesile olur. Kule arayıcılarının tüm
deneyim ve sonuçları “nihai bir gerçek” değil, sadece
rastlantısal gelişmelere bağlı olarak olgunlaşmış tecrübe
çıkışlı tavsiyelere dönüşür.
Kule yi arama sürecinde başkalarına
ait kimi tecrübeler, yaşamın getirdiği kimi zorlukların
aşılmasında veya düşünce bulanıklığına düşüldüğünde özel bir
yapıya bürünerek çok büyük yararlar da sağlayabilir. Böylece
kule arayıcıları birbirlerine elde ettikleri bilgileri,
bulguları ve özel sonuçları vererek kendi yollarında yürümeye
devam ederler.
(Bu bağlamda, elimize ulaşan bazı
bulguları konuya eklemek yerinde bir davranış olacaktır.)
“KULE
ARAYICILARINA NOTLAR-1”
Kule arayıcılarına önemli not;
Sevgili dostlar, biliyoruz kolay
bir çaba değil yaptığınız. Ancak her şeye başlamadan evvel
kavram kargaşasın düşmemek için kendinize şu soruları sormanızda
büyük fayda vardır; Gerçekten emin misiniz? Yapmak istediğiniz
işin farkında mısınız?
En azından katlandıklarınıza
değmeyeceğini acı bir tecrübe olarak görebileceğiniz olası
sonuçlarla karşılaştığınızda düşeceğiniz kimi durumlar hakkında
yeterince düşündünüz mü?
Bu soruları vicdanınızda ve
yüreğinizde yanıtladıktan sonra “Evet, kuleyi aramaya
kararlıyım” diyorsanız evet kararlısınız, o halde sizlere
söyleyeceklerimizi ilerde işinize yarayacağını düşünerek bilgi
ve algı dağarcığınıza kaydedin.
A. Kule aramaya başlamadan
önce yapılması gerekenler:
1. Bulabildiğiniz ve
yayınlanmış her kaynağı okuyarak inceleyin. Kuleleri gördüğünü
iddia edenlerle konuşun ve notlar alın. Ama şunu sakın unutmayın
“kuleler hakkında sözlü anlatılanlara fazlaca itibar etmeyin,
ancak yazılanları dikkate alın. Çünkü, doğru da olsalar
kelimeler ancak yazılı hale geldiklerinde kalıcı bir gerçeklik
kazanırlar. Sözler ise uçucudur, mesafe aldıkça biçim
değiştirebilirler. (Ancak her yazılana da çok dikkat edilmesi
gerektiğini, körü körüne inanılmaması gerektiğini unutmamanızı
öneririz.)
2. Kule arayanlarla
mutlaka bir birlik oluşturun. Unutmayın ki kule aramak çok zor
bir iştir. Bu nedenle bu yolda en küçük birikimi olan bir kişiye
bile gereksinim vardır. Ufak nedenler için kule arayıcıları
arasında güçlükle ulaştırılan hassas birliktelikleri bozmayın.
Gerçekte kule arayıcılarının her biri kendi arama yolunu ve
rotasını çizmiştir. Onları kendi rotanıza göre değiştirmek,
değiştiremeyince de eleştirip karalamak yerine oldukları gibi
kabul edin. Onları bu halleriyle kabullendiğinizde farklı
renkleriyle kuleyi arama yolunda her birinin yerine getirdiği
ayrı bir görevi olduğunu şaşırarak ve sevinerek göreceksiniz.
3. Bulabildiğiniz tüm
görsel belgeleri dikkatlice inceleyin. Kuleler arasındaki
yapısal benzerliklere, teknik ayrıntılara çok dikkat edin. Her
şeyden önce “Kule”nin ne olduğunu çok iyi kavrayın. Böylece
karşınıza çıkacak kimi yapıların kule olmadıklarını ayırt etmiş
olursunuz. Örneğin bir kule arayıcısı, günümüzün ilk temel
kaynakları arasına giren “web” üzerinden sanal arama
motorlarından birisine “Kule”, “Tower” veya “Başnia” gibi bu
yapıların farklı dillerdeki adını yazdığında karşısına çıkacak
bilgilerin kule yapılarla yüksekliği dışında bir benzerliği
olmayan gökdelenler ve kimi yüksek yapılar olduğunu şaşkınlıkla
göreceklerdir. Bu noktada şu gerçeği hatırlamakta fayda vardır.
Bir konu hakkında ayrıntılı ve derinlemesine bilgi, ancak o
konunun uzmanlarında bulunur. Etrafımızı kuşatan evren kadar
sınırsız konu hakkında bir o kadar da farklı konuların uzmanları
vardır. Unutmayın sizler onların “kule” hakkındaki cehaletlerini
teker teker uğraşarak çözemezsiniz. Onları, kuleler hakkındaki
kendi bilgi karanlığı ile baş başa bırakarak, sizi kendi arama
çabanıza yoğunlaşmanızı öneririz.
4. Kuleleri aramak çok
özel bir çabadır. Her şeyden önce bu özel çabayı gösterirken
kendi özel hayatınızı da ihmal etmemeniz gerekir. Kuleleri
öncelikle yakın çevrenizden başlayarak aramanızda fayda vardır.
Aynı zamanda kuleyi ararken yakın çevrenizde yaşayanları da
ihmal etmemeniz gerekir. Ailenizin ve dostlarınızın da bu
aramalara katılımı çok önemlidir (ah keşke mümkün olsa!)
Denilebilir ki kule arayıcıları içinde en şanslı olanlar aile
desteğini de arkasında hissedenlerdir. En bedbahtları ise,
kuleyi ararken yapayalnız olanlardır. Ama ne gariptir ki kuleye
kavuşanlar daha çok yalnız olanlardır. Bu ironi onları
kulelerine kavuştursa bile ömürlerinin geri kalan yıllarında
içlerinde parçalanmış bir yürek, kanayan, onulmaz bir yara
olarak hep bekleyecektir.
5. Kuleleri diyelim ki
buldunuz! Her şeyin bittiğini sanmayın ortaya yeni ve
alışılmadık güçlükler çıkacaktır. Bu güçlüklere karşı
hazırlanmanız için baştan şu gerçeği kabul edin. Aradığınız
kuleler şu anda asla sahipsiz değildir. Onları sahiplenmiş
mutlaka birileri vardır. Bu sahipler, yabani bir hayvan veya
dağlı bir çoban olabileceği gibi, siz ulaştığınızda ortaya
çıkacak gizli bir varis veya yasal resmi bir hami de olabilir.
Kuleleri, sadece kendini bekleyen ıssız yapılar olarak hayal
edip arayan, bu yanlış kanı yüzünden kulelerine kavuşmanın
heyecanı yerine kule koruyucularının varlığı ile yeis
içerisinde, kuleyi bulmalarına rağmen kaybedebilirler.
|