Kanada’daki Kış Olimpiyatları açılışı
muhteşem oldu. Finalde Pavarotti şimdiye dek yapılmış en
büyük sahnede enfes bir şarkı söyledi. İtalyanca.
Milyarlarca insan televizyonun başında onu izledi.
Belki bilmiyorsunuzdur. Pavarotti daha tanınmadığı
yıllarda Türkiye’de iş başvurusunda buluyor. Bir kurulun
karşısına çıkarıyorlar. Şarkısını okuyor, bitiriyor.
Üyeler yakın gözlüklerinin üstünden bakıyor ve ‘’sizin
sesiniz gelişmeye müsait değil, onun için başvurunuzu
kabul edemiyoruz’’ diyorlar. O anda Pavarotti’nin yerinde
olsaydınız ne düşünürdünüz acaba?
Bu kurul üyelerinin Pavarotti düzeyine ulaşabilecek kaç
Türk sanatçısının da canına okuduğunu siz hesap edin
artık.
İşte bu sosyolojik nedenler yüzünden dünya çapında bir
organizasyonda bırakınız Pavorotti gibi şarkı söyleyeni,
yarışmalarda da yeriniz, yurdunuz olmuyor.
Sanatçısına, sporcusuna magazinsel değer veren toplumların
ortak özelliğinin acınacak sonucudur bu.
İbrahim Tatlıses belki dünyanın en iyi tenorlarından biri.
Ancak toplum onun iyi tenorluğundan çok, kadınlara ilişkin
abuk-sabuk demeçleriyle daha ilgililer.
Kendimize bakalım: Pavarotti’nin yerinde açılışta bir
Adige şarkıcısı çıksaydı, milyarlarca insana bir wored
söyleseydi ne olurdu acaba? Hayali bile güç geliyor değil
mi?
Peki, Kuzey Disiplini’nde Çerkes kayakçılarının madalya
için başa güreştiklerini görmek?
Bizim etimiz ne budumuz ne? Nüfusumuz tüm Kuzey
Kafkasya'yı
toplasan 3-4 milyon bile etmiyor, abartma dediğinizi duyar
gibiyim.
Haklısınız.
Ancak abartmıyorum.
Timur Aslakhanov
adını
duydunuz mu hiç? Duymadıysanız yazalım. Asetin. Artistik
Buz Pateni dalında dünyaca tanınmış bir sporcumuz. Belki
çoğunuz izlemişsinizdir bile. Ancak adı hiç tanıdık
gelmemiştir.
Norveç’in nüfusu da 3-4 milyon ama Kış olimpiyatlarında
toplamadıkları madalya kalmadı. Hem de 500 milyona yakın
nüfuslu ABD’ye karşın.
Zaten iş nüfusta bitse Hindistan tüm alanlarda madalyaları
silip süpürmüştü.
Hayallerin gerçekleşmesi için emek gerekiyor. Bir de
önemseme. Gerçekçi olalım. Çerkes nüfusun kaçta kaçı sporu
ve sanatı önemsiyor? Biz yazalım. Yüzde 1. Hadi sizin için
yüzde 2 olsun.
Sanat deyince pşine ve dans, spor deyince ‘’atalarımız çok
iyi at binerdi’’ dairesinde döner dururuz. İşin kötüsü ne
dansta ne de binicilikte hiçbir başarımız yok.
Neden mi?
Tembeliz. Tek neden bu.
Konuşmak fazla emek gerektirmiyor. Dinlemek de.
Ne oluyor peki? Dinliyor daha önce dinledikleriyle harman
edip yeni düşünceler üretmiş gibi salıyor ortaya. Elbette
bu durumda Pavarotti’nin çıktığı sahnede bir Çerkes
şarkıcının hayalini bile kuramıyor.
Çerkeskalı bir sanatçımızı milyarlarca insanın televizyonu
başında izlerken görmek hayal değil. Yeter ki artık
konuşmaktan çok çalışalım. |