Bu yılın ocak ayında kurulan Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi (KKFB)
ilk ortaya çıktığı günlerde çeşitli tahminlerde bulunmuş, olayın
detaylarını ve asıl amaçlanan hedefi bilmediğimiz için sadece
fikir yürütmekten öteye geçememiştik.
Bu gün de geri planda ve uzun vadede neyin hesap edildiği çok
netleşmiş değil aslında.
Fakat aradan geçen 5 aylık süre içerisindeki gidişat bazı şeyleri
biraz olsun gösterdi.
Bazı konulardaki endişelerimizin, haklılık veya hata payını sınama
imkanı oldu bu zaman içerisinde.
Bende oluşan izlenim; yeni federal bölgenin başındaki idarecinin
sadece ekonomik organizasyona yoğunlaşacağı ve güvenlik sorununa
ise yine eskiden olduğu gibi Moskova merkezli yön verileceği
biçiminde.
Yeni yapının başındaki vali daha çok sosyal ve ekonomik
problemlerle ilgili görünüyor, mümkün olduğunca politik ve etnik
meselelere bulaşmamaya çalışıyor şimdilik.
Beş aylık bir süre elbette net tespitler yapmak için yeterli
değildir ama Hloponin mevcut idarelerin üzerinde bir kontrol ve
karar mercii olarak, mevcut işleyişi kontrol etmekten ve daha
ziyade sosyal - ekonomik sorunların tespitini yapmaktan öte
belirgin bir etki gösterebilmiş değil şimdiye kadar.
Durum onu gösteriyor ki, yeni vali, KKFB’nin Rusya’nın diğer
bölgelerinden geri kalmasının önüne geçmeye, en azından aradaki
belirgin farkı ortadan kaldırmaya çalışacak görev süresi boyunca.
Fakat bu, yeni bölgenin niçin oluşturulduğunu açıklamaya yetmiyor
bana kalırsa.
Yani bu cumhuriyetlerin salt ekonomik geri kalmışlıkları ve sosyal
sorunları nedeniyle ayrı bir bölge haline getirildiklerine inanmak
biraz saflık olur gibime geliyor.
İlk günlerde de söylediğimiz gibi, bu işin birkaç farklı yönü
olduğu düşüncemi koruyorum hala. Bölgenin olimpiyat bölgesinden
izole edilmesi gibi, olağanüstü hal bölgesi ilan edilerek özel
yöntemlerle idare edilmesi gibi, uzun vadede yerel idarelerin daha
da pasifize edilmesi gibi bir çok amacın bir arada olduğu fikrimi
de koruyorum.
Yukarıda söylediklerimiz genel bir değerlendirme olarak kalsın.
Ben asıl söylemek istediğime değinmek, bir başka açıdan bu
meseleye dikkatinizi çekmek istiyorum şimdi.
KKFB ilan edildiğinden beri, bu bölgede terörist faaliyetler
birden bire arttı ne hikmetse.
Bir türlü anlam veremediğim, anlamaya çalıştığım şey; yeni
bölgenin ilanı ile terörün aynı anda tırmanışa geçişi arasındaki
ilişkidir.
Ekonomik ve sosyal şartlarını iyileştirmek, insanların daha mutlu
ve iyi yaşamasını daha çok kazanmasını, daha özgür olmasını
sağlamak için özel ilgi göstereceğinizi söyleyerek oluşturduğunuz
bir bölgede terör niçin artsın?
Tam tersine insanlarda umut yaratan, iyi bir gelecek beklentisi
oluşturan böyle bir adım halktan destek görmeli değil midir teorik
olarak?
Dağıstan ve İnguşetya’da var olan istikrarsızlık daha da tırmandı.
KBC’de olan huzur bir anda bozuldu ve terör faaliyetleri gözle
görülür biçimde tırmanışa geçti, gün geçmiyor ki bir yerlerde bir
olay olmasın, bomba patlamasın polis öldürülmesin.
Artık Stavropol bölgesine de sıçradı olaylar, biliyorsunuz son
patlamada bir çok insan hayatını kaybetti.
Şimdi bunu nasıl yorumlamak gerekir sizce?
Açıkçası kafamda üç ihtimalli bir değerlendirme oluşuyor olan
bitene bakınca.
Bu bölgede ciddi bir biçimde faaliyet gösteren ve
yayılan Vahhabist gruplar ve istikrarsızlığa neden olan gruplar
bir yerlerden organize ediliyorlar.
Bunlar birbirinden bağımsız olmadığı gibi, kendi başına hareket
edebilecek basit tepki örgütlenmeleri de değiller bana kalırsa.
Dolayısıyla bölgeye dışarıdan bir el müdahale ediyor ve Moskova
ise bu durumu daha önceden öngörerek tedbirini almak istiyor.
Bu grupları bölgede sıkıştırarak imha etmek ve ülke geneline
yayılmalarını önlemek istiyor.
Moskova’nın bu tehlikeye uyanarak tedbirini alması üzerine de
Kuzey Kafkasya'daki operasyonu planlayanlar uyuyan bu grupları
zorunlu olarak harekete geçirdiler.
Gürcistan’ın aniden kuzey Kafkasya halklarına sevgi
duymaya başlaması ve kendi amaçları için Çerkesleri kullanmaya
yeltenmesi bu oyunun bir aşaması olarak düşünülebilir.
Birdenbire Amerika’nın Çerkeslere ve Kuzey Kafkasya'ya ilgi
duymaya başlaması, 150 yıl sonra bir anda Çerkeslerin kırılıp
sürgün edildiklerini hatırlaması ve imana gelmesi, Amerikan
vakıflarının bir anda Çerkes sevdalısı kesilmeleri de buna
ilişkilendirilebilir.
Eğer böyle ise; bölgemizde müthiş bir güç mücadelesinin başlamak
üzere olduğunu söylemek yanıltıcı olmaz sanırım.
Tabii ki böylesi bir mücadelede, fillerin tepişmesinden kimin
zarar göreceğini anlamak için müneccim olmaya gerek yok.
O nedenle halkımız kendi küçük siyasetini yaparken, kendi
varlığını koruyup haklarını geliştirmeye çalışırken bu tepişmenin
ortasına düşmemek için azami gayreti göstermek zorundadır,
özellikle de bu dönemde.
Önümüzde ikinci bir ihtimal daha duruyor.
Daha küçük ölçekli ama bizim açımızdan daha vahim sonuçları
olabilecek bu ihtimal ise şöyle olabilir:
Rusya devleti bir türlü istediği şekilde kontrol edemediği bu
bölgeye, yeniden nizam intizam vermek istiyor ve buna uygun olarak
uzun vadeli bir plan yürürlüğe konuldu.
Bölge önce R.F’nun diğer bölgelerden ayrıldı ve izole edildi.
Daha sonra,istenilen kontrolün sağlanabilmesi amacıyla operasyon
başlatıldı ve şu anda bu operasyona bahane olacak nedenler
oluşturulmaya çalışılıyor.
Yani patlayan bombalar,öldürülen güvenlik görevlileri, sağa sola
yapılan saldırılar yine bir merkezden organize ediliyor ama bu
merkez dışarıda değil.
Yukarıdaki el olaya istediği gibi yön vererek, ulaşmayı
hedeflediği sonuca doğru kendi planını uyguluyor.
Eğer böyle ise; önümüzdeki dönemde bölgedeki Vahabistler teker
teker imha edilecekler, her halükarda bölgedeki din kaynaklı
aşırılıkların kökü kazınacak ve büyük bir temizlik yapılacak
demektir.
Bunun ipuçları zaten görünüyor şu anda.
Bölgenin olağanüstü tedbirlerle idare edilir hale getirilmesi,
merkezden yeni operasyon güçlerinin bölgeye aktarılması, bazı
yerlerde gece sokağa çıkmaya sınırlamalar getirilmesi gibi
tedbirlerin hepsi bu operasyonun bir parçası.
Bu durumda, olimpiyatlar öncesi bölgede kökten bir temizlik
yapılmış olarak 2014'e girilecek ve olimpiyatlar süresince dış
etkilere tamamen açık hale gelecek Kuzey Kafkasya bölgesi önceden
kontrol altına alınmış olacak.
Öte yandan yürütülen bu yarı askeri operasyonun insani yüzü olarak
da yeni vali Hloponin’in icraatlarını görmeye devam edeceğiz.
Yani ekonomik ve sosyal açıdan bir iyileşme sağlanacak,diğer
bölgelerle aradaki farklar giderilmiş olacak ve muhtemelen bölge
idarecileri de adım adım tümüyle pasifize edilmiş, üniterleşmeye
bir adım daha yaklaşılmış olacak.
Bir üçüncü ihtimal ise, Gürcistan üzerinden Kuzey Kafkasya’ya
girmeye çalışan Amerika ve onun yolunu kesmeye çalışan Rusya
arasında üstü kapalı bir anlaşma sağlanmış olması ihtimalidir.
Son günlerde Amerikanın “Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü sağlamak
için bir planımız yok” açıklamasını yapması.
Saakaşvili'nin artık Amerika’dan yüz bulamaması ve yalnız
bırakılması.
Gürcistan’ın soykırımı tanıma sözünden çark etmiş olması ve aynı
zamanda Moskova’ya yaklaşmak için çeşitli utangaç adımlar atmaya
başlamış olması.
Moskova’nın İran’a karşı Amerikan planlarına evet demesi ve son
dönemde iki ülke arasındaki uyum mesajlarının daha çok
dillendirilir hale gelmesi.
Bütün bunlar üst üste konulduğunda üçüncü ihtimal de pek zayıf
görünmüyor açıkçası.
Eğer gerçekten böyle ise;
Moskova KKFB’ni ilan ederek bölgeyi izole etti.
İkinci adımda, bölgeye önceden yerleşmiş ve yayılmış olan yer altı
örgütleri artık ihtiyaç kalmadığı için dışarıdaki el tarafından
gözden çıkartıldı ve harekete geçirildi.
Bu durum onların açığa çıkmalarını sağladığı gibi , bölgedeki
operasyonları yapacak olan Moskova için de istenen bahaneyi
yarattı ve düğmeye basıldı.
Bu ihtimalin geçerli olması halinde, yine ikinci seçenekte
söylediğimiz sonuçlara ulaşılacak demektir.
Yani bölgedeki tüm aşırı örgütler yok edilecek, bölge tamamen
kontrol altına alınarak temizlenecek, tabii bu arada bir çok
masumun da canı yanacak.
Bu gelişmelere paralel olarak da, yeni vali eliyle operasyonun
insani yönü yürütülecek.
2014’e gelindiğinde ekonomik ve sosyal açıdan daha gelişmiş,
güvenlik açısından daha kontrol edilebilir bir Kuzey Kafkasya
göreceğiz.
Ayrıca da bu tür bir sonuç, bölgedeki güçler arası çatışma uzlaşı
ile sona erdi ve bundan sonra bölgede söz sahibi güç olarak
Moskova kaldı demektir.
Tabii ki yukarıda söylediklerimin hepsi benim kafamda dönüp duran
soruya cevap olabilecek çeşitli ihtimallerdir sadece.
Belki hiç aklımıza dahi gelmeyen başka şeyler de var işin içinde,
bütün bunları bilemiyoruz ve bu söylediklerim sadece komplo
teorisi gibi bir şey şu anda.
Bir stratejik analiz yazısında şöyle bir tespit okumuştum “Güney
Kafkasya’yı kontrol edebilmenin yolu kuzey Kafkasya’ya sahip
olmaktan geçer”.
Eğer yukarıdaki gibi bölgede bir güç mücadelesi varsa, bu
muhtemelen Güney Kafkasya üzerinedir, üçüncü ihtimal Güney
Kafkasya’daki nüfuz mücadelesinin de bittiği anlamına gelir ve biz
sadece bir detayız bu mücadelede.
Fakat ortada bir gerçek var ki o çok net.
Bütün bunlar bizim irademiz dışında gelişiyor ve biz bu oyundan en
az zararla çıkmak zorundayız.
Evimizde tepişenlerin arasında kalmadan ve hiç kimseye maşa
olmadan kendi ulusal menfaatlerimizi gözetip, kendi varlığımızı
muhafaza etmek durumundayız.
Onun için de gözü açık olmak zorundayız.
Kafamda bir sürü cevap uçuşuyor ama soru beynimin bir köşesinde
çakılmış duruyor hala.
Kuzey Kafkasya Federal Bölgesi'nin oluşturulması ile terörün aynı
anda tırmanması arasındaki ilişki nedir? |